• geceyarısından sonra kumsalda sevişme izni olan kent...
  • sevilla'dan sonra endülüsün 2. büyük şehri ve ispanya'nın 6. büyük şehri.fenikeliler tarafından bulunmuş ve malaka adı verilmiştir.malaka fenike dilinde tuz anlamına gelmektedir vs. şeklinde gereksiz bilgiler verdikten sonra daha gereksiz bilgilere gecersek;

    avrupa'da cinsiyet değiştirme masrafları devlet tarafından karşılanan tek kent olan bu sebepten ve dil engeli olmamasından ötürü bir cok latin amerika ülkesinden göç alan ,afrikadan gemi yoluyla kaçak gelen göçmenler yüzünden sabahın ilk ışıklarında sahilde ceset arayan polis ekipleri olan, buna rağmen yazın milletin sabahlara kadar seviştiği kumsalları olan, ispanya'da en cok transexuelin yaşadığı kent.
  • param olsa düşünmesem gitsem 1 ay yaşasam dediğim yer ama param yok, düşünüyorum ve gidip bir ay yaşayamıyorum.
  • endülüs turlarında, ulaşım ucuzluğu ve diğer şehirlere olan ulaşım kolaylığıyla (araba kiralamanızı şiddetle tavsiye ederim), hele ki 25 aralık günü, 21 derece hava sıcaklığıyla denize girmemize imkan vermiş olmasıyla gönüllerde taht kurmuş endülüs şehridir. su sıcaklığı insanın iliklerini donduruyordu ama olsun.

    şehirde görülmesi gereken başlıca yerler malaga katedrali, alcazaba, plaza de la constitucion, castillo de gibralfaro, plaza de toros ve museo picasso.

    calle del marques de larios en meşhur caddelerinden. araç trafiğine kapalı olan bu cadde istiklal caddesi'nin yavrusu olarak nitelenebilir.

    endülüs'ün genelinde gönül rahatlığıyla her restoranda yiyebilir, içebilirsiniz ama belli başlı mekan tavsiyeleri verecek olursam ilk keşfettiğim yer los gatos oldu. tapasları ve günün her saati kalabalığıyla şehrin de gözdelerinden olduğu belli bir mekan. daha sonra daha da iyisi olan el pimpi'yi bulduk ki, sayısız oda, masa ve dış mekanda bulunan bir kokteyl bardan oluşan, zamanın nasıl geçtiğini anlayamayacağınız bir kompleks. michelin yıldızlı* şefi ile kisko garcia bar mutlaka denenmeli ancak şehrin geneli kadar ucuz değil tabi ki. el tapeo de cervantes de resmen damağınızı şaha kaldıran bir tapas bar. amorino'da fıstıklı dondurma yerseniz havsalanızdaki yeri yeniden tanımlanacaktır. bu arada biz bir türlü açık denk getiremedik ama mercado de atarazanas da meşhur. hani şehirlerde pazarlar olur, içinde ufak restoranlar veya kendi malzemenizi alıp pişirtebileceğiniz mekanlar olur ya, işte onlardan.

    genel olarak dikkat etmeniz gereken şey, şehirdeki siesta anlayışı. gideceğiniz mekanlarda kapı duvar olmasın istiyorsanız internetten kontrol etmekte fayda var.
  • kısaca ispanya'nın antalya'sı. kışları ılık ve serin yazları sıcak ve kurak olan bir kıyı kenti.
  • agustos sicaginda 10 gun 10 gece insanlarinin sokaklarda deliler gibi icip, sarhos olup dans ettigi bir feria'si olan endulus sehri. kumsali dogal degildir, kumlar oradan buradan getirilmistir, deniz de temiz degildir. sehrin kendi de pek aman aman sayilmaz ama malaga, gidenin aklinda kalir. endulus aksani, insani bambaskadir. cordoba, sevilla ve granada gibi guzelim sehirlere komsu olan malaga'nin saraplari, sangria'si, gazpacho'su, taptaze derin urunleri ve malaga c adli sarap aromali dondurmasi unludur. ayrica mafya'nin, dunyanin en zenginlerinin takildigi, sokaklarinda en kotu arabanin jaguar oldugu, cheesy belde marbella ve avrupa'nin balkonu diye adlandirilan guzelim nerja 'ya cok yakindir.
  • ben bu ablayı (abla yalnız) ispanya sahiline postu sermiş, günde 4 saat siesta yapıp, 2 saat yüzüp, eh işte 2-3 saat de çalışarak yaşayan, ne bileyim böyle insan haklarına filan duyarlı, sözlükte ben de iki kelam edeyim toplumsal sorumluluğum kusur kalmasın diyen oryantalist gibi bir şey sanırdım.
    günün birinde kendisine utanıp arlanmadan kendi hayatımdan dert yanmaya kalkınca ortaya çıktı ki bildiğin çilekeş yurdum kadınıymış. o değil, oryantalist zannederken kürt çıkmasın mı. bi de devrimci damar gördüm, kendimden utandım.
    siz siz olun insanlara gelişigüzel bir gözlemle profil çizmeye kalkışmayın. hele kadınlara hiç.
  • pablo picasso'nun dogum yeri.
  • aşık olduğum şehir...

    her şeyine, her şekilde..

    öyle bir güzellikte ve öyle canlı..

    öyle rahat!

    insanları,
    yurt dışında görüp görebileceğiniz en misafirperver insanlar..

    sahili, meydanı, yemekleri ve picasso müzesi ile tek kelime ile muhteşem !

    ağustos'ta bir yolunu bulup, iznimden çalıp,
    tekrar gelmeyi planlıyorum,
    kesinlikle !!...
  • quasimodo'nun büyük aşkı esmeralda'nın, picasso'nun memleketi.

    1 haftadan uzun süre kaldığım için, 1-3 günde nasıl bitirilir hesabını yapmadan gezdim. şehri 3 temel bölgeye ayırabiliriz;
    1- şehir merezi: katedralin, endülüs'ten kalan kalelerin olduğu bölüm.
    2- el palo: eski balıkçı mahallesi, sahil boyu uzanıyor. üniversite ve onlarca dil okulunu barındıyor.
    3- costa del sol: "güneş sahili" dedikleri yer cadiz'e kadar uzanıyor. torremolinos ve alhaurin(enteresan bir mahalle) de la torre gibi merkez gardan 20 dk'da varabileceğiniz mahalleler var.

    ispanya'da güneş çok geç batıyor. ingiltere ve portekiz ile aynı saat diliminde olması gerekirken 2. dünya savaşında avrupayı tercih etmiş. sonra da düzeltmemiş. mayıs ayında saat 22:00da hala batmamış oluyor güneş.

    öğrenci olanlar, kartlarını unutmasınlar, ispanya dışındaki öğrenci kartlarını da kabul ediyorlar. müze vs.. fiyatları %40-70 arasında daha ucuza geliyor.

    mayısın 2. cumartesi günü, la noche blanca: 20:00'den sabaha kadar(bazıları 02:00) neredeyse tüm müzeler ücretsiz, insanların çoğu meydanlarda, müzelerde eğleniyor.
    15 ağustos haftası: feria de malaga : malagalılar ile dışarı çıktığımız ilk gece, sabah 5:00'te eve döndüm. ertesi gün, "hayırdır? bi sorun mu oldu? neden o kadar erken eve gittin?" benzeri tepkiler aldım. bu arkadaşların anlattığına göre, 1 hafta boyunca her gün bu şekilde takılıyorlarmış. bir kaç hikaye daha anlattılar, eğlenceli gözüktü.

    konaklama fiyatları uygun. 50-70 lira arası oda, 70-100 arası temiz bir ev kiralayabiliyorsunuz.
    katedral: 2 saat uzaklıktaki sevilla katedralinden sonra evlat olsa eldivenle sevilir. bu katedrali de endülüs zamanındaki caminin üzerine yapmışlar.
    alcazaba-castillo de gibralfaro: pazar günleri 14:00-20:00 arasında ücretsiz. her iki kalede gezilesi, gibralfaro'da çok güzel bir malaga manzarası var.
    picasso müzesi-picasso'nun evi: picasso aliesi 100den fazla picasso eserini buraya bağışlamış.
    mercado central: sebze-et-balık reyonlarının her biri birbirinden güzel, düzenli, çekici. sabah 9da açılıyor, 12:30-13:00de bazı dükkanlar kapatmaya başlıyor. 14:00'te hiç bir şey kalmıyor.
    centre pompidou malaga, museo carmen thyssen malaga, kristal ve cam müzesi aklıma gelen diğer müzeler.

    otobüs turu+freewalkingtour yaparsanız, öğlen saat 3e kadar bitmiş olur diye düşünüyorum.

    yemek için herhangi bir tabernia ya da chiquerattaya(chilinquera benzeri bir isim, tam hatırlamıyorum) girin. chilinquera ya da neyse "çilingir"e benzer okunuyordu. şarap+et evi. çilingir sofrası ve çilingir kelimesi oradan mı geliyor bilemiyorum. ispanya'daki ilk haftamdan sonra öğle yemekleri için esnaf lokantalarını tercih etmeye başladım. saat 4'ten sonra kapatıyorlar. bu tarzdaki iki mekanın mezelerini/tapalarını çok beğendim, akşam da oraya gideyim dedim, ı ıh kapanıyorlar.

    20euro ödeyerek, hoş bir mekanda deniz tabağı+1 şişe şarap içebilirsiniz. ev yapımı şarap yapan yerler de var. (sherlock holmes diye bir mekan var, gitmeyiniz, gittirmeyiniz.

    el palo:
    eski balıkçı kasabası imiş. malaga'da 50den, belki de 100den fazla dil okulu var. bu okulların ve üniversitelerin toplandığı yer el palo. şehir merkezinden bisikletle ya da otobüsle 15 dk uzaklıkta, 24 saat otobüs var(gece n1). otobüs demişken ispanya'daki şehirlerin çoğunda emt diye bir uygulama(app) var. emt malaga, emt sevilla ... diye indirebiliyorsunuz. istanbul'daki mobiliett gibi. sonuç olarak el palo'da kalmayı düşünürseniz ulaşım sıkıntısı çekmezsiniz.

    şili gibi, sahil boyunca uzanıyor. sahilde onlarca cafe, restorant mevcut. cafelerin bazıları gece 2'den sonra diskoya dönüşüyor(bkz: tortuga bar). restoranlar balıkları ufak teknelerin içerisinde yaktıkları ateşte pişiriyorlar. ateşin üstüne konulmuyor, tahta çubuklara diziliyor, çubuklar da ateşin karşısına dikey olarak diziyorlar.

    costa del sol:
    giri: malagalılar'ın, turistler için kullandıkları kelime, ofensif bir laf değil. turist anlamında kullanıyorlar. "heeey giriiii" diye seslenebilirler. orta-güney amerika'daki gringogibi.
    cadiz'e kadar girilerin mekanı. istanbul'daki sivaslılar, erzurumlular mahalleleri gibi, alman-ingiliz mahalleleri var.

    malaga, her şeyi 6-7/10 olan bir şehir, aman aman inanılmaz güzel bir şeyi yok, hepsi ortanın üstü iyi. genel ortalaması ise, insanlarının güzelliği sebebiyle 8-9/10 benim gözümde. sevilla 2 saat, granada 1,5 saat, cordoba 2 saat uzaklıkta. cadiz 3 saat.
hesabın var mı? giriş yap