• usturuplu sallama işidir.

    kafayı yedim.
    evet sözlük öyle böyle değil kafayı yedim. psikolojim bozuldu, psikiyatra gitsem hayatıma tescilli sıyırmış olarak devam edeceğim. yaşam enerjimi kim vakumladıysa ona çok pis laflar hazırladım.

    yine 3. sınıfa geçene kadar bi şey yoktu. dayanılır gibiydi. geldik 3. sınıfın 1. dönemine 7 ders alıyorum, 4'ünden kaldım. hassktir dedim nasıl olabilir ya böyle bi şey. çalıştık ettik, nasıl kalırız amk? bu kadar nasıl boku yiyebilirim diyorum. yersin amk yersin, aldığın dersler, akışkanlar mekaniği, makine elemanları, sistem dinamiği ve kontrolü, termodinamik gibi dersler olursa yersin. bi de ders bağlama olayı var. sikik koşul ağacı. o dersi vermemişsin diğerini alamazsın. dedik okul uzuyo heralde. uzamasını da hiç istemiyorum, bi an önce bitsin de kurtulayım, şurdan ne kadar çabuk gidersem o kadar iyidir. 2. döneme geldik, aldım 10 ders. alttakiler de geldi birikti. götümden kan almak filan değil, direk götümü aldılar sanki. delirdim. resmen delirdim. 9'unu verdim 2. dönemin sonunda. ama bağladığı dersleri alamamışız hala yetişmeye çalışıyoruz ya, hadi yaz okulu. 1 senede 3. sınıfı 2 kere okudum resmen 2 kere. delirdim.

    "üniversitede okuyorum" diyince, "aa ne güzel güzel en güzel yıllarınız bunlar" diyorlar ya, benim en güzel yıllarım bunlar olacaksa ben yaşamak istemiyorum lan. vallahi istemiyorum. 3 yazdır doğru düzgün tatil yapamıyorum (tatil derken, 15-20 gün okul işlerinden tamamen sıyrıldığım zaman dilimi). ben 4-5 sene evvel mutlu bi insandım ya, bildiğiniz mutluydum, gülmeli, şakalı, komikli. şu an enerjim filan kalmadı. artık sinir stresten kalbim filan da sıkışmaya başladı, mide sorunlarım başladı, uykusuz geceler, gözaltı torbaları, baş ağrıları. ulan resmen gencecik yaşımda cehennem oldu hayatım. kör bakar oldum hayata. kendime güvenim filan hep gitti, yandı bitti kül oldu. özgüvenim hocalar tarafından emildi, gerek kişisel gerek genel olarak yemediğim(iz) hakaret kalmadı. "defolun gidin 1. sınıftan tekrar başlayın sizden bi bok olmaz", "hepinizi seçip mi topladılar buraya, gerçekten çok kötü durumdasınız" aşağılamalarına maruz kaldım. kendimi gerizekalı gibi hissettim. defalarca, hem de defalarca. yapamıyorum dedim, zeki değilim demek ki benden de bu kadar dedim. sayısız kere bırakmayı düşündüm. bırakamadım, idealsiz hissettim kendimi. kendimi dağa, taşa, bayıra vurdum. devamlı dışarı çıkmaya kafamı dağıtmaya çalıştım, olmuyor olmuyor, sonunda hiçbir şeyden zevk alamaz oldum. hani o sosyal ortamlar nerde? sinema, tiyatro, kitap nerde? zaman yok ki. hepsi birer kelimeden ibaret kaldı.

    dedim ikinci yabancı dil öğreneyim, hem seviyorum da yabancı dil filan hoşuma gidiyor. gittiğim süre: 1 ay. gidemedim adeta vakit olmadı. haftasonu sınavlarım oldu, derslerimle çakıştı ve ben haftasonu sabah 9-12 arası kursa gidecek vakit bile bulamadım lan. kendim için haftada 6 saat ayıramadım. üretkenlik filan hak getire. sonra spora adadım kendimi. ama öyle ama böyle haftada 1-2 de olsa resmen 3 senedir spor yapıyorum. hala arabada gazı kökleyip kendimi duvara gömmediysem, spor sayesinde sanırım.

    ders çalıştığım ortamlardan bile sıkıldım artık, midem bulandı. öyle ki, arkadaşlarımın yanına gitmeye başladım ders çalışmak için. dedim en azından ortam değişsin. bi boğaziçi'nin kütüphanesi bi ytü'nün kütüphanesi. ama baya baya evim bellediğim mustafa inan kütüphanesi. eve en yakın kütüphane. kütüphanenin tam karşısındaki kafede akşam akşam parayı bozamadık diye borçlandığım bile oldu. neyse bi süre de böyle o kütüphane senin bu kütüphane benim gezmekle geçti. sonra? sonra artık insanların sınavları bitti, okulu bitti. gitti millet. ben napıyorum? yarın makine elemanları finalim var ve sinir krizi geçirmeden dişli hesapları yapmaya çalışıyorum. var mı benden başka? kaç kişiyiz lan tam şu an hala, ağustos'un 25'i olmuş ders çalışan? kaç kişiyiz amk?

    hocalar suratımıza baka baka "ee daha kafayı yemediyseniz biz başarısız olmuşuz" diyip kıkır kıkır gülüyorlar. 80-90 beklediğin sınavdan 12 alıyorsun. 17 alırsan göbek atıyorsun, 03 alınca bile üzülmüyorsun "ortalama kaçmış?" diye soruyorsun. finalden 0 alıyosun çan filan oluyo bi şey oluyo fd geliyo mesela. oha o kadar mı sıçtık diyosun. bakıyorsun, ortam da leş. hayattan zevk almayı bilmeyen gözünün ışığı kaçmış adamlar her yanında. çoğu dünyevi şeylerden elini eteğini çekmiş gibi. salık tipler. ya ne olacak? 3-5 tane mutlu adam varsa onlar da 6 seneden önce bitiremez. ya da böyle yaşamak hoşuna gidiyordur adamın.

    okursun, başarılı da olursun, 4 yılda da bitirirsin bu bölümü. ama kendini kaybedersin işte böyle. insanların ballandıra ballandıra anlattıkları üniversite hayatına özenerek geçirirsin zamanını. hiçbir şeye tahammülü kalmayan bi insana evrilirsin. bende bu şekilde oldu en azından. belki kimisi de sever bunu. hayatımın en güzel zamanlarını ders ders ders ders diye geçirmekten hiç memnun değilim, hiç. gencecik adamlar gözlerimin önünde 4 senede kel kaldı. ne olacak sanki ömrümüzden ömür gitti de ne olacak? yazmayın, etmeyin, okumayın demiyorum. gelin, okuyun ama bunları da bilin. aman bi kapağı atarsak eninde sonunda bitiririz demeyin. evet bitirirsiniz ama siz de bitersiniz. her sınav dönemi koah ve omurilik felciyle boğuşurken, özgüveniniz ellerinizde un ufak edilmiş bi şekilde bulabilirsiniz kendinizi. bunu bilin de gelin.

    yok mu uzakdoğu'da bi tapınak filan ayarlıycak adam? 2 ay ağzımızı açmadan ağaçlara baksak? bak sol kolum uyuşuyo, yeminlen sol kol bak sol kol.
  • genelde 10 erkeğe 1 erkek düşer makine mühendisliklerinde
  • gıda mühendisliğinin bi alt koludur. bunlar yemek yemeseler o makineleri yapabilirler mi? komik olmayın, bırakın ben olayım.
  • ''günümüzde modası geçmiştir artık endüstri mühendisleri de makine mühendislerinin işini yapabiliyor hatta inşaat mühendisleri,kimya mühendisleri bazı yerlerde iktisatçı hatta zaman zaman berberlerin bile makine mühendisliği yaptığı görülmüştür zira makas kullanmak bile mekanik temellerine dayanıyor''
    şeklinde cümle kullananların hakkında konuşmasının yasaklanması gereken mühendislik dalıdır.
  • abartıldığı kadar zor bir meslek veya bölüm değil. gittim geldim bitti. 4 senedir de gerçekten severek yapıyorum. sadece son sınıfta yüksek lisans yaparsam ortalama lazım olur diye ders çalıştım, o kadar.

    zorluktan dem vuran arkadaşları okuyorum, aynı bölümü okumuş olamayız diyorum kendime. tamam işletme, iktisat kadar kolay değildir -ki bilmiyorum o bölümler zor mu kolay mı, tahmin ediyorum-. tamam termo, akışkanlar, nümerik var. tamam makina elemanları, ısıl sistemler tasarımı, termal analiz, mukavemet var. tamam statik, dinamik, kontrol sistemleri var. tamam makina dinamiği, mekanizma tekniği, hidrolik makinalar, içten yanmalı motorlar var. sonra mühendislik malzemeleri, ısı transferi, imalat teknolojileri var. var yani bunlar. zor olur mu hiç, zor değil tabii. ..yarramı zor değil amına koyim. kan kusa kusa okunuyor. tüm öğrenci ve meslektaş arkadaşlarımdan özür diliyorum böyle sikik sikik konuştuğum için.

    asıl varacağım nokta 11000 makina mühendisi mezun oluyor geyiği aslında. türkiye'de her sene ihtiyaç kadar mezun veren bölümleri çok merak ettim şimdi. benim bildiğim bi seyyislik var, yılda 30 mezun veriyor. onun haricindeki bölümlerin %90'ından 'binlerce' öğrenci mezun oluyor her sene. sanki mühendislik ülkesiyiz. sanki ağır sanayimiz var. ne olacak bu kadar inşaat mühendisi? endüstri mühendisi? elektrik mühendisi? elektronik mühendisi? maden mühendisi? daha yazayım mı lan? hadi onu geçeyim, doktor? öğretmen? diş hekimi? işletme? iktisat? edebiyat? fizik? kimya? kimse ben üniversite okumayayım, teknik liseler, meslek liseleri değerlensin, sikik üniversite sınavı kalksın demiyor da bu kadar mühendis ne olacak diyor. meslek okulları, teknik okullar yaygın olsaydı da kalifiye işçi olaydım. sınıf arkadaşım sanat okulundan devam edip mühendis olaydı. zehir gibi çocuklar temel bilim okuyup sheldon cooper olaydı, alia sabur olaydı. ama olmuyor işte.

    yeni başlayacak öğrenci arkadaşlar; milletin ağzına bakmayın. bu memlekette işini iyi yap, limon satsan zengin olursun. ha okuldayken göt büyütüp yatar, karı kız peşinde -makina mühendisliğine karı kız peşisdjklasjsds. yazamadım bile lan. gelmeyin yani. yok kız filan. benim devrede 4 kız vardı, 3 tanesi benden yakışıklıydı.- koşarsanız 2 sene de iş ararsınız, 5 sene de. fak dı sistım, hey tiçhır liv dı kids alon filan tamam da azıcık dönün bi de ben patron olsam karşımdakini hangi meziyetine bakar da işe alırım diye sorun kendinize. onu bilmem, bunu bilmem, okuldayken kendimi geliştirmek adına bi bok yapmadım, ingilizcem süper (lisede 5), ne fuarı, eğitim ne ki la, kurs mu derseniz adamlar almaz sizi. meseleğe başladıktan sonra siz de göreceksiniz, yeni mezunların çoğunu be-ğen-me-ye-cek-si-niz! ama tuttuğunuz çocuklar da olacak. kendini yetiştiren, donatan çocuklar belli ediyorlar kendilerini. okul size ihtiyacınız olan her şeyi veriyor. mesele, sizin bundan ne kadar istifade edebildiğiniz. bence aklınızdan çıkarmamanız gereken husus bu olmalı.

    ha böyle dingil dingil konuşunca ben çok bi bok olmuşum gibi oldu da değil lan. bok atıldığı gibi değil bu meslek, onu bilin. bi de at esprisine hazırlıklı olun. artık bu mesleği seçtiğinize göre en sevdiğiniz hayvan at.

    çok önemli not: termodinamik'te ilk sınav 0. yasa'ya kadar. bi de calculus çok zor diye ağlayanı sikiyolar. bilginize.
  • sidik yarıştırmaya gerek yok. sonra burası mühendis vs doktor olmasın. 4 büyük mühendislik dalından biridir. bunlar makine, inşaat, kimya ve elektrik mühendisliğidir. diğer mühendislikler bu dördünün alt dallarıdır. makine mühendisliği özelinde konuşursak çok genel bir mühendisliktir. eğitiminde çok farklı disiplinlerden konular öğretilir. evet doğalgaz projelerini de bunlar çizerler, yeri gelir inşaatlarda da çalışırlar, tasarım da yaparlar, üretim de yaparlar, arge ve ürge de yaparlar, gemilerde gemi adamı olabilirler, enerji sektöründe çalışabilirler... bunlar da çok genel çalışma sahalarıdır, genelde kalite kontrol mühendisi, proje mühendisi, bakım onarım mühendisi olarak çalışırlar. devlete girme imkanları vardır. makinenin olduğu her yerde vardırlar. hareketli bir mekanizmanın olduğu her yerde vardırlar. 21. yy'dayız ve içinde bulunduğumuz yüzyıl önce bilişim çağı sonra elektronik çağıdır. bu iki sektör el ele kol kola makinanın, mekaniğin etkisini günden güne azaltmaktadır. yanlış anımsamıyorsam ya bilim ve teknik dergisinde ya da ntv bilim dergisinde geleceğin otomobil firmaları microsoft, intel, google, apple gibi firmalar olacak diye bir kapak konusu ve ciddi bir makale vardı. haberin içeriğine göre gelecekte elektrik motoruyla çalışacak otomobillerde yazılım ve elektronik aksam ön planda olacak ve günümüz konvansiyonel otomobil firmaları uyum sağlayamazlarsa batacak. geleceğin otomobillerini elektronik ve bilgisayar mühendisleri tasarlayacak.

    bok.

    otomobil gibi aerodinamiğin önemli olduğu, içerisinde hareketli bir sürü parçanın/mekanizmanın olduğu, kendisinin tek fonksiyonunun hareket olduğu otomobilde her zaman önemli parça makine mühendisi olacaktır. otomobil demek güvenlik demek, tork demek, verim demek, sürtünme demek, sürüş dinamiği demek, konfor demek... otomobildeki aktarma organlarını ne kadar azaltırsanız azaltın, mekanikle rahatlıkla ve uzun ömürlü olarak halledilebilecek fonksiyonları elektronikle halletmeye çalışın, yine de otomobil makine mühendisliğinin medarı iftiharıdır.

    bunu da goygoy yapmak için değil, merak eden biri okursa araştırmaya farklı noktalardan devam etsin diye yazdım. gözlemlediğim kadarıyla ülkemizde mühendislik titrine sahip olmayan kişiler tarafından anlaşılamamış güzide bir meslek makine mühendisliği. o kadar geniş ki kimse ne yaptığını bilmiyor, önemini kavrayamıyor. oturduğunuz sandalyeden, pencerenizin menteşelerinden, kapınızın anahtarından, bilgisayarınızın soğutma fanından, şemsiyenizden, çekyatınızdan, elektrik süpürgenize kadar günlük hayatta kullandığınız, içerisinde hareketli parçası olan, mekanizması olan (bazen de olmayan) hemen her şeyde imzası vardır bu abilerin.
  • en büyük avantajlarından biri iş arama sitelerinde "makine" yazınca farklı, "makina" yazınca farklı iş ilanlarıyla karşılaşmaktır.
  • ajdar'ın sadece hafif sıyrıklarla atlatmış olduğu bölüm.
  • + sen şimdi makine mühendisi misin?
    - evet
    + yaaaa nasıl oluyor o, bi sürü makine var hangisini öğreniyorsunuz?
    - sen çocuk gelişimi okudun değil mi?
    + evet
    - hangi çocuk?
hesabın var mı? giriş yap