• bugün izlediğim human planet' adlı belgeselin mountains: life in thin air bölümünde bu dille ve kelimeleriyle ilgili şöyle bir şey öğrendim ki bence acaip şık ve güzel bir bilgi: moğollar atlarına bir isim vermeyip onları renkleriyle çağırırmış..
    bunu duyduğum an "nası ya? e karışır ki hepsi birbirine" dememe kalmadan peşi sıra şu cümle geldi: ve sadece atların rengini ifade edebilmek için kullandıkları 300'den fazla kelimeleri vardır..
  • bir entry dersinde hal hatır sormayı öğreneceğiniz dildir.bakınız:

    seeno => selam
    senbeno=>naber
    seen=>iyidir
    bayırhla=>teşekkürler
    bayırhte=>görüşürüz
  • tını itibariyle altayca'yı dinlerkenki hissin hemen hemen aynısını hissettiren bir dildir. her ikisini dinlerken de insan "hah, şimdi anlıyorum" der fakat özel merakı ya da bilgisi yoksa anlayamaz. bugün süryani-soğd budist yazısından evrimleşerek türemiş moğol alfabesi sınırlı olarak kullanılmaktayken, moğolca resmen kiril alfabesi'nin moğol adaptasyonuyla yazılır.
  • türkçe ile akrabalığına şüphe ile bakılan ve hemen hemen varlığı reddedilmiş altay dil ailesine ait olan dil. türkçe ile temel kelimelerde büyük farklar vardır. benzerliklerde vardır.

    - neg bir
    - khoyor iki
    - gurav üç
    - dövör dört
    - tav beş

    dört dışında bir benzeşme yok. diğer sayılar arasında ise zerre benzeşme yoktur. ancak dört ve dövör arasındaki benzeşme bir şeyleri iddia etmeye yeterli değildir. mesela türkçe beş ve farsça penç sayıları arasında da benzeşme vardır. ancak farsça ve türkçenin farklı birer dil ailesinden geldiğini biliyoruz.

    mesela hint - avrupa dil ailesindeki dillerden bazılarını karşılaştıralı;

    ingilizce rusça farsça
    one adin yek
    two dva do
    three tri se
    four çitire çehar
    five pet penç

    benzerlikler türkçe ve moğolcanın benzeşmesinden daha fazladır.

    minii ner baina benim adım demektir moğolca. evet minii ve benim arasında bir benzeşme var. lakin farsça benim adım demek olan esme man de benzemektedir. veya ingilizce my veya rusça moy ya da mein.

    bunun dışında ortak kelimeler pek tabi çoktur. ancak türkler ve moğolların atalarının yüzyıllarca aynı coğrafyada yan yana yaşadığını da unutmamak gerekir. moğollar türklere nazaran çok geç birliğini tamamlamış ve dünya'ya açılmış bir millettir. bu noktada türkler moğolların rol modeli ve üst kültürleridir. türkler ve moğollar arasında sonradan kız alıp verme ile akraba olmak dışında her hangi bir ırk birliktelikleri yoktur.

    altay dil ailesine odaklanmak yerine türk dil ailesi üzerine odaklanmak ve bunun üzerinde bir tarih yazmak hem türklerin ırki birliktelikleri hem de daha doğru tarih yazmak açısından daha sağlıklıdır.
  • konuşan moğolları dinlediginizde kulağınıza gelen sert sesleri bu dilde söylenen şarkıların hiçbirinde bulmak mümkün değildir. öyle ki, insana seçme şansı olsa moğolcaya sürekli şarkı dinlerken maruz kalmayı tercih ettirebilir.

    acemilik döneminde, kiril alfabesine de az buçuk hakimseniz moğolca tabelalarda yazılan kelimeleri yüksek sesle kendi kendinize okuyarak eğlenebilir, ancak sonradan o kelimelerin gerçek okunuşlarını (yazıldığı gibi okunmadığını) öğrendiğinizde şaşırabilirsiniz.

    tarzanca'ya yakın bir cümle kurgusu bulunur. örneğin "bi turist", kelimesi kelimesine "ben turistim" anlamına gelmektedir (moğolistan'ın büyük şehirlerinde, burada sadece örnek amacıyla kullanılan bu cümleyi kurmaktan sakınmanız hararetle önerilir).
  • dil altından hışırtılı(o da nasıl oluyorsa), gırtlaktan falan sesleri olan genelde moğolların konuştuğu dildir.moğolca'da-soğuk iklim insanı olmalarından ileri- iyi akşamlar,kolay gelsin,sıhhatler olsun,işin rast gelsin tarzı söylemler yoktur,gidip bunları söylerseniz, deli der kapatırlarmış sizi.pek konuşmayı sevmiyor moğollar,etraflarına bakmadan yürürler bu yüzden.sanki acelesi varmış gibi.oraların soğuk olmasından zahir,bekleyip kıç dondurmak istemiyorlar, çal çene ile.
  • altay dil ailesinden, eklemeli bir dil. moğolistan ve çin'in kuzeyinde konuşulmaktadır. moğolca ile ilginç bir nokta üçüncü kişiler için özel bir sözcüğün bulunmamasıdır. bu kişiler "bu, bunlar, şu" sözcükleri ile karşılanmıştır.

    (bkz: moğol alfabesi)
  • (birtakım) renkler bakımından türkçeyle benzerlik gösteren bir dil. ancak sayılar birbirinden tamamen farklı. sadece dördün moğolcası dörben. diğerleri türkçeyle alakasız. 100 'ün moğolcası nüür. n---y ve z---r değişimine uyduğu için az buçuk benzerlik gösterir.

    sayılarda benzemez moğolca bizim dile. ama ikiz kelimesinin karşılığı "ikher"dir. z---r değişimine uyuyor.

    evet, moğolca renklere gelelim şimdi :

    sarı---şar (macarcada sarga)
    kara---kar
    mavi---kök (eski türkçede de kök, hatta macarcada kek)
    kırmızı----ulaan (türkçede al)
    kahverengi: eski türkçede konur ya da boz denirdi. moğolcası bor. macarcası barna.

    ilaveten: sonradan farkettim, 1000'in moğolcası myangan. diğer türk lehçelerinde 1000'e min dendiğine göre myan(gan) çok uzak sayılmaz türkçeye.
  • moğolistan'ın resmi ve çin'in özerk bölgesi iç moğolistan'ın gayri resmi dili. anadil olarak konuşanların sayısı, nasıl baktığınıza bağlıdır zira birisi moğalistan'da diğeri iç moğolistan'da konuşulan olmak üzere iki büyük lehçesinin* yanı sıra ordos, oryat, buyrat gibi diğer küçük benzer lehçeleri de vardır. ancak kimilerince bunlar ayrı bir dil olarak kabul edilir. bütün sayılan lehçeleri topladığımızda altı milyona yakın konuşanı bulunur.

    proto-moğolca*, cengiz han'dan önce avrasya steplerinde konuşulan birçok dilden yalnızca biriydi. çin'in belli başlı bölgelerini işgal edip bir süre yöneten moğollar tarafından çin kültürü üzerinde de etkisi azımsanmayacak ölçüdedir. hatta rusça'da "çin" için kullanılan kelime hitay'dır ve direkt olarak moğol kabilesi olan hitaylardan gelir.
    12. yüzyıla kadar yalnızca konuşulan birçok kabile dilinden biri olan proto-moğolca, cengiz han'ın kurduğu imparatorlukla, bu bölgede lingua franca hâline geldi.

    sovyetler birliği etkisine girmeden ve sosyalist moğolistan halk cumhuriyeti kurulmadan önce mongol bichig adı verilen moğol alfabesi, eski uygurcadan türetilmiştir ve sanırım en ilginç özelliği yukarıdan aşağıya* doğru yazılmasıdır. görsel

    telaffuzu görece zor bir dildir çünkü art arda yazılan ünlü harfin bulunduğu kelimeler hariç (bkz: boroo), (bkz: khuushuur), ünlü harfler okunmadan yalnızca ünsüz harfler telaffuz edilir. kanaatimce dilin kulağa bu kadar sert ve zor gelmesi de bu yüzdendir.

    tıpkı latin alfabesinde olduğu gibi, her bir sesi temsil eden ünlüler ve ünsüzler bulunur. birçok dilde yaygın olan k ve l sesleri moğolca'da bulunmaz. (k sesi yalnızca başka dilden alınan sözcüklerde vardır, l sesi iç moğolistan'ın bazı kısımlarında kullanılır.)

    türkçedeki gibi ünlü uyumu görülür. yuvarlak ünlü uyumunun yanı sıra; dişil, eril ve nötr olarak sınıflandırılan ünlülerle oluşturulan bir ünlü uyumu daha bulunur. dilde cinsiyet olmasa bile, bahsettiğim ünlü uyumu için dişillik ve erilliğe bakılır. on üç ünlü harf olsa bile yedi ses vardır.

    eklemeli dil olması, cinsiyetsiz olması, fiilin her zaman cümle sonunda yer alması, cümle sonuna soru edatı eklenmesi gibi gramatik benzerliklerin yanı sıra, türkçeyle yüzlerce ortak kelimeyi paylaşması altay dil ailesi teorisi için güçlü bulgular gibi gözükse de, temelde yetersizdir. mesela herhangi bir dil ailesinde yer alan dillerde sayılar için kullanılan kelimeler hemen hemen benzer bir sese sahiptir; ancak moğolca ve türkçe sayılar için kullanılan sözcüklerin sesi kulağa oldukça farklı gelir. sonuçta altay dil ailesi tartışması on yıllardır devam etse bile, kanımca bu benzerlikler yüzyıllarca aynı coğrafi bölgede yaşamanın ve kültürlerin birbiri üzerindeki muazzam etkisinden başka bir şey değildir.

    günümüzde, sovyetlerin kendilerine en büyük mirasından biri olan kiril alfabesinin moğolcaya uyarlanmış hâlini kullanan moğollar, 2025 yılında geleneksel moğol alfabesine dönmeyi planlıyormuş.

    özellikle son zamanlarda dile verdikleri önemi artıran moğol devleti, başka güzel değişiklikler de yaptı. rusçadan ve çinceden geçen birçok kelime, yeni türetilen moğolca karşılıklarıyla değiştiriliyor.
    örneğin, rusça bira demek olan "pivo", sarı kımız anlamına gelen "šar ajrag" kelimesiyle takas edildi.
  • sağrının deri ve kalça anlamları moğolcada yerine oturmuş görünüyor: moğolca sağuri(n) yani oturak sağu- yani oturmak sözcüğünden gelirken, moğolca sağari yani deri, nasır, yara kabuğu sözcüğü sağsay- yani kabarmak sözcüğünden geliyormuş. (bkz: sağrı/@ibisile)

    (ilk giri arihi: 30.7.2016)

    (bkz: moğol/@ibisile)
    (bkz: siye), biye, kara üzüm habbesi/@ibisile
    (bkz: amcık/@ibisile)
    (bkz: elçin), elçi/@ibisile
hesabın var mı? giriş yap