• aslında otel odasında japonların arasındaki diyalog tam olarak şöyledir:

    - eribiiiisi
    - karl paaaakis
    - eribiiiisi
    - karl paaaakis
    - eribiiiisi
    - karl paaaakis
    ....
  • jun'un mitsuko'yu uyandırmaya çalıştığı bir sahne vardır ki ikisini de kısaca özetlemektedir aslında.

    ...
    jun: çok fazla uyuyorsun. hayatının yarısı rüyalarda geçiyor.
    mitsuko: evet... ama uyumak harika bir şey. öldüğünde bir daha hiç uyuyamayacaksın. bu da rüya göremeyeceksin anlamına geliyor.
  • japon kız'ın scrapbook'una yapıştırdığı "elvis'e benzeyen insanlar" fotoğrafları, bu fotoğrafları erkek arkadaşına gösterdikten sonra dönüp çocuğa bakması, ve bu sırada kendisi farketmese de duvarda asılı olan elvis fotoğrafına benzemesi de en hoş ayrıntılarından.
  • bir gece memphis te gecen 3 ayri hikaye anlatiliyor, hepsi ufak bir otel etrafinda donuyor. filmin dikkat ceken yonleri arasinda radyo programindaki dj in tom waits olmasi, ingiliz adamin clash gitaristi joe strummer olmasi, ozgun muziklerin john lurie tarafindan yazilmis olmasi gibi noktalar vardir.
  • filmin orijinal adi one night in memphis iken mystery train'e donusmustur. bence daha once hic jarmusch filmi izlememis biri icin en ideal baslangic bu filmdir. ayrica 2. bolumdeki italyan ablamiz da roberto benigni'nin karisidir (bkz: peki bu bilgi gercek hayatta ne isime yarayacak)
  • hayat işte.
    renkli, müzikli ve sıkıcı.
  • filmin kanımca en başarılı episodu genç japon çiftin memphis'e gelmelerini anlatan kısımdır. japonlardan kız olan elvis hayranıdır, elvis heykeline bakarken iç geçirip "erivis... zı kin* deyişi unutulmazdır. erkek olan ise elvis'i o kadar sevmez. filmde japon erkeğin zippo çakmağıyla yaptığı bir numara vardır ki, ilk izlediğimde gülme krizine girmiştim.

    diğer episodlar da iyidir, ama japonların hikayesi jarmusch'un bugüne değin çektiği en komik bazı sahnelere sahiptir.
  • üç farklı episoddan oluşan içinde doğru düzgün bir olay barındırmayan, elvisin radyodan dinlendiği 3 paralel sahnede de karakterlerin konuşacak bir şeyleri olmadığından elvis dinledikleri ve bunun tabi ki bir anlamının olduğu filmdir bu. başka episodik filmler için:
    (bkz: amores perros)
    (bkz: lola rennt)
  • -- i feel a little discombobulated
    -- oh yes, i know the feeling
  • japon çiftin memphis'teki otel odasındaki halleri hatırlandıkça gülümseten film. yıllardır hayalini kurdukları yolculuk boyunca oğlanın yüzünden düşen bin parçadır, kız ise heyecandan yerinde duramaz, sonunda hayalini kurdukları gibi elvis'in yaşadıgı yerlere kilometrelerce yol katedip gelmişlerdir, kız bin türlü maskaralık yapar, oğlanı güldürmeye çalışır, oğlan sonunda aynı donuklukla "benim yüzüm böyle" der..
hesabın var mı? giriş yap