• tvnet'teki programda başından geçen ilginç bir anısını paylaştı bir az önce. (bu arada canlı değil program büyük ihtimal çok öncekilerden birinin tekrarı.)

    gözleri görmeyen çocuklarlarla doğanın farklı yerlerine doğru (ırmak kenarı vs.) bir geziye çıkmışlar. çocuklardan biri yosunlu taşlara ilk kez dokunuyormuş ve tepkisi, biri buraya birşeyler yazmış, olmuş. daha sonra kendince orada yazanı okumaya çalışmış ve bir yerde allah yazdığını söylemiş. mecid mecidi çocugun gösterdiği yeri daire içine almış ve acaba sadece onun kişisel görüşü mü diye başka bir çocuğu çağırmış yanına. daire çizili alana geldiğinde o çocuk da okumuş allahı. üçüncü bir çocuk çağırmış , sonuç yine aynı... *

    rang-e khodadaki muhammed'in de allahı nasıl aradığını biliyorduk zaten.
  • bir çift ayakkabının yokluğundan/yoksulluğundan, bir bakıştan filim çıkaran adamdır.
  • kendisiyle tanışma, elini sıkma, hayranlığımı dile getirebilme, kendi dilimden "hoşgeldiniz" demiş olmayı mutluluk saydığım insan. kendisine sorulan soruları, büyük doğallık ve samimiyetle yanıtlamış yönetmendir kendileri. (bkz: serçelerin şarkısı) filmini anlatırken, serçelerin sesinin güzel olmamasını bir paradoks olarak gördüğünü; filminde hiç de öyle çok güzel denebilecek yüzler olmayışından yola çıkarak filmine, bu adı koyduğunu anlatmıştır. ve yine babasını çok küçük yaşta kaybettiği için filmlerinde genelde bir baba imgesi bulunduğunu, filmlerinde oyuncuların yanı sıra her nesneyi bir oyuncu olarak kullanmaya çalıştığını, iran sanatının zenginliğini filmlerine katmaya çalıştığını anlatmıştır. kendisine sorduğum(bkz: yılmaz güney) sineması hakkındaki düşüncelerini sorduğumda heyecanlanmış, yerinde doğrulup; "öyle bir isim zikrettiniz ki kendisi, çok büyük hayranlık duyduğum bir sinemacıdır" demiş, ardından (bkz: yol) filminin favorisi olduğunu açıklamış ve kalbimi çalmıştır bir kez daha. serçelerin şarkısı mı? (bkz: iran) ' da üç aydır kapalı gişe oynuyormuş…
  • türkiye ile iran halkları arasında vizeyi çok önce kaldırmış yönetmen...
  • hz. muhammed'in hayatını beyaz perdeye aktarmaya hazırlanan iranlı yönetmen. kambozia partovi ile senaryosunu 3 yılda yazan majidi, bütçesi 30 milyon dolar olarak düşünülen filmi 3 bölüm halinde çekecek. proje, hz. muhammed’in çocukluğunu ve peygamber olmadan önce yaşadıklarını konu alacak.
  • bütün filmleri o'ndan izlerle doludur. filmlerinin bu denli güzel oluşu da islam'ı dolu dolu yaşamasından kaynaklanır.
  • bazı filmler vardır, hep birbirinin kopyası olurlar, yönetmeninin kim olduğunu tahmin etmeniz zordur. o tarzda film sunan bir dolu yönetmen sayabilirsiniz fakat bazı yönetmenler vardır, apayrı bir tarzı apayrı bir havası olur. onun ortaya çıkardığı bir şeyi izlediğinizde pişman olmayacağınızı bilirsiniz çünkü o yönetmen konuya bağımlı değildir, sinemaya bağımlıdır, nesnelere bağımlı değildir duygulara bağımlıdır, gördüklerinize bağımlı değildir, arkadaki göremediklerinize bağımlıdır. bu yüzdendir ki her zaman sizde derin bir duygu yoğunluğu oluşturur. bir aşk filmi çeker benzersizdir, sadece gözlerde ve simgelerde görürsünüz aşkı. bir ayakkabı filmi çeker, hiç bir anlam ifade etmeyen ayakkabınıza başka başka bakarsınız. böyle bir yönetmendir majid majidi.
  • medeniyet üniversitesinde yapmış olduğu "sinema dili ve kutsal" adlı söyleşide; "filmime ilk tepki gösterenler arasında suudi arabistan,mısır gibi müslüman ülkeler vardı. çok ilginçtir ki bir müslümanın rehberi olan insanın hayatını anlattığım bir filmde ilk olarak müslüman ülkelere karşı derdimi anlatmaya çalıştım. sonradan anladım ki bu insanların derdi islam değil. islam'ı asan, kesen, katleden bir din olarak gösterenlere karşı dedim ki bizim peygamberimiz savaşı hiçbir zaman başlatan taraf olmamıştır. önce daima uzlaşmaya çalışmıştır. bizim peygamberimiz savaşı önlemeye çalışmış hiçbir zaman kandan beslenmemiştir. ben bunu yansıtmaya çalıştım fakat yine de eleştirildim eleştiriliyorum" şeklinde bir açıklama yapan iranlı yönetmen.
  • aile ve ailenin en tartışmalı figürü olan "baba", tanrı, kardeşlik, yoksulluk/yoksunluk, aşk ve sevgi gibi hassas mevzuları ince gören adam. bunlar yetmezmiş gibi bir de üstüne oyuncusundan muazzam oyun alıyor. adeta mustafa altıoklar'a tepki olarak doğmuş. en büyük organım olan egom yüzünden topçuya, popçuya, ayfona, genç irisi manken karılara filan hayran olamıyorum. bir tek bu adama hayranım. aklımdan çıkmıyor filmleri. fanboyuyum.
hesabın var mı? giriş yap