• 1980'lerin ortasında, trt tarihinde ilk kez bir nba maçı (elbette ki banttan) yayınlar. ülke olarak basketbol sporcusu, teknik adamı veya yöneticisi değil ancak yine de basketbol sevdalısı iseniz hayatınızda ismini kuvvetle muhtemel ilk defa duyduğunuz bu takım ile boston celtics'in maçı verilirken, heyecanla bston celtics showu izlemeye hazırlanan bir şahıssınızdır.

    nitekim, her ne kadar görsel olarak yurt içinde neredeyse hiçbir birikimininiz yoksa da, yazılı basın sayesinde, boston celtics, los angeles lakers, larry bird, magic johnson, kareem abdul jabbar vb isimlere aşinasınızdır.

    bir pazar öğleden sonra yayınlanan bu ilk nba maçınızı izlemek ve basketbola doymak için ekranının karşısına kurulursunuz. larry bird liderliğinde efsanevi celtics'in bu adı sanı duyulmamış gariban takımı parçalayacağından zerre şüphe etmiyorsunuzdur. boston taraftarı olarak başlamışsınızdır maça.

    işler beklendiği gibi hem gider hem gitmez. gider şöyle ki, bird inanılmaz şutlar çıkarmakta ve celtics sürekli önde götürmektedir müsabakayı. gitmez, zira pes etmeyen ve tüm gücüyle direnen bir takım vardır karşılarında. bu dirence ister istemez bir sempati duyarsınız. son çeyreğin sonları oynanırken bir türlü açılamayan fark maça bambaşka bir heyecan katmıştır. kesilen her celtics hücumunda, kazanılan her bucks fastbreakinde içinizde belli belirsiz bir şeyler kıpırdanmaya başlıyorsa, işte o ilk trt maçına boston taraftarı olarak başlayıp, karşılaşmanın son 2 dakikasını gelindiğinde ise kayıtsız şartsız bir bucks taraftarı olmuşsunuz demektir.

    bucks'ın kazanarak bitirdiği ve sizi sevinçlere gark eden bu maç esasen sizi on yıllarca sürebilecek bir nba hüznünün başrol oyuncusu yapmıştır. artık bir milwaukee taraftarı olarak geçecek senelerden en fazla bir kere merkez grubu liderliği ve üç dört kere de play off tanığı olup, nba takibinizi genelde kendi takımınız başarı ve oyuncuları ile değil, diğer takımların ve oyuncuların olağanüstü performansları karşısında etkilenerek ve ancak asla milwaukee'yi bırakmadan yapacaksınız demektir.

    milwaukee'nin nba'de şampiyon olduğu, kareem abdul jabbar'ı draft eden takım olduğu ve iki kez final oynadığı ise dost sohbetlerinde gururla söylenebilecek az ve de öz cümlelerdir. yine de 1.5 saatlik celtics taraftarlığını bir yana bırakacak olursanız çeyrek asırdır süren bu sevginiz, diğer nba severlerce asla antipatik algılanmayacaktır. siz samimi, sempatik bir bucks taraftarısınız ve yaşadığınız ülkede sizin gibilerin sayısı gerçekten çok az.
  • 2013/14 nba sezonunda playoffa kalma mücadelesi verecek takımlardan.

    milwaukee yaz döneminin en önemli isimlerini meşgul etmiş bir takım değil ama geçen sezona kıyasla, kadrosunda en kapsamlı değişikliği yapan takım konumunda.
    kalan oyuncuları geçen sezonun toplam oyun süresinin sadece % 31’ini kapsıyorlar (bkz: returning minutes). yani diğer deyişle toplam sürenin yaklaşık onda yedisini oynayan oyuncular (bi de toplam şutların onda dokuzunu kullanan oyuncular: jennings&ellis co.) artık yoklar.

    bu yüzden geçen sezonun sayılarından yola çıkarak değerlendirme yapmak anlamsız olacaktır. onun yerine yönetim hamlelerini inceleyip, biraz da tek tek oyuncular bazında konuşarak bu takımın ligdeki konumunu tahmin etmeye çalışmak daha doğru olacaktır.

    öncelikle monta ellis ve brandon jennings'ten oluşan arka alanın hiçbir zaman hayranı olmadığımı belirtmek isterim (anlamıştınız zaten). bu yaz her ikisinin de gitmiş olması bucks adına çok da üzülünecek bişey değil aslında. ancak yerine gelenlerde de çok öyle ahım şahım bişey olmayınca bu takımın vizyonu iyice sorgulanır oluyor. bi kez daha vurgulayayım: (bkz: vizyon)

    monta ellis de free agency'den gidince bogut takasından geriye kalan son parça ekpe udoh oldu. benzer şekilde jj redick de (sign&trade olsa da) giderken geriye maliyet olarak tobias harris'i, fırsat maliyeti olarak ise kim bilir geçen yıl yapılmayan hangi takasları bıraktı.

    yine bence iyi bir bench oyuncusu olan luc richard mbah a moute'u sacramento kings'e niye bu kadar ucuza verdiklerini anlamak mümkün olmadı.

    brandon'lar takasına gelince, açıkçası sözleşmesi biten, çok para isteyen ama pazar değeri ve sportif değeri o kadar da yüksek olmayan jennings'i sign&trade ile en azından bişeylere çevirebilmeleri iyi oldu. yukarıda dediğim gibi jennings'in hayranı olmadığım için pek olumsuz düşünemiyorum bu takas hakkında.
    aslında milwaukee'nin oyun kurucu pozisyonunda önceliği atlanta'dan jeff teague idi. ancak imzaladıkları offer sheet'i (ki milwaukee'nin yaz boyu yaptığı en akıllı işlerden biriydi bence) hawks karşılayınca çaba boşa gitmiş olduğu gibi, kalbi kırık bir jennings bırakmıştı geriye..

    drew gooden'ın amnesty edilmesi doğru bir karardı. free agency'den yürüyen samuel dalembert ve mike dunleavy de bench için iyi olsalar da çok fazla aranacak isimler de değiller.

    başka bir takasla cap dengelemek karşılığında alınan luke ridnour bench'te ve parke dışında güvenilir aslında her takıma lâzım abi türünden bir isim. yine geç bir takasla phoenix'ten gelen mahallenin çocuğu caron butler ise ilk beşe düşündükleri bir isim. karşılığında kendi cap boşluklarını phoenix'e devretmiş oldular. clippers'ta beklentileri karşılamamıştı ama bucks'ta beklentiler çok yüksek değil zaten, hoş kontratının da son senesi ayrıca..

    yazın bir sürü cap boşluğu varken bir milwaukee geleneği olarak bir sürü oyuncuyu olması gerekenden daha pahalıya alıp aslında dişe dokunur hiçbirşey yapmadan fırsatı harcamış oldular.
    bunlar arasında o.j. mayo (3y/24m), zaza pachulia (3y/16m), carlos delfino (3y/10m), raduljica (3y/6m), gary neal (2y/6,5m) kontratları sayılabilir. bunlardan mayo'nun en azından hakkını vereceğini düşünüyorum, sırp pivot konusunda kararsızım, ötekileri ise pek tutmadım. özellikle zaza'nın bu kadroda kendisi gereksiz, kontratı da felâket..

    bi de larry sanders'a 4y/44m değerinde extension verdiler, bu hamleyi iyi buldum ama kontrat yine de senelik 8-9 civarına kapatılabilirdi diye düşünüyorum.

    drafttan seçilen ilginç oyuncu giannis antetokounmpo belki de bucks'ın bu sezon en çok ilgi çekecek unsuru olacak. (en azından adını yazmaya ve söylemeye çalışmak çok eğlenceli olacak. sahi bir nikoloz sitikizkişkili vardı güntekin, ne oldu ona?)

    velhâsıl, senelerdir orta sıralarda bocalayan ve playoffa son sıralardan ya kalan, ya kalamayan; kalsa da ilk turda süpürülen, bu hâliyle drafttan üst sıra da çekemeyen (bogut hariç), transfer ve takas piyasalarında sürekli aktif olup ama doğrudan çok yanlış işler yapan milwaukee bucks tüm bu geleneklerini bozmadığı bu sezonda bir kez daha playoffa kalma mücadelesi verecek. (ama bence kalamayacak)

    pg: brandon knight, luke ridnour, nate wolters
    sg: o.j. mayo, gary neal
    sf: caron butler, giannis antetokounmpo, khris middleton, carlos delfino
    pf: ersan ilyasova, john henson
    c: larry sanders, zaza pachulia, miroslav raduljica, ekpe udoh

    (bkz: nba 2013-2014 sezonu/@juvares)
  • 35 yıllık taraftarları olarak şu günü gördüm ya... hikayem

    gururla yazıyorum:

    şampiyon milwaukee bucks!!!!
  • nba'in bugunlere ulasmasinda buyuk katkisi olan organizasyon.

    hatirlarsiniz zamaninda brandon jennings isminde "ben elime geleni sallarim" modunda takilan bir adama emanet etmislerdi tum takimi. sonra bi ara dediler "ya biz bunun neden potaya giden versiyonunu da almiyoruz?". baktilar baktilar "himm batida golden state 'de monta ellis diye bi eleman varmis onu mu alsak" dediler.

    bu esnada deli gibi bir sutor oldugu belli olan stephen curry bilek sakatligini yeni atlatmis su "monta ellis'den sira gelse de iki sut atsam" diye takilirken, kenardan gelen klay thompson da "ya su herifi takaslarsa ilk 5'e yerlessem" diye beklemektedir. bucks bu iki arkadasi da mutlu edip takasla monta ellis'i alip andrew bogut'u golden state'e gonderir. boylelikle golden state'in sampiyonluk yasayan ilk kadrosundaki tum taslar yerine oturmustur.
  • giannis'in abisi thanasis antetokounmpo ve brook lopez'in kardeşi robin lopez ile anlaşarak takım kimyasını arttırmak için dünyanın en sığ yöntemine başvurmuşlardır.
  • nba'in gaziantepsporu. ne düşer ne çıkar takılırlar öyle.
  • miami heat'e karşı oynadıkları doğu konferansı yarı final serisi 3. maçının son 4 dakika 41 saniyesinde hiç sayı bulamayan ve seride 3-0 geriye düşen, nba'de normal sezonun en fazla galibiyet almış takımı.
  • khris middleton, jabari parker ve giannis antetokounmpo hariç takımdaki herkesi takas edebileceği söylenen takım. yazın yapılan greg monroe hamlesi tutmadı, takıma uyum sağlayamadı, savunmada zayıf kaldı. michael carter-williams ise geçen sene brandon knight takasında alınmıştı ama takım şut özürlü olduğu için onun da şut zaafiyeti göze battı. bu takım 2 maçta 2/24 üçlük attı lan, ilk 5'te middleton hariç şutör yok, rakip takım içeri gömüldüğünde tıkanıyorlar. o yüzden şutu net olan bir pg ve orta mesafeye hatta üçlüğe çıkabilen bir pivot almalılar ki antetokounmpo daha rahat içeri drive edebilsin. üstteki entry'de nba'in gaziantepspor'u denmiş, eğer takım radikal hamleler yapmazsa bucks yine aynen o ifadedeki gibi kalacak.
  • şu an milwaukee şehir merkezinde heykelin yanında

    "mimiklerini sikim mike, oyuncu rotasyonunu sikim mike, istifa et mike"

    sesleri yankılanıyor.
  • playoff'ta tur geçemedi diye budenholzer gibi bir koçu kovan takım, şimdi de sezon ortasında ligi ikinci olarak devam ettirirken koç adrian griffin'i kovdu. şu an yerine düşündükleri kişinin de doc rivers olduğu konuşuluyor. ikinci turlarda elenmesiyle ve önde götürdüğü serileri kaybetmesiyle meşhur bir koçu getirmek neyin kafasıdır? takım savunma yapamıyormuş, jrue holiday'i yollayıp sıfır savunmalı lillard'ı aldığınız için olabilir mi acaba? götümle gülüyorum bunlara, berbat yönetiliyor takım.

    edit: doc rivers kesinleşti. hadi hayırlı olsun, bu kafayla giannis'i de kaybedersiniz siz.
hesabın var mı? giriş yap