• audioslave'in mükemmel parçası. sözleri;

    on a cobweb afternoon
    in a room full of emptiness
    by a freeway i confess
    i was lost in the pages
    of a book full of death
    reading how we'll die alone
    and if we're good we'll lay to rest
    anywhere we want to go

    (chorus)
    in your house i long to be
    room by room patiently
    i'll wait for you there
    like a stone i'll wait for you there
    alone

    on my deathbed
    i will pray
    to the gods and the angels
    like a pagan to anyone
    who will take me to heaven
    to a place i recall
    i was there so long ago
    the sky was bruised
    the wine was bled
    and there you led me on

    (chorus)
    in your house i long to be
    room by room patiently
    i'll wait for you there
    like a stone
    i'll wait for you there
    alone

    and on i read
    until the day was done
    and i sat in regret
    of all the things i've done
    for all that i've blessed
    and all that i've wronged
    in dreams until my death
    i will wander on
  • chris cornell abimizin "ulan yıllar geçti,yaşıtlarımın kıllar kadayıf oldu,ben hala 20lik delikanlı misali taş gibiyim" mesajı verdiği harkulade eser.
  • ilk dinlendiğinde "hmm güzelmiş" denecek, ancak ısrar edip üstüste dinlendiği takdirde "ohareey ohareeeey" nidalarıyla sizi tüm gün evde dumurdan dumura uğratacak parça. chris cornell nasıl hissetmiş, nasıl hissettiriyor. oy oy, aman allahım falan yane.
  • vay ki vay babo dedirten guzel sarki. bu sozu soyleten ba$ka bir $arki icin (bkz: basa gelen cekilirmis)
  • ölürken hayatım film şeridi gibi geçer mi gözümden bilemem ama kulaklarımda like a stone melodisi olsa mutlu olurum. ölüme karşı yazılmış en güzel şarkıdır, zaten kaç tane vardır ölüm için yazılmış ve kaçı bu kadar güzel anlatır ölüme karşı tek başınıza olduğunuzu. ölen siz ya da bir sevdiğiniz olsun...
    zaten;
    "ölümün olduğu yerde daha ciddi ne olabilir..." ` :6 45`
  • yüreği taş kesenler var aramızda.olabilir. dünya hali...
    ölürüm deyip de günden güne ölmediğini fark edenler var, mümkündür. kalan sağlar bizim...
    acılarından, küllerinden yeniden doğacakları ya da ölüp dirilecekleri o günü sakince ama içten içe bağıra çağıra bekleyenler var...
    herkesin farklı sebepleri var, söylenmiş ya da söylenmemiş sözlerin pişmanlıkları var.

    ama daha önemlisi "insan olmanın" ve insan kalmanın ağırlığı var sırtımızda.
    derdi aşk meşk değil de insanca yaşamak olanlar var. her günü, her gün alması gereken kararları ölüm döşeğindeki haline flash forward yapıp, bundan utanç duyar mıyım diye düşünerek alanlar var, kendine yakışanı yapmak için çabalayanlar var.
    o yüzden bu taş gibi ağır ve vakur haller
    bir nevi kendine death notelar.
    yaşlanırken (room by room) nihai sona ilerlerken emin adımlarla yürümeye çalışmak , işte bu şarkıyı dinledikçe düşündüğüm tek şey bu.
    insan olmak zor, insanca yaşamak zor, insanca ölmek en zoru.
  • şahsım için tüm zamanların en iyi şarkısıdır.
  • eskimiyor..
  • yazar* burada taş* derken mezar taşını kastetmiştir.
hesabın var mı? giriş yap