• ayni zamanda low a da ait bir lullaby vardir, muthistir.
  • o for a voice like thunder, and a tongue
    to drown the throat of war! - when the senses
    are shaken, and the soul is driven to madness,
    who can stand? when the souls of the oppressed
    fight in the troubled air that rages, who can stand?
    when the whirlwind of fury comes from the
    throne of god, when the frowns of his countenance
    drive the nations together, who can stand?
    when sin claps his broad wings over the battle,
    and sails rejoicing in the flood of death;
    when souls are torn to everlasting fire,
    and fiends of hell rejoice upon the slain,
    o who can stand? o who hath caused this?
    o who can answer at the throne of god?
    the kings and nobles of the land have done it!
    hear it not, heaven, thy ministers have done it!

    bir william blake siiriymis, loreena mckennitt elemental albumunde yer vermis
  • voodoo bebeğinin müzikli versiyonu olan chuck palahniuk kitabı.

    - "antik yunan kültürü uzmanları, o dönemde yaşamış insanların fikirlerini kendilerine ait saymadıklarını söylüyorlar. antik yunanlılar akıllarına bir fikir geldiğinde, bir tanrı veya tanrıçanın kendilerine bir emir verdiğini sanıyorlardı. apollon onlara cesur olmalarını söylüyordu. athena ise aşık olmalarını söylüyordu.
    günümüz insanları ise ekşi kremalı patates cipsi reklamı duyar duymaz, satın almak için hemen sokağa fırlıyorlar ama buna özgür irade diyorlar artık.
    antik yunanlılar en azından dürüstlermiş."
  • butun lullaby 'ların otesinde,en guclu etki birakan lullaby low'a ait olandır. sozleri de sekildedir :

    cross over and turn
    feel the spot don't let it burn
    we all want we all yearn
    be soft don't be stern

    lullaby
    was not supposed to make you cry
    i sang the words i meant
    i sang
  • adı üzerinde bir low şarkısı.

    cross over and turn
    feel the spot don't let it burn
    we all want we all yearn
    be soft don't be stern

    lullaby
    was not supposed to make you cry
    i sang the words i meant
    i sang
  • low'a ait olanı, sonsuza kadar sürse "neden bu şarkı bitmiyo, yeter artık!" demeyeceğim güzellikte.

    mutluluk dolu bir hüzün, hüzünlü bir mutluluk.. hüzün, hayır hayır mutluluk; neyse karar veremedim.

    60'ıma geldiğimde de dinlerim herhalde ben bunu.

    büyüklere ninni.
  • ak saçlı büyücü yağan yağmur altında ellerini iki yanına açmış vaziyette, karanlıklar ve şimşekler altında kalmış şehre bakarak büyülü sözcüklerini ve buhran dolu kelimelerini söylüyor. kukuletasının gölgesinde kalan gözlerinde şimşekler çakıyor.

    "when the senses are shaken, and the soul is driven to madness, who can stand? when the souls of the oppressed fight in the troubled air that rages, who can stand?"

    o sırada şehirdeki bütün terkedilmiş ve kaybolmuş ve unutulmuş ve hissizleşmiş ruhlar göğe yükseliyor. fırtına şiddetleniyor. çakan şimşek tüm şehri bir saniyelik bir aydınlıkla parlatıyor. sonra gözün gördüğü her yer büyücünün gözleri gibi derin bir karanlığa gömülüyor.

    - loreena mckennitt'in büyülü rüyalar görmeyi sağlayan şarkısı.
  • loreena mckennitt'in elemental adlı albümünde yer alan çok sakin ve çok güzel bir şarkı.
    sözlerini birileri şöyle türkçeye çevirmiş:

    ah, gök gürültüsü gibi bir sesin hatırı için, ve savaşın
    gırtlağını boğacak bir dilin hatırı için!—duygular
    sarsıldığı zaman, ve ruh çılgınlığa sürüldüğü zaman,
    kim ayakta durabilir?

    ezilmişlerin ruhları
    kırıp geçiren dertli havada döğüşürken, kim ayakta durabilir?

    korkunç öfkenin hortumu geldiğinde
    tanrının tahtından, çehresindeki kaş çatışları
    milletleri bir araya getirirken, kim ayakta durabilir?

    günah geniş kanatlarını harbin üzerinde çırparken,
    ve yelkenler ölüm selini kutlarken;
    ruhlar hiç bitmeyen ateşin içine yırtılırken,
    ve cehennemin dostları katledilenlere sevinirken,
    ah kim ayakta durabilir?

    ah kim sebep verdi buna?
    ah kim cevap verebilir tanrının tahtında?
    kralları ve asilleri yeryüzünün, sizler yaptınız bunu!
    işit ya da işitme, gökyüzü, senin elçilerin yaptılar bunu!

    kaynak: http://www.karakutu.com/…ums&file=viewtopic&p=37160
  • çok grubun lullaby adında şarkısı var, the cure'un, creed'in, the tea party'nin, blackfield'in vs... uzar gider. ama low'un '94'te i could live in hope albümünde yayınladığı lullaby gibisini bulamadım ben. üç buçuk sene oldu low'dan haberdar olalı ve bu şarkıyı bileli, hala dinlediğim ilk zamanda ki tadını alıyorum. melodileri o kadar karanlık ve hüzünlü ki, ölümcül bir çekicilik katıyor şarkıya... az ve öz, rafine bir şarkıdır içinde bulunduğu albüm gibi. 10 dakika sürmesine rağmen asla sıkmaz, ki 100 dakika olsa bile zevkle dinlerdim. ne zaman kafam atsa açtığım ilk şarkılardan birisidir.

    herkes bilmesin isterim ki bilen de az. ama birazcık daha fazla kişinin bilmesinden bir sıkıntı olmaz. ben de sevaba girmiş olurum.
  • low un 1994 de yayınladığı şarkı.
    büyüklere ninni gibi. keşke daha uzun sürseydi diye düşünülen şarkılardan. ortasına yakın bir yerde sözleri biter ve sadece enstrümanlar devam eder. birbirine benzeyen döngüler arasında kaybolur gidersiniz.

    neyse çok anlattım. siz en iyisi dinleyin low - lullaby
hesabın var mı? giriş yap