• beden hocalarının gözde markasıdır, nedense yıl başlarında gidilip hemen bir dolu mikasa top alır beden hocaları ve o toplarla asla oynatmayıp geçen senenin hasanspor toplarıyla bedenimizi eğitmeye devam eder.
  • bu topa kafa vuracağına git kale direğine kafa vur daha iyi.
  • ilk basket topumun markasi..
  • çocukken ailece gittiğimiz pikniklerin birinde amcam ormanda bir top bulmuştu. üzerinde mikasa fifa yazıyordu. "al, sende kalsın. ama bunu çok iyi sakla; sakın ha kaybetme!" diyerek topu bana vermişti. "altı üstü bir top. madem o kadar değerli topun sahibi neden kaybetsin ki" diye düşünmüştüm ben de. e tabi o zamanlar çocuk aklımla mikasa'nın ne anlam ifade ettiğini bilmiyordum. ta ki piknikten eve döndükten sonra mahalledeki abilerin elimdeki mikasa fifa'yı görünce bana karşı tavırlarının değiştiğini farkedinceye kadar. o andan sonra mahalledeki bütün havam değişmişti. el üstünde tutuluyordum. benden yaşça büyük abilerin oynadığı mahalle maçlarına çağırılıyordum. sırf benim mikasa topum ile oynayabilmek için. üstelik kaleye bile alınmıyordum..

    şimdi düşünüyorum da, çevremdeki insanların bana karşı tavırlarını ve bakışlarını bu denli değiştirebilecek başka bir nesne daha yok. mikasa, büyüksün be!
  • buz gibi havada insanın çingene pembesi teninde en güzel patlayan toptur.
    böyle zzyiinn diye bir uçuşu vardır gergin bir mikasanın.
    pırıl pırıl mikasasını sürekli odasında muhafaza eden gençlerin ara ara topu ısırma ve yalama içgüdüsüyle dolup taştığını bilirim.
  • bu top o kadar sağlamdır ki, üstünden araba geçsin topa bir şey olmaz araba takla atar o derece.
  • sahip olani mahalle takiminin kaptanligina terfi ettiren sihir..
    lord of the balls, top karde$ligi filan..
  • bayram ayakkabilarinin parcalanip ayak parmaklarinizin disari cikmasini saglayacak ve ayni anda kadifeden sortunuzun onunde sari bi islaklik olmasina sebebiyet veren modelde futbol toplari da mevcut olan efsane marka. mikasa marka toplar siz orda olmadiginizda baskasina verilmezdi, mahalle arkadaslariniz topu istediklerinde balkondan atilmazdi, 12 kat assaya inip elden verilirdi. tabi o da en yakin arkadasinizin gozetimi altinda. haftada bir kramponlarinizla birlikte yagli bir bezle silinirdi. ustu guderi oldugu icin asfaltta oynanmazdi. en guzeli ise oglen okuldan ciktiktan sonra arkadaslarinizla soguk kis gunlerindeki mahalle maclarinda pis burun topa vurdugunuzda karsi tarafin oyuncusunun kulagina gelmesiydi. gurur kirici bu hareketten sonra tabiki o en kutsal an olan allah ne verdiyse girismesi yapilirdi topluca karsi takima. cunku ne olursa olsun gelen top mikasadır, ve siz haklisinizdir. gerisinin bir onemi yoktur. topu bu kadar allah yerine koyduktan sonra otobusun altina girerek patlamasi aninda ise artik buyudugunuzun ve ergenlikten cikip olgun bi erkek oldugunuzun farkina varirsiniz.
  • bu topa kafa her vuruşu ayak serçe parmağını bir yere vurmak gibi bir şeydi. göz göre göre vuruyorsun işte, mazoşist de değilim ama o kadar ağırdı ki kafa vurmaktan beyin hücreleri öldü.
  • oldu ki kafa atmak gibi bir hatada bulunduğunuz takdirde 10 dakika kendinize gelemediğiniz futbol toplarını üreten firma.
hesabın var mı? giriş yap