• eğer hırsızlar yollarda güvende yürüyorlarsa,bunun iki nedeni vardır;
    ya rejim büyük hırsızdır,
    ya da halk aşırı aptaldır.
    lee kuan yew
  • ortadoğulu olmayan diktatör. tam asyalı gibi de olmayan diktatör.

    şimdi bizim buralardaki diktatörler kendi ve yakın çevresini ihya eder, zor zamanların sonunda içi boşaltılmış, çökmüş, yoz bir ülke çıkar.

    bu diktatör abimiz ülkeyi sert bir şekilde yönetmiş, farklı fikirlerdeki insanlara çok çektirmiş ama en azından ortaya bir çok açıdan çok gelişmiş, çok zenginleşmiş ve çevresindeki ülkelere hatta batılı demokrasilere göre yolsuzluğun çok düşük olduğu bir ülke çıkarmış.
  • 91 yaşında bugün vefat etmiştir.

    http://www.bbc.co.uk/news/world-asia-32012346
  • atatürk'ün uzun yaşamış hali.

    http://singapore.coconuts.co/…ibe-and-embarassed-us
  • singapur'u 3. dünya ülkesi olmaktan şimdiki konumuna sıçratan ama demokrat olmayan politikalarıyla da eleştirilen singapur'un eski başbakanı. şu anda oğlu singapurda başbakanlık görevini yerine getirmekte.
  • kendisi sokakları kirletiyor diye sakızı sevmezmiş. ve ıthalatını yasaklamış ve ağır vergiler koymuş. sakız kelimesini telaffuz ederken bile midesi bulanan bir insan olan beni kendisine hayran bırakmıştır. gittiğin yerde o şeyle hiç karşılaşmazsın umarım lee. kalbim seninle...
  • yerleri kirletiyor diye singapur'da çiklet çiğnemeyi yasaklayan kişi.

    yazın, bazı düşüncesiz mahlukların yere attığı sakızlar ayakkabıma yapıştığında aklıma gelir bu kişi.
  • demokrasinin getirdigi en buyuk pranga olan (bkz: idiokrasi) sorununu cozup, dunyanin en basarili toplumlarindan birini yaratmayi basarmis realist ve dâhi lider.
  • politika ile uğraşan ve bir gün devlet yönetiminde söz sahibi olmak isteyen bireylerin iyi özelliklerini incelemesinin faydalı olacağını düşündüğüm 2015 yılında vefat etmiş ve singapur'da 31 yıl başbakanlık yapmış siyasetçidir. kendisini anlatırken, takma adı olan "harry"i kullanacağım.

    harry, singapur'un ekonomik ve toplumsal yükselişinin kaynağıdır. çünkü kendisi betonarme yapıları değil, insanları inşa etme yolunu seçmiştir. bir agnostik ve budist olup, muhafazakar bir siyasetçidir. ülkenin yönetimine ve toplumsal yaşantısına yönelik her alanda katı ve muhafazakar politikalar hazırlamış, uygulamış ve uygulanan kurallardan taviz vermemiştir. kısacası, istikrarlı ve kuralları bilinir bir ülke ve toplum bilinci inşa etmiştir. ülkemizle kıyasladığımızda; bizde böyle bir anlayış kesinlikle yok. mevzuatımız aslında kötü veya gelişmemiş değil. ne var ki, uygulamamız son derece zayıf. basit bir örnek vermek gerekirse; sokağa çıkma yasağının yasal dayanağı anayasa'ya uygun olmadığı gibi, yasağa uymayan bir hayli kişi (her ne kadar mevzuata aykırı olsa da) olduğu da görülmektedir. bu duruma sebep olan etken eğitimsiz insanlar ya da bilgisi sınırlı kanun koyucular değildir. zira insanların eğitimli hale gelebilmesinin kökeninde uygulanması gereken kaideler ve uyulması gereken kurallar bütünü yatmaktadır. bunun denetimini sağlamak ise devlet organlarının görevidir. şahsen, bir iktidarın öncelikli görevinin, kendi getirdikleriyle beraber toplumda var olan kuralların denetimini sağlayabilecek tam teşekküllü mekanizmayı kurması şeklinde olduğunu düşünenlerdenim.

    konuyu biraz değiştirmek gibi olacak ama bugün ülkemizdeki birtakım siyasi partiler bir sonraki seçimde seçildikleri ve yönetimde söz hakkına sahip oldukları takdirde bizlere özgürlüğü vadetmektedir. fakat, asıl atladıkları nokta bu özgürlüğün tanımıdır. yani özgürlüğü vadederken, bu özgürlüğün kapsamı anlatılmamaktadır. misal, kriterleri güçlü ve belirgin olmayan bir eğitim sisteminin özgür olduğu düşünülebilecektir, ancak başarıya ulaşamayacağı da bir gerçektir.

    pek çoğumuz, ülkemizin, bir birleşik krallık, almanya, amerika veya herhangi bir avrupa ülkesi gibi olabilmesini arzu ediyor. yalnız, belirtmek de fayda var ki; bu ülkelerin vatandaşları her daim bir kurallar bütünü içerisinde yaşarlar. düşünce anlamında özgür olmak ile toplumsal kurallar bağlamında özgür olmak aynı şey değildir. örneğin, tipik bir birleşik krallık şehrinde çöpü atmanız gereken çöp kutusu dahi bellidir ve yanlış bir çöp kovasına kendi çöpünüzü attığınızda cezalandırılabilirsiniz. misal, sokağa çöp atmak türkiye'de yasaktır, ancak böyle yaptığınızda fark edilseniz dahi cezalandırılma olasılığınız pek düşüktür.

    ilaveten, siyasi partiler, eğitim sisteminin bozuk olduğunu ve doğru işlemediğini ifade etmekte, fakat bu sistemin nasıl düzeleceği konusunda somut politikalarını paylaşmamaktadır. politika, 3-5 sayfalık birtakım maddelerden oluşan manifestolardan ibaret olmamalıdır. politika, o devletin ilgili alandaki sistemini her ayrıntısıyla inşa edecek detaylı yönergelerden oluşmalıdır. dolayısıyla, açık kapı bırakmamalıdır. zaten harry'i başarıya götüren faktör bu noktada ortaya çıkmaktadır.

    harry'nin başarısının bir diğer temeli ise hazırlamış ve uygulamış olduğu anti-rüşvet politikalarıdır. bu anlayışa her kademedeki gerçek ve tüzel kişiler tarafından harfiyen uyulması singapur'un ekonomik, sosyal ve toplumsal gelişimine büyük katkı sağlamıştır. yolsuzluğun mevcut olmadığı veya pek az düzeyde olduğu bir ülkenin gelişiminin kolay ve hızlı olması kaçınılmazdır.

    bir tez ya da makale yazmadığım için daha fazla detaya ya da belge niteliğinde kaynaklara değinmeyeceğim. son olarak, şunu ifade etmek isterim ki; yazımın başında belirttiğim üzere, harry'nin iyi olan özelliklerinden yararlanılmasının sağlıklı olacağını düşünüyorum. zira, kendisinin yönetim şekli bazı konularda adil gözükmemektedir ve son derece despot ve haddinden serttir.
  • rte nin ornek almaya calistigi ama mumkun degil yanindan dahi gecemeyecegi bir sahsiyet. gelismeyi," asya insanin degerlerine" sahip cikaraktan yani " aile,gayretli calisma, buyuklerine saygi, egitim ve otoriteye boyun egme" olarak sayabilcegimiz basliklara uyarak saglamistir. despot bir adam di belki ama ulkesine buyuk katkida bulunmustur. hatta cin gibi bir devi uyandirmistir, kendisinin ekonomik modeli "deng xioping" e ornek olmustur.
hesabın var mı? giriş yap