• a space odyssey light edition olsun diye tasarlanmış, ancak kendini gereğinden fazla ciddiye alarak kuru hollywood kahramanlıkları betimlerken en basit "bir kurt, bir kuzu, bir balya ot karşıya nasıl geçer" problemini bile çözmeyi başaramamış, görsel açıdan doyurucu, diğer açılardan içi boş, baba brian de palma'nın filmografisinde mürekkep lekeli bir satır teşkil eden film.

    --- spoiler ---
    woody abimiz uzayda gazı bitmiş, mars'ın atmosferine doğru süzülmektedir. terri ablamız yakıtının el verdiğince yaklaşmış, halatı fırlatmış, ancak woody abimize yetiştirememiştir. woody abi, karısı bi delilik etmesin diye kaskını çıkartır ve amerikanvari bir fedakarlığa imza atar. terri abla ise yüzde ellisini bitirmiş olduğu yakıtın geri kalanıyla iniş kapsülüne geri döner. gözünde bir damla yaş vardır.

    bu iki astronot (chosen one da denebilir) iki dakika daha düşünse şu basit çözüme ulaşacaklardır şiş yahut kebap yanmayacaktır:
    1. terri abla sen 5 metre daha gel,
    2. woody abi sen ipi tut,
    3. terri abla kalan yakıtla geri dön, ama kapsüle yetişeme,
    4. ama olsun sen gene ipi at, kapsülden yakalasınlar, kalan 10 metreyi de öyle hallet.
    5. sağ salim mars'a in, amerikan bayrağını yerden kaldır gene kim karışır.
    --- spoiler ---
  • severek izlediğimi itiraf edebileceğim filmlerden biri de aha bu. lakin gülmekten geberten, ağzıma sıçan yegane bilim kurgu olma statüsünde bulunan da bu.

    --- spoiler ---

    adamlar utanmasalar mars'a yürüyerek gideceklerdi. adamların patlayan gemiden bir inişleri vardı, "arkadaşlar geldik, ama yolun buradan sonrasını yürüyecez" dercesine. bir sonraki karede yörüngede halay çeken astronotlar gördük, uzaktaki mekiği yakalayabilmek için birbirlerine bağlanmış, tey tey tey tey gidiyorlardı. bunu brian de palma çekti, şayet john woo çekeydi, bu sefer de yörüngede patlayan tabancalar ve fır fır uçuşan güvercinler görebilirdik.

    --- spoiler ---
  • bir kac mantik hatasi disinda cok guzek kurgulanan ve teknolojik ortama basariyla aktarilan bir film. gerci devamini da merak ettik ancak senarist diger gelismis uygarligi dusunebilseydi simdi bu kadar geri kalmis* olmaz, senarist de dunyanin efendisi olurdu o ayri.
  • filmi steven spielberg çekseydi bu kadar amerikan propagandası, bu kadar yapay duygusallık yapılamazdı. o derece yani...
  • bunca yıl o kadar bilim kurgu filmi izlememe rağmen bu filmi nasıl atladığımı bilmiyorum. şans eseri gravity 'i sinemada üç boyutlu izledikten kısa bir süre sonra izledim. öyle ki gravity 'de izlediğimiz muhabbetlerin tümü bu filmin sadece belli bir kısmı. zorlarsanız prometheus'dan bile izler bulabilirsiniz.

    şimdiye kadar izlemediyseniz, ımdb puanına falan bakmadan, on dört yıl öncenin filmi olduğunu göz önünde bulundurarak mutlaka izleyin. büyük bir ihtimalle,bu düşük puanları verenler, bilim kurgu filminde mantık arayacağım diye filmden bile zevk almayan tiplerin verdiği puanlar.
  • kennedy space center'da adım başı karşılaşılan sloganımsı program. kıllanan adam tipindeki amerikalıların "ne gerek var kardeşim böyle deli saçmalıklarına? uzaymış fezaymış, boş işler bunlar dünyanın amına yeterince koyduk muki mars falan dionuz." tarzında tepkilerini azaltmak adına, "uzay çalışmaları sırasında öğrendiklerimizi şunda bunda kullandık, kalp pilini astranot donundan ürettik, kıçımızla kılıç düzelttik" açıklamalarının final bölümü. mamafih "mission to mars" programını anlatan astronot insansıya "madem o kadar alternatif enerji kaynağı var, hala ne işiniz var ırak'ta?" sorusu yöneltildiğinde bir cevap alınamaz, terörist muamelesine maruz kalınır..
  • güzel film, güzel konu da... uzaylı bir yaratığı ağlatmak ve izleyicinin gülmekten bağırsaklarının düğümlenmesine sebep olmak ne kadar mantıklıdır? neyse ki evrim hadisesini mantıklı bir şekilde anlatmışlar da konu kurtulmuş.
  • zamanının ilerisinde bir bilim kurgu filmi.
    ben sevdim.
  • astonomiye, uzaya, bilimkurguya ilgimin nedeni olan inanılmaz film. 10 yaşında sinemada ağzım açık izledim, o zamandan beri 50 kere falan izlemişimdir herhalde.
  • çok beğendiğim megadeth şarkısı. son bölümdeki telsiz konuşmalarında rust in peace ve peace sells'e göndermeler de var, çok gaza geliyorum.
    "commander, is there any evidence of prior civilization on the surface?"

    "utopia, roger. ı see debris and rubbish everywhere that's covered in dust. there's an abandoned spacecraft buried 1-3-0, 200 meters. standby. everything's covered in rust, and yet, no signs of life, at least not yet."

    "why don't we just return to earth and let it rust in peace out here?"

    "utopia, ı have seen to have found a time capsule of some sort. ıt appears to have words on it."

    "what does it say? commander? commander?"

    "the objective is compromised. we have to go now!"

    "ınitiating start up sequence. three minutes to lift off."

    "we don't have three minutes!"

    "roger, powering up generators."

    "emergency, urgent! this is a message from mars! request permission to return to earth, over. emergency, urgent! this is a message - they're not hearing us! request permission to return to earth?"

    "this is space force control, permission to return to earth is denied. proceed a warp speed to jupiter."

    "no, no! this is a message from mars. engaging off, all engines go. we must return to earth, urgent, over."

    "star ship utopia, earth has been vaporized. but we have found a new way, and you were the first in line."
    "starting crash landing procedures. all systems standing by, over. over. over?"
hesabın var mı? giriş yap