• nebseni papirüsüne göre, ölen kişi ma'at'ın mahkeme üyeleri olan 42 tanrı ve tanrıçanın sorduğu soruları doğru olarak cevaplamalıdır. ani papirüsünde bahsedilen bu cevaplar ma'at'ın 42 itirafı veya ilkesi olarak bilinir, ve e. a. wallis budge çeviriyle şöyle sıralanmıştır:

    1. i have not committed sin.
    2. i have not committed robbery with violence.
    3. i have not stolen.
    4. i have not slain men and women.
    5. i have not stolen grain.
    6. i have not purloined offerings.
    7. i have not stolen the property of the god.
    8. i have not uttered lies.
    9. i have not carried away food.
    10. i have not uttered curses.
    11. i have not committed adultery, i have not lain with men.
    12. i have made none to weep.
    13. i have eaten the heart [i.e. i have not grieved uselessly, or felt remorse].
    14. i have not attacked any man.
    15. i am not a man of deceit.
    16. i have not stolen cultivated land.
    17. i have not been an eavesdropper.
    18. i have slandered no [man].
    19. i have not been angry without just cause.
    20. i have not debauched the wife of any man.
    21. i have not debauched the wife of [any] man. (repeats the previous affirmation but addressed to a different god).
    22. i have not polluted myself.
    23. i have terrorized none.
    24. i have not transgressed [the law].
    25. i have not been wroth.
    26. i have not shot my ears to the words of truth.
    27. i have not blasphemed.
    28. i am not a man of violence.
    29. i am not a stirrer up of strife (or a disturber of the peace).
    30. i have not acted (or judged) with undue haste.
    31. i have not pried into matters.
    32. i have not multiplied my words in speaking.
    33. i have wronged none, i have done no evil.
    34. i have not worked witchcraft against the king (or blasphemed against the king).
    35. i have never stopped [the flow of] water.
    36. i have never raised my voice (spoken arrogantly, or in anger).
    37. i have not cursed (or blasphemed) god.
    38. i have not acted with evil rage.
    39. i have not stolen the bread of the gods.
    40. i have not carried away the khenfu cakes from the spirits of the dead.
    41. i have not snatched away the bread of the child, nor treated with contempt the god of my city.
    42. i have not slain the cattle belonging to god.

    ve 42 demişken, tabii ki hail to the hitchers guide to galaxy!
  • tum firavunlar maat yasalarini uygulamakla yukumluyduler.eger maat yasalari cignenirse huzur bozulur, kaos olu$urdu..
  • eski mısır'da thoth'un karısı ve ra'nın gökyüzü yolculuklarındaki rehberi olan gerçeğin tanrıçası.
  • ankara'da bu isimde bir danışmanlık şirketi vardır. bu şirketin ben denizi dolandırmışlığı bile vardır...
  • arapça ölüm anlamına gelen “el mawt” kelimesinin kökeninin dayandığı eski mısır tanrıçasıdır. hatta türkçe dilinde de kullanılan mevta (mefta) kelimesinin de temelini oluşturur.

    eski mısır inanışına göre; ölen kişinin yüreği karşı kefede ma’at’ın tüyü olacak şekilde terazide tartılırmış. tüy kadar hafif (ya da tüyden daha hafif) yürek günah ve şeytanın yükünü taşımıyor demektir. hafif yüreğin ödülü ise aaru’da (cennette) ölümsüz yaşamaktır.

    kötülük taşıyan yürek ise daha ağır olacaktır ve o kişi ölü yiyiciler tarafından yenilecektir.

    eski mısır’da mumyaların kalplerinin içeride bırakılmasının nedeni de ma’at’ın tüyüyle terazide tartılacağına inanılmasıdır.

    yüreklerinizi hafifletin gençler, bağışlamayan, intikam arayan, cezalandırmak için bekleyen yürekler her inanışta her ahlak anlayışında lanetlenmiştir.

    hiç kimseye kötülük etmedim.
    yakınlarımı bahtsızlığa sürüklemedim.
    gerçek evinde alçaklık etmedim.
    kimseyi gücünün dışında çalıştırmadım.
    benim yüzümden kimse korku duymadı, yoksulluk ve acı çekmedi, bahtsız olmadı. tanrıların kötü gördükleri şeyleri hiçbir zaman yapmadım.
    kölelere kötü muamele etmedim ve ettirmedim. kimseyi aç bırakmadım.
    kimseye göz yaşı döktürmedim.
    kimseyi öldürmedim ve kimsenin kahpece öldürülmesini emretmedim.
    kimseye yalan söylemedim. hiçbir utandırıcı davranışta bulunmadım.
    zina etmedim. yiyecekleri pahalı ve eksik satmadım. terazinin dirhemi üzerine hiçbir zaman elimi bastırmadım. teraziyle tartarken hiçbir zaman hile yapmadım.
    süt çocuklarının ağızlarından sütü uzaklaştırmadım. hayvanları çalmadım.
    tanrının kuşlarını avlamadım.
    ölmüş balığı tutmadım. hiçbir arkın suyunu başka yöne çevirmedim.
    ben temizim, temizim, temizim...
  • eski mısır'da adaletin, düzenin, dengenin, ahlâkın ve dürüstlüğün sembolü. evreni, kaostan düzene getiren tanrıçadır. dünya yaratılırken ortaya çıkan kaos, maat'ın koyduğu kurallar ile ortadan kalkmıştır.

    kanatlı ve kafasında devekuşu tüyü olan uzun boylu bir kadın olarak resmedilir. kanatlı olması, her yere kolayca ulaşabilmesini sağlamaktadır. ölüm tanrısı osiris'in ölüleri yargılama töreninde, ölen kişinin kalbi ile maat'ın tüyü, terazinin kefelerine konur ve eğer kalp, tüyden hafifse, kişinin dünyada maat kuralllarına uygun yaşadığına inanılırdı.
  • bilindiği üzere antik mısır kayıtlarında maat, kişinin hayatı boyunca işlediği fiillerin hesaba çekilmesinden sorumlu spirit olarak anlatılır. yani gelmiş geçmiş bütün konularla ilgili alma - verme dengesi hesaplanır, kişinin karmik borcunun olup olmadığı gözden geçirilir, ortaya çıkan total sonuç ile kalbin tüyden ağır gelip gelmediği terazide kontrol edilirdi.
    buradaki tüy, devekuşu tüyüdür. maat görsellerinde maat ın başı üzerinde sembolik olarak bu tüyü görmekteyiz. peki neden devekuşu sembolizmi kullanılmış? bunu biraz inceleyelim.
    devekuşları; yaşayan en ağır ve en büyük kuşlardır. ayrıca karadaki en hızlı kuş türüdür ve bilindiği üzere uçamazlar. bunun nedeni, kanatlarının küçük olmasının yanı sıra göğüs kemiklerinin düz formda olmasıdır. halbuki uçabilen kuşların göğüs kemiği omurga şeklindedir ve kanat kasları kuvvetlidir. omurga kemiğinin olmaması, kuşun havalanamamasına sebep olmaktadır.
    şimdi bu bilgileri yorumlayalım:
    öncelikle; sembolik anlamda kanatlı olmak, havada uçabilmek, vs. demek; materyal alemden çıkış yapıp astral aleme veya başka boyutlara geçmek demektir. yani fiziki bedenden sıyrılmak demektir. o halde maat ın devekuşu sembolüne vurgu yapmasının anlamı, ölen kişinin diğer boyutlara geçip geçemeyeceğine karar vermesidir. yani maat devekuşu sembolünü kullanarak ölen kişiye diyor ki: "kanatlarının olması diğer boyutlara geçebileceğin anlamına gelmiyor, önce uçabildiğini kanıtlamalısın. buna göre sana geçiş izni çıkartacağız."
    peki devekuşu (ölen kişi), uçamadığının farkında değil mi? pekala farkında. o halde neden diğer boyutlara geçiş yapmaya çalışıyor? kalbi terazide ağır gelse deity ammit tarafından yutulma tehlikesi (bir diğer ezoterik anlatı hali: ouroboros yılanı tarafından yutulma) olduğunu bilmiyor mu? pekala biliyor.
    işte devekuşu, burada henüz reenkarnasyonunu tamamlamamış ama cahil cesaretine sahip yüksek özgüvenli kişiyi temsil ediyor. devekuşunun güvendiği şey, en hızlı koşabilen kuş türü olması. yani diyor ki: "tamam, uçma yeteneğim olmayabilir ama hızlı koşma yeteneğim var ve bu yetenek benim diğer boyutlara geçiş yapmama yeterlidir"
    ama aslında kendini kandırıyor ve maalesef diğer boyutlarda hiç de amaçladığı yerlere gidemeyecek, maat onun bu yaptığının evrensel kanunlara uygun olmadığına kanaat getirecek ve kişi tekrar reenkarne olacak.
    konuyla ilgili astrolojik bağlantılara baktığımızda herşey daha da netleşiyor:
    ayaklar balık burcu ile ilişkilidir, yani zodyağın son evi olduğu için materyal düzlemden çıkıp artık astral düzleme geçiş yapmayı, ölüm sonrası hayatı temsil etmektedir. yürümek ise ikizler burcu ile ilişkilidir, dolayısıyla burada en hızlı haliyle koşmak demek, "benim özgür iradem en güçlü kapasitede çalışıyor" anlamına gelir. kemikler ve iskelet sistemi ise, satürn ile ilişkilidir. devekuşlarının kemik yapısının uçmaya uygun olmadığından az önce bahsetmiştik. yani bütün bu anlamları kombine edersek, maat şu şekilde ölen kişiye red veriyor: "sen en hızlısı olabilirsin (merkür - ikizler konusunda ileri seviye yetenekli olabilirsin), ama kemik yapın uçmaya müsait değil (satürn ün derslerini halletmeden astral aleme geçiş yapamazsın)"
  • "piramit metinleri'nde karşımıza çıkan ma'at kavramı sonraki dönemlerde mısır siyasal düşüncesinde merkezi bir öneme sahip olmuştur. ma'at hem doğanın ve tanrıların hem de insan topluluklarının sahip olduğuna inanılan ortak işleyiş düzeninin adıydı. mısırlılar bu kavramla doğanın nedensellik ilişkileri içindeki işleyişini ve toplumun yapılaşarak süreklilik kazanmış unsurlarının (üretimin, yönetimin ve toplumsal ilişkileri düzenleyen kuralların) işleyişini ifade ediyorlardı, dolayısıyla ma'at "adalet", "gerçek", "doğruluk", "kozmik/tanrısal düzen", "topluluk içinde yaşama" gibi çok çeşitli anlamlar taşıyordu. yine bu dönemden itibaren ma'at'ın karşıtı olan isfet kavramı da karşımıza çıkar. kral, karmaşa ve düzensizliği (isfet) yenerek ma'at'ı güvence altına alıyordu. ma'at her kralın ölümünde tehlikeye giriyordu, yeni kralın görevi isfet'i bertaraf ederek ma'at'ı yeniden kurmaktı."

    ateş uslu, siyasal düşüncelerin toplumsal tarihi 1, s.41.
  • antik mısır'da ölen kişinin kalbini ma'at'ın tüyü ile tarttıkları sahne: görsel

    terazinin yanında ammit isimli canavar kalp tüyden ağır gelirse diye yemek için bekliyor. orjinali british museum'da olan çizim, bu sıralar pera müzesi'nde de görülebilir.
hesabın var mı? giriş yap