• bir söyleşisinde¹, "kanuni, yıldız sarayı'ndaki tiyatroda rahmaninov konseri dinliyor," cümlesini kurmuş olan müzik "tarihçi"si...

    1494 ile 1566 yılları arasında yaşayan kanuni sultan süleyman, 1860-1880 yıllarında son biçimini alan yıldız sarayında, 1873 yılında doğup 1943'te ölen rus besteci sergey rahmaninof'u dinlemiş. neresinden tutsak da elimizde kalmasa!

    küçük emrah da, "mozart dinlemem ama türkiye'de konser verirse mutlaka gitmek isterim," dememiş miydi seksenlerde? nereden geldiyse aklıma!

    ¹ bkz : https://www.nadirkitap.com/…c-roportaji-blog56.html

    *

    sonradan gelen ekleme : meriç bey kendisinden bekleneni yaparak nadirkitap'taki söyleşisinin ilgili bölümünü sildirmiş. yakışır, ama yemezler. metnin ilk hali için bizahmet aşağıdaki görsele...

    görsel

    ilgilisi için sonradan gelen ikinci ekleme : soruyorlar "ekran görüntüsünü ne zaman aldınız?" diye. ekran görüntüsünü yukarıdaki ilk "sonradan gelen ekleme"yi yazdığım gün aldım, yani metinde yapılan değişikliği fark ettiğim gün, daha önce değil. nadirkitap'taki başka bir söyleşiyi okumak için sayfaya girdiğimde yanda murat meriç'inkinin tanıtımını gördüm, merak edip yazıya yeniden baktım, o müthiş cümle yok olmuştu. işte o zaman düşündüm keşke baştan ekran görüntüsü alsaydım diye. sonra aklıma google'dan söyleşiyi aratmak geldi, aradım buldum, "cached"* seçeneğinden söyleşinin birkaç gün önceki görüntüsüne, yani sansürlenmemiş metne ulaştım, oradan kaydettim ilgili bölümü. dolayısıyla, ne olur ne olmaz diye en baştan almış değilim metnin ekran görüntüsünü. zaten ertesi gün "cached" bağlantısı da yenilenmişti. artık söyleşinin sansürlü hali çıkıyor google'da.

    şunu da eklemek isterim son olarak : (nadirkitap'ın omurgasızlığı bir yana) kendisiyle barışık bir kişi olsaydı bay meriç, başka bir deyişle, kendisiyle dalga geçmeyi bilseydi, yazdıklarını sildireceğine, örneğin, "kötü yakalanmışız bu sefer, ama biz de sıkı uçmuşuz be birader" diyerek facebook'ta, orada burada keyifli paylaşımlar yapıp gülüp geçseydi, dolanıp bir de artı puan yazdırmış olurdu hanesine, bence.
  • 28 ekim 2006'da radikal cumartesi'de yayimlanan yazisiyla okuyucularina saka yaptigini düsünmek istedigim yazar. cünkü kral tv'nin 1996'da acilmadigini, 1994'te dahi yayinda oldugunu; ferdi tayfur'un emmioglu sarkisinin 1996'da degil, 1992'de bile coktan hit olmus oldugunu; zerrin özer'in pasa gönlün bilir diye bir albümü olmadigini, olsa olsa pasa gönlüm adli bir albümü olabilecegini; demet sagiroglu'nun arnavut kaldirimi sarkisinin klibinin deniz akel tarafindan degil abdullah oguz tarafindan cekildigini mutlaka biliyordu, saka yapti bize. ama gülmedik gülemedik.
    http://www.radikal.com.tr/….php?ek=cts&haberno=6251
  • pop dedik adlı kitabında "cem karaca, özal'ın elini öpüp türkiye'ye döndükten sonra hidayete erdi." gibi ancak sıradan bir dinleyicinin yazabileceği bir cümle sarf etmiş. 600 sayfalık pop tarihi yazıyorsun, cem karaca plaklarına özel programların var ama defalarca doğrusu anlatılan bir olayı çarpıtmaktan da geri kalmıyorsun. bütün kitap boyunca "türkiyeli" gibi ne idüğü belirsiz karşı-milliyetçi kelimelere ve "utanmasa bölücü" yorumlara maruz kalıyoruz ama dur bakalım...
  • uzun süre ankara nefes bar'da cumartesi geceleri istanbul'dan gelerek 45'lik çalmıştır.

    aynı listeyi aylarca çaldığını, şarkıların sırasını dahi değiştirmediğini, bedavadan para kazandığını ve beni hatta bir dünya angaralıyı mekandan soğuttuğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

    hatta şöyle'ki, artık nefes bar cumartesi geceleri 45'lik çalmayı bırakarak sanatçı getirmeye başlamıştır, ki bilen bilir cumartesi bozkırda içki bayramıdır, sanatçı getirmeye gerek yoktur.

    ayrıca yazıları tüm iyi niyetime rağmen, vasatın altındadır.
  • tavrım çok net deyip mülteciseverlik yapan isim, zaten kaypak biri olduğu hep belliydi ama yine de güzel programlar yapıyor diye takip ediyordum, ancak abinin tavrı çok netmiş ve ırkçıymışız, bak sen.

    bir de kendisine cevap veren birine "mülteciler gitse bile güvenlik sorunu var?", "neden ihale göçmenlere kesiliyor?" diyerek bizi, yani ülkenin normal vatandaşını suçlu ilan ediyor.

    ülkenin demografik yapısı değiştikten sonra pakilere, afganlara falan anlatır artık nükhet duru'yu, ajda pekkan'ı..

    ya da yurtdışına mı kaçar, neyse.*

    görsel
    görsel
    görsel
  • 28 ekim'de ahmet kaya'nın doğum gününü kutlamayı unutmayıp, 29 ekim'de cumhuriyet'in 100. yaşını kutlamayı "unutan" müzik yazarı.
  • okumayı yedi yaşından önce öğrenen sinir bozucu çocuklardan... annesinin çaldığı plaklara tombalak elleri ile alkış tutaraktan eşlik edermiş.
    bu zeki çocuk, hayırlı evlat üniversiteye de erken başlamış, müzmin öğrecilikte sebat etmiştir.
    murat meriç, türk pop müziği ve türk edebiyatında malumat sahibidir.
    sahaf sahaf, hatta bit pazarı bit pazarı gezer. sonradan olma koleksiyonerlerin 100lerce dolar vererek aldığı nesneleri 3-5 kuruşa kapatır.
    orda burda kırkbeşlik çalar, inad edip istanbul'a göçmez, ankara'da hakan kaynar'la kovalaklık eder.
    hayıra karşı...
  • dün gece itibarı ile şöyle bir duruma maruz bırakılmış yazar-çalar kişi:

    kikirdek hatun kişi: ayyyy, ama siz çok eski çalıyorsunuz, içimiz bayıldııııı.
    yazar-çalar mm: e peki, ne istiyorsanız söyleyin onu çalayım.
    kikirdek hatun kişi: ıssız adam'ın müziği var mı?
    yazar-çalar mm: ...

    yazıktır, günahtır elbet.
  • bi'bak audio serisi olarak spotify'da yer alan podcast'lerini bence her türk gencinin baştan sona dinlemesi gerekiyor. yakın zamanda bu kadar kafa açan bir şey dinlemediğimi söyleyebilirim, özellikle türk-amerikan ilişkileri ve gurbetin kaybettirdikleri-kazandırdıkları üzerine dinlediklerimi çok kıymetli bulduğumu söylemem lazım. ismi geçen ve daha önce duymadığım müzikleri not aldım ve tek tek kimdir nedir araştırdım. derdiyoklar, celal ince gibi gerçeklerimizle tanıştım, dünyadaki ilk rap örneklerinden birinin parla şenol'a ait olmasına dumur oldum. daha neler neler var, dinleyin derim, çok keyif alacağınıza eminim.
  • bugünkü samimiyetsizlik akan yazısına denk geldiğim müzik kişisi.

    http://www.gazeteduvar.com.tr/…turkiyeden-1-mayisa/

    murat meriç'in şimdi çocuklara bayram kutlatmıyorlar demesi, 23 nisanlarda, 30 ağustoslarda her yıl bir bahane bulunmasından yakınması samimiyetsizliğin de ötesine geçmiyor mu? yeni türkiye'nin geldiği noktada topu yine cehape zihniyetine atmayı da ihmal etmemiş. son on beş yıldır yeni türkiye şekillenirken, eleştirdiğiniz eski türkiye'den uzaklaşırken o tramvaya kiminle bindiğinize de dikkat edecektiniz. şimdi böyle trt arşivlerinde ararsınız eski türkiyeyi.

    kendisinin en son ulus baker üzerine yazdığı yazısına maruz kalmıştım. bugün yine aynı hislerle okudum.
hesabın var mı? giriş yap