• müthiş yaratıcılığa sahip hayat troll'ü. aklımıza gelmeyeni başımıza getiriyor.
  • samuel beckett'in roman kahramanlarindan biri.
    dis dunyadan kacmaya calisan, tek mutlulugu, kendini cirilciplak sallanan bir koltuga baglayip kendi icinde yolculuk yapan ilginc karakter.
  • david lynch ya da oğuz atay ın okuyucuya daha bir alay edicisi gibi hissettiren kitap. uzun bir sevişme anlatımından sonra beckett murphyde şöyle devam etmiş: "yukarıdaki bölümün sözcükleri kültürlü okuyucuyu yozlaştırmak için özenle seçildi"
    yine kitaptan: "bu kitaptaki kuklalar er geç ağlayacak. murphy dışında. o bir kukla değil çünkü."
  • "aptallarla tartışma, diğerleri aradaki farkı anlayamayabilir" diyen veciz söz sahibi.
  • "... kulağa ulaştıkları anda yok olmaya yazgılı sözcüklere boğulmuş hissediyordu kendini, her sözcük bir anlam ifade etmeye zaman bulamadan bir sonraki tarafından geçersiz kılınıyordu." (celia'dan)

    "neya aşıksın" dedi murph. "ben böyleyim. var olmayan bir şeyi arzulayabilirsin ama sevemezsin" murphyden iyi hücumdu doğrusu. "peki neden beni değiştirmek için bunca çaba harcıyorsun? beni artık sevmemek için mi?"

    "aslında hepimizin bir sorunu var" dedi. bayan carridge içini çekti,kendi sorunu biraz daha dokunaklı görünsün istiyordu.
  • az sayıdaki bedensel hazlarından ödün vermemek için delilik sınırını aşmayan samuel beckett karakteri. ya da araf'ta bekleyen delimsi.
  • ucu ucuna kaçırdığı metroları cuk diye denk getirdiği metrolara saymayan nankör piç.
  • yasaları da kanunları da, lanet olası öngürüleri de kemiklerini sızlatıyordur umarım mezarında. bugün bana yaşattığı şeyler sağ olsun, ölene kadar içimden küfretmeye devam edeceğim.
  • yatacak yeri yok! yemin ediyorum bu sefer en kısa sürede mezarına gidip kemiklerini çıkarıp un ufak etmezsem ben de candy diilim.

    allahın belası herif ve kem gözleri, mel'un yasaları...
  • son 2-3 haftadır, "allahım bana hiç uğramıyor nerde ki bu adam?" diyen varsa; bana bakıyor kardeşim. endişeye mahal yok. adam mesaisinin büyük kısmını bana adadı. önce merdivenlerden düştüm, sonra hafiften kendimi zedeledim, son 3 haftadır vücudumdaki morluk sayısı uzaydaki yıldızlarınkini geçti, dövme yaptırdım, ertesi gün kolumu çarpıp bileğimi şişirdim. geçen perşembe zehirlendim; bugün de sunumu bitirip göndermeme ramak kala elektrikler gitti.

    yeter lan! benim de bi sabrım var, "allah daha beterini vermesin." demekten dilim damağım kurudu. git kardeşim başkasına dadan, bir enayi ben mi kaldım sana inanan bu dünyada? yeminle şu hayattaki tek inancım bu şu salaktı bi de hava durumuydu, ondan da imanım gevredi sağ olsun... hem havalar kafayı yedi, küresel ısınma diye hem de bu salak herif yüklendikçe yükleniyor.

    ya zaten sakar ve beceriksizim ben kendi kendime de mahvederdim bu süreci, ekstra bi gayrete gerek yok strese girip, yetiştirememe sıkıntısı çekmem için... hof.
hesabın var mı? giriş yap