• gezi olaylarinin arkadasinda yahudi lobisi ve michael rubin var diyen yenisafak gazetesine soyle bir yanit vermistir:

    "türkiyenin günlük yandaş islamcı gazetesi beni şahsen– çoğunluğu yahudi – eski abd hükümet görevlilerini birkaç ay önce toplayıp istanbuldaki gezi komplosunu planlamakla suçluyor.

    başbakan recep tayyip erdoğan yahudilerin komplo programlarını daha anlamadı mı?

    artık öğrensin.

    pazar günleri bankaları kontrol ederiz. pazartesi basını. salı günleri yeni terör saldırıları düzenleyip suçu nasıl el kaide'ya atabileceğimizi düşünmekle geçer. çarşamba günleri george soros ile toplanıp faizleri tartışırız. perşembeleri korkunç olaylar planlayıp yaptıklarımızdan kimsenin haberi olmasın diye uluslararası basına yemek pişirime programları yayınlamalarını emrederiz. cuma günleri hıristiyan çocukları tuzağa düşürüp kanlarıyla hamursuz yaparız. cumartesileri de, bu kadar yorgunluktan sonra dinleniriz.

    şaka bir yana, yeni şafağın bu tip yazıları türkiyenin imajını zedeliyor.

    erdoğan eğer taksim olaylarında kimin parmağı olduğunu anlamak istiyorsa aynaya bakması yeter."
  • son günlerde tayyip erdoğan'a yüklenerek evet oylarını konsolide etmeye çalışan cia görevlisi yazar.

    görevlidir kendisi.

    amerika'nın referandumdan evet sonucu çıkmasını istediği çok aşikar.
  • hem erdoğan nefretini körükleyip hem de sandıktan evet çıkarmak amaçları. tek adam haline getirip sonra ülkemize demokrasi! getirecekler. biri erdoğan'ı uyandırır umarım.
  • rahmetli dedem bir hikaye anlatırdı. almanya'ya işçi olarak çalışmaya gitmiş altmışlı yıllarda. kendisi kumanovalı bir arnavut, orada kalabalık diyeceğimiz kosovalı arnavutlarla karşılaşıyor. hemen vayy hemşerimdi filandı derken, kosovalılar; "hadi lan ordan, bıraktınız memleketi türkiye'ye gittiniz" tribi atıyorlar. anlayacağınız hiç yüz vermiyorlar ve sürekli tersleyip trip atıyorlar. malum türk/müslüman düşmanlığı yüzünden 2 italyan dedeme dalaşıyor. dedem bunları tepeliyor. ama italyanlar hırs yapmış. toplamışlar bir tabur inşaat amelesi dövmeye gelmişler dedemi. o sırada kosovalılar daha dedem elini kaldırmadan kosovalılar pamuk yapıyor italyanları. dedem hırsla soruyor;
    "ne bu be? selam vermiyorsunuz. kavgaya girdik yardım istemeden olayın içine dalıyorsunuz."
    "aa" demiş kosovalılar "sizi sevmek de dövmek de bizim hakkımız. italyanlara bırakmayız."
    ulan 1 belediye için komşusuyla karşı karşıya gelir mi bu millet manyak mısınız? siyasi hırs, kazanma hevesi filan eyvallah da. iç savaş için avucunuzu yalayın.
  • bunun gibi kendi ülkesi dışındakilerde kaos peşindeki puştların anlamadığı şu: toplumun tüm kesimlerinden sağduyulu ve zihni hamasetle dolu olmayan gerçek milliyetçilerin/ulusalcıların, sosyalistlerin/komünistlerin, dindarların/muhafazakarların, sağcının/solcunun vs.nin üzerinde birleşeceği tek konu antiemperyalist tavır olacaktır.

    iç savaş çıksa oluk oluk kan akıtıp birbirimizi kessek mutlu olacak ancak .... çocuğu.
  • türkiye analizleri cidden okumanya değerdir.
    bu adam bi şey söylüyorsa kesinlikle boşuna değildir, o işin eli kulağındadır.

    son yazısında da "ulusalcılar ve akp nin sadatı arasında çok ciddi ve kanlı bir savaş olacak" diyor.

    ***
    gelmekte olan asıl büyük savaş erdoğan ve perinçek arasında olacak.

    birçok diplomat ve analistin türkiye’nin gidişatını uzun süredir yanlış tahlil etmesinin nedeni, çoğunlukla meselenin özü yerine makyajına odaklanmasından kaynaklı. mesela okullarda ve üniversitelerde başörtüsü tartışmalarına odaklanıldı, tmsf’de yapılan değişiklikler sonrasında şimdi cumhurbaşkanı olan recep tayyip erdoğan’ın muhaliflerin finansal varlıklarını ve iş alanlarını hedef alması bile göz ardı edildi. birçok analist -tembellikten mi yoksa yükselen tehlikelere karşı duydukları ideolojik antipatiden mi- erdoğan’ın dini değiştirme gündemine dair kaygıları da görmezden geldiler.

    on yıl önce abd’li diplomat daniel fried, erdoğan akp’si için “hıristiyan demokrat parti’nin bir çeşit müslüman versiyonu” demekte ısrar etti. o ya da temsil ettiği kurum basit bir şekilde erdoğan’ın gündeminde mustafa kemal atatürk’ün kurduğu cumhuriyet’i çözüp yerine islam cumhuriyeti’ni getirmek olduğuna inanmak istemedi.

    ancak erdoğan, ismen olmasa da çoktan türkiye’yi islam cumhuriyeti’ne dönüştürdü. şimdi ise kendi türkiye’sine ve ağır şekilde yaptığı ‘devrime’ sadık islamcı devrimci muhafızlar ordusu inşa etmeye niyetli görünüyor.

    resmi gazete’de yayımlanan kanun hükmünde kararname’nin (khk) 18. maddesi ile türk ordusundan atılan ordu personelinin tekrar işe alınmasına olanak sağlandı. bugün ise erdoğan khk’yla 1990’ların sonunda islamcılarla ilişkisi olduğundan dolayı atılan binlerce subayın geri çağrılmasını sağlıyor.

    bir ay önce özel birlikleri ve paramiliter grupları eğiten sadat’ın başındaki ve erdoğan’ın ordu danışmanı olarak atadığı adnan tanrıverdi hakkında yazmıştım. tanrıverdi 1997 darbesinin ardından islamcı bağları nedeniyle ordudan tasfiye edildi ve görünen o ki son 20 yıldır bunun intikamı üzerine yoğunlaşmış. sadat’ın binlerce emekli ordu mensubu ve islamcı personeli bulunmakta. yakında kendilerini resmi olarak nato’nun en güçlü ikinci ordusunun içinde bulabilirler.

    bu hem demokrasi adına hem de nato adına kötü bir şey. tanıklıklara göre sadat, başarısız 15 temmuz darbe girişimi akşamında, birçok insanın ölümünün de arkasında. erdoğan ise darbe girişimi ve ölümlerden faili sürgünde olan fettullah gülen ile destekçilerini suçluyor.

    bu aynı zamanda türkiye’ye gelecek olan şiddetin de işareti. erdoğan eski müttefiklerine ihtiyacı olmadığı zaman kendisine uygun müttefik aramaya başladı. abdullah gül, ahmet davutoğlu, kürt liderleri ve gülen’e kucak açtıktan sonra hepsini terk etti. aynısı inancına körü körüne bağlı olsa da rakiplerinden daha fazla piyon olan mhp lideri devlet bahçeli’nin de başına gelecek.

    ancak gelmekte olan en büyük savaş erdoğan ve doğu perinçek arasında olacak. önceleri maoist sonradan ise aşırı milliyetçi olan perinçek, başkanlık mücadelesi veren erdoğan’a ortak düşmanı olan kürtler, gülenciler ve liberallere karşı destek veriyor. yüzlerce destekçisini orduya sızdıran perinçek, sahne arkasında bir güç olarak yerini aldı bile.

    erdoğan’ın sadat’ın emekli subaylarını orduya yığmaya çalışması kurum içerisinde güç değişimi çabası anlamına geliyor. bu, türkiye’de askeri üstünlük sağlamaya yönelik bir satranç oyunu ve çoktan ordu içindeki mevcut saflarda homurdanmaya neden oldu bile.

    perinçek’in adamlarının direnmekten ya da yenilgiyi kabullenmekten başka seçeneği yok. direnmek demek şiddet ya da muhtemel yeni bir darbe girişimi demektir.

    burada kesin olan iki şey var: birincisi ordu, önümüzdeki aylarda ya sadat’ın ya da perinçek ekibinin egemenliği altına girecek. fakat ikisi aynı anda olmayacak. ilki gerçekleşirse erdoğan’ın yararına olacak, ikincisi gerçekleştiğinde ise türk lider “devre dışı” kalacak. ikinci kesin şey ise şu: kim bu ordu savaşını kazanırsa kazansın, nato’ya ve batıya dönük bir türkiye umudu kaybolacak. erdoğan zaten demokrasiyi, özgür basını ve bağımsız yargıyı öldürdü. şimdi ise sıra orduyu dönüştürerek canına okumak.

    michael rubın

    çeviri-derleme: lokman sazan

    kaynak: http://gazetekarinca.com/…perincek-arasinda-olacak/
  • adının, milliyetinin, dininin, ırkının, dilinin hiçbir önemi olmayan bir trolldür.

    geçiniz.
  • https://www.aei.org/…turkey-preparing-for-coup-2-0/ ikinci darbe tahmininde bulunmuş cia ajanı.

    15 temmuz'u da dört ay önceden bilmişti.
  • son yazısının sonunda açıkça, "türkiye'nin etkin bir biçimde bölündüğüyle yüzleşmemiz gerektiğini, sınırlarımızın değişeceğini, bunun ayrı uluslararası devletler şeklinde ya da iç federatif yapılar şeklinde olabileceğini (bölünme kesin de ayrı devlet mi federasyon mu merak edilen bu diyor) erdoğan'ın kendini büyük bir lider ve yeni atatürk olarak gördüğünü ancak atatürk modern türkiye'yi inşa ederken erdoğan'ın bu ülkeyi yok ettiğini, tarihe kahraman değil ancak kibiri uğruna türkiye'yi mahveden kötü adam olarak geçeceğini söylemiştir."

    yazının orjinali için buraya bakabilirsiniz.
  • abd'nin iç sesini yansıtan neocon. vazgeçmeyeceklerini söylüyor açıkça. boşuna konuşmaz bu adam. yeni bir süreç bizi bekliyor. tweet'lerinden anladığım kadarıyla odaklandıkları noktalar:
    katar'ın türkiye'ye desteğini önlemek
    ekonomik yaptırımlar (katar, türkiye ve emirliklerin havayolu şirketlerine aynı anda kısıtlama gelmesi tesadüf değil)
    erdoğan'ı yıpratmak (reza zarrap üzerinden bir haltlar karıştırıyorlar muhtemelen)
    referandumdan önce olacakları bekleyip şaşırmış gibi yapalım bari.
hesabın var mı? giriş yap