• pride and prejudice'da ilk gözüktüğü balo sahnesinde "colin firth'ün yerine bu balık gözlü, bön bakışlı mı? hayırrrrr!" dedirtip bir kaç sahne sonra tüm söylenenleri geri aldırtan, "darcy" diye sayıklamaya neden olan başarılı aktör. önyargı çok kötü birşey. evet..
  • bukelamun gibi adam. arkadaş elalemde ne oyuncular var ya. yetenekli, disiplinli, işini ciddiye alan ve komplekssiz. bu adamla ilgili şöyle bir durum sözkonusu, oyunculuğu çok iyi fakat izlediğim filmi onun oynadığını bilerek izlemiyorsam adamı tanımakta zorluk çekiyorum. bu kadar mı değişir bir insan kardeşim. bir kere normal hali oldukça hoş. tamam fiziksel olarak birazcık (!!!) iri ve biraz da spor yapıp fit olsa fena olmaz ama hakikaten yakışıklı adam. hangi dişi bünye pride and prejudice'i izleyip mr. darcy'yi getirin banaaaa diye bağırmadı ki? ya da little dorrit'i... bir de in my father's den var orda da biraz sorunlu bir tablo çizse de göz okşar niteliği şiddetli durumda. bunun dışında oyuncu kadrosunda olduğunu bilmeden izlediğim üç film var ki (yan rollerde olmasından dolayı) hepsini izlerken "bu adam kimdi ya?... bu ses? bu ses?..." ve kısa süren şok sonrası gelen bir oha nidası çıktı kontenjandan. ilk olarak tanıştığım filmi pride and prejudice ve adamın normal hali şu:

    http://s3.amazonaws.com/…/matthew_macfadyen_002.jpg

    filmde de şu şekildeydi:

    http://crashingwaves.files.wordpress.com/…darcy.jpg

    ondan sonra death at a funeral'i izledim. (bu arada izlemediyseniz tavsiye ederim. eğlenceli bir ingiliz komedisi. amerikan daha doğrusu afroamerikan versiyonu da çekilmiş ama bunun kadar tat vereceğini sanmıyorum.) işte komik macfadyen:

    http://images4.fanpop.com/…yen-15004798-468-310.jpg

    sonra in my father's den

    http://www.lahiguera.net/…667/matthew_macfadyen.jpg

    buraya kadar bir sorun yok. daha sonra incendiary ve ilk şok geldi. burda tanıma hızım fena değildi.

    http://gfx.filmweb.pl/ph/64/25/426425/162134.1.jpg

    arkasından frost / nixon işte burda oha çöşşşş brrrüüü dedim. tipe bak len:

    http://2.bp.blogspot.com/…hn birt in frostnixon.jpg

    sonra bir bbc dizisi olan little dorrit. burda normale döndük oh be

    http://i.dailymail.co.uk/…3000005dc-257_468x563.jpg

    derken üçüncü şok dalgası ridley scott'ın robin hood'u . burda kendisini ikinci sahnesinden sonra farkettim. allah aşkına bu ne yaooo?

    http://www.lahiguera.net/…806/matthew_macfadyen.jpg

    duyduğuma göre şimdilerde de yapım aşamasındaki the three musketeers filminde athos olaraktan karşımıza çıkacakmış. neyse ki bunu biliyorum ve bilerek izleyeceğim. artık şaşırmıycam zaten öyle de bir karar aldım.***
    sözün özü bu adam rol uğruna yamulmaktan çekinmeyen bir adam. gayet komplekssiz ve takdir edilesi. bizde de kenan imirzalıoğlu var işte bunun gibi. her rolde farklı bir görüntü. (!!!)

    edit 1: entry tamamdır dedikten sonra akıl edebildim athos macfadyen de şöyle birşeymiş. paylaşayım dedim.

    http://3.bp.blogspot.com/…skeeter_3d_first_look.jpg

    bu da bonus

    http://www.itusozluk.com/…tthew-macfadyen_11092.jpg

    edit 2: rahmetli linkler tazelendi.
  • - elizabethe aşkını ilk itiraf etiği yağmurlu sahne,
    - pemberleyde ilk karşılaştıkları sahne,
    - final sahnesi..
    bu üçü ile yeni mr darcy olamaz diyenlere kendini ispat etmiştir.
  • senden çicuğum olsun istiyorum temalı fotoğrafı da bulunan şahane aktör. "aşk ve gurur krizi" de kapıda. zaten kış da geldi. tam yeri tam zamanı bence, evet.

    bir an için ükela bir kazulet iken, bir an için tam bir minnoşa dönüşmesini de çok seviyorum ayrıca.
  • lizzy e ilk askini itiraf ettigi sahnede opusecek gibi olduklari bolum, cok basarili bir is cikartmis olan aktorun fikridir. keza kendisinin film boyunca ve ozellikle de o sahnede gostermis oldugu performansin ince detaylarini izlemek icin bile film on kere izlenebilir. dudak ve goz mimiklerini cok iyi kullanarakta filmde bastan sona herseyi anlatmaktadir aslinda.
  • az önceki entrymden dolayı içim sıkıldı. bu adam dünyanın en güzel entrylerinden birini hakediyor. şimdi onu yazmaya çalışacağım.

    karakterle* kendisini nasıl ayıracağım bilmiyorum ancak bu adam şunlara sahip;
    1. derin bir ses
    2. derin bakışlar
    3. usta mimikler.
    4. ürperten bir soğukluk ve saniyesine gülümsemeyle gelen bir sıcaklık.

    bu adamın gözleri o kadar güzel ki, ekranda izlediğim hiçbir insana böyle garip bir hayranlık beslemedim ben. mesela bu bakışlara simon woods ya da rosamund pike sahip değil (cinsiyet gözetmedim bakın)... rosamund ve simon saf cici bakıyor ama, ne biliyim onların gözlerine baktığımda boncuktan başka bir şey görmüyorum, temiz mavi iki boncuk. göz bebeğine iğne geçir ipe diz... ama matthew'un gözleri farklı. ona baktığınız zaman dev mıknatısça ya da hortumca içine çekiliyor gibisiniz. filmdeki oyunculardan keira knightley'nin gözlerinde de bazen var bu, onu da bu açıdan biraz özel buluyorum.

    huzurlu bir adam bu. çok güzel bir adam o yüzden. eminim eşiyle de çok mutludurlar...

    kendisi hakkında yanılmak istemediğim bir adam, umarım tahmin ettiğim gibi biridir. :)
  • londra'da gecen hafta hsbc green park subesine gitmek icin underground'a bindim ve bond street istasyonunda indim. en favori rutinimlerimden birisi olan soya sutlu lattemi alip new bond street'ten asagi dogru yani green park'a dogru yurumeye basladim. aklimda bin bir dusunce ile yuruyordum. bilen bilir en pahali magazalarin oldugu bir caddedir new bond street.
    - insanlarin cogu turist, mis gibi geziyolar. beni ise hic heyecanladirmiyor bu londra artik. her sey tanidik gibi sacma sacma seyler dusunuyordum. bir de milletin sevgilisi, kocasi filan yaninda. belki de benim yok onun verdigi bir hüzün.

    sol genis kaldirimdan dalgin dalgin, mutsuz ve huzunlu yururken kumral, keskin mavi bakisli, tipik ingiliz asil tarzına sahip, hafif yapili, orta yasli bir erkek
    bana yol vermek icin durdu.
    klasik
    -thank you dedim.
    sonra bir salise gecmeden otomatik pilota alinmis gibi
    -ı know you dedim. normalde cok starla tanistim son alti senedir londra'da. ama aslinda bu sefer adami tanimadiğım halde tanıdım seni dedim nedense.

    - ı think you are famous dedim. maybe dedi. cok kaliteli ve pahali bir mucevher dukkaninin vitrinine dondu bakislari. galiba ben benzettim diye yoluma devam etmek icin bir adim attim. birden tum zihnim berraklasti. hatirladim. adama tekrar dondum.

    -you are the star of pride and prejudice movie. you are mr.darcy . real life matthew macfadyen dedim. güldü ve yes dedi.

    aslında saçı normal saç olunca, üstünde filmdeki o dönemin karizmatik kıyafetleri olmayınca ve hafif göbeklenmiş olduğu için tanımakta gecikmem biraz normaldi.

    -ıt is my favorite movie. i have been to jane austin's house museum in bath. love the story dedim. mr. darcy karakterine aşığım demeyi düşündüm ama adam evli ve hatta yüzüğüde parıl parıl parlıyordu. üstüne alınır şimdi, ayıp olur diye demedim.

    ayni filmdeki asil, gururlu ve tok sesi ile
    -ıt is very kind of you dedi. ve mutlu guldu. fotograf rica ettim ama ımza verebilecegini ve prensip olarak fotograf cektirmedigini iletti ve uzgun bır surat ifadesi ile sorry dedi.
    napiyim imzayi dedim icimden ama disimdan cok tesekkur ederek kalemim yok filan diye bisiler dedim.
    icimden ise halen ahhh hayalimdeki adam mr.darcy karakteri demek istedim ama o sadece bir karakter. ıyi gunler dileyerek el sıkıştık ve ben yoluma döndüm yüzümde bir tebessüm ile. acaba bu karsilasma ve konusma bir isaret mi diye yine mr. nobody yi dusundum.
    (bkz: mr. nobody/@mary poppins)
  • pride and prejudicete izledikten sonra hastası olduğum aktör..bir miktar bayık bakışlar, kazık duruş, tutukluk var gibi ama demekki ben böylesini seviyorum..ne diyelim takdir ettik..
  • jane austen in kahramani mr.darcy yi 2005 yapimli pride and prejudice da hakkini vererek basariyla canlandirmis aktor.bu adam olmus iste. daha da kimse ne bu filmi bir daha cevirsin ne de baskasi mr. darcy yi tekrar oynasin.
  • pride and prejudice in 2005 yapımı versiyonunda fitzwilliam darcy i canlandıran 1974 doğumlu ingiliz aktör. önceleri ezeli ve ebedi darcyimiz colin firth ün yerini dolduramayacağı konusunda şüphelerim varken bbc de yayınlanan spooks dizisinde ve de filmin fragmanında izledikten sonra (ve ayrıca almanya daki ön gösterimine katılanlardan aldığım duyumlara göre) kendisinin mr darcy rolü için uygun bir seçim olduğu kanaatine vardım. yalnız romanı okumadan rolüne hazırlandığını söylemesi hanesine şu an için bir eksi puan yazdırmıştır ancak kısmetse 2005 sonbaharında/kışında bunu artıya dönüştüreceğini umut ediyorum. unutmadan in my father s denadında gösterildiği her festivalden övgüyle dönen ve istanbul film festivali'nde de baba ocağı adıyla görücüye çıkmış son bir de filmi var. ve hiç süphem yok ki yeni pride and prejudice'in gösterime girmesiyle beraber 1996 da colin firth'ün ününe ün katmış olan darcy çılgınlığının yeni hedefi olacaktır bu zat. buraya yazıyorum. ve hatta yazdım, evet.
hesabın var mı? giriş yap