• bazı çevrecelerce dünyanın en iyi romanı olarak gösterilen hatta yaşar kemal tarafından dünyanın en iyi üç romanından biri olarak nitelendirilen ‘’ve durgun akardı don’’ adlı eseri ile ilgili ortaya atılan dedikodu ve spekülasyonlar enteresandır.

    şolohov, bu kadar genç yaşta –yazar romanı 22 yaşında yazmaya başlar- böylesi edebi bir eseri üretecek birikime sahip olamayacağı ve diğer hikayelerindeki kalite farkı gerekçesiyle intihal yapmakla suçlanır. eserin başka bir kazak ya da başka bir edebiyatçı tarafından yazıldığı spekülasyonları alır başını gider. ( hüseyin kandemir, destansı bir roman durgun don ve bir yıkımın izleri: devrim, savaş, ölüm ankara üniversitesi dil ve tarih-coğrafya fakültesi dergisi, 48,2 2008 )

    bu durumun bir şekilde sonuçlanmasını ve eserin gerçek sahibinin tespit edilmesi amacıyla 1977 yılında iskandinav bilim adamlarından oluşan bir heyet kurulur. araştırmalarını bilgisayar ortamında yürüten heyet elektronik ortamda şolohov’un diğer tüm eserlerini çeşitli açılardan inceleyerek bir sonuca ulaşmaya çalışırlar.

    uzun bir zaman dilimine yayılan bu uluslar arası tartışma yazarın öldüğü 1984 yılında nihayetlenir. araştırma, ‘’romanın şolohov’a ait gibi görünmesi’’ gibi müphem bir ifadeyle neticelenir.

    şolohov’un adı 1987 yılında güzel bir tesadüfle aklanır. çıkan tüm bu dedikoduların sebebi eser ile ilgili hiçbir dokümanın bulunmayışıdır. şolohov’un elindeki tüm dokümanlar ıı.dünya savaşında almanlar tarafından yakılmıştır. ancak eserin tüm kopyaları yanmamıştır. bundan şolohov’un kendisinin de haberi yoktur. o dönemde şolohov, arkadaşı vasiliy kudaşyov’u sık sık moskova’da ziyaret etmektedir. bu ziyaretlerin birisinde eserin ilk iki cildine ait olan notlarını arkadaşının evinde unutur. bu notlar uzun yıllar sonra arkadaşının kızı tarafından bulunur. orijinal nüshaların bulunması ile birlikte birçok alıcı ortaya çıkar. oldukça büyük paralar teklif edilmesine rağmen kudaşyova bu notların yurt dışına çıkmasını istemez. devreye dönemin başbakanı girer, nüshaların kendilerinde kalması için gerekli parayı temin eder ve 605 sayfası bizzat şolohov, kalan kısmı da eşi tarafından yazılmış olan orijinal nüshalar rusya’da kalır.
    intihal iddiaları böylece tamamen kesilir ve hiçbir şüpheye yer bırakmaz. (kandemir, a.g.y sy 95-109; izgarşev, i., ‘’mihail şolohov: jizn ne po lji sy:2 )

    eserin kendisinin hali hazırda yeterince ideolojik bulunmayıp zamanının sosyalist kafalarını karıştırması, kitabın yayınlanmasının sıklıkla kesintiye uğraması gibi tatsızlıklarla uğraşan şolohov’un bir de başına musallat edilen bu dert olmuş işte.

    rivayet edilir ki dedikodular bittiğinde, şolohov’un ömrünün sonuna kadar yaşadığı ve ölüsünü de emanet ettiği veşki köyünde toprak içine temiz bir nefes çekmiş, don nehri de bir günlüğüne durgunluğunu bir kenara atmış gönlünce dalgalanmış, kabarmış ve sakinleşip temiz bir çarşaf gibi ilişmiş yeniden kıyıya.
  • toplumcu gerçekçilik akımının önde gelen adlarından biri. 1. dünya savaşı öncesinden başlayarak ekim devrimini, iç savaşı ve devrim sonrasını kapsayan geniş bir zaman dilimi içinde anlattığı 've durgun akardı don', don kazakları'nın bolşevikler'e karşı yürüttüğü bağımsızlık mücadelesini nesnel bir bakış açısıyla anlatan belgesel bir nitelik taşır. şolohov 1949'da sscb bilimler akademisi üyeliğine, 1954'te sovyet yazarlar birliği prezidyumuna, 1961'de sbkp merkez komitesi üyeliğine seçildi. tarımın kolektifleştirilmesi sürecini işlediği ikinci romanı 'uyandırılmış toprak'ı 28 yılda tamamladı. şolohov insanları savaşın vahşetinden ve acılarından korumak, uzak tutmak için, onlara sürekli savaşı anımsatmak gerektiğine inanıyordu. türkçeye çevrilen öteki önemli yapıtları "alyoşa'nın yüreği", "insanın yazgısı" ve "mavi bozkır"dır.
  • betimlemelerindeki güç ve canlılık dolayısıyla rusların yaşar kemali de denilebilir mihail şolohov için.
  • şolohov'un edebiyatının büyüklüğünü gösteren en önemli şey kızılların ve kızıllaşan rusya'nın içinde, bu hareketin en sıcak en yoğun zamanında kaleme aldıklarının fikren ve ruhen o zamanı ve konu ettiği insanları aşmış olmasıdır. edebiyatçı aslında tornacıdır. tornaya soktuğu malzeme imkanlar dahilinde kısıtlı ve domestik özellikte iken yazarın tornasında beynelmilel bir mevzuya dönüşür.

    yazar, acının ve hikayenin zamana yenik düşmesine mani olur. bahçesinden aldığı fideye tüm iklim ve topraklarda çiçeklenecek bir ruh aşılar. öyle ki çobanın hikayesi öğretmeni, orospunun hikayesi papazı ağlatır.

    betimlemeleri o kadar güzeldir ki atın kaldırdığı tozdan, yeni doğmuş bebeğin ıslaklığına kadar her şeyi duyarsınız içinizde.

    türkiye'de genelde azılı komünistler dönemin sosyal tarihine aşina olmak amacıyla okur şolohov'u. zaten bana öneren de komünist neşriyat, devrimler tarihi ve parti broşürleri dışında pek de bir şey okumayan biriydi. kendisinden her ne kadar haz etmesem de iyi ki önermiş. sayesinde nehir gibi temiz ve gürül gürül akan hikayeler okudum.

    öyle işte.
  • sovyet yazar. 1965'te nobel edebiyat ödülü'nü alan rus roman ve öykü yazarı mihail aleksandroviç şolohov (1905-1984) toplumcu gerçekçilik akımı'nın önde gelen adlarından biridir.

    don ırmağı havzasında, küçük bir kazak köyünde doğdu. 15 yaşında kızıl ordu'ya katılmak amacıyla okulu bırakarak moskova'ya gitti. o yıllarda edebiyatla ilgilenmeye başladı. çeşitli gazete ve dergilerde öyküleri ve röportajları yayımlandı. dört yıl sonra köyüne döndü. 1932'de sovyetler birliği komünist partisi'ne (sbkp) girdi. ıı. dünya savaşı sırasında pravda gazetesi adına cephede savaş muhabirliği yaptı.

    17 yaşında yazmaya başlayan şolohov, ilk öykülerini "don hikâyeleri" (1926) adlı kitabında topladı. 1925'te yazmaya başladığı başyapıtı "ve durgun akardı don", 1928-40 yılları arasında dört cilt olarak yayımlandı. yazar bu yapıtında don ırmağı kıyılarındaki kazaklar'ın yaşamını, ı. dünya savaşı öncesinden başlayarak ekim devrimi'ni, iç savaşı ve devrim sonrasını kapsayan geniş bir zaman dilimi içinde anlattı. son derece güçlü bir gözlem yeteneği ve aynntı zenginliğiyle kişilerin derinlemesine incelendiği, don kazakları'nın bolşevikler'e karşı yürüttüğü bağımsızlık mücadelesini nesnel bir bakış açısıyla anlatan bu yapıt belgesel bir nitelik taşır. roman kahramanının öyküsü aynı zamanda, tarihsel değişim sürecinde toplumdaki değişimleri kavrayamayan kişilerin trajik öyküsüdür. 1941'de yapıtı stalin ödülü'yle onurlarıdırılan yazar 1949'da sscb bilimler akademisi üyeliğine, 1954'te sovyet yazarlar birliği prezidyumu'na, 1961'de de sbkp merkez komitesi üyeliğine seçildi. tarımın kolektifleştirilmesi sürecini işlediği ikinci romanı "uyandırılmış toprak"ı (1932-60) 28 yılda tamamlayabildi.

    şolohov insanları savaşın vahşetinden ve acılarından korumak, uzak tutmak için, onlara sürekli savaşı anımsatmak gerektiğine inanıyordu. savaş muhabirliği yaptığı dönemde karşılaştığı olaylardan esinlenerek yazmaya başladığı tamamlanmamış romanı "vatan için dövüştüler" (1942) ve "insanın yazgısı" (1956) adlı yapıtlarında savaş temasını işledi. 1965'te tüm yapıtları, özellikle de "ve durgun akardı don" için nobel edebiyat ödülü'ne layık görüldü. yazarın dilimize de çevrilen öteki önemli yapıtları "alyoşka'nın yüreği" (1925) ve "mavi bozkır"dır (1926).

    (bkz: sovyet edebiyatı)
  • bir masal gibi anlatılan don nehri kıyısına yerleşme öyküsü; dedesi, türklerle yapılan savaşta bir türk kadını esir almış ve onu don nehrinin kıyısına kurulmuş olan kazak köyüne getirmiş.köylüler kadının uğursuz olduğuna inanmışlar ve dedesi ile türk kadının yaşadığı eve saldırmışlar. adam önce esir aldığı ama sonra aşık olup evlendiği ve bir erkek çocuğu sahibi olduğu türk kadını canı pahasına savunmuş ama yine de karısının, o türk kadının, köylüler tarafından linç edilmesini engelleyememiştir.
  • 'don hikayeleri' adlı eseriyle 1965de nobel ödülünü almış olan sovyet yazar.eserde don bölgesindeki iç savaşlardan ve kazakların başkaldırılarından bahsedilir.anlatımı mükemmeldir.
  • rus edebiyatı'nın pek ilgi çekmeyen yazarlarından biri. ben bu yazarın kitaplarını okuyan çok az insan gördüm kendim de dahil. kitaplıkta duruyor sadece:/ ta lise yıllarında da hoca ismini verir geçerdi varsa yoksa diğer yazarlar:/
hesabın var mı? giriş yap