• kolay bozulan, curuyen, etrafa koku salan her turlu yiyeceginizin koruma kabi olarak kullanabilirsiniz yapraklarini.
    mesala;
    bir elmaniz var yarisini yediniz, diger yarisini dolaba koydunuz ertesi gun kararir. bir marul yapragina sararsaniz hicbir sey olmaz. tazeligini korur.
    sarimsak, sogan gibi koku sacan yiyecekleri soyduktan ya da dogradiktan sonra marul yapragina sararak uzun sure muhafaza edebilirsiniz.
    geceden donu cozulmesi icin buzluktan cikardiginiz et, tavuk, balik gibi yiyeceklerinizi bekletmeniz gerektiginde marul yapragina sararsaniz uzeri kararmaz ve kurumaz.
  • şu dünyada yemeyi en çok sevdiğim sebze. bana acayip bir şekilde lezzetli gelmektedir. içimdeki davarı harekete geçirdiğini düşünüyorum böyle tarlasına bırakacaksın beni otlaya otlaya yiyecem hepsini.
    böyle ortasına havuç bırakıp sandviç yer gibi kıtır kıtır yiyeceksin. iktidarsızlık yapmadığı konusunda kişisel garantimi verebilirim.

    salatalarda kullanıldığı gibi sarımsaklı yoğurtla, çiğköfte, mercimek köftesi veya kısıra sarılarak da yenebilir.
  • topraktan fışkıran görüntüsü ve kırıldığında yapraklarından çıkan beyaz sıvı yüzünden antik mısır'da cinsel gücün simgesi olan bitkidir.

    seth ile horus'un arasındaki savaş, gündüz meydanda gece ise yatakta devam etmektedir. bir gün seth, horus'a kayar. ancak çakalın önde gideni horus, bacak arası yaparak seth'i kandırmıştır. seth'in spermlerini kapar ve annesi isis'e götürür. isis, oğlunun getirdiği tohumları marul salatasının içine karıştırır ve seth'e ikram eder.

    tüm bu olup bitenden haberi olmayan seth, horus'u küçük düşürmek için, tanrıların huzurunda bahis konusu açar. "aramızda birisi bir başka erkeğin tohumlarını taşımaktadır. söyleyelim tohumlara içinde olduğu bedeni terk etsin "der. bahis kabul olunur ve tohumlara emir verilir. ancak tohumlar horus yerine seth'ten çıkar. küçük düşen seth'tir.

    işte bana böyle kıssalarla böyle mesellerle gelin.

    neyse efenim antik yunanlılar mısırlılardan ibret alırlar ve bu arada iki şeyi keşfederler:

    a) marulun özsuyunun teskin edici özelliği vardır. marulu, anti afrodizyak olarak sınıflandırılar ve "bir erkeğe marul ancak cenazesinde yaraşır" derler.

    b) savaşmayalım sevişelim. iki erkeğin döşek arkadaşlığında mısırlıların başa çıkamadığı iktidar savaşına çözüm getirirler: birine aktif diğerine pasif diyelim, yaşça büyük olan aktif olsun.

    ondan sonra kıdemli olan diğerine "beraber bot mu bağladık. yat lan aşağı!" demeye başlar.

    aradan binlerce yıl geçmiş. bence artık aktif pasif, devrecilik ve sezar salatası ile hesaplaşmalıyız.
  • fön çekilmiş kıvırcık. kıvırcık dediğin de permalı marul
  • bol limon ile yenilmesi gereken nefis sebze. yanında tuzu unutmamak lazım tabii.
  • çok faydalı bir sebze.

    tansiyonu düşürme, idrar söktürme, sakinleştirme, şeker hastaları için kandaki şeker seviyesini düşürme, kanı temizleme, adet düzenleme ve adet sancısını giderme gibi bir çok faydası var.

    canınız bir şeyler istediğinde, cips vb.gibi abur cuburlar yerine güzelce yıkayıp afiyetle yiyiniz, yediriniz efendim.
  • yapraklarını kullandıktan sonra dipte kalan sert kısmı az miktar suda bekleterek köklendirip toprağa ektiğinizde balkonda, pencere önünde taptaze yaprakları yenilebilen bitki.
  • evlerinin yanında küçücük bir bahçesi olan, kışın ne eksem diye düşünen insanların ekmesi gereken sebzedir efendim. şimdi yazın bu bahçeye ektiğiniz domatesler,biberler, patlıcanlar topraktaki bütün faydalı maddeleri çeker, o yüzden şöyle yapılır.
    önce bahçe bir güzel bellenir, bellenen yer çapalanır, tırmıkla düzlenir, sonra toprak bellenerek karık açılır yani bir kürek sola atılır, bir kürek sağa. yağmurun yağmadığı bir gün bu açılan karığa önce 20-20 diye tabir edilen gübreden atılır. şöyle 15 metrelik karığa 2 avuç yeter, gerisini siz hesaplayın, bir de organik gübre atılır, inek koyun farketmez, sonra bu atılan karık karıştırılır. akşama doğru marul fideleri dikilir. istanbul'da sonbahar yağmurları bu fideleri çok fena besler. 2-3 aya olgunlaşır, zeytinyağlı ve organik nar sirkesiyle salatası yapılır, salatanın içine incir,ceviz, nane, tere, domates atılır. üzerine de beyaz peynir atılır, rakıyla afiyetle yenir. fide bulamayan ne yapar, viyöl alır veya bulur veya karton bardağın altını delerek kendi viyolünü yapar, içini torfla doldurur, tohumu atar, güneş gören bir yere koyar ve kendi fidesini yetiştirir.
    nemli yerlerde sümüklüböcekler ve salyangozlar bu bitkini anasını ağlatır. bu nedenle etrafına ilaç dökülmesinin faydası vardır.
  • ismini söylerken ağzı düdük gibi yapmak gereken sebze. sanki ismi marul değil de marol olmalıymış gibi geliyor bana. demin fark ettim evet.
  • efendim japonlar, dışarıda yetiştirilenlerinin istediği suyun %1'iyle bir günde bunlardan 10.000 tanesini kapalı alanda üretiyormuş. hem de gündüz gece döngüsünü ideal dalgaboyunda ışık veren ledlerle kontrol ederek 2,5 kat daha hızlı yetişmelerini sağlıyorlarmış.

    http://inhabitat.com/…ds-of-lettuce-a-day-in-japan/
hesabın var mı? giriş yap