• samimiyet ve ciddiye alınma konusunda çok ciddi ipuçları içerir.

    diyelim ki birinden bir şey rica ettiniz ya da biri sizin için bir şey yapacağını söyledi. bunu üçüncü şahıslara aktarırken miş'li geçmiş zaman kullanıyorsa çok bir şey beklememek lazım.

    örnek,

    "arkadaşlar ali'nin durumu çok sıkışık. yardım etmemiz lazım" ile,
    "arkadaşlar ali'nin durumu çok sıkışıkmış, yardım etmemiz lazım"

    cümleleri arasında dağlar kadar fark vardır. ilk cümle içinde bir kararlılık, bir inanç, bir dirayet içerirken, ikinci cümlede "ben ali'nin yalancısıyım, böyle böyle bir durumum var diyor, yani ilgilenirseniz iyi olur" gibi bir hava vardır. sanki doğrudan ali ile konuşulmamış, durumunun kötülüğü hakkında ali'den teyit alınmamış ve alınmışsa bile durumun aciliyeti hakkında çok ikna olunmamış gibidir. ipin ucu gevşek bırakılmış, vazife savılmıştır. rivayet dediğimiz şey de böyle değil midir, "rivayet olunur ki" der ve sorumluluğu üzerinizden savarsınız. doğrudur yanlıştır sizin sorununuz değildir o andan itibaren.

    hayatta bir hikayeniz mi var yoksa bir rivayetten mi ibaretsiniz, işte bunlar hep bu küçük detaylarda gizli.
  • mis'li geçmiş zaman için bir örnek: "nasıl da güzel kokuyordunuz..."
  • türkçe'yi bu kip olmadan düşünmek neredeyse imkansızdır. aslında gayet kullanışlı olan bu kipin diğer dillerde neden olmadığına da şaşar dururum. perfectivemiş bunun pastı presentı bi dolu gereksiz ayrıntısı olan diller. hani kullansalar gene bi nebze.

    belki biraz da kültürle alakalı. biz genelde başkasıyla ilgili tipleriz. kim kiminle nerede ne yapmış atıp tutarız, dedikoduyu severiz. avrupalı kim kime dumduma. öte yandan rusça'da bizim gerek duymadığımız tamamlanmışlık belirten fiiller var. adam gitmek fiilinin önüne pa, pro gibi ekler koyarak işlemin %100 tamamlandığını belirtiyor. hatta bunu gelecek zamanda kullanarak gelecekte tamamlanacağına işaret ediyor. bizde bu kip olsa sonuna da inşallah eklerdik. yolculuğa çıkacağız diyelim. yarın bu saatlerde istanbul'da olacağım der demez "allah izin verirse", "inşallah", "maaşallah" ekliyoruz. kesinlikten hoşlanmıyoruz.
  • "valla ben de baskasinin yalancisiyim" seklindeki cumle yapisi
  • çeviri yaparken özellikle dikkat edilmesi gereken zaman kipi. yabancı dillerde bunun tam bir karşıtı olmadığı için çevirmenlerin çoğunlukla kulanmayı tercih etmedikleri/unuttukları bir zamandır. fakat okuyucuya rahatsızlık verir, yazarın ne anlatmaya çalıştığı doğru olarak anlaşılmayabilir.
    ayrıca türkçe olarak bir takım konularda yazı yazarken eğer yazarın anlattığı olayı görme/yaşama şansı olmamışsa ve inatla bu olaydan bahsetmek istiyorsa kullanması gereken zaman kipi. zira di li geçmiş zaman yazarın bizzat şahit olduğu olayları anlatırken kullandığı zaman kipidir. oysa bazı durumlarda okuyucu yazarın olaya şahit olmadığını bilir ve fakat yazar yine de miş li geçmiş zaman kullanır. bu hem okuyucuyu aptal yerine koymak (koymaya çalışmak); hem de kendini küçük düşürmektir. dikkat edelim olmasın böyle şeyler.*
  • cocukken hanimis benim oglumun pipisi (bkz: pipi) hanimis benim kizimin klitorisi (bkz: klitoris) metoduyla ogrendigimiz olay.ne zaman hanimis lafini surda burda duysak o gunlere doneriz ve mis'li gecmisi sanki dunmus gibi yasarız.iste budur.
  • sahipsizdir ve de benden ayrı olan her şeyi kapsar. herkes onun hakkında konuşur, durur. ayrıca kendisinden efsanelerin ve masalların yapıldığı zaman kipidir.
  • gördüklerini sırf hikâyât müptezelliği yüzünden yalancı şahit olarak anlatanların davasıdır geçmişin duyulmuşluğu. yargılayacaksan elinde sağlam ve gizemli kipler olmalı.

    akademi zaten aklın şuursuz yanlarını alan ölçümünden çıkarmak içindir. yazmak; gerçeği akaçtan sapaklara düşürdüğün an, şeytanca güldüğün, şerefsizliğe benzer konuklarla gelir. anlatı; bu şerefsizliğin yükünü boşluğa salmaktır.

    ne de olsa söz uçar, yazı bir kere işlenilmiş suç.

    çalgıcı osman.

    yalanın ve elektriksiz uzun gecelerin dem sürdüğü bir zaman, köyün oturak alemlerine bi köpek dadan-mış. yer, içer ve kaybolur-muş fasıl bitince. bir gün şarabı az gelenlerden biri peşine takıl-mış köpeğin. gide gide bi ıssızda bi delikten içeri gir-miş hayvan adam da peşinden. içerde fasılların en büyüğü var-mış. köpek insan ol-muş. demişler ki; "hoşgeldin çalgıcı osman" adam dehşetle kaç-mış. ertesi gün köpek yine gelince adam, "hoşgeldin çalgıcı osman"

    de-miş.

    gidiş o gidiş.

    yıllar sonra o deliğin muhitinde eski bi şaraphane bulundu. kırık amforalarla dolu bi mahzen. rivayet böyle tozlu bir kazıdır geçmişe doğru.

    söz'ün sonsuz divânı var. duyulansa birkaç balad. eni konu. zamanın da mübaşiri yok.
  • turkce'nin en sevdigim, en islevsel ve en karmasik zaman kipi. anadili turkce olmayanlar icin ise, nerede kullanacagini kestirmenin tam bir eziyet oldugunu dusunuyorum. mesela kurtler ne olur ne olmaz diye hep bu zaman kipini kullanirlar di'li geçmiş zaman kullanilmasi gereken yerde. ama yine de cok siritmaz, farkli bir anlam katar ifadeye.

    bana gore asil "perfect tense" budur. ingilizce'ninki o kadar da "perfect" degildir. mesela ingilizce'de fiilden etken sifat olusturamazsiniz. ancak edilgen sifat olusturabilirsiniz.
  • kolayca dedikodu yapmak icin icat edip dilimize koydugumuz kip.
hesabın var mı? giriş yap