• "for $9.99, not only do you get this wonderful game for a lifetime, but also a 3 year extension on your virginity."
  • oyunun amacı içimizdeki o inşaatsever türk insanını azgıncasına uyandırmak ve tatmin etmektir arkadaşım, başka bir şey değil.

    ulan en son baktığımda, ( bir bloğu 1 metre alırsak) aşağı yukarı 100 metre x 100 metre, 3 metre kalınlığında, 5 metre yüksekliğinde duvarları, içinde 400 metrekare tabana oturan altı katlı bir ana binası, binanın üstünde toplam yüksekliği neredeyse 100 metreyi bulan fener kulesi taştan örme 300 metrekare ağılı, 50 metrekare kümesi, 3600 metrekare tarlası olan bir bildiğin kale diktiydim. bunun için de başladığım yerin yakınındaki bir dağı, bildiğin dağı, bilen bilir izmir'in bir susuzdede parkı vardır, o büyüklükte koca bir tepeyi elde kazma bildiğin eritmişim, sağda solda numunelik olsun bir tane ağaç bırakmadığım gibi (kalenin içine tekrar diktiklerim hariç, onlar da bir 50 kere kesilip baştan dikilmişlerdir herhalde) 1 kilometre alanda yerin altında demir, kömür, elmas, zümrüt ne allah verdiyse yukarı çıkarmışım. kalenin tepesine çıktım bir baktım ortalık ay yüzeyine dönmüş mnakoyim. her şeyin ortasında da zebellah bir gri blok yükseliyor. tam o anda bir de şekil olsun diye kalenin merdiveninin önüne diktiğim fışkiyeye gözüm takıldı, kendimi tam melih gökçek gibi hissettim. ulan insanın kendini melih gökçek gibi hissetmesi ne berbat bir şeymiş? tiksindim kendimden kapattım oyunu, ama kısayolu orada, küp bildiğin çağırıyor. "gel, daha avm dikecez" diyor sanki. anladım ki her insanın içinde yatıyor bir tane. kimbilir benden belediye başkanı olsa neler yaparım.

    aha oyun bu dürtüleri tatmin etmek için var. o işe yarıyor.

    aslında melih başgana da vermek lazım, doya doya fışkiye ve üst geçit diksin, belki ankara biraz gazabından kurtulur.
  • microsoft kazık yemiştir. ben minecraft'ı 15$'a almıştım. *
  • soruşturmanın asıl nedeninin oyunda domuz kesip etini yemek olduğunu düşünmekteyim
  • bunda "ilk gece çok önemli kesin ölürsünüz hemen 78 tane ağaç toplayın" falan diyorlar ya. onların ben beynini sikeyim.

    ilk gün, hava kararmaya mı başladı? deliyosun yeri. kendine yeraltı mahzeni gibi biyer yabıyosun. yaratık maratık girmiyor. böyle de köylü gibi oynanılır bu oyun.
  • elalem şaheserler yaratırken, benim survival modunda, laz müteahhit kıvamında takıldığım oyun. çok güzel lan.
  • amına koyayım kumdan kale yaptım 3.5 saat uğraşıp, içine gireyim dedim, alttan vurdum kazmayı, tüm kale üzerime yıkıldı. öldüm, tüm mal varlığım da gitti.

    sıçarım böyle işe.

    güzel oyun la güzel.
  • oyunda herşey iyi güzel de iki altın bir elmas bulayım diye uğraşırken sessiz sessiz gelip de adamın götünde patlayan o yeşil pezemenkler kalp sağlığı açısından zararlı. kaybolmamak için yapılması gereken başlangıç noktasına yakın bir yere ev kurmak ve en kısa zamanda bir pusula yapmaktır.
  • özlediğimizi itiraf edemeden, kendimize şaka niyetiyle indirdiğimizi söyleyerek arkadaşlarla başladığımız oyun. akşamları çay içerken minecraft oynuyorduk artık.

    ilk önce surival ile başladık. denize bağlanan bir göl kenarında kurulmuş köyün dört tarafına yerleştik. ben köyün çaprazında, köye bağlı olan bir dağın üstüne yerleştim. tepenin her tarafını bank, masa, kuyu, gölet, heykel gibi şeylerle doldurdum.
    tatillik isviçre evi gibi oldu. bir arkadaş gölün diğer tarafında uzun ağaçlarda ağaç ev yaptı. ağaç ev dediğim de yaprakların üstüne küçük, ucube bir kulübe. manzarayı bozuyor diye diğerleriyle toplanıp ağacı yaktık sonra. diğerleri de köyden çok uzak olmamak şartıyla her birisi bir mimari harikası olan evlerini yaptılar.

    her zaman cumhurbaşkanı olmak istemiştim. bu yüzden kapımın önüne tabelayla "muhtar" yazdım. zaten diğerlerinden daha iyiyim. onlar parlak demir zırhlarıyla birbirlerine hava atarken ben elmas zırh yapmışım. atı olan tek ben varım, onun bile zırhı elmas. bu yüzden kimsenin itirazı olmadı muhtarlığıma.

    öyle boş muhtar olmayalım, çalışalım diyerek iyice role girdim. ilk işim köyde ve yakınlarında hayvan kesmeyi ve köy yollarına, evlerine zarar vermeyi yasaklamak oldu. köye 2 tane çiftlik, 4 tane güzelinden ev, her eve bir yol, yolların kenarlarına da sokak lambaları yaptım. ekonomi güzelleşsin diye 2-3 meslek bloğu koydum. sağolsunlar arkadaşlarla birlikte köyün etrafına bir güzel sur çektik. köy oldu size viyana.

    fakat gözüme bir şey takıldı. ilk geldiğimizde dopdolu olan köyde, 2-3 tane köylü kalmıştı. ileri seviye dedektifik yeteneklerimi kullanarak, evi köyün yakınında, kuzey batıda olan arkadaşın evine vardım. kendisine demir farm yapmış. alla alla nasıl olmuş bu derken kulağıma "hea, hea" köylü sesleri geldi. toprağın altından gelen sesler için toprağı kazdım ve bir baktımki demir farmı için köylüleri kaçırmış, yerin dibine gömmüş. 8-9 köylü küçücük bir odada, karanlık, aç, susuz günlerdir orada beklemişler. duvarlara kapı koymuş ve yeri yatakla kaplamış. böyle olunca da demir golemler doğmuş köylüleri korumak için. doğdukları yere de lav koymuş, golemler doğdukları gibi ölüyorlar ve onlardan düşen demirleri topluyor.
    tabi muhtarız, dedim olmaz öyle şey. biz burada köylülerin hayatında da sorumluyuz. zırhımı giydim, bir elimde kılıç, bir elimde kalkan; "ya bırakırsın köylüleri ya da.." tehditleriyle ağız dalaşına girdik.
    sonunda işi 320 demire ve arkadaşın köye 3 ev dikme sözüyle çözdük. köydeki iki köylü çoğalsınlar, işleri ne?
    bir gün sokak duvarlarına asılmış adaylık ilanlarımı görürseniz aklınızda bulunsun.
  • kendi dünyanı yarat konseptini en iyi şekilde bize sunan java sandbox oyun.

    oyunda her şey, blok adı verilen üç boyutlu küplerden ve 2 boyutlu kare partiküllerden oluşmaktadır. oyunun temel konsepti de zaten budur ve grafikler özellikle bu şekilde tasarlanmıştır. oyunun yapımcıları bir oyunun sadece grafiklerden ibaret olmadığı ve oynanabilir bir oyunun da çok satabileceğini kanıtlama çabasındadır.

    oyun başladığında sizin için rastgele yaratılmış bir haritanın rast gele bir yerine düşer ve bir şekilde hayatta kalmaya çabalarsınız. üç boyutlu olarak yaratılan bu haritada okyanuslar, kumsallar, ovalar, vadiler, yüksek dağlar küçük tepeler, ormanlar, mağaralar ve bir de cehennem bulunmaktadır. bütün bu coğrafya her şey küplerden oluşsa bile insana ne olduklarını hissettirecek kadar sevimli ve anlaşılır bir görünüme sahiptirler. küpten oluşan bir inek gördüğünüzde onun inek olduğunu anlarsınız.

    ilk başta sadece siz varsınızdır. ellerinizle ağaç keser toprak, kum veya kaya gibi etrafınızda bulabileceğiniz malzemeleri toplarsınız. topladığınız bu malzemeleri dilerseniz etrafa yerleştirip yeni yapılar oluşturabilir ya da crafting sistemiyle başka şeylere, örneğin aletlere dönüştürebilirsiniz.

    ilk gününüzü etrafınızı izleyerek ve keşfederek geçirirken kareden oluşan güneşin batmaya başladığını farkedersiniz. etraf kararmaya başlar. bir yandan güneş batarken diğer yandan ay yükselir. zifri karanlık olur, zar zor görmeye başlarsınız. böyle bir durumda eğer açık alandaysanız etrafta garip sesler de duymaya başlarsınız. evet her yeri öcüler, iskeletler, dev örümcekler, zombiler ve yanınıza gelip patlayan creeperlar kaplamıştır. hepsi size saldırmak için sizi ararlar.. oyundaki bu attraksiyon oyuncuyu kendine korunaklı bir yapı oluşturmaya zorlar. bu da oyunun asıl amacıdır. yavaş yavaş kendi dünyanızı yaratmaya başlarsınız. ilk yapmnanız gereken şey malzemeleri toplamak için aletler yapmaktır. odun kesersiniz bu kesilen ham odunları crafting penceresini kullanarak kalasa çevirisiniz. crafting sistemi bulduğunuz objeleri 2x2 ya da 3x3 lük bir kare düzende belirli şekillerde dizmeye dayalıdır. bu dizilimler çoğu zaman mantıklı olduğu için oyundaki bir çok nesneyi yaratmayı kendi kendinize bulursunuz. örneğin iki kalası üst üste dizerseniz bir odun çubuğunuz olur. iki çubuk üst üsteyken bunların üzerine bir de kalas koyarsanız bir küreğe sahip olursunuz ki toprağı kazmak için en ideal şey kürektir. ya da iki çubuğu üst üste dizip t oluşturacak şekilde üstüne kalasları yerleştirirseniz bir kazmaya sahip olursunuz. böylece taşları ve madenleri daha hızlı toplarsınız. kısacası arzu ettiğiniz nesnenin şeklini biraz mantık kullanarak buraya çizerseniz oyun size bunu verir.

    aletlerinizle etraftan topladığınız taş, kum, toprak ve odunla ilk evinizi inşaa edersiniz. kapalı bir alan sizi dışarıdaki öcülerden koruyacaktır. ancak kapalı alanlar için ışık sorunu halletmelisiniz. bunun için bir tahta çubuğun üstüne kömür yerleştirisiniz. kömür bulamadınız mı? taşlardan yaptığınız fırında odun yakarak, odun kömürü* elde edebilirsiniz... bu kömürlerle aynı fırında kum pişirirseniz cam* sahibi olabilirsiniz. böylece evinizden dışarıyı izleme şansınız olur. altı tane kalası ikili olarak üst üste dizip bir kapı yaptıktan sonra bunu evinizin girişine yerleştirebilirsiniz. böylece eve girip çıkmak için sürekli blokları yıkmanız gerekmez.

    gündüzleri inşaat işleri, ağaç kesme, yiyecek bulma, tarım yapma (ağaç, mantar, buğday, şeker kamışı, hatta iskelet, zombi, hatta ve hatta taş, kum) gibi işlerle uğraşırken geceleri toprağın derinliklerini kazarak inşaatlarınız, aletleriniz hatta makineleriniz * için değerli madenler bulmaya çabalarsınız.

    oyun içinde red stone adı verilen bir kaynak sayesinde elektrik benzeri bir akım ve güç kaynakları vasıtasıyla mantıksal devreler kurabilir, hesap makinesi bile inşaa edebilirsiniz. inşaat diyorum çünkü bloklardan oluşturacağınız hesap makinesi ancak dev bir yapı olur. youtubeda mine craft hakkında zibil gibi bulunan videolarda gece ve gündüzü ayırt edebilen bir sistemin inşaatını bile izlemiştim.

    ayrıca dünyanızın derinliklerinde ancak elmas bir kazmayla çıkarabileceğiniz bir maden ile cehennem'e * gidecek bir portal bile inşaa edebiliyorsunuz. cehennem her tarafı lavlar, yanan kayalar, öcüler ve mantarlardan oluşan tematik bir mekan. burada gerçek dünyada bulunmayan bir takım materyaller ve öcüler mevcut. örneğin cehennemden durmadan yanabilen bir kaya toplayabiliyorsunuz. böylelikle sürekli yanabilen ateş kaynaklarına sahip olabiliyorsunuz.

    survival veya creative adı verilen yakın zamanda da adventure da eklenecek olan farklı modlarda oyunu single player oynayabiliyorken, binlerce kişisel sunuculardan birine dahil olup başka insanlarla beraber de oynayabilirsiniz. oyunu oynayabilmek için halen beta olan sürümünü oyunun kendi sitesinden satın almanız gerekmekte. bir defaya mahsus verilecek bu ücret ile oyunun her versiyonunu ücretsiz update etmeniz mümkün.

    yukarıda tarif ettiğim mod survival mod olmakla beraber creative mod elinizde istediğiniz kaynaktan istediğiniz kadar bulundurabildiğiniz, etrafta uçarak en yaratıcı eserlerinizi inşaa ettiğiniz moddur. adventure modda ise standart bir adventure oyun gibi kendinizi çıkış yolları ararken ve bulabildiğiniz sınırlı kaynaklarla bulmacaları çözerken bulmanız planlanıyor.

    ayrıca oyun için üçüncü şahıslar sürekli yeni modlar ve texture paketleri çıkarmakta. bu tip modlar sayesinde oyunda uçabilen bloklar, maden kazıcı makineler yaratmak veya aya gitmek bile mümkün.

    ayrıca oyunun video ayarlarından 3d anaglyph ayarını açarsanız, oyunu cyan-magneta 3d anaglyph gözlükle üç boyutlu oynayabilirsiniz.

    not: bu tanım 1.8.1b versiyonundan sonra güncellenmemiştir.
hesabın var mı? giriş yap