• 2001 yılı mahsulu jacques perrin imzalı belgesel.

    konusundan bahsetmek gerekirse; kuşlar uçuyor, uçuyor, uçuyor, uçuyor, uçuyor, uçuyor, uçuyor, uçuyor, uçuyor, uçuyor, uçuyor, uçuyor, uçuyor, uçuyor, uçuyor, uçuyor, uçuyor, uçuyor, uçuyor, uçuyor, uçuyor, uçuyor, uçuyor, uçuyor, uçuyor, uçuyor, uçuyor, uçuyor, hassiktir bi tanesi vuruldu, uçuyor, uçuyor, uçuyor, uçuyor şeklinde özetleyebilirim.
  • yıllar yıllar önce kadıköy'de sevgilimle el ele izlediğim, şimdi bile gözlerimi dolduran -her anı gibi- bir film... erkut izlerken uyumuştu... sinema bomboştu. çırpınan bir kuş gözlerimizi doldurmuştu. aşk ne güzeldi.
  • müzikleriyle, görüntüleriyle, kuş cikcikleriyle insana huzur veren film. yorgun olduğunuz zamanlarda izlediğinizde kuş gibi hafifletiyor.
  • microcosmos ekibinin çektiği,, teknik olarak insanın götünü tavana çarptıran,, sinemanın sanat olduğunu izleyene hatırlatan,, sonunda filmde emeği geçenler listesinde en az 500 kişinin olduğunu tahmin etiğim "le peuple migrateur" orjinal adlı film..
  • yeni cekim tekniklerinin kullanildigi, dolayisiyla cekim ekibinin konu olan kuslara herhangi bir zararli eylemde bulunmadigi film. 36 ülkede, 450 kisilik bir ekiple ile yapilmis 300 saatlik kayitlarin süzülüp 2 saatlik bir filme sigdirilmis hali.
  • bu bir $iir degildir degildir.

    ---

    -kuşlarla göç-

    (toplam 450 kişinin 4 yılda gerçekleştirdiği "kuşlar: kanatlı uygarlık", sinematografiye yepyeni teknikler kazandırdı.)

    alin ta$ciyan

    sanki mars'ı keşfe gittiler! özel kameralar, özel araçlar, robot... havaya ayrı, karaya ayrı! doğa belgesellerine meraklı olmayabilirsiniz ama sinematografi denen sanat hakkında biraz olsun fikriniz varsa "kuşlar: kanatlı uygarlık"ı izlerken "aman allahım, nasıl çekmişler!" diye hayret etmekten kendinizi alamayacaksınız. tamam, galatee film ekibi mars'a gitmedi ama gezegenimizin iki kutbu arasında kuşlarla birlikte uçtu. güneyden kuzeye, kuzeyden güneye göç etti. karlı dağlar, sazlıklar, kayalık kıyılar ve biz memelilere hiç de uygun olmayan semalar demeden binlerce kilometre yol kat etti. bu sırada durmaksızın kanat çırpan, havada süzülen, denize dalan, kayalara yuva yapan, avcılara hedef olan, didişen, sevişen, yumurtlayan, dans eden kuşları görüntüledi. üstelik onları rahatsız bile etmeden!

    kuşları takipte uçak ya da helikopter kullanmak olanaksız. bu yüzden galatée fransız ulusal sinematografi merkezi'nin (cnc) yeni teknolojilere yardım programı'ndan yararlanarak ve çeşitli şirketlerle işbirliği yaparak bir düzine yeni makine, daha doğrusu `çekim aracı' tasarladı. bunların arasından beşinin prototipi "kuşlar: kanatlı uygarlıköta sıklıkla kullanıldı:
    ulcam skypod, ulm place avant, cineparamoteur, polypode, prototyp voiture travelling. ayrıntılı bilgiyi filmin resmi websitesi
    www.peuplemigrateur.com'da bulabileceğiniz prototipler kamera - kameraman ikilisine müthiş olanaklar sunuyor. türkçe isimlerini biz yakıştırdık...

    ulcam - skypod (hökam - gökayak)

    kuşların uçuşu sırasında 35mm. çekim yapabilen gyrostabilise
    (dönersabit) kamera sistemi. le mecanique spectaculaire şirketinin
    uzman ekibi ve galatée işbirliğiyle yapıldı. aslında aşağı ve yukarı doğru hareket çekimleri için tasarlandı.

    ulm place - avant (höm öne yerleş)

    film için özel olarak geliştirilen bu model, ultra leger motorise (hafif ötesi motorize) kategorisinde yer alıyor. havada çekim sırasında, 240 derece düzeninde yatay ya da dikey çekim açılarına sahip aracın önündeki koltuğa bir kameraman oturabiliyor. böylece en iyi görüntü kalitesi yakalanabiliyor. ulm place - avant ile birlikte sulak alanlarda flotteur (şamandıra), karlar içinde ski (kayak) gibi aksesuarlar kullanıldı.

    cineparamoteur (sineparamotor)

    yukarıdaki ulm kategorisinden iki alet kanat çırparak uçan küçük kuşların hareketini görüntülemek için geliştirildi. ama kendini hava akımına bırakıp süzülen büyük kuşlara uygun değil. alain arnoux ve jean luc laine adlı uzmanlar paraşüt benzeri bir kanat, bir motor, bir şaryo ve özel olarak yapılmış bir kameradan oluşan cineparamoteur'ü tasarladı. bu araç sayesinde bir kameraman kuğuların yanına sokularak çekim yapabildi.

    polypod (çokayak)

    telsiz radyoyla uzaktan kumanda edilen bu robot, bataklık, sığ kayalık ve karla kaplı yüzeylerde çekime olanak sağlıyor. teknik olarak bir devrim sayılmaz ama insanın ulaşamayacağı yerlede yaşayan hayvanları görüntüleyebiliyor. kamerayı çok sessiz hareket ettirecek $ekilde tasarlandı ki hayvanlar rahatsız olmasın. pelikan vb. kuşlar polypod sayesinde görüntülendi.

    prototyp voiture travelling (öne kaydırma araca prototipi)

    değişik zeminlerde yüksek hızda çekim olanağı sağlayan bu araç, sandor wetmann atölyelerinde üretildi. kameramanın en hızlı biçimde pozisyon değiştirmesini sağlayan esnek bir yapısı var. galatée bazı kuşların bir hava aracından ziyade yerden bir araçla takep edilebileceğini keşfedince tasarlandı.

    sayılarla "kanatlı uygarlık"
    4 yılda hazırlandı.
    76 mekân araştırıldı.
    36 ülke ziyaret edildi.
    450 kişi çalıştı. 17'si ulm pilotu.
    14 kameraman
    6 fotoğrafçı
    35 kuş türü izlendi.
    1 saat 45 dakikalık sonuç için 450 bin metre 35mm peliküle denk
    gelen 300 saatlik çekim yapıldı.

    ic. milliyet 21.09.2001

    www.milliyet.com.tr/2002/09/21/sanat/asan.html

    groups.yahoo.com/group/siirpostasi/message/15311

    www.peuplemigrateur.com/
  • öyle ya da böyle belgesel niteliğinde tanımlanabilecek ve hatta kusursuz film..filmin sonunda nick cave'in söylediği şarkı winamp'de repeat'e alnıp 2-3 saat dinlenesi şarkıdır.. aslında soundtrack tamamen öyledir*..
  • olaganustu cekimleri, musikleriyle ayaklarinizi yerden kesip, kanatlandiran, kuslarin avcilar tarafindan pat pat diye vurulduklari sahnelerde ise, insan oldugunuz icin sizi bi kere daha utandiran belgesel otesi film...
  • kuşlar kanatlı uygarlık, travelling birds gibi çeviri isimleri olan belgesel niteliğinde film. filmin çekim sürecini anlatan 1-1,5 saatlik bir sahne arkası mevcuttur. bu çekimler orijinal çekimlerin dublaja girmeyen yani makaslanan kısımları ve ekibin uğraşlarını, başlarına gelenleri anlatır. yanlış hatırlamıyorsam cnbce'de gösterilmişti ve film hakkında bütün 'abi nasıl çekmişler yaa?'larımın cevabını vermiş, ağzımı da bir karış açık bırakmıştı. aklımda kalan birkaç şeyi anlatayım...

    filmde gördüğümüz kuşların bir kısmı çekim ekibindeki insanlara, çekim ekipmanına alışık olan kuşlar. diğer kısmı ise doğadaki tamamen yabanıl kuşlar. ki bu yabanıl olanlarla yapılan çekimler toplam film süresinin oldukça az bir kısmını oluşturmakta. insana alışkın(ya da eğitimli diyelim) olanların alışma süreci yumurtadan başlatılmış. adamlar çekim ekibinin eline kuluçkadaki yumurtaları veriyorlar ve hepsi aslen biyolog zoolog olan bu insanlar yumurtayla konuşmak suretiyle yumurtanın içinde işitme duyusu daha yeni gelişmeye başlamış kuşları kendi seslerine alıştırıyorlar. bu süreçte ise yumurtaya zarar vermemek ya da kuşun gelişim sürecini etkilememek amacıyla yaptıkları titiz çalışma ve ultra hijyen laboratuar ortamı ise cabasi. ki bu sayede en az kayıpla yavru elde etmeyi başarıyorlar. yavru yumurtadan çıktıktan sonra ise aktif alıştırma periyoduna geçiliyor. hayvanın daha tüyleri çıkmadan kamerayı burnunun dibine sokuyor, yürümeye başladıktan sonra ise hayvanı kameraların önündeki yuvalarında barındırıyorlar. çok dikkatimi çeken bir başka nokta ise kuşların yemlenmeleri. çekimler planörle yapıldığından hayvanları planör motorunun gürültüsüne de alıştırmak gerekiyor ve kuşların yürümeye başlamasının hemen akabinde beslenmeleri planörün yanında motor çalışırken yapılıyor. bu süreden sonra ilk uçuşları da planörün eşliğinde yapılıyor, ki bu çekimler sırasında kuşların yanlarında uçan planörün motor gürültüsünden ürkmemeleri sağlanıyor. bütün bu ve benzeri çalışmalar kuşlarla dakikalarca beraber yapılan uçuş çekimlerinin zahmetli ve insanüstü sabır isteyen ön çalışma süreci hakkında bir fikir veriyordur umarım bir parça.

    tabi bir de yabani kuşlarla yapılan klasik belgesel çekimleri var ki adamlar bu sahnelerde de yaratıcılıklarını konuşturmuşlar. mesela deniz kıyısındaki uçurumdan aşağı son hızla inen kameranın önünden uçurumdaki yuvalarından kaçarak havalanan kuşların olduğu sahne, uçurumun kıyısına halata bağlı kameralı asansörün uçurumdan aşağı hızla salınması suretiyle çekilmiş. zira asansörün gürültüsünden ürken yüzlerce kuşun havalanmasıyla muhteşem bir görüntü elde edilmiş.

    danseden allı turnalar, yuvasından ilk defa uçmak için atlayan kuş yavrusu, kuzey kutbundan güney kutbuna göçen ve böylelikle yılın bir iki ayı dışında tüm yılını göç ile geçiren küçük kuş, beyaz başlı şahin hatırımda kalan kuşlardır bu filmden. müzikleriyle, çekim kalitesiyle, herşeyiyle mükemmel bir yapım, önünde ceket iliklenesi şapka çıkarılası bir uğraşın eseri.
  • fragmanını ağzınız açık izleyeceğiniz sanat harikası.
hesabın var mı? giriş yap