• gülmüyor yüzüm
    hayat zor oldu
    güller susuz
    kurudu soldu
    tövbe ettim
    gene bozuldu
    yüreğim yanar
    mazeretim var
    asabiyim ben
    mazeretim var
    asabiyim ben

    eskidim belki
    gönül yoruldu
    aşık oldum
    soru soruldu

    affet beni
    kırdım istemeden
    yüreğim yanar
    mazeretim var
    asabiyim ben
    mazeretim var
    asabiyim ben

    boş laf bunlar
    hepsi bahane
    halim ne kötü
    ne şahane
    nedir bu böyle
    aynı hikaye
    suç kimde
    neden böyle

    üzdün yeter üstüme varma
    soru sorma biliyorsun
    mazeretim var
    boş konuşma görüyorsun
    asabiyim ben
    mazeretim var
    asabiyim ben
    mazeretim var
    asabiyim ben
  • dusunuyorum acaba klibiyle beraber tum zamanlarin en iyi turkce sarkisi midir diye.
    muhtemelen.
  • biraz önce karar verdim. mfö'nün en baba şarkısı budur.

    kendimi kendimin müzik otoristesi ilan ediyorum. on sene sonra filan bu entry açıp, hmmm müzik otoriteleri böyle demiş diyeceğim.

    ama seviyorsam da bir nedeni var. bir toz zerresini bile nedensiz sevmem. kendimi bozkırın ortasında, incecik bir toprak yolda parandeler atarken hayal ediyorum bu şarkıyı dinlerken. sonra bir tane sandalye görüyorum yolun artasında, klip bu ya, kırıp parçalıyorum. sonra da, hüüüü en sevdiğim sandalyeeee diye ağlıyorum. yapıştırıyorum filan. kocaman bir çantam var içinde japon yapıştırıcısından pritt'e kadar her türlü yapıştırıcı var. sonra da yamuk yumuk bir sandalyenin üstünde, bozkırın ortasında yorgun yorgun oturuyorum. (burda da yalnızlık ömür boyu şarkısı girebilir. aslında mfö şarkılarından absürd hikayeler yazmak mümkün, delilere göre.)

    bir de sakın gelme ile ikisini arka arkaya dinleyince aynı şarkı gibi geliyor. ben ikisini tek şarkı olarak dinliyorum. yani burda ikisinden de bahsediyor olabilirim. ikisini birbirinden ayıramam. ikiz kardeşleri ayırmış gibi vicdan azabı çekerim. ikisini arka arkaya çalmayan winamp'ı da neyleyim ben. silerim tanımam.
  • klibinde fuat ve özkanın hakikaten de asabi görünmeye çalışıp, bu kastırmalarıyla göze daha da şeker gibi göründükleri; lakin mazharın daha sakin bir tavır sergileyip "asabinin feriştahı" tadını yakaladığı mfö şarkısı.
  • mazhar fuat ozkan in me$hur $arkisi. geni$ bir kesme hitap eder adet olmu$ kadinlardan tutun aldatilmi$ bir erkege kadar.
  • (bkz: adet sancisi)
  • içinde "`eskidim belki gönül yoruldu, aşık oldum soru soruldu`" gibi bir cümle bulunduruyorsa ve yavaş yavaş bu tanımlamayı kabullenen bir zihin tarafından yönetiliyorsam bir de o zihin bana aitse sorgusuz sualsiz güzel şarkıdır keza öyle..
  • yalnızca en sevdiğim mfö albümü olmayıp, en sevdiğim türkçe albümlerdendir. mfö'yle beni gerçek anlamda tanıştıran, mfö'yü bana sevdirendir. içinde birbirinden güzel şarkılar vardır. hala eskimemiştir, rafımdaki en güzel yere sahiptir. toz tutmaz asla.
  • gelmiş geçmiş en iyi türkçe şarkılardan biri. abartmış olamam.
  • sakın gelme ve yalnızlık ömür boyu ile birlikte en iyi mfö şarkıları listemde başı çeken şarkı. kendi aralarında ise sıralama yapamıyorum resmen. birinci uzun yıllar yöb idi, son zamanlarda mvab bayağı öne geçmeye başladı, her gün dinliyorum. müzikalite anlamında muhteşem bir eser.

    acaba yaşlandıkça, deneyimlerimiz, duygu durumlarımız değiştikçe favorilerimizin değişmesi, ama mfö'nün her duygu için bir şarkısının olması değil midir mfö'yü efsane yapan?

    çok seviyorum.
hesabın var mı? giriş yap