• (bkz: rosey)
    love, i am so different
    love, i am so different than before

    love, can i be loved
    love, could i ever really be loved
    love, if you ever find me i wonder
    will you try me i'm so different than before
    love, the kind that i've dreamed of
    well let's stop right here inside of me love
    love, if you ever find me i wonder
    will you try me i'm so different than before
    love, i am so different than before

    love, where are you waiting
    in dark and smoky room i hear you singing to me
    love, let my voice take you and the song we make would be so different than before
    ooh yes
    love, if you ever find me i wonder
    then i ask you try me i am so different than before
    love, i am so different than before

    the word is out, the time is gone
    begin again remember my love
    make it strong
    stretching out to everyone
    nothing replays
    this is what i want, this is what i make
    every little thing gonna be alright
    one day or so you'll be my love
    this time you won't mistake me
    i'm ready love for you to take me with you
    love, if you ever find me i wonder
    will you try me i'm so different than before
    ooh yes
    my love, i know when you found me i'll rock yourself all around me
    then i ask you try me i am so different than before
    ooh yes,
    my love i know you'll show me the words
  • la olm adam yüzümüze doğru 3d attırdı lan, bu filmin adı nası "love" ?
  • hakkı yenen bir baş yapıt . hatta iddia ediyorum bu güne kadar izlediğim gelmiş geçmiş en iyi aşk filmi diyebilirim.
    ilişkilerde yaşanan iniş ve çıkışları gayet güzel kotararak anlatılmış.
    elektra'nın kırgınlık dolu halleri, murphy'nin her klasik erkek gibi pussy is pussy mottosu ve her tutkulu ilişkinin finalinde olduğu gibi çuvallayan tarafın vicdanı ve iç hesaplaşmalarıyla baş başa kalışı.
    seks sahnelerine gelecek olursak tam yerinde ve gerekli gerçek aşk tutkuyla beslenir. ıkili arasındaki tutkuyu kaybetmeden önce zamandan ve mekândan soyutlanmış iki kişilik bir hikaye varken var olan ilişki çatıdayınca ve birbirlerinden kopamayınca mekan ve şahıs mevhumu daha da belirgin hale geliyor ki bu da artık birbirine yetememe durumunun göstergesi.
    peki aşk konusuna gelecek olursak kim daha aşıktı bence elektra.
    murphy'nin pişmanlığı elektra'nın sevgisini kaybetmekten ötürü.
    her zamanki gibi yönetmen renkleri çok güzel kullanmış ilişkinin ilk zamanlarında canlı renkler hikaye kötüleştikçe soluk ve donuk hale gelmiş.
    bu filmi izlerken canım acıdı.
    tekrar ediyorum buna porno diyen gitsin 3. sınıf özcan deniz dramı filmler izlesin kapasitesi anca onu kaldırır.
  • simarik ve embesil bir amerikali beyinsizin paris'te yasadigi medeniyet zehirlenmesinin, asiri derecede kuku ve pipi gosterilerek anlatilmaya calisildigi basarili film. avrupa'nin ortasinda bu kadar ultra beyinsiz bir karakter bir amerikalidan baskasi olamaz. gaspar bunu gayet iyi biliyor, kutlamamak elde degil.

    (bkz: american cunt)
  • john lennonın aşk nedir sorusuna cevabı.
    (bkz: plastic ono band)

    love is real, real is love
    love is feeling, feeling love
    love is wanting to be loved

    love is touch, touch is love
    love is reaching, reaching love
    love is asking to be loved

    love is you
    you and me
    love is knowing
    we can be

    love is free, free is love
    love is living, living love
    love is needing to be loved
  • aşık olma halini güzel anlatan bir gaspar noe filmi. bazı seks sahnelerini uzun ve sıkıcı bulsam da son on dakikasının etkileyiciliği ile film bir hayli hoşuma gitti. ayrıca filmi porno olarak görenler türk değişmilmişsiniz gibi düşünün. farzedin ki sevişmenin aşkın bir parçası olduğunu sindirmiş, seksi bırakın yaşamayı konuşmayı bile tabu saymayan ve en değerli hazinenin seksi ancak evlenince yaşamak olduğunu düşünmeyen bir toplumda doğmuşsunuz. öyle bakınca seksin bu filmde sansasyon kaygısı değil ihtiyaç olduğunu belki de görürsünüz.
  • ... shakespeare:

    "if you speak love,
    speak low..."
  • sanırım en en güzel tanımı; "giving someone the power to destroy you, and trusting them not to." şeklinde olandır.
  • çok da spoiler sayılmaz ama adettendir diye ekledim

    --- spoiler ---

    elindeki gül gibi sevgilisinin değerini bilmeden her kadına atlayan bir amerikan görgüsüzünü ve dünyadan bihaber saf, eroinman fransız kızını ve de doğuracağım diye tutturan taş kafalı, fare suratlı, okeye beşinci bir polonya kızını buluşturan bir gaspar noe filmi.

    izleyenlerin çoğunluğu e porna bu tepkisi verse de tam anlamıyla bir love hikayesiydi. ve her sahnede neden türk sinemasının böyle bir film çekemeyeceğini çekse bile 70'lerdeki gülünç ve iğreti erotik filmlere benzeyeceğini replik replik gösterdi. evet, çok bahsedildiği gibi içinde dakikalarca süren ve daima tekrar eden seks sahneleri mevcut, hem de sansürsüz meme görmek için 45 dakika ekran başında bekleyen bir neslin porno zannedeceği kadar. hatta ve hatta vajina içinden yapılmış ve penisin devinimlerini gösteren bir sahnesi dahi var. ama içindeki küçük aşk dokunuşlarını; electra'nın baba kompleksini, olsa da eksik anne figürünü göstermesi; murphy'nin son seferlerde electra ile çocuk sahibi olmak isteyip electra iki günlüğüne yokken ilk fırsatta birlikte olduğu kadını istemeden hamile bırakışı ve daha pek çok ayrıntısıyla izlenip geçilecek bir filmden ziyade aşkın aksiliklerini, aksaklıklarını, aldatmalarını, hırçınlığı, sadakati-sadakatsizliği ve bazen denk gelen ya da sıyırdığımız yanlarını göstermesi açısından iyi bir film. özümüzde hepimiz ilkeliz ve seks, belki de en medeni yanımız.

    gaspar noe, gerçekten de kan, sperm ve gözyaşından oluşan bir film çekmeyi başarmış.

    ayrıca pussy is pussy derken kolaydı dimi, murphey bey? işte kanunlar, insanı böyle ezer geçer. ne kanunu mu? aşkın kanunu*

    --- spoiler ---

    edit: eklemeler yapıldı.
hesabın var mı? giriş yap