• bu oyunu keşfetmeden önce bir grup öğretmen idik, sonrasında ise sıyırmış bir öğretmen grubu. öğretmenler odasında ki bilgisayar boş kalmadığı için laptoplar da okula götürülmeye başlandıktan sonra ve de sözlüğe girip oyun hakkında yazılanlar okuduktan sonra zuma'yı keşfimizle dünyayı başka gözlerle görmeye başlamış, koridorlarda birbirimize öğrencilerin arkasından zuma dili çıkarır olmuş, tahtaya renkli tebeşirlerle yazarken üç adet aynı renk tebeşiri yanyana dizer olmuş durumdayız. öğrencileri göz renklerine göre yanyana oturtma teşebbüsünde bulunacakmışız gibi bir his var içimizde. luxor'um canım benim, canım benim.
  • 12. level'ın bölümlerini geçmek sannımca imkansız olan oyun. günlerimi gecelerimi vermeme rağmen bitirmeyi başaramadım, bitireni de ne gördüm ne duydum ne dokundum ne de tattım. (ama hissettim)
  • fırlatmak için verilen topun renginin sağ tıklamayla değiştirilebildiğini çok sonradan öğrendiğim oyun. istemediğim topları boşluğa veya uygun bir yere fırlatmak için bunca zamandır boşuna debelenmişim, anlayacağınız.
  • (bkz: luksor) .
  • tutenstein'in kedisinin ismi..
  • oyunu baya bir oynayıp,bilgisayar başından kalktıktan sonra etrafta,sağda solda gördüğüm renkleri biraraya getirip chain bonus almaya calisaraktan beynimi yemege başlıyorum,durduramiyorum kendimi yarabbim,sabır eyle bana off...
  • aşırı bağımlılık yapan, yenince dünyayı ele geçiren kötü adam gibi kahkahalar attıran, yenilince de küçük emrah moduna sokan oyun.
    ayrıca (bkz: sacların bir gecede beyazlaması)
  • gazi şampiyonu vermiş bir aygırdır. (bkz: graystorm)
  • oynamaya başlayınca "hadi bir level, bir level daha" dedirtecek kadar bağımlılık yaratan, çeviri arası beyin boşaltma oyunu olarak başlamaya rağmen oyun arası çeviri yaptıran renkli top vurma oyunu.
  • ne güzel uzun süredir oynamiyordum derken iphone versiyonuna rastladigim, isten eve dönerken trende zaman öldürgeci.

    her ne kadar serinin diger oyunlari muhtesem olsa da, renk körleri icin malesef cok daha zorlasan bir oyundur.
hesabın var mı? giriş yap