• akın akın gelen çaylak orduları yazar halkını miğfer kalesinde sıkıştırmıştı.artık yazarlar savaşmaktan yorgun düşmüş sabahın ışıklarıyla doğudan gelecek yazar ordusunu bekliyorlardı.ancak sabah gördükleri 1.çaylak hava indirme tugayına ait binlerce çaylağın paraşütlerle miğfer dibine inmeleri oldu.bu görüntü sonun başlangıcıydı çünkü yazarlar panik halinde kaçışmaya başlamışlardı.3.üncü orduya bağlı levazım birlikleri bu durumdan yaralanarak kapıda bir delik açmayı başarabildiler.ardından 16.ncı çaylak kolordusuna bağlı piyade birlikleri 8.nci mekanize tugayının desteğiyle miğferdibi kalesine sel olup aktılar ve yazarları köşeye sıkıştırdılar.bu savaşa katılmış olan çaylaklar 6.nesil yazar ünvanı ile ödüllendirildiler.fakat çaylak ordusunun bilmediği bir şey vardı ;yazarlar gerilla taktiklerini çok iyi bildiklerinden miğferdibi içinde çaylaklara savaş durumundan çok zayiat verdirecekleri idi.yazarlar şu ana kadar bir çok 6.nesil çaylağı uçurma,gambazlama ve bilumum şekilde yok etmişlerdir.kalan 6.nesil yazarlar ise yazar halkı içinde asimile olup yok olup gideceklerdir.6.nesil yazarların tek bir ölçüsü var idi ''güçlüyüz cesuruz hazırız''
  • gordugum en bomba savas sahnesinin gectigi mekan...
  • dün gece rüyâmda bu isimde bir otobüs durağı gördüm, yeşil renkli bir sırığın tepesine asılmış sarı üzerine siyah yazılı bir levha :

    "iett
    durağı
    miğferdibi"

    sabah kalktım, iett'nin sitesinde arattım; yok böyle bir durak.

    rüyâmda ilk önce, daha önce hiç binmediğim bir otobüse (hat bakımından) binmiştim. otobüs 4. levent'e gelmeden hemen önceki fabrikalar durağından hareket etmiş, 4. levent'teki durak cebine girmiş, artık oradan da hareket etmekteydi. rüyâm buradan başladı diyebilirim. bende ise (rüyâmdaki ben) bir telâş vardı çünkü o durakta inmeliydim ama otobüs hareket etmişti ve nereye gideceğini bilmiyordum. 4. levent'teki cepten çıkar çıkmaz aşağıya doğru döndü, deniz subay lojmanları otobüslerinin saptığı yere. o an aklıma, kardeşimin deniz subay lojmanları otobüsüne askerlerin girip herkese kimlik vb. sorduğu ile ilgili anlattıkları geldi; hafiften sıkıntı bastı. yine o an elimdeki anti-karizmatik siyah renkli nalbur poşetini farkettim. acaba poşetin içinde ne vardı ? arayan asker bulursa ne yapardı... böylece beni iyice sıkıntı bastı. kafamı sol tarafa çevirmemle karşı kaldırımdaki, karşı yönden gelen otobüslerin durması için konmuş olan bu durağı farkettim : "miğferdibi"... her şeyin üzerine tuz biber eken bir durak ismi. herhalde artık bu kadarını kaldıramadım ve uyandım.

    (bkz: miğferdibi kâbusları)

    dün sürekli üşüyenler zirvesi vardı ve ben zirve öncesi karaköy ve şişhane'de, okçumusa caddesi'nde alışverişler yapmış, içi abuk şeylerle dolu kocaman bir nalburiye poşeti ile zirveye katılmış, zirvenin son demlerinde de poşetteki plastik hortumun avasas tarafından görülüp ifşâ edilmesi sonucu zirve boyunca sürdürdüğüm gizemi kaybetmiştim. muhtemelen rüya bununla alâkalı. acaba hortum ifşâ olmasaydı bu rüyayı görür müydüm, görseydim böyle mi görürdüm bilmiyorum, fakat bir poşetin içeriği ifşâ olunca olacakları bilinçaltımda miğferdibi'ne kadar götürüp paranoya yapmam kesinlikle normal değildir herhalde.
  • yüzüklerin efendisi iki kule'yi tekrar izlerken şefin dehlizi olarak çevrildiğini gördüğüm mekan. muazzam bir savaş izliyoruz burada.
  • kitaba göre elfler savaşın ne başında ne de sonunda gelmiştir. yüzük kardeşliğinin başında sauron'a karşı verilen savaştan bahsedilirken söylenen elferin ve insanların son ittifakı cümlesi gerçekten de doğrudur yani. bir daha başka bir savaşta yan yana savaşmadı elfer ve insanlar*.
  • elfler şehir düşerken değil düşmeden önce gelmişlerdir. şehir düşeklen yardıma gelen rohan süvarileridir ki bunları hussarllarla özdeşleştirmek daha mümkündür. dolayısıyla elflerin kıyafetinin polonyalılarla falan alakası yoktur.

    (bkz: hussar)
    (bkz: winged hussar)
  • yüzüklerin efendisi'ndeki; insanlık tarihine olan birçok göndermeden biridir. uruk-hai (turkay) lar tarafından kuşatılan söz konusu yer viyana, şehir tam düşmek üzereyken yardıma gelen elfler ise polonyalılardır. hatta filmde bu gönderme o kadar bariz kılınmıştır ki; filmdeki elflerin giyim kuşamı polonya ordusuyla neredeyse birebirdir.
  • ingilizcesi "helm's deep". bir ucurumun etegine gondor insanlarinca kurulmu$tur, rohirrim krallarindan helm hammerhand'den adini almaktadir. (yaniliyorsam duzeltiniz) dunharrow ile beraber savunmalar sirasinda rohan halkinin iki siginagindan biridir. helm's deep'in icinde "parildayan magaralar" olarak bilinen aglarond, hornburg kalesi, savunmanin belkemigi olan deeping wall bulunmaktadir. helm's deep savunmalari buyuk olcude gondor halki tarafindan in$a edilmi$tir, rohirrim tarafindan degil. kral theoden ve sadik $ovalyeleri burada saruman'in orc ve uruk hai kuvvetlerine kar$i direnmi$lerdir.
  • pekala bir otobüs ya da minibüs durağı ismi olabileceğini de farkettim. dolayısıyla da bir semt. sarıyer'in biraz ilersinde, rumelikavağı'na gelmeden.
  • lord of the rings'in ikinci filminde 45 dakikalik bir savaş sekansinin geçtiği yer olacak sanirim...
hesabın var mı? giriş yap