• cok gudik bir fikra vardir bir de, yazinca pek bir seye benzemeyecek gerci ama bir deneyelim bakalim...

    italyanin biri, amerika'da otobuste giderken yanindakiyle konusmakta, agdali italyan aksaniyla sunlari soylemektedir:

    "first emma comes, then i come, two asses come together, then i come again, two asses once more, i come again, then pee twice and i come."

    tam arkalarinda oturan ve konusmaya kulak misafiri olan yasli hanim dehset icinde kalir, dayanamaz, italyan'i durter ve azarlar, toplum icinde bagira bagira boyle konusulur mu der.

    italyan cevap verir: "coola downna lady, i wassa justa tellin howa to spella mississippi"
  • olur da yolunuz düşerse burada ufak bir kasabaya uğrayın derim bir pazar günü.

    öncelikle bu aktivite sizi kuvvetle muhtemel o kasabaya sene içerisinde uğrayan bir kaç turistten biri yapacak. tıpkı filmlerde görüldüğü gibidir, eski amerika'dır. sokaklar bomboş. bomboş derken, kelime anlamı ile bomboş. bir tek insan bile göremeyebilirsiniz yazın ortasında 35-40 derecenin altında. şehrin ortasından geçen, kullanılmayan, üzerlerinde yabani ot bitmiş demiryolları, yolların boşluğu nedeni ile sürekli sarı ışığın yanıp söndüğü trafik lambaları ile tam bir otantik film stüdyosu gibidir bunlar.

    yine de ülkenin her şehrinde olduğu gibi güzel müzleri ve kütüphaneleri eksik olmaz. müzelerine de göz atın derim, çoğuna -çok ciddi söylüyorum- uzun zamandır uğrayan ilk kişiler olacaksınız.

    aslında gözden uzak müzelerin en sevdiğim yanı da bu, o tür müzelerin çalışanları genelde tutku ile bağlıdır çalıştıkları yere. sizi çok sıcak karşılarlar, muhabbet etmek isterler ve gurur duyarlar anlattıkları ile. bir demiryolu müzesini gezmiştim ve tadı damağımda kaldı açıkçası. hikaye doludur yine buralar. demiryolu çılgınlığı, teksas'lı petrol milyonerlerinin peşine takılan insanlar, altin cilginligi...donem ile ilgili akliniza ne gelirse.

    bir araba yolculuğu rotası dışında pek insanın yolu düşmez ama düşerse aklınızda bulundurun. dünya savaşı öncesi amerika'nın el değmemiş en otantik halini bu şehirlerde ve kasabalarda bulabilirsiniz. ufku hakikaten iki katına çıkarıyor. duyulabilen tek sesin hafif rüzgarın uçurduğu yapraklar ve börtü böcek olması da cabası.
  • köleliği 1995'te kaldırdığı, bu tarihe kadar kölelik uygulamasının olduğu doğru değildir. aslında bunu belirtmek bile gereksiz, ama yukarıda yazıldığından ve görünüşe göre 1994'te mississippi'de ciddi ciddi köleliğin olduğuna inananlar olduğundan yazmakta fayda var. abd'de bir anayasa değişikliğinin onaylanması için senato ve temsilciler meclisi'nde onaylandıktan sonra eyaletlerin dörtte üçünün kabul etmesi gerekir, bundan sonra resmen bütün eyaletlerde yürürlüğe girer. thirteenth amendment 8 nisan 1864'te senatoda, 31 ocak 1865'te temsilciler meclisinde kabul edilmiş, 6 aralık 1885'te georgia'nın onaylayan 27. eyalet olmasıyla (36 eyalet arasından) resmen yürürlüğe girmiştir. bu tarihten sonra da çeşitli eyaletler thirteenth amendment'ı onaylamaya devam etmişlerdir, ancak bunun hukuki bir anlamı yoktur, sadece sembolik önem taşır. mississippi'nin kabul hikayesine gelirsek, 1994'te gregory watson adında bir memur, başka bir işle ilgilenirken mississippi'nin thirteenth amendment'ı hiç resmen kabul etmediğini, bununla ilgili tek kaydın mississippi'nin 1865'te değişikliği reddetmesi olduğunu fark edip mississippi'nin senato ve temsilciler meclisi'ndeki afroamerikan'lara mektup yazar. "ne gerek var, zaten anayasanın parçası" diyenler çıksa da, 1995'te mississippi de thirteenth amendment'ı onaylayarak onaylayan son abd eyaleti olur. ha, mississippi yobazı gayet bol bir eyalettir, 1865'te köleliği kaldıran anayasa değişikliğini reddetmesi, sonraki yirmi yılda da sembolik olarak da olsa bunun aksine karar almaması eleştirilir, ama mississippi'de 1995'e kadar köleliğin resmen, hele hele uygulamada var olduğunu söylemek komik olur.
  • blues diyari...
  • söylenişi itibariyle bir saniyeye denk düştüğü varsayılan zaman birimi:
    "one mississippi two mississippi three mississippi"
  • girisindeki hosgeldiniz tabelasinda "birthplace of america's music" yazan guzel eyalet. dun ucsuz bucaksiz misir tarlalari arasinda yol alirken, nehire vardigimda gormek istedigim seyleri uzun uzun hayal ediyordum. sonunda cocukluk kahramanlarim huckleberry finn ve tom sawyer'in evindeydim. 13 saatlik yolculugumun 1 saatini, nehrin kenarinda tasimacilik yapan gemilerin arasinda, onlarin kucuk salini aramakla gecirdim. tom gorurse geldigimi anlar diye, oturdugum banka yarim bir elma ve birkac misket biraktim.
  • tüm eyaletler içinde ortalama zekanın* en düşük çıktığı yönetim bölgesi. düşün ki amerika'nın en gerizekalı insanları burda yaşıyor.

    şimdi düşünce, köleliğin ancak 1995 yılında kaldırılmış olması çok da garip gelmedi.
  • kızılderili lisanınca

    missis: baba
    sippi: nehir

    yani nedir? nehirlerin babası. 16 aralık 1811 de depremin etkisiyle tersine akmıs. (kaynak: barış manço)
  • bugun bu nehrin ustunde demirdeyken geminin on camina yaklasik bas parmagim buyuklugunde kanatli bir karinca kondu. en azindan ben karinca oldugunu dusunuyorum, anormal boyutu haricinde her seyiyle bir kanatli karincaydi cunku. normalde oyle bocekten pusurden tirsan bir insan da degilim ama bu hayvan evladiyla aramizda cam olmasa kosa kosa kacardim herhalde. zaten nehrin ustundeki her bocek dev boyutlarda. serce kadar sivrisinekler dolaniyor.

    akinti desen hic oyle hayal ettigim gibi gurul gurul akan bir nehir degil. ıki yakasinda ya el degmemis agaclar ya da rafineriler var. sevemedim mississippiyi.

    dipnot: eyalet olarak mississippide degil louisianadayim, belki sadece bu taraflar cirkindir, bilemedim.
  • köleliği resmi olarak 1995 yılında thirteenth amendment'i kabul ederek kaldırmıştır (evet yanlış okumadınız, bin dokuz yüz doksan beş). bu eyalette 1860 yılında 436,631 adet köle yaşamaktaydı. karşılaştırmak gerekirse connecticut'ta aynı sene 0 adet, delaware'de ise 1,798 adet köle bulunmaktaydı. bu konuda mississippi'yi geçen eyaletler ise georgia (462,198) ve virginia (490,865).

    thirteenth amendment konusunda bu eyaletle ancak kentucky yarışabilir. onlar da 1976 yılında kölelik uygulamasından vazgeçmişlerdir.
hesabın var mı? giriş yap