• ta 2018 cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce "erdoğan, bahçeli'ye paçayı kaptırırsa siyasi hayatı biter. bahçeli öteki politikacılara benzemez." diyen dede. adam erdoğan'ın en güçlü olduğu sırada iddia etti bunu. sonuç ortada.

    tam cümlesini de yazayım: "umarım sayın erdoğan paçayı kaptırmaz. umarım şu anda siyasi olarak kullanan sayın erdoğan'dır. yok eğer sayın erdoğan, devlet bahçeli'nin samimiyetine güveniyorsa, kusura bakmasın ama, hem kendisinin, hem ak parti'nin siyasi sonu gelmiş demektir." 16 ocak 2018.

    edit: bugün de "süleyman soylu erdoğan'a gider ayak öyle bir gol atacak ki, yılların tecrübeli kalecisi erdoğan bile o golü çıkaramayacak. soylu'nun ne yapmak istediğini ta yüreğimde hissediyorum, ama söyleyemem." dedi. bekleyelim bakalım ne olacak. konu muhtemelen imamoğlu'na açılan soruşturmayla ilgili.
  • 90'ların ortalarında o zaman mehmet ali ılıcak'ın sahibi olduğu akşam gazetesi 365 kupona 37 ekran tv kampanyası başlatmıştı. televizyonun televizyon olduğu dönemlerdi. gidip carrefour'dan 51 ekran seg televizyonu market arabasına atıp çıkmak falan ütopyaydı o yıllar. carrefour var mıydı o bile net değil. allah var, mehmet ali ılıcak'ın tüm güvenilmezliğine karşın akşam gazetesi ciddi tirajlar yakaladı o sıra. televizyonların çoğunu vermedi, çamura yattı, içeri düştü. gazete kapandı, bayağı tantanalar oldu. konumuz televizyonlar değil. akşam gazetesi.

    bir televizyon için bir sene kupon biriktirmeyi göze alan ortanın altı gelirdeki binlerce ailenin evine girmeye başlayan akşam gazetesinin kalitesiz yazarları da bir anda bir triplere girdiler. rıza zelyut kendisini türkiye alevilerinin temsilcisi görür oldu. memduh bayraktaroğlu türkiye'ye abd'den aparma, çok fena liberal görüşler ithal etmeye başladı.

    kalitesiz akşam gazetesinin orta sayfasını işgal eden memduh bey'in yazdıkları türkiye için bir ilkti. o güne kadar hiç kimse alenen fakir düşmanlığı yapmaya cesaret edemezken, aynı dönemde ldp genel başkan yardımcılığı'nı da yürüten bayraktaroğlu, besim tibuk'tan aldığı gazla bunu zamanın en çok satan gazetelerinden birinde yapmaya başladı. özalcı, çillerci gazetecilerin zengin yardakçılığına az buçuk alışık olan insanlar, bunu da yer yutar diye düşündü herhal. fütursuzca, gecekonduda yaşayanların sel felaketinde ölen çocuklarına "yenisini yaparlar nas'olsa. üremekten başka ne bilirler?" diyebildi. kendi ldp yöneticisi olduğu için sütununda siyasetçi-gazeteciliği savundu, köşesinde ldp reklamı yaptı falan.

    gel gör ki, ldp'nin yunusu okyanusta boğuldu. besim tibuk ofsaytı kaldıramadı, akşam aksoy ailesine geçti derken bu zat kayboldu. lakin, aklıbaşında birden fazla insanın bulunduğu bir ortamda hafızalar deşilirse eğer memduh bayraktaroğlu'na olan derin bir antipatinin insanlara kuvvetli biçimde sirayet ettiği hayretle tespit edilebilir. mesela bi arkadaş bu kişinin imza gününe gidip (acayip de başarısız bir kitabı var bunun) bir kova yamanlar deresinden akan sel suyunu kafasından aşağı boca etmeyi önermişti. başka birinin adamın tombik yanaklarını ldp'nin yunusuna yalatma fantezisi vardı falan. (yanak dedim anla işte)
  • memduh beyi önce btv adlı kanal ve öncü adlı gazetede gördük, tanıdık. o zamanlar kendine gazeteci diyordu. bugün ise flash tv'de "memduh bayraktaroğlu ile umuda doğru" diye bir programa başladı. kendisi için "siyaset analisti" diyor. (hahaha ah memduh ah.)
    fanatik bir dyp'li diyemeyeceğim; tansu çiller tarafından evde artan bayat ekmeklerden üretildiğini sanıyorum desem daha doğru olacak.
    sayın çiller, melek hanımefendi, nazik primadonna, pitoresk ilahe vb cümleleri kurmadığı zamanlarda şöyle vecizeler yumurtlar: "mgk iltica* sorunu var demiş; hani, ben görmüyorum?" "... gerrizekalı komünistler..." "ben idam yanlısıyım, bakın amerika'ya!"
    dyp 18 nisan seçimlerinde hezimete uğradığı gün kayıplara karışan bayraktaroğlu, btv'deki programının son zamanlarında pişkinliğin, demogojinin, popülistliğin dibine ulaşmış olduğundan ne yapacağını şaşırmış, stüdyoya bir klavyeci getirtip türkü okumuş, onuncu yıl marşı söylemiştir ayrıca.
    komedi tutkunları ekran başına, her salı akşamı flash tv'ye...
  • altına imza attığım bir sözü var. daha sık kullanmasını istiyorum. belki birkaç kişi anlar.

    "kendileri çok büyük bir siyaset adamıdır. tarihin gördüğü en büyük siyaset adamlarından biridir. ama devlet adamı değildir. ve asla olmayacaktır."

    severek ve yüzümde acı bir gülümsemeyle takip ettiğim bilge.
  • bu adam çok ilginç, yaklaşık 7-8 aydır takip ediyorum, tipi hep tanıdık geliyordu, sonradan farkettim, aziz kedi de yazmış zamanında (bkz: #1371164). tansu çiller zamanında btv diye ahaber kalitesinde bir yandaş kanal vardı. bu adam program yapardı, tamamen tansu çiller güzellemesi ve başkalarının yerilmesi, aşağılanması üzerine kurulu bir program formatı vardı. o dönem yandaşlık yaygın olmadığından çok sırıtıyordu, kimsenin de önemsediği yoktu. bir kaç kere seyretmeye çalışıp, küfrederek kapattığımı hatırlıyorum.

    işte o dönem hazzetmediğim bu adam resmen küllerinden doğmuş, o dönem çok önemli siyasi gelişmelerin içinde, tam ortasında bulunmasının verdiği tecrübe ve bilgiyle konuşuyor, gayet akıllı, güzel yorumları var.

    yeni başlayacaklara devlet bahçeli'ye ilişkin tespitlerini seyretmelerini tavsiye ederim. 4-5 videosu var bahçeliyle ilgili.
  • 90larda leman dergisi "lale" ödülleri dağıtırdı. her dalda bir çok aday yarışırken, bu zat, fakir insanlar hakkında yazdıkları sebebiyle "halk düşmanı" dalında tek aday olarak girer ve oy birliğiyle yılın lalesi seçilirdi.
  • son zamanlarda muhalif bilirkişi sıfatıyla ortaya çıkmış kişi.

    ergenler bilmez, liseliler hatta üniversiteliler bile bilmez. 90lı yıllar anap-dyp rekabetinde soytarılık yapardı bu zat. "varlığım çiller varlığına armağan olsun" zamanlarını dün gibi hatırlıyorum. bugün söylediği birkaç muhalif laf, tebessüm ettiren birkaç tespitine kanıp ciddi bir kişilik sananlara uyarım.

    boşuna vakit kaybetmeyin. evet biliyorum, medyası ve muhalefeti olmayan bir memlekette hoşunuza gidiyor böyle birikimli gibi görünen kişiler. ama bu ağabeyin geçmişi akit-misvak seviyesinden daha çukurdur. hatırlatayım dedim.
  • şimdiki gençler bilmez, bir zamanlar btv diye bir televizyon kanalında ve öncü diye bir gazetede zamanın başbakanı tansu çiller lehine, bugünün a haberinin, akit tv nin akp adına yaptığı rezilce yandaşlığın ve yalan haberin on katını yapardı. izlerken kusmak gelirdi içimizden. bakmayın şimdi akp ye muhalif ayakları yaptığına. basın tarihinde sabıkalıdır.
  • recep tayyip erdoğan hakkında şunu söylemiştir: ''ne tarafa gidiyorsa geri geri gidiyor ki millet onun o tarafa gittiğini zannetmesin.'' rte'nin siyasi taktikleri bu kadar kısa ve net daha iyi açıklanamaz.
  • bu zatı muhteremin ilginç bir özelliği de, program sırasında tamemen doğaçlama(gerçi hep aynı şeyleri söylerdi ama) takılmasıydı. elinde hiç bakmadığı ve arasıra gaza gelip "alın işte tüm hepsi burda yazıyor" diyerek kameraya uzattığı kağıtlar olur, yüzünde hep sıkıntılı bir gülümsemeyle(sanki tuvalet ihtiyacı varmış gibi) konuşurdu. tansu çiller'e muhalefet edenlere itinayla saldırır, akla, hayale gelmez hikayelerle bunları süslerdi. ilkeli olmak, tutarlılık, dürüstlük gibi kelimeleri zihninden tamamen silmiş gibiydi, bir programda, türkiye'nin amerika gibi olması gerektiğini, amerikan demokrasinin, liberalizminin nimetlerini anlattıktan sonra, amerikan gazetelerinde çıkan tansu çiller'i eleştiren haberleri soran bir izleyiciye, "amerika'yı pentagon, dışişleri ve danışmanlar yönetiyor, gazeteler ne derse desin, önemli olan onların ne dediğidir" diyerek nasıl bir demokrasi aşığı olduğunu da göstermiştir. bunun dışında çiller yalakalığı için, hüsamettin cindoruk, süleyman demirel gibi isimlere bile saldıran bu şahsın, mehmet ağar'ın dypden ayrılmasından sonra, "mehmet abiyle konuştuk, mehmet abi çok üzgündü, ne severim mehmet abiyi" gibi tavırlar takınması da, tamamen bir çiller yalakası olmadığını göstermiş, çiller fanatizmine rağmen belli hesaplar(muhtemelen can güvenliğinden) içinde olduğunu da anlamamızı sağlamıştır.
hesabın var mı? giriş yap