• "burada kendimizi mahvetmek, kalplerimizi kırmak, yanlış insanları sevmek ve ölmek için bulunuyoruz."*
  • - love don't make things nice, it ruins everything, it breaks your heart, it makes things a mess. we're not here to make things perfect. snowflakes are perfect. the stars are perfect. not us. we are here to ruin ourselves and break our hearts and love the wrong people and die!

    nası point of view ama..
  • ne zaman şöyle iricene bir dolunay görsem, "cosmo'nun ayı!" diye birilerinin böğrünü dürtüklememe sebebiyet veren sinema şaheseri.
    itiraf etmeliyim ki evlat yerine koyarak sevdiğim, bu yüzden birini öbürünün önüne koyup da "bunu daha çok severim" diye bir sıralamaya yerleştiremediğim pek çok filmim vardır. ancak filmleri evlat edinme ve hatta onları besleyip büyütme sürecimi tetikleyen başlıca film kati surette ay çarpması'dır. 1990 başlarında star televizyonunda yayınlanıp, dayım tarafından bir vhs kasete kaydedilerek ailenin kadın silsilesinin kullanımına sunulmasıyla başlayan bu aşk ilişkisi, aradan geçen 20 yıla rağmen azim ve ısrarla devam etmekte. etmemesi de mümkün değil zaten. çünkü castorini'lerin biraraya geldiklerinde yaptıkları tüm o italyan ailelerine özgü delilikler bire bir benim ailemi çağrıştırmıştır bana. iki ailenin tez canlı, kakofonik, eşşek kadar olmuş ama çocuk gibi davranmaya devam eden, kolaylıkla ağlayıp aynı kolaylıkla gülen, ev içindeki tımarhaneden hallice yapıyı doğal olarak kabullenen delişmen üyeleri hık demiş birbirinin burnundan düşmüştür.
    elbette bir de loretta ile ronny'nin la boheme operasına bulanmış aşkı etkili faktördür moontruck'ın listenin bir numarasına oturmasında. bu film yüzündendir ki la boheme operasını her izleyişimde, mimi ve rodolfo'nun yerinde loretta ile ronny'yi hayal etmişimdir. puccini'nin bu dev eserini zihnimde moonstruck parsellemiştir.

    gelelim cosmo'nun ayı meselesine:

    --- spoiler ---
    "şimdiye kadar, cosmo'nun eskiden aşık olduğu gibi birini hiç görmedim.
    bütün gün pencerelere bakarak evden dışarıda dururdu.
    bir seferinde, gecenin yarısında uyandım. çünkü, suratıma parlak bir ışık vuruyordu...
    ...bir el feneri ışığı gibiydi.
    pencereden dışarı baktım, ve bir ev kadar büyük ay olduğunu gördüm.
    hayatımda hiç ayı bu kadar büyük görmemiştim.
    ay, sanki evi ezecekmiş gibi.
    çok korkmuştum.
    sonra, aşağıya baktım...
    ...ve caddede dikilmiş pencerelere bakan cosmo'yu gördüm.
    o kocaman ay'ı, evimin üzerine onun getirdiğini sanmıştım...
    çünkü aşıktı ve beni bununla uyandırmıştı."
    --- spoiler ---
  • imdb puanını bi saniye düşünmeden 10'a buladığım filmdir. uzun zamandır yapmadıydım bunu, lakin sonuna kadar hakkıdır.

    --- spoiler ---

    loretta, babasına evleneceğini söyledikten sonra geçen muhabbet yerlere düşürdü beni.

    loretta : i'm getting married.
    cosmo : again?
    loretta : yeah..
    cosmo : you did this once it didn't work out.
    loretta : the guy died.
    cosmo : what killed him?
    loretta : he got hit by a bus.
    cosmo : no! bad luck! your ma and i've been married for fifty-two years an nobody died. you were married, what, two years, and somebody is dead. don't get married again, loretta. it doesn't work out for you. who's the man?

    --- spoiler ---
  • bu sabah gibi gunesli ancak soguk kis gunlerini guzel baslatabilecek bir film.

    filmde bazen aaa, ayip! diyor sonra bi sekilde olay orgusu sizi de icine alip tatli tatli gulumsuyorsunuz.
  • 1987 yapımı film. sadece aşağıdaki diyaloğu içerdiği için bile sevilebilir.

    loretta, babası cosmo ve annesi rose ile evleneceği bilgisini paylaşır, bunun üzerine:

    cosmo castorini: i don't like him.
    rose: you're not going to marry him, cosmo. do you love him, loretta?
    loretta castorini: no.
    rose: good. when you love them they drive you crazy because they know they can.
  • filmdeki karakterler o kadar sıcak ve doğal ki biran filmde olduğunuzu unutup kendinizi karakterlerden birinin yerinde hissediyorsunuz.

    --- spoiler ---
    ayrıca sırf bu diyalog için bile izlenmeye değer

    rose: erkekler neden kadınları kovalar?

    johnny: şey... incil'de bir hikaye vardır.tanrı.. tanrı adem'den bir kaburga alıp havva'yı yaratmış. şimdi, belki erkekler o kaburgayı geri almak için kadınları kovalıyorlardır.
    tanrı kaburgayı alınca, ..tam burada büyük bir boşluk bıraktı. içinde bir şey olması gereken bir boşluk.ve o parça kadınlarda belki, ve kadın olmadan erkek bir bütün değil..

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    filmin başında ve sonunda yer alan iki evlilik teklifi, yapılabilecek en ilginç ve en komik evlilik teklifleridir.

    --- spoiler ---
  • new york'da yaşayan, italyan-amerikalı cher ve nicholas cage'in aşk hikayesi etrafında dönen ama o kadarla tabii ki kalmayan süper aşmış bir film.
    norman jewison'dır yönetmeni, en iyi senaryo (john patrick shanley), en iyi yardımcı kadın oyuncu (olympia dukakis) ve en iyi kadın oyuncu (cher) oscarlarını almıştır. (1987)

    19 cranberry street, brooklyn'de oturur cher'in ailesi (castorini'ler), olaylar da bu ev, dükkan ve opera binası arasında geçer
    sırf bu yüzden bile new york'a gidilmez mi (bkz: new york)
  • 1987 de izlediğimde beni sarhoş etmiş film..bu gün bir kez daha izledim ve anımsadığım ve hissettiğim sadece 1987 de hissettiğim sarhoşluk oldu..zaman nasıl da değiştiriyormuş insanı ve aşkları..şimdi her şey ne kadar farklı..
hesabın var mı? giriş yap