• --- spoiler ---

    bir arkadaşımın, sonu hakkında "hemşehri hemşehriyi gurbette siker" dediği film.
    --- spoiler ---
  • her şeyi geçtim bir adamın babası aynı filmde hem kevin costner hem de russell crowe olur mu lan, adalet mi bu?
  • bol efektli olduğu için eleştirilen süper kahraman filmi. adam uçarken ip mi bağlasalardı? veya ısı bakışlarında 3 liralık lazer mi kullansalardı? uzaydan dünyayı işgale gelen kriptonluları ve gemilerini efektsiz mi yapsaydılar? superman ve zod'a " uçmayın lan film çok efektli oluyor, yerde dövüşün" mü deseydiler?
    superman filmi yapıyorsan bol efektli yapmak zorundasın.
  • hep böyle filmlerde, dünyada taş taş üstünde kalmazken acaba türkiye'de neler oluyordur diye düşünüyorum. ama bu sefer;

    acaba tüm gazeteler yine aynı başlıkları mı atardı? :) "uzaylıların demokratik isteklerine can feda!!"

    acaba insanlar nerelerde toplanırlardı, endişe ve merak ile? taksim'de gösteri ve toplanma yasak mı olurdu yine?

    işte bunları hep merak ediyorum.

    --- spoiler ---

    -filmi izlerken new york esnafı zarar gördü diye düşündüm.

    -bir sahnede polis insanlara "bu tarafa!" diye seslenirken, oradan gitmeyin lan gaz atacaklar diye düşündüm. ellerinde solüsyon var mı diye baktım.

    -earth/world engine mi nedir hiç gerek yok o koca koca aletlere; sal süpermen'i, sal komutan zod'u (ismi hatırlayamadım) zaten amına koyuyorlar etrafın..

    --- spoiler ---
  • 1980 veya 1981 yılıydı...

    sekiz, evet sadece 8 yaşındayken,
    çocuk aklıyla, duygularıyla,
    beyazperdede izleyebildiğim orijinal birinci superman filminin
    bende yarattığı etki, o gün için tarif edilemez bir şeydi.
    kırmızı pelerinine kurban olduğum süper adamı izledikten sonra,
    çocuk dünyamda boynuma doladığım abuk renklerdeki nevresimlerle
    kendinden yaylı dandik somyaların üzerindeki
    dandik sünger yataklarda uçarak zıplarken,
    kendi dünyamda kötü olan bisürü şeyi yok ediyordum süper güçlerimle !

    o yılların teknolojisiyle harika şeyler görmüş olan gözlerim
    iç dünyamda kendi kahramanım olmamı sağlamıştı.

    dün akşam,
    superman hakkında neredeyse hiç bir şey bilmeyen,
    sekiz, evet 8 yaşındaki oğlumla
    bu yeni superman'ı izledik.

    ki kendisi andorid, windows işletim sistemlerinin,
    günümüzün birçok çocuğu gibi, bilgisayar dünyasının çekirdekten yetişme kullanıcısıdır.
    görsel efekt, kamera arkası konularında bilgili (evde yeşil perde var lan ! fotoğraf için kullanıyorum)
    benim çocukluğumda asla ulaşamayacağım teknolojiye sahiptir.
    minecraft oyununda, kuzenleriyle kendi evrenlerini yaratanlardandır...

    dün akşam,
    30-32 yıl sonra 8 yaşındaki oğlumla izlediğim
    man of steel
    eğer onu bu derece heyecanlandırmayı başarmışsa,
    iyi filmdir arkadaş !

    ötesini düşünmeye gerek yok !
  • filmin sonlarında amerikan iskan bakanlığından bir yetkilinin şu açıklamayı yapmasını bekledim olmadı.

    "yıkılmadık bina kalmadı lan. biri de demiyor ki " aga siktirin gidin çölde dövüşün" . demir-çimento fiyatlarından haberiniz yok galiba. bu ne arkadaş uzaylılar ne zaman dünyayı istilaya kalkışsa amerikadan başlıyorlar. sikicem uzaylısını da kavgasını da. başka ülke mi yok lan? yemin ederim yıkılan her binada canımdan can gitti, akşamları uyuyamıyorum lan!! kodumunun clark kent i gazeteci olacağına gel inşaatlarda amelelik yap"
  • man of steel'i; superman'in 75. yılında izlememiz bir yana filmi izlerken 1938'de action comics'de ilk görüldüğü halinden beri sadece kostüm olarak değil karakter içeriği olarak da değişiklikler var.

    belki de man of steel'i sevmeyen tayfa en çok bu kısımdan rahatsız oluyordur. yoksa olaya sadece iyi bir aksiyon izleyip, seyrettikleri süre boyunca sadece keyif almak isteyenler aradıklarını kesinlikle bulacaklardır.

    öncelikle efsanevi christopher reeve'nin hayat verdiği 78 yapımı ilk superman filmi, şimdiki bütün süper kahraman filmlerinin başlangıcına dair sinema da süper kahramanı aksiyona direkt girmeden en baştan nasıl anlatmaya başlamılıyızın dersini veren oldukça iyi bir film. olaya buradan bakarsak tamam. peki ya sonraki 3 devam filmi, filmi ciddiye almamızı ne yaparsak yapalım engelleyen çizgi roman'da hiç olmadığı kadar var olan o aşırı mizah, kötü karakterlerin karikatür-karton-klişe istediğimiz tüm villian karakterleri eleştirebileceğimiz yapaylıkları. bunların hepsi bizim için ne kadar özel olurlarsa olsunlar asla en iyi çizgi roman uyarlaması filmleri listesine kesinlikle almayacağımızın bir göstergesi olarak karşımızda.

    sonraki 3 devam filmi diyip bryan singer'in oldukça sevdiğim 2006 yapımı superman returns filmini katmamış oldum. aslında man of steel'le birlikte aynı kaderi paylaşıyorlar. singer, en çok karakteri artık demode olmuş bir tanrısal benzetmeyle ele aldığı için eleştirilmişti. tespit doğru fakat bu onu kötü bir uyarlama ya da film yapmadı benim gözümde. superman returns; harika bir dekupaj çalışması, filmin tonunu en başından itibaren ciddi yapıya büründüren bir color correction ve superman'in dünya için ne ifede ettiğiyle ilgilenen ve kahramanı kahraman olarak varlığını sorgulamaktan ziyade ona niçin ihtiyacımız olduğunu söyleyen bir filmdi.

    man of steel'de ise durum biraz daha sofistike ve duygusal bir hale getiriliyor. superman returns bir reboot olmadığı için dördüncü filmin olmayan bir devamı idi. yani kendi hikayesini anlatmak için konuya doğrudan girmeye hakkı vardı. man of steel ise safkan bir reboot. christopher nolan'ın the dark knight filmlerinin ortak senaryo yazarı david s. goyer'ın senaryosu karakteri sil baştan ele alıyor. tabii ki nolan'ın genel hatlarını oluşturduğu hikayesiyle.

    --- spoiler ---

    öncelikle filmdeki yol göstericiler olarak jor-el ve jonathan kent; clark'ın gerçek gücünü, erdemini ne zaman ne şekilde ortaya çıkarması konusunda ona müthiş bir rehber oluyorlar. aslında çocukluk ve ergenlik döneminde jonathan'ın kendini kontrol etmesi, kendini artık bulma aşamasında ise gerçek babası jor-el'in karşısına çıkması ile filmde harika geriye dönüşlerle karşımıza çıkan o arayışını bulmasına yardımcı oluyor.

    filmde en başından beri en çok beğendiğim noktalardan biri karakterin içsel yolculuğunu bana, hikayeyi bir an önce toparlamılıyız, arkamızda eksik bırakmamılıyız, olayları bir mantığa bağlamılıyız telaşında olurken bile zack snyder başarılı bir şekilde kurduğu kal-el/clark kent dünyası ile verebilmesi. bana göre gelmiş geçmiş en iyi superman öyküsü olması bir yana en iyi çizgi romanlardan biri olan superman for all seasons'a özellikle clark'ın smallville günlerindeki o çetrefilli yetişme koşullarını gösterebilmesiyle bile film harikaydı.

    clark'ın 'yeni dünyasına' alışmaya çalışırken sınıfta yaşadığı panik ve korku anları kurgusu ve oyunculuk yönetimi ile bu filmin sadece salt bir blockbuster olmadığını anlamamız için ufak bir an.

    --- spoiler ---

    gelelim oyunculuklara; henry cavill için watchmen'de ki jackie earle haley* seçimi ile birlikte süper kahraman filmlerinde en iyi oyuncu seçimi olduğunu söylemeliyim. gerçekten hem (özellikle) fiziksel hemde duygularını ifade etme açısından gerçek bir superman vardı karşımızda. amy adams bana kalırsa jimmy olsen'la beraber bütün o karmaşanın ortasına girecek louis lane imajını yaratmadı bende. keşke daha farklı sürpriz bir seçim olsaydı. russell crowe tam bir karizma olarak sesiyle duruşuyla karşımızdaydı.

    hans zimmer; inception ve gladiator sonrası en iyi işini çıkartmış. madem herşeye sıfırdan başlıyoruz efsanevi john williams temasını bırakmak zorundaydı yönetmen. çünkü bu tonda bir filme o melodi yerine getirilememiş bir nostalji havası yaparak havada kalırdı.

    görsel efektlerde weta digital ve double negative harika iş çıkartmışlar. süper kahraman filmlerinde bina yıkılmaları gibi geniş açılı işler ne kadar iyi yapılıyorsa daha yakın temaslı dövüşler o kadar kötüye gidiyor. burada superman'in yerde ve havada yakın dövüşdüğü sekanslar o kadar iyi bir compositing ve kareografiye sahip ki aksiyonun tadını sonuna kadar aldım.

    bir sonraki superman filminde batman'in ben affleck olmasını artık problem yapmayacağım. belki orda da bir anne hathaway sürprizi yaşarız.

    watchmen'e gönderme mi bilemedim ama who watches the watchmen?

    bu arada marvel comics filmlerinin jenerik sonrası devam filmine gönderme yapmasını filmin içinde yaparak da ayrı bir takdirimi kazanmışlardır. okuduğun için teşekkürler.
  • superman'in generale, "ben kansas'ta büyüdüm amirim, buraların çocuğuyuz, askerimize polisimize yanlışımız olmaz bizim" minvalinde bi şeyler saçmalayarak amerikan milliyetçiliği yaptığı film. uzay mekiği, şans eseri çankırı çorum yozgat şeytan üçgenine düşüp de 33 yıl iç anadolu'da yaşasa, ağzında uzun marlboro, elinde tesbihle ülkü ocağında okey oynayacaktın be oğlum.

    tüm marvel serileri ve hollywood çıkışlı diğer süper kahraman filmleri gibi bu da salt kültür emperyalizmi...
  • uzun zamandan beri bu filmde ilk defa başrol oyuncusunun filmin ana karakterine bu kadar oturduğunu gördüm
  • genel olarak begendim. man of quest'le yarisacak boktanliktaki superman returns'u de begenmistim gerci. o yuzden bana danismayin. olay superkahraman oldu mu zevksizlikte sinir tanimam. man of quest gerci baya boktandi ya. neyse.

    --- spoiler ---

    geceleri uyku uyutmayan iki noktaya deginip gidicem.

    1) krypton sahnelerinden sonra bir anda atlas okyanusundaki balikci teknesine isinlanmak. su hareketi herhangi bir film akademisindeki ogrenci yapsa boom mikrofonu gotune sokarlar yemin ederim.

    2) clark kent-lois lane iliskisindeki yuzeysellik. koskoca metropolis'in amina koyacaginiza iki diyalog ekleyeydiniz hem biz yorulmazdik hem de butceden en az 5 milyon dolar kariniz olurdu. musrif pustlar sizi.

    bi de sorgulama sahnesindeki "how about sup..ehmm excuse me" tease'ine ok eyvallah da koskoca adamin ismini ilk olarak tek replikli bascavusun birinden duymak mi? yo dostum yo, o kadar da degil. o superman'in alti cizilecek. kirmizi donu astiniz, john williams'i zehirlediniz, superman ismini yedirmeyiz.

    --- spoiler ---

    soyle zarif bir hareketle de christopher reeve'i anmislar gerci. butun soylediklerimi geri aliyorum.
hesabın var mı? giriş yap