• kompozisyon açısında bakıldığında bir pop şarkısına göre son derece karmaşık bir yapıdadır. özellikle günümüz pop müziğinin artık olabildiğince iki çift akor üzerine bol elektronik sesler mantığıyla üretildiğini düşündüğümüzde. şarkının kayıtlarında gerçek bir kilise korosu stüdyoya çağırılmış ve tüm koro şarkının kayıtları bittikten sonra ekstra olarak kaydedilmiş, sonradan mikse dahil edilmiştir. özellikle şarkının son üçte birlik kısmında koronun madonna'dan vokal line'ı devraldıkları kısmın orijinalinde bir latin vurmalı partisyonu yer alırmış. velhasıl kilise korosu daha bir ruhani ve şarkının o tuhaf karanlığına uygun olduğundan vurmalı kısmını kesmişler. like a prayer'da normal alışık olduğumuz pop aranjelerinin çok dışında bir form yer alıyor. normalde bir intro, sözler yani verse, nakarat öncesi yani pre chorus (ki bir çoğunda bu kısım bile yok), nakarat -chorus- ve bazen de bir köprü (bridge) bölümü yer alır. bu eserde ise intro sert gitarlar ile giriyor gibi yapıp yarıda kesiliyor. oradan zaten anlıyoruz ki işimiz iş... şarkının introsu yarıda kesilince devreye hemen sözler giriyor kilise orgu eşliğinde. o da ne? sözler de ilk dörtlük sonunda kesilip direkt nakarata bırakıyor yerini. bir pop hitinde 30. saniyede nakarata bağlamak... cesaret işi. ama o da ne? nakarat kısmındaki vurmalılar da zart diye kesilip kilise çanlı, zillerle bezenmiş ana vokale bırakıyor yerini. bu kısmında alışıldık bir pop şarkısı olarak iki mezur sözleri duyuyor ve ardından biraz önce yarıda kalan nakaratın aynısını yine büyük zevkle dinliyoruz. fakat işler burada biraz karanlık hale geliyor ki bence şarkının tüm zamanların en iyi aranjelerinden birisi olmasının özü de tam olarak bu nokta. nakaratın ikinci tekrarından sonra alt yapı aynı şekilde devam ederken madonna'nın sesinin gittikçe buğulu bir hale geldiğini ve bir şeylerin doğru olmayabileceği hissini verdiğini farkediyoruz. derken olan oluyor ve zamanında çok büyük tepki alan klipte haçların yandığı, madonna'nın zenci isa ile seviştiği bölüme geliyor şarkı. bu noktadan sonra şimdiye kadar nakarat olarak bildiğimiz kısım bir daha çalmıyor ve aslında normal bir popüler müzik eserinde köprü olarak kullanılır diye düşündüğümüz kısım bitmiyor da bitmiyor ve şarkının sonuna kadar devam ediyor. yani aslında şarkının ilk bölümünde nakarat olarak giren kısmın yerini ikincil bir nakarata bıraktığını görüyoruz. popüler müzikte birinci kural olabildiğince kolay bir şekilde ezberlenmesi yani dinleyiciye hook atılması şeklindedir. bu açıdan bakıldığında iki nakaratlı, köprüden gelip ilk nakarat yerine ikincisine bağlanan bu eser progesif bir şarkı olarak nitelendirilebilir. hem anlattıkları, hem klibi hem de müzikal kompozisyonuyla main stream gibi duyulsa da aslında muazzam bir yaratıcılık içerir. bir de "just like a prayer, i'll take you there. it's like a dream to me" kısmındaki bas gitar kompozisyonuna dikkat çekmek isterim. bu bölümde hem moog synth baslar hem de david gilmour'ın da bas gitaristliğini yapan guy pratt'in tuşesini üst üste duyuyoruz. bas line'ı pratt yazmış ve müthiş bir yürüyüşe sahip. buraya kadar okuyabilen varsa sıkmışsak özür dileriz ama şarkıyı bir de bu yol haritası eşliğinde dinlemek inanılmaz keyif verecektir... kısacası tüm zamanların en çok uğraşılmış pop eserlerinden birisidir...
  • yanlış hatırlamıyorsam bu albümün kasedinde çok hoş bir koku vardı. madonna'nın parfümüymüş bu diye konuşuyorduk. tinerci gibi dinliyorduk albümü. küçüktük yahu, adamlar iyi keklemişler bizi.

    sonra madonna uçtu gitti tabi, papadan daha çok inananı oldu diyebiliriz..
  • madonna'nin bu harika sarkisinin klibinde benim dikkatimi ceken ayrinti, beyazlarin kötüyü (beyaz kiza tecavüz eden beyaz adamlar) siyahlarinsa iyiyi (beyaz kiza yardima kosan siyah genc, tümüyle siyahlardan olusan kilise korosu) temsil etmesiydi. bu bakimdan klip irk ayrimciligina karsi iyi bir yanittir. bu yüzden sevdik seni madonna!
  • bana sanki şarkıyı söyleyen kadın hep oral seksten bahsediyomuş gibi gelir bu şarkıyı dinlerken. "i'm down on my knees, i wanna take you there" sözlerini insan duyduğunda ne düşünebilirki ba$ka(ya da ben fesatım). ha bi de barış mançonun dağlar dağlar adlı şarkısında "ellerimde büyüttüğüm, solar iken dirilttiğim" bölümü vardır ki, şarkının o bölümünün etkisi bu şarkınınkinden de fazladır..
  • cok dogru bir noktayi anlatan sarki. soyle ki bir insana asik olup olmadiginizi anlamanin en iyi yollarindan biri asik olunan insan adinizi soylediginde neler hissetiginizi tartmaktir. eger adiniz yalniz ve yalniz onun dudaklarindan dokuldugunde buyulu bir tiniya sahip oluyorsa bilin ki siz o insana asiksiniz. hal boyleyken (bkz: allah yardimcin olsun)...
  • bu şarkıyı cover'layanların en büyük hatâsı, onu bir dans pisti canavarına dönüştürmek istemeleridir. bunu yaparken alt yapının yanı sıra vokâli de hızlandırıyorlar ki, şarkının bütün büyüsünün bozulduğu kırılma noktası da işte burası oluyor. oysa gerek aynı isimli 1989 albümündeki orijinâl sürümünde, gerek 1990'daki the immaculate collection derlemesindeki remiks uyarlamasında, gerek 2006'daki i'm going to tell you a secret ve 2010 sticky and sweet tour konser albümlerindeki ya da live 8 gibi konserlerdeki canlı performanslarında madonna bu şarkıyı öyle bir ses tonuyla okur ki, coşkunun yanı sıra sözlerdeki saf tutkuyu iliklerinize dek hissedecek kadar şefkat de hissedersiniz. o yüzden madonna o bet sesine karşın bu şarkıyı nerede ne zaman okursa okusun, 'like a prayer' benim için bir modern zaman ninnisi olacak. sevgiliyi uyurken izlemek kadar saf, mâsum ve tatlı...
  • oha başlıkta sözleri yok- en sona kopyalıyorum.
    klibini dönem dönem açıp müptezel gibi defalarca izlediğim ruhu rock şarkı. ibadet ve mest (ek dinleme: mustt mustt*) ile oral seks ve orgazmın birbirine karıştığı tabusuz sözler. insanlığın günahları için ceza çeken isanın zenci bedeniyle içinde yazıldığı toplumun erk üreten inancının, riyakar ahlakının dibine çomak sokan bir pop klibi!

    sinopsis:
    madonna korku ve endişe içinde koşarken yere yıkılır, bir kiliseye ulaşmıştır. korkusunun kaynağını dair flashback görürüz: bir grup beyaz adam bir kadına saldırır ve kaçar, olayı gören bir siyahi vatandaş yardıma koşar. gelen polis ekibi kucağında kadınla duran zenciyi sorgusuz götürür*. madonna olayı görür ancak saldırganlardan korkar ve telaşla kiliseye koşar. perişandır, siyah pardesüsü omzundan sıyrılmış, push up büstiyerinin sıkıştırdığı göğüs çatalının arasına sarkan haçlı kolyesi görünmektedir.
    burada not düşelim, isa'nın çarmıha gerilişi tüm insanlığın günahlarının affı için kurban olmasıdır. beyaz ırkın günahlarının acısını çeken siyah ırk filan. ay fena oluyorum. madonna da meryem demek iyi mi?
    ürkek madonna parmaklıklar ardında duran isa heykelini görür, ve evet isa siyah bir abidir. gözlerinden yaşlar süzülmektedir. madonna pardesüsünü çıkarır, çıplak omuzları ve dar siyah elbisesiyle yere uzanır. bu sırada şarkısını söyler:

    ismimi haykırışın bir dua gibi. dizlerimin üzerindeyim ve seni oraya ulaştırmak istiyorum*. geceyarısı gücünü hissediyorum, bir dua gibi ve seni oraya ulaştıracağımı biliyorsun..
    sesini duyuyorum, bir meleğin iç geçirişi gibi * seçeneğim kalmadı, sesini duyuyorum. bu uçmak gibi. gözlerimi kapıyorum, tanrım sanırım düşüyorum *** gökyüzünden. bir çocuk gibi, bana usulca fısıldıyorsun. kontrol sende, tıpkı bir çocuk gibi..

    videoda da göklere uçan ve gökteki zenci abla tarafından yakalanıp geri fırlatılan madonna bi koşu orgazmını olur gelir- yok aslında isa'da şefkat aramakta, önünde diz çöküp şefkatle ismini haykırtmaktadır.. madonna isa'nın ayağını öper ve parmaklıkları aralar. bunun üzerine canlanan isa madonna'yı az bi okşar ve alnından öperek* ufak ufak uzaklaşır. arkasından bakakalan madonna ve memeleri bir hançer bulup kurcalarken elini keser, oluşan yara izi stigmata gibi çarmıha gerilen isanın ellerindeki yaraları andırmaktadır.
    madonna bir arkasını döner ki ne görsün? ablalarıyla çocuklarıyla tam teşekküllü bir siyahigospel korosu!
    olay tekrar madonna'nın gözünün önünden geçer: beyaz itlerin kadıncağıza saldırması, siyahi abinin yardıma koşması, yüzündeki çaresizlik, beyaz adamın olayı gördüğünü farkedip ona tehditkar bir bakış atması, madonna'nın tırsıp sinmesi- ve siyahi ablalar kilisede, insanlığa umut ve bağışlanma sağlaması gereken bir yerde coşkuyla şarkılarını söylemektedir. madonna iç hesaplaşması içinde yanan haçların önünde kaygılı ama kararlı ve cesur bir ifadeyle memelerini aşağı yukarı sallarken ve kendini ısıtmaya çalışırcasına sarıp kollarının arasında sıkıştırırken görünür, şöyle demektedir:

    yaşam bir gizem, herkes tek başına ayakta durmalı. ismimi çağırdığını duyuyorum, ve evimmiş gibi hissediyorum.

    madonna artık kopmuştur, trans halinde dans etmektedir. gospel ekibinin de gel gel yapmasıyla iyice tribal bir ortam oluşur, sanırsınız kilisede bir afrika kabilesi ayin yapmaktadır: herkes manyak gibi dans eder filan. coşku yükselir, yükselir, koronun başındaki abla madonna'ya oldun sen bakışları atar.. madonna'nın askılar filan düşer, alttan büstiyerin danteli neyim görünür, kaygı gitmiş dans ve coşku gelmiştir. yavrım ya.
    dansla paralel sahnelerde kilisenin adak mumlarının arasında zenci isa'yla madonna'nın seviştiklerini görürüz. köftehorsun madonna, atletik siyahi abiyi gördüğün yerde peygamber heykel filan demiyorsun..*

    sonra böyle bir şeyler olur: galiba madonna bayılmıştır da o halde kilise korosunu duymuştur, ama geçiş akıcı olur. isa parmaklıkların ardına döner ve tekrar heykelleşir. bunun üzerine bir başka sahne fade in olur: nezarethanede madonna kendinden emin ve mutlu gururlu bir ifadeyle polise gördüklerini anlatmaktadır, mağdur kadıncağıza yardım etmeye çalışırken tutuklanan zenci abi önceki sahnede isa heykelinin durduğu yerle örtüşen bir yerde koğuşun parmaklıklarının ardındadır. madonna aynı isaya yaklaştığı gibi koğuşa yaklaşıp parmaklıkları tutar.
    herkes seyirciyi selamlar, perde iner. tüm bunlar beş buçuk dakikalık kısa film gibi bir müzik klibinde olur.

    ve bölüm bölüm çevirdiğim sözlerini de yazayım tam olsun
    [ıntro]
    life is a mystery
    everyone must stand alone
    ı hear you call my name
    and it feels like home

    [chorus 1]
    when you call my name
    ıt's like a little prayer
    ı'm down on my knees
    ı want to take you there
    ın the midnight hour
    ı can feel your power
    just like a prayer
    you know ı'll take you there

    [verse 1]
    ı hear your voice
    ıt's like an angel sighing
    ı have no choice
    ı hear your voice
    feels like flying
    ı close my eyes
    oh god, ı think ı'm falling
    out of the sky
    ı close my eyes
    heaven, help me

    [chorus 1]

    [verse 2]
    like a child
    you whisper softly to me
    you're in control
    just like a child
    now ı'm dancing
    ıt's like a dream
    no end and no beginning
    you're here with me
    ıt's like a dream
    let the choir sing

    [chorus 1][x2]

    [bridge]
    life is a mystery
    everyone must stand alone
    ı hear you call my name
    and it feels like home

    [chorus 2]
    just like a prayer
    your voice can take me there
    just like a muse to me
    you are a mystery
    just like a dream
    you are not what you seem
    just like a prayer, no choice
    your voice can take me there

    [bridge]
    just like a prayer, ı'll take you there
    ıt's like a dream to me

    [chorus 2]

    [outro]
    just like a prayer, ı'll take you there
    ıt's like a dream to me
  • vakti zamaninda, masallara inanirken daha, dinledigimde boyle bir mucize yasayabilecegim anlari duslerdim. adimi her soylediginde, beni icimdeki olme isteginden siyirip, dunyanin hic gormedigim guzel yuzunu gosterebilecek gucte biri olduguna inanirdim o zaman. sonra buyudum... guvendigim, sevdigim hic kimsenin ve hatta tanrinin bile dualarimi duymadigi o anlarin acisini yasadim. dustum ama kalktim ve aglarken dua etmeyi biraktim. inancin yok olusunu tum hucrelerimde hissettim yavas yavas ve hayal kurmaktan vazgectim...

    simdi dinledigimde icimi yakiyor bu sarki. kotu degil, iyi bu cunku marş gibi benim icin. artik ne zaman dinlesem, icimde beni kendime cagiran bir guc buluyorum. kendime tek devanin kendim oldugunu ogrendigimden, kendimden baska inanacagim kimsem kalmadigini anladiktan sonra kendi cennetimden bir seslenis gibi geliyor bana. sizofren gibi kendime sarilmak isterken ve gorundugum gibi olmadigim tum o anlarda cocuk gibi fisildiyorum.

    tek basima katlanmak zorunda oldugum bu hayatta, duam olabilecek bu sarkiyla dans ediyorum...
  • gelmis gecmis en sembolik klibe sahip, zamanina gore verdigi anarsi ve ateizm mesajiyla asmis bi sarki.. buna sarki deyip de, serdar ortacin sictiklarina da sarki demek hata gerci.. eser bu..

    icinde adimi soylemen dua gibi geliyor gibi, en derin ve en sarsici komplimani *ilani aski* barindirmasiyla, madonnanin isa ile opusmesi, isanin ise zenci olmasi gibi acaip enstantenelere ev sahipligi yapan bi sarki.. klipteki yanan haclar, sanirim kiliseden korkan ya da kiliseye girince icten ice urperen kasvetin en guzel anlatimi.. allah denen varliga inanan ya da inanmak isteyen, dinleri ise sacma bulan kisilerin verdigi rahatlik yayiliyo klipten.. adam senin domuz yemene degil, bi bilmece olan hayatta dengede durma sanatina bakip notunu veriyo.. a ha iste bu klip de oyle..

    kendi icinde surreal ve hatta carpik pervers bi cok ogeyi barindirmasina ragmen, madonna zenci isa ile yanan haclar esliginde opustugunde, insan korku degil, rahatlik ve saskinlik hissediyo..

    bundan bilmem ne kac sene once yapilmis bi klibin ve sarkinin boyle tadlar vermesi iste muzigin ve sinemanin gucu.. madonnanin isanin onunde, sarkmis askilariyla dua edercesine egilmesi ise, ic gidiklayici.. uygulanmali.. kisisel fanteziler bolumunde yerini almali..
  • 1989 senesinde buyuk olay olmustu, album daha piyasaya cikmadan pepsi reklam teaserlari donup dururdu tv'de, 80 gencligi icin cok heyecan verici gunlerdi, bir daha da oyle seyler olmadi zaten. once reklam geldi, ardindan klip, ortalik karisti. usa ve avrupa'da bir cok kanal klibi yasakladi, hayrettir ki trt sansurune takilmadigi gibi ara sunucu araciligiyla klibin yayinlanacagi haber bile verdiler hic yapmadiklari sekilde. pepsi reklami masum bir konuya sahip olmasina ragmen klibin yankisi sebebiyle reklam yayindan cekildi.

    sarkinin adini verdigi album ise bastan sonra cok guzel sarkilardan olusur, yillar sonra bile dinlenir.
hesabın var mı? giriş yap