• sadece bir yahudinin elinden çıkmış olduğu için, "taraflılık" veya "yüzeysellik" gibi tek kelimelik yargılarla değerlendirilemeyecek kadar incelikli bir spielberg yapımı. filmin içeriğinden önce görsel anlatımıyla ilgili bir iki kelâm etmek gerekirse: spielberg vermek istediği duyguları görüntüleri aracılığıyla seyircisine hissettirmesini kesinlikle çok iyi bilen bir yönetmen. 70'ler avrupa'sını yansıtmaktaki becerisinin yanı sıra, hikâyenin dokusu ve atmosferini son derece başarılı kurmuş. özellikle sahne geçişlerine bayıldım.

    --- spoiler ---
    örneğin: yere düşen kâğıtlardan yerde savrulan yapraklara geçiş, uçak camından otel odasındaki katliama geçiş, otel odasında öldürülen sporcuların yaralarından kızıl bulutlara geçiş vb. ayrıca evine dönen kahramanın(!) karısıyla tarifsiz sevişme sahnesi de cabası.
    --- spoiler ---

    oyuncu seçimini de son derece başarılı buldum. filmin gayet taze yüzlü oyunculardan oluşmuş zengin bir kadrosu var. özellikle mathieu kassovitz ve moritz bleibtreu sürprizleri fevkalâdeydi.

    konuya gelirsek, içinde "yahudi katliamı" isim tamlamasının geçtiği her filmi "yahudi propagandası" ile eşleştirmemek gerektiği kanaatindeyim. kaldı ki, "munich" de "israil ya da filistin yanlısı olmak"tan ziyade "vatan sahibi olmak ya da olmamak" üzerine sorular soran/sorduran bir film. kimin terörünün ne kadar haklı olduğunu sorgulayan küçük beyinlere vatan sahibi olmak için teröre başvurmanın ya da terörü terörle ortadan kaldırmaya çalışmanın ne kadar mantıklı olduğunu düşündürmeye çalışmış.

    ama şunu tartışırım: spielberg bütün bunları çok mu cesur bir dille anlatmış? kesinlikle hayır. olabilecek en orta yollu üslûbu tutturmuş. tartışılagelenlerin sadece iki milletle ilgili mevzular olarak değil, tüm insanlığa has içgüdüler olduğu düşüncesiyle ele almış malzemesini*. çünkü radikal bir dille hollywood'da tutunulmayacağını öğrenmiş, ama daha önemlisi bu bilginin yanı sıra, anlatacaklarını popülizmden arındırmasını da bilmiş bir yönetmen var karşımızda. işte spielberg'in "sinemanın dahi çocuğu" olarak anılmasının asıl nedeni de bu bence: başkalarına hiç benzemeyen işleri en basit görünen yolla yapmak. en izlenilir gişe filmlerini bu adamın elinden çıkaran, kendisinin anlatımındaki "ne var, bunu herkes yapar" dedirten yalınlıktadır.

    einstein önyargı gibi azami soyutlukta bir kavramı "bir önyargıyı yıkmak, bir atomu parçalamaktan daha zor" şeklinde nasıl basit ve anlaşılır bir formülle ifade ettiyse; steven spielberg'in dehası da, onun basitleştirmekteki, yalınlaştırmaktaki bu yeteneğinde zühur etmektedir. ancak ne yazık ki kendisi de önyargıları yıkmaya kadir olmadığı için, filmini izlenmeden topa tutulmaktan alıkoyamayacaktır.
  • janusz kaminski'den 100 üzerinden 100'lük bir görüntü yönetmenliği performansı... joanna johnston'ın filmin gerçekten de 70'li yıllarda çekildiğini düşündürecek müthiş kostüm işçiliği... eric roth ve tony kushner'ın oya gibi işlenmiş senaryosu... michael kahn'ın 5 farklı yerde sahne geçişi nasıl yapılır dersi vermesi... ciaran hinds'in herkesten rol çalması... john williams'ın standart müzisyenliğini 5'e katlaması...

    ama gel gör ki ne zaman biri munich dese israil propogandası, yahudi reklamı vs... gibi cümlelerle güme gidiyor bu film. birazcık sinema aşkı olan şu yukarıda sayılanların da hakkını verir. kaldı ki ne isa'ya ne musa'ya ne de muhammed'e yaranmış olan bu film, allah günah yazmazsa, spielberg gibi bir yönetmenin schindler's list'ten bile daha iyi demeye gazlandığım filmidir. ama demiyorum tabii.

    edit: michael lonsdale'i unutmuşum. bence bu adam gerçek hayatta da gizli servislerle ilintili bir iş yapıyor. başka türlü bir rol bu kadar gerçekçi oynanamaz.
  • janusz kaminski nin hakkını hemen vermemiz gereken, eric bana nın yine farklı bir aksanla karşımızda olduğu *, spielberg' in dengeye kastığı film olmuş.gereksiz uzun denmesine rağmen, 3 saatlik sürenin saniyesinde sıkılmadığım film olmuştur.

    --- spoiler ---

    avner* in, kanımca bu adam ne oynasa yakışıyo *, göreve başlamak için uçakta olduğu sahnede uçak camında beliriveren görüntüler ve bu sahnedeki inanılmaz müzik, gidilen her ülkede müzik ve renksel tonlar dahil o ülkede olmanın hissedilmesi, katliam görüntülerinin tüm filme serpiştirilmesi *, ali-avner diyaloglarının olan biteni özetlemesi, ölmek ve öldürmek tasvirlerini başarılı bir biçimde içinde barındırmasıyla seyredilmesi gereken bir film.
    avner in film sonuna yaklaştıkça yıpranması, yaptıklarının bir işe yaramadığını görmesi bunun zeki diyaloglarla anlatımı şıktı.filmde keşke alinin ailesi de olsaydı dedim.
    dünyaya bir israillinin öldürülmesinin bedelinin ağır olduğunu anlatmaya çalışanların bir filistinlinin öldürülmesinin de bedelinin de ağır olduğunu anlaması, avner in öldürdüğümüzün yerine daha kötüleri geldi yaptığımız neye yarıyor demesi üzerine mossad elemanın tırnaklarım nasıl olsa uzuyor o yüzden kesmeyeyim lafıyla, olaydaki kısırlığı anlatıyor; bunun sonu yok mesajını veriyor.

    --- spoiler ---

    ayrıca kesinlikle,
    (bkz: bunu izleyenler bunu da izledi)
    (bkz: paradise now)
  • "terör sadece yasadışı örgütler tarafından yapılmaz, devlet eliyle de yasal olarak yapılır ancak terör, her türlü terörü destekleyeni bir gün gelir vurur" mesajını sunduğu için ne israillilerin, ne filistinlilerin, ne de amerikalıların beğendiği film.
  • spielberg in kurtlar vadisidir. karşı taraf kanunsuz sa biz de kanunsuz olmalımıyız.. abdullah çatlı mız olmalı mı. olursa bu kısa vadede işe yarasa bile uzun dönemde faydalı olurmu.

    --- spoiler ---
    peki abdullah bu duruma ne der. hiç verilen görevleri sorguladığı olmuş mudur. devlet için adam öldürürken arada kendi için de öldürür mü. hiç kandırıldığını ve kullanıldığını düşünür mü ve gün gelir çalıştığı teşkilatı kendisine ve ailesine saldıracağı düşünecek kadar teşkilattan uzaklaşır mı.
    --- spoiler ---

    filmin öne çıkan özelliği ise işi profosyonel katillik olan ve film boyunca bunu gayet şiddetli bir şekilde uygulayan katillerin insancıllaştırılmasıdır. normal gidişine bıraksan muhtemelen evinde pırasa yapacak olan veya edebiyata merak salacak insanların gerekli koşullar oluştu(rul)duğunda nasıl birer gözu donmus katil olabileceğini gostermektedir. ki bu mesajı vereirken baya bi abartma olduğu kanaatindeyim.
    israil tarafına daha yakın denmesi ise bir yahudinin cektiği bir film için biraz haksızlık sanki. daha ne olsun ..

    --- spoiler ---
    filistinlilere düzenlediği suikastın ardından kendini kötü hisseden ajan avner a söylenen söz ise dikkate değerdi...
    (hatırladığım kadarıyla)
    niye rahatsızlık duyuyorsun biliyormusun.. çünkü öldürdüğün filistinliler takım elbise giyiyorlardı, fakir köylüler değildiler.
    --- spoiler ---
  • isin icinde spielberg olunca, bir baska yahudi propogandasi olacagini dusunuyordum. ancak bana gore, araplar (ozel olarak tabii ki filistinliler) ile israilliler karsi karsiya getirilirken denge oldukca iyi tutturulmus. intikamin (ki film de vengeance isimli bir romandan uyarlanmis zaten) nasil bir kan davasina donusebileceginin, filmin esas oglani olmasi nedeniyle film boyunca duygusal yakinlik kurabileceginiz kisi tarafindan anlasilmasi, yapilanlarin sorgulanmasi, teroristligin sadece araplar'a ozgu olmadigini da gozler onune sermis.

    --- spoiler ---

    mossad ajani ile filistinli ali'nin kisa sohbetleri, konusmaya sebep olan olaylarin uzerinden 30 yildan fazla gecmis olmasina ragmen israil-filistin sorununun neden devam ettigini acikliyor aslinda:

    mossad ajani, ali'ye "nereye varacaksiniz bu sekilde?" tarzi bir soru sordugu zaman aldigi cevap, "yahudiler kendi ulkelerine kavusmak icin kac yil beklediler? biz de bekleriz, 100 yil da olsa".

    --- spoiler ---
  • orijinal satisinda buyuk bir abuklugun bulundugu filmdir. soyle ki sinemada bu filme girerken (bkz: filme girmek) sifir beklentim vardi, hatta konusunu dahi bilmiyor ve hatta eric bana'dan spielberg'den bihaberdim. neyse filmi izledim, beklenmeyenin verdigi o muthis hazzi yasadim. o kadar cok begendim ki arkadas ortamlarinda da izletmek istedim. sirf bu sebepten d&r'da fiyati dusmus dvdler arasinda kendisini gorunce hemen kasaya kostum. neyse efendim cillop gibi paketin icerisinde bekliyordu beni. bir gun arkadaslar gelince munich'i izlemediklerini soylediler ve firsat bu firsat taktim dvd'yi oynaticiya basladik izlemeye. ulan izliyoruz izliyoruz herkes uyuyacak gibi oldu, konu kopuk, bana soruyorlar ben cevapliyorum ama ileride zaten soyle soyle sahneler var orada anlarsin tadinda oluyor genelde cevaplar. neyse efendim kemiksiz 45 dakika gecirdik ve o siddet iceren sahnelerin hicbirine rastgelmedik. lan dedim var bu isin icinde bir is. filmi durdurduk, bayilanlara kolonya getirdim, uyuyanlar temiz hava almak icin balkona ciktilar ben de sahneleri hizli hizli gecerek filmi tarama islemine girdim. spoiler ibaresini koyalim ne olur ne olmaz.

    --- spoiler ---
    israillilerin odasinin basildigi sahneden tutun da, suikastte patlatilan bombadan sonra olan olaylar (yeni evli ciftin yasadiklari vs) hicbiri filmin icinde yoktu.
    --- spoiler ---

    bunun gibi butun siddet sahnelerini kesmis adamlar. hayir mozaikleme falan degil bildigin kesmisler filmi. kirpa kirpa 90 dakikaya indirmisler neredeyse. ki benim icin bu film siddetin en iyi islendigi gorseldir. abarti veya yapay degil, olmasi gerektigi gibi yansitilan siddetten soz ediyorum ahali. saf siddet. bu filmi iyi yapan en iyi unsur bana gore. ve evet orijinal bir sey aliyorsunuz para verip karsiliginda sizi gerizekali yerine koyup ergen muamelesi yaparak muhtesem bir ebeveyn ornegi sergiliyor dagitici firma. ha sonra ne mi yaptim? indirdim internetten 720p pasalar gibi izledik. ondan sonra da deniyor ki sanata sanatciya saygi, korsana bulasma. ulan once senin bana saygin olsun.
  • filmde, çoğumuzun dikkatini çeken noktalar dışında, beni en etkileyen dialoglardan birisi de filmin en sonunda avner ile onu vatanına çağırmak için gelen yahudinin arasında geçen dialogdu..
    avner'ın "gel benimle evime, ekmek ve şarabımı paylaş bir yahudi olarak" söylemine hayır diye karşılık alması, olaydaki ironinin ta kendisi idi.. israil ve yahudiler için kan dökmeye teşvik eden amcanın, bu teklife sırtını dönüp gitmedi bende büyük etki bıraktı ve kendimce bir mesaj çıkardım oradan..

    o yüzden toplumculuk mu bireycilik mi? toplumculuk ne kadar faydalıdır? toplumcu olmaya çalışan insanlar aslında kendi egolarını tatmin etmeye çalışan katiller midir?..
    bunları bir kez daha sordum kendime.. (ayn rand'a gönderme yaparak..)

    filmin başlarında yahudi,muhasebeci kılıklı amcanın sürekli "bana fatura lazım" demesi de insnaı gülümseten sahnelerdendi, yahudilerin ne kadar hesapçı kitapçı ve işini bilen olduklarını vurguladılar sanırım..

    eric bana konusunda da, filmi daha da izlenebilir kıldığı bir gerçek; oyunculuğunun yanısıra, görsel ve estetik olarak damakta güzel bir etki bıraktığı kesin (en azından bende )

    güzel ve ince mesajlar barındıran, kısasa kısas yapıldığında daha da çamura batacağınızı gösteren güzel bir film. fakat, aceleye geldiğini ve düzenlemelerinin daha iyi yapılabileceğine inandıgım bir filmdi ayrıca, filmin sonundaki konu dağılması vurucu etkiyi biraz sarstı..
  • başarılı ve israil - filistin meselesini hayli tarafsız olarak yansıtan spielberg filmi.

    --- spoiler ---
    ajan avner ın kurbanı ile balkonda istem dışı yaptığı konuşma, bu konuşma esnasında hissettiği rahatsızlık hissi, kurban ile kurulan sosyal ilişki sonrası kurban öldürülmeden önce yaşanılan insani bocalama ustalıkla anlatılmış.
    --- spoiler ---
  • taraflı demek için fazlasıyla taraflı izlenmiş olması gereken film. spielberg henüz tarih olmamış tarihi bir olaya kamerayı çeviriyor. dolayısıyla öldürme, yok etme, terör spielberg in olmasını istediği ya da savunduğu değil hepsi gerçekleşmiş olaylar. fakat spielberg bu olayları önce bize temel noktalarıyla aktardıktan sonra, ki filmin ilk yarısından sonra, kahramanların[veya olayların faillerinin] iç dünyalarına kendi içindeki ve hatta düşmanları [ali olayı kesinlikle filmin zirve noktası] ile sorgulamalarına yer veriyor.
    zaten avner in bir an durup yaptıklarını sorgulanmasının başlaması [filmdeki gizli mossad üylerinden birinin avner e dediği gibi; savaşta senin gibileri çok tanıdım, öldürürken sorgulamazlar bunun için tek yapmaları hiç durmamaları, çünkü durduklarında bunu bir daha yapamayacaklarını bilirler mealli sözlerde olduğu gibi] bu noktada tekrar başa dönen flashback ler görüyoruz.

    filmin geçtiği anları, yılları fazlasıyla gerçekçi yansıtması filmin cabası. spielberg in vermek istediği mesaj bence gayet açık; evet terör sebepsiz olmayabilir, ama terör-terörü doğurur ve barış gelecekse de bunun yolu asla terör değildir.
hesabın var mı? giriş yap