• vaktiyle kendisine sormuşlar sizi en mutlu eden olay nedir diye cevabı
    "yolda yürürken biri bana çarptı ve dönüp pardon sizi göremedim dedi." olmuştur.
    böyle de bir adam.
  • efendim, yıllar önce türkiye'ye geldiği vakitler ulusal basınımızda hakkında yer alan bir detayı aktarmak istediğim kişidir.

    bu iri kıyım arkadaşımız ülkemize gelir ve her ünlü yabancı ülke vatandaşına yaptırıldığı gibi turistik amaçlı küçük bir gezi organize edilir. işte topkapı sarayı, efendime söyleyeyim, kız kulesi vb falan derken pavarotti abimiz, o sıralar tofaş tarafından hala üretilmekte olan, bizim murat 124 olarak bildiğimiz, üreticilerin ise "kuş serisi" düşünceleri paralelinde "serçe" olarak adlandırılan taşıtı görür.

    ----- flashback -----

    pavarotti abimizin babası yıllar yılı sefalet içinde yaşamış, zar zor biriktirebildiği parası ile de fiat'ın adı geçen modelini alabilmiş ve bu araca gözü gibi bakarak yıllarca neşe içinde "brravo, brraavossimo" diyerek kullanmıştır. ancak araba eşyanın doğası gereği eskimiş ve pek iş göremez hale gelmiştir.

    ----- flashback bitti arkadaşım ---

    bu iri italyan kardeşimiz, zaten duygusal bir insan olduğundan bizim serçe'yi görünce gözleri dolar ve bu aracın yenisini alıp babacığına hediye etme isteği ile dolar. akabinde türk yetkililere durum bildirilir, araç satın alınır ve paketlenip italya'ya yollanır.

    neyse, pavarotti çok beğeneceğini düşünerek aracı babasına hediye eder.

    fekat, babası bunun üzerine "e be oğlum, güzel oğlum. ben yokluktan binmiştim o tenekeye. senden bana yakışacak mercedesler, jaguarlar beklerdim. kaplan oğlum benim" der.

    pavatotti de yediği boku farkeder ve babasına gidip en yakışıklısından bir adet mercedes alıp, adamcağızın gönlünü eder.

    bu hikaye, tarafımdan bizzat okunmuştur.
  • pavarotti 1950'lerin sonlarinda (ya da o civar) genç ve tig gibi bir delikanliyken ankara'ya davetli gelmis, filhakika tek bir temsilden sonra memleketine geri yollanmistir. bir kisim kaynaklar bunu pavarotti'nin dönemin devlet tiyatro ve operasinin genel müdürü cuneyt gokcer'in genç, güzel ve zarif zevci ayten gokcer'e sulanmasina ve gökçer'in bunu kaldiramamasina; bir grup baska kaynak da yine pavarotti'nin temsilden sonra bu sefer dönemin cumhurbaskani olan celal bayar'in özel olarak yanina gitmeyisi baglaminda gelisen politik sebeplere baglar.
  • ülkemizden kovuluşunun ardında sesinin beğenilmeyişi değil, bir başka türkiye gerçeği yatmaktadır.

    efendim bir gün ulu emekli generallerimizden ve eski cumhurbaşkanlarımızdan cemal gürsel opera sanatını ve opera salonunu şereflendirmek istiyor. zatıalileri ekselansları sergilenen performansı çok beğeniyorlar ve "sanatçıları çağırın yanıma, hepsini tebrik etmek istiyorum" diyor. herkes heyecan içinde koşuştururken genç luciano ise boyuna bosuna bakmadan çıkıntılık yapıyor, "ben politikacıların ayağına gitmem, o gelsin!" diyerek bu yüksek daveti reddediyor. "ben sanatçıyım, o bir diktatör." dediği de rivayet olunur ancak siz bilin, öyle olur olmaz her yerde söylemeyin. başınız belaya girmesin. "ben demedim pavarotti demiş bunu" deseniz de dinlemezler, alırlar ifadenizi, sonra karışmam.

    netice-i kelam, bu olay o dönem luciano pavarotti'nin türkiye'deki genelgeçer standartların çok üstünde bir sanat anlayışına sahip olduğunu göstermektedir.

    bu olay kendisinin daha gençlik döneminde bile onurlu bir sanatçı olduğuna işaret etmektedir.

    ankara'da fazla durdurulmaması ise memleketin ibretlik hallerinden biridir.

    toprağı bol olasıca sanatçı.
  • hayattaki en güzel şeylerden biri her işi bırakıp yemek yiyebilmektir. -luciano pavarotti
  • ölümüyle herkesi üzmüş, opera'yla çok da alakası olmayan türk halkının da çok sevdiği billur sesli amca.

    mekanı cennet olsun, allah rahmet eylesin.

    küçük hüsamettin yetim kaldı.
  • bu hayatta istedigim her ama her seyi basarabilseydim bile eksik kalacaktim,
    cunku ben pavarotti'yi canli dinleyemedim.

    su gibidir sesi.
  • pavarotti; trt'nin elindeki teknolojiyle "üretim" yapmasını sağlayan ender araçlardan biridir. bütün trt seferber olup, pawarotti'nin görüntüsü üzerine ibrahim tatlıses'in söylediği bi parçanın sesini bindirmişler, tam tersini de ibrahim tatlıses için yapmış, 15 yıl boyunca da bunu tv'de göstermiş, spor programlarına bile jenerik olarak kullanmışlardır. (bkz: trt nin teknolojiyi kullanimi)
  • italy map inin vazgeçilmezi..
    (bkz: counterstrike)
  • 1994 senesinde bir opera sırasında söylediği bir aryada iki notayı unutunca (sadece iki nota) , üst localarda oturan opera hastaları, fanatikleri tarafından yuhalanmış ve bu olay bütün ajanslara aynı anda geçildiği için aynı akşam taksim'de dev ekrandaki haberlerde okuduğum ünlü tenor. bu italyan izleyiciler de çok insafsız oluyorlar canım..adamın iki notalık hatırı yok mu, rezil ediyorsun dünyaya..bak bize..koskoca türk sanat müziği'nin canına okuyorlar her daim, değil iki nota eksik, neredeyse şarkıyı yeniden besteliyorlar, sesimiz çıkıyor mu..
    iki milletten biri yanlış yapıyor ama hangisi?
hesabın var mı? giriş yap