• bazen bir kitap alırsınız elinize, ittire ittire 20 sayfa okursunuz. olmaz, gitmez o kitap, daha fazla zorlamanın anlamı yoktur.
    sonra uzun süre kitaptan kaçar olur insan. komidin üzerinde sadece su bardağı falan vardır.
    okumaya geri dönmek için, kafayı dinlendirecek, çıtır çıtır okunacak, kaç sayfa okunduğu farkedilmeden akıp gidecek bir kitaba ihtiyaç vardır.
    maeve binchy bunu yapar işte.
    ben, her artık okuyamadığımı farkettiğimde, bir kitabını alırım.
    2-3 gece de biter kitap, açılırım.

    sayesinde tüm dublin' i tanıdığınızı zannedersiniz. irlandaya falan gidecek olursanız "aaa gitmişken brendagillerde öğlen yemeği yer, linda' ya da hayırlı olsuna uğrarım diye geçirirsiniz içinizden.

    ara vermeden iki kitabını arka arkaya okursanız da tara sokağı arar gözleriniz seri ilanlar sayfasında.

    bazen illa ki de birşeyler vermek zorunda değil her kitap, kafayı dinlendirmek de ömüre ömür katar.

    bana ilaç gibi geliyor arada okumak. kafam kazan gibi eve geliyorum. pijamamı giyip kitabıma dalıyorum. sonra bir bakıyorum başımın ağrısı geçmiş.
    sonra kapı açılıyor sevgilim içeri giriyor; "aaa, neden ağlıyorsun?" diyor.
    ben kendime oturttuğum ev hanımı kimliğimle " puşt louis, bu kadına yapılır mı bu?, hayvan!" diyorum.
    allahtan ki sevgili louis gibi değil, gelip sarılıyor, ben kendime geliyorum özüme dönüyorum; " birer bira açalım mı?" diyorum.
  • tam olarak nesini sevdiğimi bilmeden türkçe'ye çevrilmiş bütün kitaplarını okuduğum yazar,kitapçıda gördüğümde hipnozlu gibi gidip alıyorum,okuyorum hemen sonra kitap bitince sorguluyorum nesinden bu kadar etkilendiğimi...çok enteresan
  • genellikle 50li 60li yillarin irlandasini anlatan irlandali kadin yazar.
  • kıskançlık besliyorum ben bu kadına karşı. bir kadını alıyor, sanki komşusu makbule hanım, başlıyor çocukluğundan yaşlılığına anlatmaya. e haliyle onu o kadar iyi tanıyor ki, onun hiçbir yakınını atlamıyor. önce makbule hanımın anne babasını anlatıyor, annesini o hamile haliyle nasıl ortada bıraktığını soysuzun. makbule küçükken böyle tencere dibi gözlükler takarmış biliyor musun, herkes dalga geçermiş onunla. ilk kocasıyla da biraz güzelleşince tanışmış, çok da yakışıklıymış herif. korkacaksın böyle yakışıklılardan, adam bunun yakın arkadaşıyla kırıştırmasın mı! bu kırıştırdığı kız da pek bir yoksul aileden geliyor canım, kız da ne yapsın amacı kendini kurtarmak. makbuleye de haber veren mahallenin terzisi nuran. hani şu kocasını aldatan. hıı, evlendi şimdi sevgilisiyle. ama adam çocuk istemiyormuymuş neymiş. pek bir perişan...
    bunun nesini okuyorsunuz demeyin işte. maeve binchy ne kadar biliyorsa bu insanları, size de o kadar aktarıyor. kitap sonunda, binchy nin bu insanları tanıdığına ikna olup kıskanıyorsunuz onu, ne olurdu ben de tanısaydım ria lynch i ya da şu yakışıklı jack foley i diye.
  • bütün kitaplarını okudum gibi bişey..niye okudum bilmiyorum ama beni rahatlatıyor,tam tatil kitapları bence..
    özellikle kitaplarındaki kurgu ve kitaplarası misafir karakterler güzel ayrıntılardır..
    kitaplarını okurken kendimi feel-good movie izliyomuş gibi hissediyorum,kafa dinlemek isteyenlere tavsiye ederim!
  • ön adı "meyv" olarak okunan irlandalı kadın yazar.
  • bu hatunun kitaplarını ismine kilitlenip almışımdır hep. doğan kitap'ı takdir etmek gerekiyor sanırım bu konuda. "akşam dersleri" gibi hiç bir cazibesi olmayan bir kitap adını "italyanca aşk başkadır" gibi uçuk ama nefis bir adla değiştir, "tara sokağı"nı "yalnız kadınlar sokağı" yap. takdire şayan vesselam.
  • yazdıkları okura hiçbir şey katmayan best seller yazar..
  • 2008' e kadar türkçeye çevrilmiş kitaplarından sadece birini (bkz: quentins) okumadığım yazar. kitabı ve okuyacak zamanı buldukça yeni bir kitabı türkçeye çevrilmeden eskilerin hepsini okumaya çalışıyordum. hem de 4-5 kitaptan sonra hep aynı şeyleri okuyormuşum gibi gelmesine rağmen. takmıştım işte. sonra artık okuyamaz oldum zaman bulamadım başka şeyler okudum falan. geçen gün okuduğum kitaplarından biri ile ilgili bir yazı okudum. o da ne ? sanki ilk defa duyduğum, gördüğüm bir eser. ne konusu ne karakterler hakkında hiç bir şey hatırlamıyorum. sonra diğer kitaplarını aklımdan geçirdim şöyle bir. sadece bir kaç tanesi hakkında söyleyebilecek bir iki cümlem vardı ki onlar da en çok beğendiklerim en çok ismi duyulan kitaplarıydı.
    yani demem o ki , maeve binchy okunduğu süre boyunca sizi fazla yormaz hoş vakit geçirmenizi sağlar, sıkmaz insanı, zevklidir okuması onu. kitaplarını okurken tatillerimin en zevkli uğraşlarından biriydi. hatta belki bazı kitaplarını siz de benim gibi bir çırpıda bitiriverirsiniz. ama o kadar. arkadaşlık, dostluk üzerine; paranın mı insan ilişkilerinin mi sağlığın mı daha önemli olduğu üzerine düşündürür belki ama çok sürmez. akılda kalmaz eserleri.
    her şeye rağmen onu aklımda tutan sebep ise daha sonra kitaplarım yüzünden birçok defa tartışacağım babamın bana hediye ettiği ilk kitabın (bkz: geri döneceksin) yazarı olması. her zaman bende kredin var mrs. binchy, haberin ola.
  • bazı kitaplar vardır size birşeyler verir , birşeyler öğretir bittikten sonra iyi birşey yapmış olmanın huzurunu duyarsınız. maeve binchy' nin kitapları için aynı şeyi söylemek mümkün değil ama zaten her kitabın zorunlu amacı da bu değil. bu kitaplar insanı inanılmaz şekilde etkisine alıyor ve sanki dublin'in sokaklarında geziyormuşsunuz , kitabın kahramanları kapı komşunuzmuş hissini veriyor.
    bence sırf bu hissi yaşatabildiği için bile başarılı addedebileceğim yazardır.
hesabın var mı? giriş yap