• bir zamanlar köyün birine bir adam gelmiş ve tanesi 10 dolardan maymun alacağını söylemiş. köyde çok maymun olduğu için köylüler sevinçle ormana koşup maymunları yakalamaya başlamışlar.
    adam, binlerce maymunu 10 dolardan satın alınca ortalıkta maymunlar azalmış, yakalanması zorlaşmış.
    köylüler tam maymun yakalamaktan vazgeçecekken, adam, tanesine 20 dolar vereceğini söylemiş.
    tekrar heveslenen köylüler heyecanla maymunları yakalamaya başlamışlar.
    bir süre sonra da fiyatı 25 dolara çıkarmış; ancak bırak yakalamayı, ormanda maymuna rastlamak bile çok zorlaşmış.
    bunun üzerine adam fiyatı 50 dolara çıkardığını; ancak kendisinin işi olduğu için şehre gitmesi gerektiğini yardımcısının onun yerine alım yapacağını söylemiş.
    o yokken yardımcısı, köylülere demiş ki; şu büyük kafesteki maymunlar var ya, ben onların tamamını size tanesi 35 dolardan satayım, siz de esas adam gelince ona 50 dolardan satarsınız.
    köylüler bütün birikimlerini bir araya toplayarak bütün maymunları satın almışlar.
    sonra ne adamı ne de yardımcısını bir daha gören olmamış.
  • başkasının senden yapmanı istediği şeyi, kendi kendine yapmak istediğine inandırılmak. aptal olmaya gerek yok. zeki olmakla, kendini bilmek aynı şey olmayabilir. hatta genelde, zeka, hassasiyet, prensip... gibi sahip olduğunuz öne çıkan güzel özellikler kancanın ilk takıldığı yerdir. çünkü manipülator, nereye çalışacağını anlar. fark edince "çakaaal!" deyip geçin. kavga etmeyin. o kavga da koza dönüşür. manipülatörler, animelerdeki enerji emici tiplere benzerler, gökkuşağı da kussanız, size döner silah olur.
  • yani ben ne söylersem sen o'sun.
  • basiniza gelmemesi icin, nasil bir sey oldugunu iyi bilmek gerekiyor. gerekiyorsa uygulayabilecek kadar bilirseniz manipulasyon tekniklerini, o zaman basiniza geldiginde de tongaya dusmezsiniz buyuk ihtimalle.

    bu isi iyi yapanlari bir dusunun, cogunlukla duygulari hedef alirlar. eger dusunmenize izin verirlerse, buyuk ihtimalle mantikli bir sonuca varacaginizi bildikleri icin, cogunlukla ani darbelerle duygusal gosteriler yaparlar. gerektiginde durduk yere aglarlar, delirmis gibi sinirlenirler. kiz arkadasinizla hakli oldugunuz bir konuda tartisirken, birden aglama krizine girdigi zamanlari ve nasil olup da sonunda haksiz duruma dustugunuzu hatirlayin. ya da erkek arkadasinizla, sizin %100 hakli oldugunuz bir konuyu konusmaya calisiyorsunuz ve bir anda adam cileden cikiyor. hoooop, buyrun, konu kaynadi gitti ve sonunda kendinizi ozur dilerken buldunuz. nasil oluyor peki bu? o anda, karsidaki kiside 'ben ne yaptim' temeline dayanan bir sucluluk duygusu uyandirmayi amaclarlar ve bunu da cogu zaman basarirlar. bundan sonra, istedikleri seyi yaptirmalari pek de zor olmaz. boyle bir durumla karsilasirsaniz yapilabilecek en guzel sey, sakin kalmak ve neden orada oldugunuzu kendinize devamli hatirlatmaktir. sizi kandirmalarina izin vermeyin.

    etraflarindaki insanlarin cogu onlari iyi bireyler olarak gorur, yardimseverdirler. pozitiflerdir genelde. boylece, sinirlendikleri zamanlarda, 'aslinda bunu senin iyiligin icin yapiyorum, olan olaylarin sana faydasi yok ve seni korumaya calisiyorum' gibi bir hava cizmeleri kolaylasir. zaten devamli kotu olsalar, yanlarinda kimse durmaz, degil mi?

    tum iyi ozellikleri sayesinde, onlarla cok ozel seylerinizi paylasirken bulursunuz kendinizi. sonrasinda bunlarla ne yapacaklari onlara kalmis tabii ki. kimi zaman, eger karsidaki hedef icine kapaniksa, once kendi hayatlarindan onemli (ya da sizin oyle sandiginiz) bir seyi, cok gizli bir bilgiyi paylasiyormus gibi size anlatirlar. boylece guven duygusu yaratirlar. kendi cikari icin sizi ortada birakanlari, sizden aldiklari bilgileri baskalarina satarak milletin gozune giren tanidiklarinizi/is arkadaslarinizi bir dusunun. muhtemelen, samimiyete dair ilk adim onlardan gelmistir.

    olur da yaptiklari seyden suphelenirseniz ve bunu onlara soylerseniz, sakinliklerini korurlar. cunku buyuk ihtimalle, etrafta kendileri gibi baska birinin daha oldugunu ve sizi ona karsi kiskirttigini anlamistir. bu sakinlik, 'acaba yanlis mi dusundum' diye icinizden gecirmenize neden olur. cunku zaten o kisinin kotu olmamasini, size bunu kanitlamasini beklersiniz. iste o anda, tekrar avuclarina dusersiniz. manipulator de, sakinligini koruyup soylediklerinize sasirmis ve uzulmus tavri sergileyerek, tam beklediginiz tepkiyi verir.

    gorurseniz kacin, kacamiyorsaniz da oyunlarinin farkinda olun ve ona gore davranin.
  • sevgili dostum manipülasyon yani tam çevirisi "yönlendirme" aslında kandırmanın ve dolandırmanın modern versiyonudur.

    manipülasyonu bildiğimiz kandırmadan ayıran husus çok daha zor anlaşılması ve belli psikolojik numaralar kullanarak kötü amacına bilimi de alet etmesidir.

    şimdi pek çok alanda seni kandırmak isteyenlerin üzerinde kullanabileceği manipülasyon numaralarından bir kaç tanesini sana fark ettirmek istiyorum çünkü farkına vardığın kandırma girişimlerinin üstünde etkisi olmaz.

    1) kafa sallama : 1980 senesinde yapılan psikolojik bir çalışmada kafa sallama hareketinin seni olumlu düşünmeye sevk edeceği ve söylenenleri daha fazla kabul etmeni sağlayabileceği ortaya çıktı. yani biri sana bir şeyler anlatırken kafanı emme basma tulumba gibi sallarsan o anlatılanlara daha kolay ikna oluyorsun.

    peki bunu nasıl kullanıyorlar. seni kandırmak isteyen dolandırıcı, yalanları sana sıralarken bir yandan da kendi kafasını aşağı yukarı sallamaya başlıyor.insanlar genel olarak konuşma esnasında belli bir aşamadan sonra karşılarındaki insanın beden dilini taklit etmeye başladığı için sen de fark etmeden kafanı sallamaya başlıyorsun.

    kafanı salladıkça da karşındaki hokkabazın sıktığı palavralar sana daha mantıklı gelmeye başlıyor. bu sebeple sevgili dostum birileri sana bir şeyler anlatırken kafana hakim ol. bazen bunu teknik olarak kullananlar da olur.

    örneğin birini dinlerken söyledikleri sana saçma sapan gelse bile kafanı sallayarak empati üretmeye çalışırsın. yani konuşanın gözüne girmeye kalkarsın. dikkat et, sen karşındakinin gözüne girmeye çalışırken onun palavraları da sana giderek daha akılcı gelmeye başlar.

    2) taklit etme : şimdi buna aynalama da denir. insanlar karşılarındaki kişinin beden dili ve konuşma şekli kendilerine benzedikçe onu daha samimi bulurlar. yani diyelim ki sen konuşurken bacak bacak üstüne atıyorsun ve hafif bir ses tonuyla konuşuyorsun. eğer karşındaki de seninle aynı şekilde bacak bacak üstüne atıp seninle aynı ses tonunda konuşmaya başlarsa ister istemez bilinç altı olarak ondan etkilenmeye ve kendine yakın bulmaya başlarsın. bu doğal olarak birbirleriyle çok kafa dengi ve hemen uyum sağlamış insanlarda gözükür.

    ama sahtekarlar bunu bir teknik olarak uygularlar.

    yani bilinçli olarak seni dinlerken veya sana bir şeyler anlatırken bedenlerinin duruşunu sana uydurur,ellerini kollarını senin gibi sallar, ses tonunu hatta kullandığın kelimeleri bile maymun gibi taklit ederler. eğer bunu usta işi yapıyorlarsa farkına bile varmadan sahtekara karşı sempati duymaya başlar ve söylediklerine inanmaya eğilim gösterirsin.

    not: bu tekniği iyi amaçlarla koçluk veya eğitmenlik gibi alanlarda iletişimi yükseltmek için kullanmakta mümkündür.

    3) yorgun düşürme: yorgun insanın zihin direnci düşer. bu yüzden seni kandırmak isteyenler önce seni bir güzel yormaya çalışırlar. sana saatlerce satacağı ürünleri anlatıp yoran satışçı veya on tane ev gösterip esas satmak istediği evi on birinci sıraya koyan emlakçı da benzer tekniği kullanır.

    ne kadar yorulur ve zihnin ne kadar zorlanırsa ikna girişimlerine karşı direncin de o kadar düşer.

    bu sebeple bir şeyler satın almaya veya ikna edilmene çalışılacağını bildiğin bir toplantıya hiç bir zaman uykusuz ve yorgun şekilde gitme çünkü zihnin ve bedenin yorgunsa normalde yüz kere hayır diyeceğin şeye evet dersin.

    tabi bunun en etkili yöntemi hem yormak hem de alkol içirmektir. bu sebeple bir yandan içki içilen danslı,çalgılı ve oynamalı her tür eğlence ortamı kandırma ve kazıklama için uygun alanlardır.

    4) isim kullanma : insanlar kendilerini çok sever, senin için dünyanın en güzel ismi de bu yüzden genelde kendi ismindir. birisi sana sürekli isminle hitap ederse bu hoşuna gider hele hele aslında ismini hatırlamayacağını düşündüğün birisi sana isminle hitap ederse yelkenlerin hemen suya iniverir. bu tip şeylerin planlı olabileceğini aklından çıkarma ve biri sırf senin ismini doğru hatırladı falan diye hemen kendini koyverme.

    5) hepimiz kendi laflarımızın ve kullandığımız kelimelerin özel olduğunu düşünürüz. birisi bize kendi sözlerimizi geri tekrarladığı zaman da bu çok hoşumuza gider. işte bu yüzden sahtekarlar da bunu güzel kullanır.

    örneğin ev almak için gittiğin emlakçı da şunu dedin

    "biz aile olarak memleketimizden getirdiğimiz değerlerimize çok bağlıyız bu sebeple satın alacağımız evin semti ve komşular bizim için çok önemlidir"

    emlakçı da sana şöyle cevap verdi. "sizin ve değerli ailenizin memleketinizden getirdiği değerlere bağlı olmanızı çok iyi anlıyorum ve bu sebeple size göstereceğim evin semtinin ve komşuların tam istediğiniz gibi olduğunu düşünüyorum"

    işte bu şekilde ettiğin her laf sana geri olarak servis edilir. bu yapıldığı zaman da sen karşındakinin çok açık,net ve dürüst konuştuğunu sanırsın. dikkat et ve aklını kullan.

    evet değerli dostum,seni manipüle etmek yani kandırmak için kullanılan psikolojik numaralardan 5 tanesini paylaştım.

    inşallah sonraki yazımda 5 tane daha paylaşmayı düşünüyorum.

    unutma her tür manipülasyon ve kandırma girişiminden korunmanın yolu allahın sana verdiği aklı doğru kullanmak ve duygularının gazına hemen gelmemektir.
  • kafası basmayan (bkz: kafasi basmayan) insanları -hatta burada başka mevzuya takılıp dalgına bağladıklarından dolayı onlara üzülebilirim bile- kandırma hadisesi... çıkarcılık, sahtecilik.

    bu işlemi yapan kişiye de manipulatör denmesinde sakınca yoktur. manipülasyon aynı zamanda evliliklerin temelidir.
  • 1) insanları kendi bilgileri dışında veya istemedikleri hâlde etkileme.
    2) seçme, ekleme ve çıkarma yoluyla bilgileri değiştirme.
    3) varlıkları yapıcı, açıklayıcı ve yararlı bir biçimde kullanma işi.
  • çeşitli yöntemlerle, genellikle şartlandırma yoluyla yapılmaya çalışılır. örtüktür.
    aşağılık canlı türlerinin işidir.

    bir manipülatörün en sevdiği yöntemlerden başlıcaları:

    - sana ihtiyacım var ve kimsem yok (en insani yerden yakalama çalışmaları)

    - benim istediğim gibi olmazsan seni sevmem ve seni sevdiklerinden uzaklaştırırım (planlı davranmaları gerekir, sizin üzerinizde herhangi bir biçimde iktidar sahibi olmadan da yapamazlar, en habis olan yöntemdir, zira genellikle savunmasız, konuya vakıf olamayan başka varlıkları da içerir)

    - tek başıma x'i yapamıyorum (size kendinizi bilgili, becerikli ve önemli hissettirerek can alıcı noktanıza oynarlar)

    - hatalarımın farkındayım ve yardım alacağım (kendini kurtarırsın, ama tedavi olsan da benden uzak dur, denilebilmelidir, aksi taktirde tedavi medavi zaten hikayedir, çünkü manipülasyon bilinçli yapılan bir şeydir)

    - aile, arkadaşlar vs sizin üzerinizde etki sahibi kişilerin kanına girme (önceden bu kişileri uyarırsanız, kati ve ödünsüz bir biçimde duruşunuzu açıklarsanız bu yöntemi de bertaraf edersiniz)

    manipülasyonlardan korunalım, korunamayanları koruyalım, manipülatörleri birbirine bırakalım.
  • istenmeyen bir şeyin;
    ikna, hile, yalan, göz boyama, hedef şaşırtma, yüceltme, çamur atma, duygu sömürüsü, inandırma, kamuoyu oluşturma, kendi haline bırakma...
    gibi envaiçeşit yollar denenerek -ruhumuz bile duymadan- kabul ettirilmesine yönelik eylemler bütünüdür.

    ruh duyduğu zaman koşarak uzaklaşınız.
  • gulen bir yuzle maskelenmis pasif kizginlik. manipulasyon tuzaginin en tav edici ozelligi alet olmadiginizda hissettirdigi sucluluk duygusudur kanimca. kendinizi bencil, kendini dusunen biri gibi hissettiriyorsa muhtemelen bu yola dusmussunuzdur bile. bu duygulari hissetmemek icin kendinden odun vermekse cozum degil kendine ihanet etmektir farkinda olmadan, habersizce.
hesabın var mı? giriş yap