• en iyi woody allen filmi olmasa da en komigi oldugu soylenebilir.

    ingmar bergman, charlie chaplin, sergei eisenstein gibi bircok usta yonetmenin filmlerine gondermelerle bezelidir.
    aslinda film tamamen gondermelerden olusmaktadir. hapishane sahnesinde dostoyevski'nin bircok eserlerinin * * * * * adinin gectigi bes saniyelik diyalogla, gonderme yapmanin bokunu cikarir ve izleyenleri kahkahaya bogar.

    cok sevdigi bergman filmlerinin parodisini de yapmaktadir. bergman filmlerinin diyalog ve monologlarindaki teatralligi abartarak goz yaslarimizi tutamamamiza neden olur. ozellikle bugdaydan bahsedilen sahnelere dikkat etmek gerekir.
    bununla birlikte kendisinin de parodisini yapmaktadir vudi. filmlerinde sikca karsilastigimiz entellektuel sozler, bir new yorklu'nun degil rus koylululerin agzindan dokulmektedir.

    - immoral is subjective!
    - yes, but sujectivity is objective.
  • tarihe ve edebiyata (özellikle rus kaynaklı) onlarca referans veren, hayatla bir güzel dalga geçen woody allen filmidir. diyalogları itibariyle yönetmenin büyük entelektüel şovlarından biridir. hemen hemen her filminde çok düşünen laf cambazı bir entellektüeli canlandıran woody allen 'love and death'deki sonja(diane keaton) kadar zeki, güçlü ve sivri dilli bir hatunla laf dalaşına girmemiştir. film de gülseniz eğlenseniz bile kaçırdığınız noktaların varlığının farkında olarak üzülür, esprilerde geçen spesifik kişileri ve olayların ne olduğunu araştırmak için filmi durdurup not almak istersiniz ve tabii bunu yapmazsınız.

    ve film akar akar akar..
  • -çok iyi bir yan komşunuz vardı. raskolnikov?
    - evet.iki kadın öldürdü.
    -olamaz, ne üzücü.
    -bobick söyledi. o da karamazov kardeşlerden duymuş.
    -cin çarpmış olmalı.cahil bir gençti.
    - bir geri zekâlıydı. aptalca davrandı ve yaralandı.
    - kumarbaz olduğunu duymuştum.senin ikizin olabilir.
  • süper komik film.*

    --- spoiler ---
    -you're the gratest lover in the world
    -i practise a lot when i'm alone
    --- spoiler ---
  • şu tarz bir monoloğu da barındırır ki oldukça keyiflidir. napolyon'u öldürmekten bahsederken birdenbire çok güzel bir geyiğe sarar. woody allen'ın ne menem bir senarist olduğu aşikardır bu filmde de.

    --- spoiler ---

    look at him. if i don't kill him, he'll make war all through europe. but murder? what would socrates say? all those greeks were homosexuals. boy, they must have had some wild parties. i bet they all took a house together on crete for the summer.

    (a) socrates is a man.
    (b) all men are mortal.
    (c) all men are socrates.

    that means all men are homosexuals. i'm not a homosexual. once, some cossacks whistled at me. i happen to have the kind of body that excites both persuasions. but, you know, some men are heterosexual, and some men are bisexual, and some men don't think about sex at all. they become lawyers.

    --- spoiler ---
  • love and death ile ilgili en çok merak ettiğim şey; ingmar bergman 'ın bu filmi izlediğinde ne düşündüğüdür.
    özellikle woody allen hakkında.

    charlie chaplin de 1977 de öldüğüne göre bu filmi izlemiş olma ihtimali vardır; onun da özellikle don francisco 'nun kafasına şarap şişesiyle vurmak suretiyle bayıltıldığı sahne hakkında ne düşünmüş olacağı da ayrıca ilginç bi merak konusu olabilir.
  • --- spoiler ---

    wudi'nin savaşa giderken kelebek koleksiyonunu yanında götürmesi filmin yaran pek çok sahnesinden sadece biridir.

    --- spoiler ---

    (bkz: şaban askerde)
  • prokofiev müzikleriyle bezenmiş, bol edebiyat, yer yer seventh seal göndermeli woody allen filmi. napolyon rolünde mr. strickland olarak hatırladığımız james tolkan'ı görmek mümkün.
    woody allen'ın en teatral ve komedi unsurlarını barındıran, aşk, din, ölüm ve ölümden sonraki hayat üzerine sorgularını ve teorilerini nefes almadan dile getirdiği filminin en fıtık sahnesi şudur:

    napoleon: this is an honor for me.
    boris: no, it's a greater honor for me.
    napoleon: no, a greater honor for me.
    boris: no, it's a greater honor for me.
    napoleon: no, a greater honor for me.
    boris: well, perhaps you're right. perhaps it is a greater honor for you.
    napoleon: and you must be don francisco's sister.
    sonja: no, you must be don francisco's sister.
    napoleon: no, you must be don francisco's sister.
    sonja: no, you must be don francisco's sister.
    boris: no, it's a greater honor for me.
    napoleon: i see our spanish guests have a sense of humor.
    boris: she's a great kidder.
    sonja: no, you're a great kidder.
    boris: no, you're don francisco's sister.
  • 1975 tarihli woody allen filmidir.. diane keaton ile cevirdigi 3. film olmakla birlikte, take the money and run ile basladigi "komik olmasi beklenen filmler" serisinde nereden nereye geldigini gosteren bir filmdir.. woody allen filmografisinde bir bas yapittir.. buraya kadar nesnelligimi üzerimden atmadim.. fakat bundan sonrasi öznel olsun istiyorum entrymin.. hos öznellik de nesnel bir kavramdir gerci (filmden ogrendim bunu da)

    sahsim adina sevmiyorum woody allen'in bu filmlerini.. tamam belki bu tarz komedi 900lerin baslarinda süper eglenceli olabiliyordu, birisinin kafasina vurarak, düserek, kayarak, yaralanarak komiklikler yapilabiliyordu ama 2008 e geldigimizde binnerce kez ayni komiklikler tekrarlandiginda bana komik gelmiyor artik. bir de yesilcam sinemasiyla, kemal sunal ile ne bileyim efendim levent kirca ile büyüyen bir neslin woody allen in bu tarz komikliklerine hala gülebiliyor olmasi benim canimi sikiyor.. yahu efendi baymadin mi sen artik silahla ates ederken kursunun yerine silahin kendisinin gitmesinden?

    her neyse filmi bir basyapit yapan bence abarti sayidaki gondermeler.. nereden baslasam ne etsem bilmiyorum..

    bir kac trivia verelim:

    su sondaki bugday sahnesinde, biri profilden digeri cepheden iki kadin yüzü ingmar bergman bir imzasiymis.. tipki tüm steven spielberg filmlerinde yildizlarin gozukmesi, tipki tüm ertem egilmez filmlerinde merdivenden koşarak inme sahnesi olmasi gibi.. filmin sonunda boyle bir gondermenin yapilmasini ben "bugun film cekiyorsam ingmardan aldigim feyzledir" kivaminda bir sey oldugunu dusunuyorum..

    woody'nin karakteri boris askere yazilmadan evvel elinde bi kelebek agi ve ölü kelebek mezarligi(cerceveli) ile dolanir ya, hah o sahne'de direk nabokov'un tembelligi ile meshur oblomov'una gondermedir bence.. hayir sagda solra nabokov a gondermedir diyor, ben daha spesifik olayim istiyorum.. oblomovdur.. bitti..

    su "öznellik nesneldir" lakirdisi filmin 4 yerinde tekrarlanir ve bu hikayeyi bulan arkadaslar da rus filozoflar george gurdjieff ilen peter ouspensky (bu bilginin reel hayatinizda panterler gibi işe yaramasini istiyorum)

    film budapestede cekilmistir bu arada.. zamaninda "budapestenin yemeklerinden bocek cikior" diye bir jurnel alan woody allen kutu kutu konserveyi yaninda goturmus, sonra da mektuplarinda "annecigim burada yemekleri yemiyoruz.. az yioruz konserve yiyoruz.. ama suyumuz bitti, bana bir miktar pinar sasal gonderir misin?" diye yazmistir.. (yalan tabi)

    son olarak bu film, tüm gondermeleri ile (dostoyevskiye, tolstoya, porkalyefe ne bileyim efendim t.s. elliot a, walt whitman, charlie chaplin, ingmar bergman, selahattin pinar, muzeyyen senar, rahmetli tamburi cemil bey) woody allen filmografisinde bir baş yapittir.. ha benim icin bir bas yapit olmasa da woody allen "tüm filmlerim icinde en oznel olani ask ve ölümdür" diyecek beni de "aldin mi lafi azuş" diye yerden yere vuracaktir..
  • hbo max'ın başrolünde elizabeth olsen'ın yer alacağı yeni mini dizisi.. dizi 80'li yıllarda kiliseden bir arkadaşını balta ile öldüren candy montgomery'nin gerçek hayat hikayesini merkezine alacak. dizinin yapımcısı david e. kelley.
hesabın var mı? giriş yap