• anadolu liselerine büyük bir hırsla hazırlanırken sevgili ki gerçekten çok severim emeği çoktur üzerimizde ilkokul öğretmenimizin araştırmamız için verdiği unutulmayan ödev konusu.namık kemal in mezar taşın daki yazı nedir?.ara allah ara kütüphaneler ,komşular derken en sonunda yaşlı bir komşumuzun evindeki osmanlıca yazılı bir ansiklopedide bulduk . allahtan kadıncağız osmanlıca yı hala okuyabiliyordu bana yazdırttı.bende üzerinden 25 yıl geçmesine rağmen bi türlü unutamadığım bu dizeleri belki birgün arayan olurda rahatça bulsun diye buraya yazıyorum.
    sen ezeldin cevrine ey dilşiken mahsun ben mahsun
    felek gülsün sevinsin işte sen mahsun ben mahsun
    ölürsem görmeden millette ümit ettiğim feyzi
    yazılsın seng i kabrime vatan mahsun ben mahsun.
  • "vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
    yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"

    beyitine mustafa kemal'in, vezni bozmadan cevap verdiği şair:

    "vatanın bağrına düşman dayasın hançerini
    bulunur kurtaracak bahtı kara maderini !"
  • haddini bilmeyenlere ağır sözlerle cevap verebilen muharrir.

    "bendeniz zennâ [zina yapan] imişim. galiba bu rivayette bulunanlar ezvâc-ı muhadderâtından [namuslu karılarından] mes'eleyi tahkik etmek gerek.

    ...

    bendeniz lûtî [oğlancı] imişim. galiba bu rivayette bulunanlar da söyledikleri sözü oğullarından işitmişlerdir."
  • vatan kavramı için şunları söylemiş:

    --- alıntı ---
    "... süt çocukları beşiğini, çocuklar eğlendiği yeri, gençler geçimlerinin sağlandığı yeri, ihtiyarlar dünyadan ellerini eteklerini çektikleri yalnızlık köşelerini, evlat anasını, baba ailesini ne türlü duygularla severse insan da vatanını öyle duygularla sever.

    bu duygu, yani vatana gönülden bağlanma ve onu sevme; sebepsiz yere, sırf insanın tabiatından gelme bir istek değildir.

    insan vatanını sever; çünkü allah’ın insanlara bahşettiği şeylerin en azizi olan hayat, vatan havasını teneffüsle başlar.

    insan vatanını sever; çünkü tabiatın, yani allah’ın insanlara bağışladığı şeylerin en parlağı olan göz, dünyaya ilk baktığı zaman vatan toprağını görür.

    insan vatanını sever; çünkü vücudunun maddesi, vatanının bir parçasıdır.

    insan vatanını sever; çünkü etrafına baktıkça her köşesinde geçen ömrünün, hüzünlü bir hatırasını görür.

    insan vatanını sever; çünkü hürriyeti, rahatı, hakkı, menfaati vatan sayesinde ayakta kalabilir.

    insan vatanını sever; çünkü varlık sebebi olan atalarının sakin mezarlığı ve çocuklarının meydana geleceği yer, vatandır.

    insan vatanını sever; çünkü vatan çocukları arasında dil birliği, menfaat birliği ve birbirine fazla alışıklık olduğundan, gönül yakınlığı ve düşünce kardeşliği doğmuştur. o sayede bir adama göre vatan, dünya ile mukayese edildiğinde, oturduğu şehre göre kendi evi gibi görünür.

    insan vatanını sever; çünkü mevcut olan hâkimiyetin bir kısmını, gerçek anlamda kullanma hakkına sahiptir.

    insan vatanını sever; çünkü vatan, öyle bir galibin kılıcı veya bir kâtibin kalemiyle belirsiz hatlardan, sınırlardan ibaret değil; millet, hürriyet, menfaat, kardeşlik, hakları kullanma, hâkimiyet, atalara hürmet, aileye sevgi, çocukluk hatıraları gibi bir çok yüce duyguların toplanmasından oluşmuş, mukaddes bir düşüncedir.

    bundan dolayıdır ki, insanlık tarihinin hangi sayfasına bakılsa; her zaman ve her millette ortaya çıkan yüksek fikirli ve faziletli ahlak sahiplerinin tamamı, vatan sevgisini dünya işlerinin hepsinden üstün tutmuş ve pek çoğu vatan yolunda canlarını seve seve vermiş görülür. bundan dolayıdır ki; her dinde, her millette, her terbiyede, her medeniyette vatan sevgisi en büyük faziletlerden, en mukaddes vazifelerdendir. peki ya ne zamana kadar insanların anlaşması, uyuşması böyle vatan adıyla birtakım parçalara bölünüp duracak? faydalı mıdır, değil midir? acaba, bütün insanlık bir aile ve bütün dünya bir vatan olsa, insanlık için şu anki durumdan daha faydalı değil midir? orasını oluşundan önce bilmek, keramete ihtiyaç gösterir.

    zira öyle bir durum ortaya çıktığı takdirde; savaş defedilmiş, kaldırılmış olur, birileri böyle diyor. fakat biz şimdi, mevcut olan vatanlar içinde birtakım iç ihtilaller, ayaklanmalar görüyoruz ki, sebep oldukları, tahribat, savaşlara göre kat kat üstündür. hele, vatan sınırlarının ortadan kalkması ve insanların hepsinin tek cins, tek terbiye içinde bulunması ve dünyada yalnız bir dil kalması durumunda, kısacası şairin:

    "milletim insanlıktır; vatanım yeryüzü" mısrasındaki gibi, bir düşüncenin oluşması halinde; dünya, başka bir dünya olacağından veya hiç olmazsa böyle bir durumun ortaya çıkması bu dünyayı başka bir dünya şekline sokacağından; insanlık için saadet ümidini, genel birleşme zamanına bırakmakla, öteki dünyaya bırakmak arasında pek fark görülmez. dolayısıyla, bir millet için o kadar uzak bir geleceğe göz dikerek, insanlığın birleşmesi adına vatan fikrini kaldırmaya yönelmek, ahrette rahat etmek ümidiyle kendini, kendini öldürmeye benzer.

    çünkü kanaatimizce, vatanseverliğin en büyük hareket unsurlarından, güç kaynaklarından olan vatan fikrini gönüllerden uzaklaştırmak, hakları korumanın en etkili araçlarından olan ateşli silahları, ellerden almaya benzer. bir millet, vatan sevgisinden nefesini ayırırsa, vatanını sevmezse, çok zaman geçmez, vatanını, vatan sevgisiyle dolu olan başka milletlerin istilası altında görür. nitekim bir kavim ateşli silahtan elini çekerse, pek az zaman içinde o silahı, düşman eliyle kendi göğsüne çevrilmiş bulur.

    dünyadan, vatan fikrini kaldırmanın, insanlığa bir hizmet olacağını düşünenler varmış. biz öyle garip bir maksadı gerçekleştirmek isteyenlere, öncülüğü seve seve bırakırız. biz oturduğumuz yerlerin her taşı için, cevher kıymetinde bir can verdik. her avuç toprağı, o yola kendini feda etmiş bir kahramanın hatırasıdır. bu bakımdan, bize göre; vatanı çin ve sibirya ile aynı değerde tutmak ihtimalin dışında görünür.

    vatan bize kılıcımızın ekmeğidir. daima kendimize ait, yalnız bize ayrılmış biliriz. daima kendimizden çok sever, canımızı uğruna feda ederiz..."
    --- alıntı ---

    tamamına katılmasam da şu sözler namık kemal'in göz yaşartan vatan sevgisini ve neden vatan şairi ünvanını aldığını gösteriyor.
  • divan edebiyatında tasvir edilen sevgilinin tüm özellikleri bir araya getirildiğinde gulyabaniye benzeyeceğini söylemiş şair, yazardır. pek de haksız sayılmaz.
  • "düşene gülen acıyandan çok bulunur." - namık kemal
  • tanzimat edebiyatının en hareketli ve heyecanlı ismidir.
    vatan şairi olarak tanınır. şiirlerinden çok nesirleri ile tanınır.
    edebiyatta hürriyet kavramını ilk kullanan şairdir. şiirlerinde “hürriyet,
    vatan, kanun, hak, adalet” kavramlarını işlemiştir. hürriyet kasidesi, vatan
    şarkısı ve vatan mersiyesi bu konuları içerir.
    namık kemal de eski kültürle yetişmiş, divan şiiri eğitimi almış, gazeller,
    kasideler yazmıştır.
    fakat o da sonradan divan edebiyatını eleştirmiştir. ziya paşa’nın harabat’ına
    karşı tahrib-i harabat’ı yazarak eskiye olan tepkisini ortaya koymuştur.
    şinasi’nin kurduğu tasvir-i efkâr’ı, şinasi paris’e kaçınca namık kemal
    çıkarmaya başladı. daha sonra kendisi de ziya paşa ile paris’e kaçarak orada
    hürriyet gazetesini çıkardı. istanbul'a döndükten sonra ibret gazetesini
    çıkardı.
    eserlerinde romantizmin etkisi görülür.
    tiyatroyu faydalı bir eğlence olarak görmüştür.
  • kötü bir havada kayıkla be$ikta$'tan üsküdar'a kayıkla geçiyormu$.. deniz bir ara iyice azmı$ ve kayığı alabora etmeye ba$lamı$.. namık kemal "ah", "vah" diye korku belirtileri göstermi$.. kendisine refakat etmekte olanlardan biri büyük $aire sitem etmi$:

    - üstadım, biz de bu kayıktayız; bizim ki de can.. yalnız siz niye tela$ ediyorsunuz?
    namık kemal, yazı ve konu$malarıyla milletin sesini duyurmaya çalı$tığını hissettirecek $u kar$ılığı vermi$:
    - kendi canımı, sizin canınızı dü$ündüğünüzün çeyreği kadar dü$ünmem.. benim endi$emin sebebi, bu kayık batarsa onunla birlikte kamuoyunun da batacak olmasıdır!
  • namik kemalin mezar tasinda yazan beyit ;

    “olursem gormeden millete umit ettigim feyzi
    yazilsin sengi kabrimde vatan mahzun, ben mahzun”
  • "acaba ne vakit bizim devlet intizam ne demek olduğunu anlayacak? acaba ne vakit erbâb-ı hükümet menfaat-perverliğinden, istiklal-cûyluğundan vazgeçecek? acaba ne vakit ümmet bulunduğu mehleke-i izmihlâlden kurtulacak? heyhât! heyhât!"

    merhumun 150 sene evvel sorduğu soru. var mı mezar başına gidip cevabını vermeye cesaret edebilecek delikanlı?
hesabın var mı? giriş yap