• müzik enstrümanları yapım / onarımıyla uğraşan kişi.
  • etimolojisi 1879'den cok cok onceye ve fransizcaya degil farscaya dayanan bir kelimedir.

    rud kelimesi farscada tel-telli enstruman anlamina gelen bir kelimedir. bu kelime arapcaya ud olarak gecmistir. evet bildigimiz, coskun sabahin caldigi ud. bugun bildigimiz ud'a benzer enstrumanlar iran'daki tarih oncesi kabartmalarda da acikca gorulur.

    araplar farslar uzerinden tanistiklari ud'u beraberlerinde endulus'e de gotururler. takdir edersiniz ki arapcada 'ud' degil de 'el ud' olarak anilan bu enstruman ispanyollara ve onlardan da diger avrupa dillerine 'lut' olarak gecer. bu hem bildigimiz lavta enstrumani icin hem de genel itibariyle tum telli enstrumanlar icin kullanilan bir tabir olmustur. luthier kelimesi de 'lut'un fransizcasi olan 'luth' kelimesinden gelmektedir ve telli enstruman yapan, tamir eden kisi anlamina gelir.
  • bir hobiden öte, öğrenmeniz için en az 10 bin saat ve binlerce lira harcamanız gereken, ağaç bilgisi, marangozluk, matematik-fizik-geometri-kimya-biyoloji gibi birçok alandan yardım gereken, mızraplı ve yaylı sazlar yapan insanlara verilen isim. müziğin ameleliğini, tozu toprağını çeken gizli kahramanları.

    ayrıca bir insanın luthier sıfatını kazanabilmesi için tek başına sıfırdan bir enstrümanı yapabilecek kabiliyette olması gerekir.
  • dünyanın en zevkli hobisi..

    amatör yerli luthierlerin toplanmaya çalıştıkları bir site ekleştireyim:

    https://www.gitarmuhendisi.com/
  • ortaçağda lut yapımcılarına verilen isimdir.daha sonra keman ,lavta ,gitar yapımcıları da bu isimle anılır olmuştur.luthier enstrümanı baştan yaratabilen kişidir,ufak tefek tamiratlar yaparak luthier olunmaz.
  • ud kelimesinin aslı arapça dır: "sarısabır veya ödağacı" anlamındaki "el-oud'dan gelir. baştaki 'el'- kelimesinin, bazı dillerde olup bazılarında olmayan harf-i tarif (belirgin tanım edatı) olduğunu bilen türkler bu edatı atmış, geriye kalan 'oud' ('eyn, waw, dal) kelimesini de -gırtlak yapıları 'eyn'e uygun olmadığı için- "ud" şekline sokmuşlardır. dillerinde tanım edatı olan batılılarsa, 11-13. yüzyıllar arasındaki haçlı seferleri sırasında tanıyıp avrupa'ya götürdükleri bu saza, luth (fr.), lute (ing.), laute (alm.), liuto (ital.), alaud (isp.), luit (dat.) gibi hep l ile başlayan isimler vermişlerdir. hatta 'saz yapıcılığı' anlamında bizde de kullanılan 'lütye' kelimesi de yine luth'den yapılmadır (aslı luthier).

    adı arapça olduğuna göre, ud arap sazı o halde! hem çok acele, hem çok yanlış bir hüküm bu. çünkü bu sazı ilk defa 7. yy.da horasan'dan bağdat'a çalışmaya gelen türk işçilerin elinde görmüş olan araplar, göğsünün yapılmış olduğu sarısabır ağacından (aloexyion agallocum) dolayı el'-oud adını vermişlerse (türkler de bu adı aslı olan kopuz yerine -belki daha kısa oluşu yüzünden- benimsemişlerse) de, saz türklerin bin yıllık kopuz'undan başka birşey değildir; nitekim ta hunlardanberi ozanları ve kopuzcuları olmayan hiçbir türk ordusu yoktu (cahiliyye devri).

    arapları müzik aleti olarak def ve rababe dedikleri tek telli ilkel bir çalgıdan başkasını bilmiyorlardı).bu gerçek de çok önce, yüzyılımızın en büyük iki müzikologu ile, en büyük edebiyyat tarihçimiz tarafından ortaya konmuştur (bkz. fuad köprülü, türk edebiyatında ilk mutasavvıflar, ank. üni. bas. 1966, s. 207, 209 vdl.; mahmut ragıp gazimihal, ülkelerde kopuz ve tezeneli sazlarımız, ank. üni. bas. ank. 1975, s. 64; aynı müellifin musiki sözlüğü, m.e. bas. ist. 1961, s. 138, 259, 260; curt sachs, the history of musical ınstruments, new york 1940, s. 252). ud'un macarcadaki adı 'kobza'dır ve türk kopuzunun biraz değiştirilmişinden ibarettir. nitekim dede korkut'da da yine kopuz'dan türemiş olan 'kobzaşmak' fiili 'karşılıklı saz çalmak' demektir. pi-pa adlı çinli-türkistanlı, barbud adlı iranlı benzerleriyle çağları aşan ud, kopuz adıyla asya'dan anadolu'ya, oradan da ta rumeliye kadar gelmiş, aynı zamanda musikişinas olan yunus emre'nin şiirlerinde dahi kutsal nitelikli yerini almıştır (bkz: m. r. gazimihal, ülkelerde kopuz..., s. 51 vd.). osmanlı sarayının düğün vd. şenlikleri münasebetiyle yazılan minyatürlü surname'lerde (surname-i vehbi, surname-i nabi vs.) kopuzun iki değişik boyu olan ud ve şehrud, diğer sazlar arasında ön planda görülmektedir.

    https://klasiktuerkmusikisipforzheim.de.tl/ud.htm
  • dünyalığı bitirince köşeme çekilip yapacağım iş
  • berber gibidir, sadakata tâbidir. bilmediğine gidemezsin ha deyince.
  • orta çağlardan süre gelen lute enstrümanından üreyen bir kelime lute üreten kişi anlamına gelmektedir. fakat günümüzde diğer bütün telli enstrümanları üreten usta zanaatkarlara verilen isimdir.
hesabın var mı? giriş yap