• ebu süleyman ed-derânî(rahimehullah) dedi ki:

    "nice yemekler vardır ki gece kıyâma kalkmaya bize engel olan ve nice bakış vardır ki kur'an'dan bir sûre okumaya bizi mahrum kılan."

    (hılyetu'l evliya[2/307])

    patlayana kadar yemek yiyen kişilerin gece neden uyanmakta zorlandıklarını anladık mı?

    dizi, film, sosyal medya müptelâsı kişilerin kur'an okumaya gelince neden taş taşır gibi zorlandıklarını anladık mı?

    `günahlar hayırlardan mahrum bırakır.`
  • (bkz: yoksun)*.
  • (cümle içinde kullan)
    eski bir yeşilçam filminden olası bir diyalog:
    - sesinizden sitayişle bahsediyor herkes.
    - lakin boğazımdaki bir iltihap sebebiyle şarkı söyleyemeyeceğim.
    - aa, lutfen, o güzel sesinizden mahrum etmeyin bizleri...
  • rober hatemo'nun 2010 yılında çıkardığı albümün 2 şarkısından biri.
    (bkz: sözlerini de yazayım tam olsun)

    sen benim gurbetimsin her gün
    gözlerin uzak halimin sebebi yüzün
    insan unutur her aşk geçer sandım
    esiri oldum bir kara sevdanın

    ben senden hep mahrum
    bu dünya telaşlarında
    bir ömrü soldurdum
    sevdanın zindanlarında

    yoksun ya aşk ağlar gönlümde
    acı bir hüzün bu evde senin yerine
    benim ömrümün yoksulluğu sensin
    içimde hasret yolumda kedersin

    ben senden hep mahrum
    bu dünya telaşlarında
    bir ömrü soldurdum
    sevdanın zindanlarında
  • dudak büküp; "amaan, bi rober hatemo şarkısı işte" denemeyecek kadar güzel bi şarkıdır; naiftir, isyanlar vardır içinde ama bağırarak dile getirilmeyen, içten içe yakan çaresizliğe edilen bir isyan..

    dünya telaşlarına kapılıp kaybettiğimiz, es geçtiğimiz tüm güzellikleri hatırlatıyor, her çalınışında kulağıma.
  • husnu senlendirici solosu ugruna dinlenebilen sarkilardan biri daha.
  • mahrum etmek başlığına baktım yok. sonra başka bir başlığa baktım ama en güzeli bu galiba daha derli toplu sözlük başlığı.
    mahrum yoksun demektir, bunu hepimiz biliyoruz. mahrum bırakma ise davranışçı yaklaşımlarda görülür. bana sorarsanız eklektikçiyim. bazı konularda mahrum bırakma olabilir bağımlılıklarda olduğu gibi mesala çikolataya düşkünsünüzdür, sağlığınızı etkiliyordur kendinize ikinci tip bu cezayı uygulamanız gerekir; eğitimde de aşırılıkları daha doğrusu davranım bozukluğu olan çocuklarda kullanılabilir.
    mahrumiyet bölgesi vardır bir de, karların yolları kapadığı, elektriğin kaçak kullanıldığı, çeşmeden akan suyun donduğu. bir de dünyaya ayak uydurma adına kırsal alanı mahrum bırakıp, kente yoğunluğu çekmek vardır. insanlar bir şeylere mecbur bırakılır; üzülürler, zorluk çekerler.
    lakin en kötüsü gönül ilişkilerinde mahrumiyettir. çok iyi anlaştığın, mutlu olduğun insanı ödül ceza ile bir sınava tabii tutup, ders veremezsin ki ders kelimesini sevmem. hayat sınavken ve sınavdan geçerken birinin isteyerek sizi bir sınava tabii tutması öyle kırıcı olur ki. baskı ile üzerine her geldiğinde dengeniz bozulur ve sonra samimiyetin olmadığını düşünür. en samimi en içten ve iyi niyetinizle, kalbimizle yaklaşsanız dahi. bu mahrum bırakma işi bırakanda bir otorite, maruz kalanda ise bir yığın oluşturur. kohlberg’e göre itaat ve ceza eğilimidir.
    sen beni üzdün, sende üzül, bende seni üzeyim mantığı ilişkinize zarar verir. bu da kohlberg’in saf çıkarcı eğilimidir. yanlış yönden bakıyorsun, yanlış düşünüp, yorumluyorsun dediğinizde ise hayır sen böyle dedin bunu kabul et demek daha da yıkıcı olur. trajediyi hayatınızın mahlası tutup, mutluluğu yok sayıyorsunuz. ilişkiler böyle ilerlemez, seven insanlar birbirini kırdığında, kırıldığında mutluluklarından pay biçer, iyiye götürür. olumsuzluklara değil, olumlulara odaklanır. çünkü bir kadın size yanımda ol dediyse olmanız gerekir, yanınızda olmanızı istemiyorsa bunu açıkça söyler ki karşısınızda dürüst bir insan varsa.
    ellerimi tut.
  • türk pop müziğinde hak ettiğini yere ulaşamayan rober hatemo'nun şarkısı.
    genelde eğlencelik şarkılarla takılan rober kendine yazık ettin, bu sesle şarkıya nasıl can vermişsin, keşke aynı çizgide olsaydın.
  • "o fazladan bir açık havada jandarma çavuşunun tazyiki altında olmayarak çalışacak; elbise, cigara, yiyecek derdi düşünmeyecek, arada sırada kerhaneye gidecek, eğer elazizli sadri bey gibi oğlancı ise gulman peydahlayacak, kumarbazsa şehir kumarhanelerinde zar yuvarlayacak, ben bunlardan mahrumum." kemal tahir - karılar koğuşu

    (bkz: yoksun)
  • eren abakanın epsilon yayınlarından çıkan ilk kitabı.

    --- arka kapak ---

    merakına yenik düşen masum bir çocuk. tekerlekli sandalyeye mahkum bir delikanlı. annesi tarafından adeta eve hapsedilmiş bir kadın. ve hepsinin hayatını sonsuza dek değiştiren bir gece. yusuf, kadir ve hatice’nin iç içe geçmiş, gizem dolu hikayesini okurken yaklaşan büyük felaketin ayak seslerini duyacak, giderek tırmanan gerilimi hissedecek ve kaçınılmaz sonu engellemek isteyeceksiniz. hepimizin ellerinde başkasının kanı var; yıkılan bir hayalin, heba olan bir geçmişin, ve ne yazık ki en sevdiğimizin. herkesin içinde bir katil var; bir sözle en saf duyguları öldürürüz, bir bakışla yargılayıp kalemi kırarız, mahrum kaldıklarımızın hıncını alırız.
    --- arka kapak ---

    184 sayfa, içinde çok güzel çizimlerin de olduğu güzel bir kitap.
hesabın var mı? giriş yap