• 2001 yılında yaptırdığım işlem...schlingel in anlattığı her aşamayı ben de yaşadım ve gözlüksüzlüğün keyfine vardım, ancak gelin görün ki 7.5 miyoptan bir anda sıfıra inen gözlerim, bu duruma 3 sene sonra isyan ettiler ve 1.5 dereceye çıktılar, şu anda ise gözlerim 2.00-2.25...pişman mıyım, değilim. 7.5 ile 2 derece arasındaki fark kıyaslanamaz. ancak ciddi bir hayal kırıklığı içinde de olduğumu söylememe gerek yok herhalde...
  • ardından gelen yıllarda kışın kapalı havada bile ışıktan rahatsız olan gözlere sahip hale geldiğinizi görebilirsiniz. kışın dahi güneş gözlüğü takma ihtiyacı hissedersiniz.

    göz numaranız yavaş yavaş artar, önce dinlendirici gözlük verirler sonra 1-2 numaraya çıkar ve bilgisayar karşısında gözlük takar bulursunuz kendinizi.

    bilgisayar, televizyon, ışık vs gözünüzü baş ağrısı yapacak kadar yorar ve acıtır.

    uzun süre bilgisayar karşısında kaldığınızda göz kuruluğu ve gözde batma hissiyle günlerce uğraşmak zorunda kalırsınız.

    lazerden sonra tavuk karası olduğunuz için karanlıkta düzgün göremezsiniz. nasıl mı olur görüntü, akşam fotoğraf makinanızı açıp lcd ekranına bakın orada görülen şekle benzer karanlıkta görüntüler.

    gözlük taksanız bile yazıları okumakta sorun yaşarsınız.. devamlı yorgun olan, bir türlü kendine gelmeyen gözünüz yazıları çift görür..

    bunları operasyondan sonraki ilk 6 ayda değil operasyondan 4-5 sene sonra yaşarsınız. ilk başlarda yavaş yavaş geliştiği için önemsemezsiniz ama 4-5 sene sonra eskiden gözlük taktığınız sürece sorunsuz olan gözünüz günboyu süren bir problem haline gelir. eskiden yatağınızın yanına koyduğunuz gözlüğün yerine artık yatağın yanından ayrılmayan göz damlası ve yorgun gözleriniz daha fazla yorulmasın diye hemen taktığınız gözlüğünüz alır. (evet gözleriniz en küçük şeyde öyle bir yorulur ki sabah ilk iş gözlüğünüzü takarsınız.)

    ben dünya göz hastanesinde yaptırdım operasyonu ama nerede yapıldığı farketmeksizin sonucun buna benzer olacağını söyleyebilirim. benim göz numaram yüksekti (5.5 , 6) ve şimdi gözlüğü çıkarınca eskisine göre daha iyi görüyorum elbette (ilk yıllarda güzel görüyordum ama şimdilerde gelen otobüsün yazısını bir kaç metreye gelmediği sürece okumak benim için imkansız, televizyondaki altyazıları okumak ise işkence).. ama 1.5 numara gözlük takıp ablam gözlük camına bakamıyor diye başka bir hastanede lasik olan eniştem de kuruluk, ışık hassasiyeti ve gece görüş sorununu yaşıyor.

    ayrıca göz doktorum operasyonla alakalı değil dese de nedense operasyondan sonra gözümün önünde baloncuk, yılan türü şekiller oluştu, devamlı gözümde uçuşuyorlar, gözün önünde uçuşan şekiller yüzünden kitap okumak, gökyüzüne bakmak, düz zeminlere bakmak can sıkıcı.. ayrıca görüntüler pixel kalitesi düşük fotoğraf makinesi kıvamında, birkaç tane de ölü piksel var devamlı siyah nokta olarak aynı yerde duruyorlar.

    : bu entry operasyondan 5-6 sene sonra göz damlası kullanılan bir günde, gözlük kullanarak yazılmıştır.. dışarıda hava ne güzel dimi... bir de gözlerimi dışarıya bakınca ışıktan dolayı bu kadar yorulmasa ve acımasa.. gözümü lazer tedavisiyle düzeltmeye çalışmak hayatımda verdiğim en kötü, en pişman olduğum kararımdır.
  • yaklaşık 17 saat önce geçirdiğim operasyon. yaptırmayı düşünenler için tecrübelerimi paylaşmaya çalışacağım.

    (2.75 miyop, 0.75 astigmat
    30 yaşındayım
    17 yıldır gözlük kullanıyorum,
    bu 17 yılın son 14 yılında da gündüz lens, gece gözlük kullandım)

    --- muayene ---
    önce kornea kalınlığı ölçümü yapıldı, 530 küsür mikron çıkması üzerine doktorum lasik için uygun olduğumu söyledi. ardından damlalı muayene yapıldı ve ameliyata engel olacak bir durum olmadığının kesinleşmesi ile operasyon randevusu verildi. çalışıyor olduğum için cuma akşamını uygun gördük, haftasonu dinlenip, hafta başında da dilersem iş başı yapabileceğimi, dilersem de rapor verebileceğini söyledi doktorum.

    --- operasyona hazırlık ---
    ameliyat öncesi standart işler:
    -bilgilendirme belgelerini imzalama
    -soyunup; önlük, bone, terlik giyme.
    -kullandığınız ilaçlar, varsa başka rahatsızlıklarınız, alerjileriniz hakkında sorulan soruları yanıtlama
    -sakinleştirici hap (xanax verdiler bana)
    -ardından tekerlekli sandalye ile ameliyathaneye gidiş...

    --- operasyon ---
    ameliyathanede operasyonun yapılacağı masa/yatak gibi şeye yattım. yüzümü gözümü batticon gibi bir şeyle sildiler, iki gözüme de damla damlatıp, sonra plastik örtü gibi bir şeyi yüzüme yapıştırdılar. (bütün operasyonda beni en çok geren şey, o örtüyü yapıştırdıktan sonra makasla, gözüme denk gelen yeri kesmeleri oldu. o makas gözüme girecek ve ben anestezik damla yüzünden fark etmeyeceğim diye epey panikledim).

    bu örtü işi bitince ameliyat masası dönerek lazeri uygulayacak aletin altına girdim. gördüğüm yeşil ışığın içine bakmam ve gözümü hareket ettirmemeye çalışmam söylendi. özellikle birazdan bir ses duyacağımı, korkmamam gerektiğini ve kesinlikle ani hareket yapmaktan kaçınmamı söylediler. önceden bol bol okumuş olmasaydım, o an aslında korneamı kestiklerini anlamazdım muhtemelen, çünkü anlık bir görüntü kararması dışında hiçbir şey hissetmedim.

    doktorun kesilen korneayı cımbızımsı bir şeyle tutup, yana yatırdığını gördüm. şimdi lazer başlıyor, dedi doktor. yine bir cızırtı ve ışıklar eşliğinde geçen 5-6 saniye. arada gözün yıkanması, kesilen korneanın tekrar pıt diye gözün üstüne kapatılması, ardından koruyucu numarasız lensin takılması ile sağ gözün işlemi tamamlandı. "bu göz tamam, gayet güzel geçti, sıra diğerinde" dedi doktorum ve işlem diğer göz için tekrarlandı.

    saatim olmadığı için tüm bu işlemler dakikası dakikasına ne kadar sürdü söyleyemesem de, operasyon odasına girmemle çıkmam arasında geçen sürenin 10 dakikadan uzun olduğunu sanmıyorum.

    --- taburcu işlemleri ---
    operasyon biter bitmez, eskisinden çok daha iyi görmeye başladım. ameliyathaneye gözlüksüz geldiğim için her şey bulanıktı, ama ameliyathaneden odaya dönüş yolunda mükemmel bir konfor içinde olmasa da yazıları okuyabilir hale gelmiştim.

    kendi giysilerimi giydim, yarın sabah kontrol için randevu verip, geçmiş olsun deyip gönderdiler.

    --- eve dönüş ---
    hastanenin içinde pek rahatsızlık hissetmesem de, kapıya doğru yaklaşmamla güneş ışığının çok rahatsız ettiğini fark ettim. gözümdeki güneş gözlüğüne rağmen gözümü açık tutmakta zorlandım. (bu arada saat 17:30 filan, yani öyle cayır cayır bir öğlen güneşi filan da yok).

    gözümü açamadığım için hastaneye benimle gelen kardeşim koluma girdi, arabaya kadar gözüm kapalı yürüdüm ve dönüş yolu boyunca da gözümü açamadım.

    --- ameliyat sonrası durumlar ---
    eve geldiğimde sanırım anestezik damlanın etkisinin de kaybı ile, yanma ve batma hissi artmaya, gözüm sulanıp akmaya başladı. evdeki en karanlık odayı bulup, güneş gözlüğünü çıkarmadan, yorganın altında, saat başı damlalarımı damlatarak yaklaşık 2,5 saat geçirdim.

    bu arada saat 20 oldu, hava karardı, yine de güneş gözlüğümü çıkarmadan ve lambaları açmadan oturmaya devam ettim çünkü en ufak ışık bile rahatsızlık vermeye devam ediyordu. batma ve yanma devam, ağrı yok, ama rahatsız bir his var genel olarak.

    saat 21'de odanın benden uzak köşesindeki ayaklı lambayı yakmayı denedik ve pek rahatsız olmadım. 21:30 gibi, odadaki 4 tavan lambasından birini açtık ve güneş gözlüğü ile de olsa, oturabildim.

    22'de güneş gözlüğü eşliğinde bir bölüm better call saul izledim.
    gözlüksüz ve lenssiz olmama rağmen, ekranı görmekte ya da altyazıları okumakta zorlanmadım. normalde gözlüksüzken ekrandaki kişinin cinsiyetini bile anlayamazdım gözlüksüzken...
    bu arada batma ve yanmalar azalmaya başladı.

    23 gibi bir bölüm daha izlemeye karar verdim ve güneş gözlüğünü de çıkarabildim, tv'nin ışığı artık rahatsız etmiyordu.
    yanma ve batmalar iyice azalmıştı.

    aslında bu entry'i dün 00:00 civarlarında, yani operasyondan yaklaşık 7 saat sonra bile yazabilirdim ama üşendim açıkçası.

    --- ertesi gün ---
    8 gibi uyandığımda gözüm biraz kurumuştu, ama rahatsızlık hissi minimuma inmiş ve batma yanma hissi kaybolmuştu. damlaları damlatmamla birlikte epey iyi hissettim kendimi.

    sabah 9'da kontrole gittim,
    bu sefer hastaneye kendi arabamla gidebildim.
    güneş gözlüğü taktım ve araba kullanmakta hiçbir zorluk yaşamadım.
    gözümdeki koruyucu numarasız lensi çıkardı doktor. 1 dakika süren bir muayene ardından, "gayet güzel, geçmiş olsun, damlaları artık saat başı değil, günde 4 kere kullanacağız" deyip gönderdi doktorum eve.

    şu an saat 10:30, bu entry'yi yazarken hiç zorlanmadım. ekrana bakmakta bir rahatsızlık hissetmiyorum. yine de kendimi yormamak adına, bugün bilgisayar karşısında normalde geçirdiğimden daha az süre geçirmeyi planlıyorum. (normalde günümün en az 14 saati bilgisayar karşısında geçiyor).

    gözlükle ilişkim şimdilik bitmiş görünüyor.
    son 3-4 yıldır numaramda bir ilerleme olmamıştı. doktorumun öngörüsü, bir daha yaşlanıncaya kadar gözlüğe ihtiyaç duymayacağım yönünde.

    --- özet geçiyorum ---
    acı yok, ameliyattan görüşüm iyileşmiş olarak çıktım, 5-6 saat ışık hassasiyeti ve yanma batma şikayetlerim oldu. ertesi gün göz kuruluğu dışında neredeyse hiç şikayetim kalmadı. ameliyatın üstünden 24 saat bile geçmemesine rağmen görüşüm oldukça iyi, gözlükle gördüğümden daha iyi gördüğümü söyleyebilirim hatta.

    --- tek kelimelik özet ---
    memnunum.
  • 20 sene kadar yeni bir yöntem geliştirilmediği ve mükemmelliği kanıtlanmadığı takdirde asla yaptırmayacağım işlem.
    doktorum anlatmıştı, bir hastasına uygulanmış bu yöntem. başta çok memnunmuş adam. 2 sene sonra gözünde miniminnacık bir gri gölge oluşmuş kendiliğinden.. daha sonra seneler içinde bu gölge büyümüş ve gözü komple kapanmış. adamın gözünün feri sönmüş, yani adam bildiğiniz kör olmuş ve bu ilerleme durdurulamıyormuş.
    böyle birşeyin olma ihtimali milyonda bir bile olsa ne gerek var bu riski almaya.? sonra göz naklini ücretsiz mi yapacaklar ki?
    göz benim gözüm valla hayatta yaptırmam.
    hele ki çok uzun süre öncesinden hastanın gözünde olup bitenleri, numaranın artması, küçülmesi, kuruması, kızarması, mevsimsel değişikliklere tepkisi vs takip etmeden, sadece bir gün veya bir hafta öncesinden muayene edip, kasapta tavuk keser gibi gözümü ameliyat etmeyi mantıklı bulan doktorlara asla yaptırmam.
    dünya göz hastanesi'ndeki gibi "artık tıp çok ilerledi, 15 dakikada çözeriz sorununuzu, bu ameliyat artık günde 10 kere yapılıyor, çok basit bir işlem.." vs diyen doktorlardan özellikle uzak dururum. sonrasında birşeyler ters gittiği takdirde asla sorumluluk kabul etmeyecekleri baştan belli. günde 10 kişiye yapıyoruz, kimseye birşey olmuyor, sizin gözünüzde problem varmış falan gibi saçma sapan bir bahane ile gözüme zarar vermelerine izin veremem.
  • insanı gözlük derdinden kurtaran ameliyat. dünyaya sanki yeniden doğuyorsunuz.
    üç buçuk yıl önce olduğum, başıma gelen en muhteşem olay. toplamda on beş dakikanın sonunda 5.5 ve 5 numara olan gözlerim hiç ağrısız, sancısız 0 numaraya indi. ışıl ışıl bir dünyaya adım attım. miyop ve astigmatı olmayan gözleri sağlam olanların ne denli şanslı olduklarını anladım. bundan sonra tencere kapağını kaldırdığınızda yüzünüze doğru çıkan buhardan sakınmanıza, çok sevdiğiniz halde yağmurda yürümekten gözlükleriniz ıslanacak diye çekinmenize ve en önemlisi denizden çıktığınızda sahilde oturduğunuz yeri bulmak için, ıslak bir şekilde yerinizi aramanıza gerek kalmamaktadır. artık gözlüğün etrafı kısıtlaması olmadan bakabiliyorsunuz. görüş açınız genişlemiştir. en güzeli de artık yattığınız yerde kitap okurken gözlüğünüz size sıkıntı vermeyecektir. birbirinden hoş güneş gözlüğü kullanmak ta elinizdedir artık.
  • bugun yaptirdigim zimpirti. ulan kafami tutmadim duz oynattim. adam sol gozumu tekrar yapti. neyse nasil sulandi gozumu acamiyorum. eve gittim yaniyor gozum baya kufrettim kendime. gozlukle iyiydi ne gerek vardi diye. sonra vurdum kafayi yattim. simdi kalktim sulanmiyorlar gunes gozluguyle dolaninca ama az biraz bulanik goruyorum. hala kufur ediyorum kendime. sol gozumu bi ara uyaninca acamadim gene. ama gecti simdi gibi. bakalim editlerim gene. yarin muayeneye gitcem

    gece editi: valla ne yanma ne sulanma kaldi sadece bi gozum oburune gore cok daha az bulanik. damlalarimi koydum. uyuycam birazdan

    sabah editi: ana ne yanma ne bisey kaldi az bira sol gozumde bulaniklik vardi doktor bey koeuyucu lensi cikarinca oda gitti. lan cam gibi gpruyorum masallah.

    nerde oldun? kime oldun derseniz:
    (bkz: bayrampasa goz hastanesi)
    (bkz: dr. ali sipahier) adam isinde iyi gencler

    2. hafta editi: gencler cam gibi goruyom cam yaptirin yaptiriniz

    1.5 yil sonra edit: allaha sukur bi sıkıntim yok, cam gibi goruyorum her yeri
  • 12 temmuz 2013 te istanbul cerrahi hastanesi'nde op dr sinan göker'e olduğum operasyondur kendileri. bilindiği gibi ameliyat gününü unutun, o gün özellikle ilk 2-3 saat çekiceksiniz kaçarı yok. ilk günü atlatıp geceleyin de uyku hapınında etkisiyle temiz bi 8-10 saat uyuyup ertesi gün kalktığımda olay benim için bitmişti. en ufak bir acı ve yanma kalmadığı gibi hayatım boyunca kullandığım lens ve gözlüklerimle gördüğümden en az %10 daha net ve keskin görüyordum.

    ilk gün muayenesine gittiğimde her ikiside 6 numara miyop + 0.75 astigmat olan gözlerimin %100 gördüğünü söylediler. o an yaşadığım mutluluğu anlatamam. yüzme ve ovalama hariç istediğini yap dediler. "peki ya bilgisayar, telefon kullanmak?" dediğimde eğer kuruluk yapmazsa kullanabilirsin dediler. eve gittim 2-3 saat dinlendikten sonra açtım bilgisayarı ve son 5 senedir her gün en az 2 saat oynadığım şeyi oynadım; dota...

    sonuç?

    bir, yukarda yazıldığı gibi kafamı duvarlara vurma isteği... ama daha önce yaptırmadığım için...
    iki, middle da pudge ile tarafımdan ezilmiş bir shadowfiend ve easy win. (bu kısım dota 2 oyuncuları için, anlamanıza gerek yok xd)

    gg wp :)
  • neredeyse bir hafta önce eyestar'da geçirdiğim operasyon (geçen pazartesi işte, tam hesaplayamıyorum).

    harikaydı. yok acı çekiliyormuş, yok gözde sonra hassasiyet oluyormuş filan, hep fasa fiso benim deneyimime göre. 5 buçuk numarayla 15 yıl lens, son 4 yıl gözlük kullanmış biri olarak söylüyorum: bir kere gözlük zaten kabus gibiydi. baş ağrısı bir. ikincisi güneş ışığı lensle de gözlükle de şu andan daha çok rahatsız ediyordu beni daha önce. bünyeye göre değişir tabi ama gerçek olan bir şey var benim için: şu an ömrüm boyunca olmadığım kadar rahatım göz açısından. ilk gün, operasyondan hemen sonra bile lensle çektiğim sıkıntının 10'da birini bile çekmedim. yani 20 yıldan beri boş yere acı çekiyormuşum, üstelik dünyayı da tam göremiyormuşum. şu an hala inanamıyorum. gece yatarken gözümdeki lensi çıkarmamışım gibi bir his oluyor nadiren (göz kuruması filan ki bu lens kullananların hep yaşadığı şeydir), kendi kendime hatırlatmam gerekiyor gözümde lens olmadığını.

    kısaca herkese tavsiye ederim. ama tümüyle ticarete dökmüş bir yerde olmak istemedim (fiyatı düşük ve günde 100 hasta alan yerlerden bahsediyorum). burada doktor çok önemli. benim doktorum cezmi kahvecioğlu'ydu ve eyestar'ı seçmemdeki sebep de odur. pazarlamacı tavırlı doktorlardan çok farklı, doktor gibi bir doktor olduğunu görünce hemen kararımı verdim. evet, diğer göz merkezlerinin neredeyse iki katı bir ücret ödedim ama son kuruşuna kadar helal ediyorum, beni büyük bir sıkıntıdan sağ salim kurtardılar ve bu süreçte çok yardımcı oldular. sağlık konusunda cimriliğe gerek yok. gözünüzü üç beş kuruş için tehlikeye atmayın bence.
  • çeşit çeşit yöntem arasında hâlâ tercih edilen ameliyat türü.

    ben izmir çankaya'da, batıgöz göz sağlığı dal merkezi'nde geçirdim bu operasyonu. annemde retina yırtılması yaşanmıştı zamanında, gözlerimdeki 6.5 derece miyopu doğrudan ondan aldığım için öncelikle arka göz bölgesini kontrol ettirmek için onun doktoruna gittim. nitekim kalıtsal etkenlerle çocuklarda da ileride benzer sorunalar yaşanabildiğini, miyop düzelttirme operasyonunun da basınç nedeniyle benzer yırtılmaları tetikleyebildiğini öğrendim. ancak benim gözler sağlıklıymış. nitekim doktorum "yaptırın ya da yaptırmayın demem, karar sizindir. ama benim baktığım alan açısından, bu ameliyata girmeniz bir sıkıntı oluşturmaz." dedi. bir de ilerleyen yaşımla birlikte yakını görememek başlamıştı, o konuda uyardı: "şu an gözlüğü çıkartınca okuyabilirsiniz ama ameliyat sonrası yakın gözlüğü kullanmak zorunda kalacaksınız."

    neyse, kornea kalınlığı, mercek yapısı uygun mu değil mi diye asıl kontrolleri yaptırmak gerekiyordu. doktorumdan bir isim istedim, o da batıgöz'e yönlendirdi. randevumu aldım, gittim. randevu saatiyle ilgili olumsuz şeyler yazılmış ama tam saatinde aldılar, ön kontrollerim tıkır tıkır yapıldı, elimde ölçümlerle doktorumun karşısına zamanında çıktım. korneamın ortalamadan epey kalın olduğunu, bu sayede gerekirse iki defa düzeltme yapılabileceğini söyledi doktor. çeşitli yöntemler olduğunu ama bende eski usül kapak kaldırarak operasyon yapılması gerektiğini belirtti. ameliyat sonrası görme bozukluğunun tekrarlaması ya da başka komplikasyonlar çıkma sıklığının yüzbinde 3'e düştüğünü söyledi. bir hafta sonrasına anlaştık. o arada "biraz bozuk bırakalım da 3-4 yıl daha yakını gözlüksüz gör" ya da "tam düzeltelim ama okuma gözlüğü kullan" seçenekleri arasında bir karar vermemi istedi. benim gözler zaten 6.5 numara miyopmuş ama doktorlar 6 yazdığı için uzağı aslında o kadar da iyi göremiyormuşum.

    ameliyat koordinatörü ile fiyatta anlaştık. o arada birader gezip dolaşmayı ve manzara izlemeyi sevdiğimi, o nedenle olmuşken gözlerimin tam düzeltilmesinin daha iyi olacağını söyledi. ben de düşündüm. yakın gözlüğü için cami önlerindeki amcalardan tanesi 5-10 liraya 10 tane gözlük alabilirim. ama uzağı göremeyip yine gözlük takarsam bir şeye benzemez. nitekim doktorum da daha sonra sıfırlamanın daha iyi olacağını söyledi.

    28 ağustos pazartesi günü saat 3'te merkezde olmamı söylemişlerdi. bu gibi durumlarda insanın yanında mutlaka biri bulunmalı. nitekim çıkışta doğru dürüst bakamadığım için tek başıma olsaydım zor olabilirdi. neyse, ben 2.30 gibi oradaydım. o sayede ödemenin yapılması, belgelerin imzalanması vb. işleri sakin sakin yapabildim. yukarı çıkardıklarında önce bir sakinleştirici verdiler, ardından ameliyat önlüğü, bone filan giydirdiler. 4 kişilik ekipte doktorum ve hemşire sürekli bilgilendirdiler ki bu iyi bir şey. en sıkıntılı süreç yüzü kapatıp göz deliği açtıkları zaman oluyor bence. adam elinde sivri uçlu bir makasla plastik örtüyü kesiyor, ha battı ha batacak diye geriliyorsun. nitekim bende azıcık kaz ayağı bölgesinde bir yeri çizdi. (ama ben de çağırdım resmen...) ardından yuvarlak neşter aparatları çıktı. tabii gözlüğüm olmadığı için herşey bulanıktı. o aparatları sırayla göze oturtup bastırıyorlar, öndeki saydam tabakayı el değmeden alıyorlar. sürekli bilgilendirme özellikle bu noktada paniğe kapılmamı önledi. "şimdi bir süreliğine görüşünüz gidecek. ışık görebilirsiniz ama görüntü olmayacak." dediler. nitekim zifiri karanlık değil ama garip koyu bir bulutun içine girmiş gibi oldum. diğer gözde de aynısı yapıldı. sonra erkek hemşire "gözünüzü yıkayacağım, sıvının serinliğini hissedebilirsiniz." dedi. resmen gözümün içini şırıl şırıl yıkadı adam. ardından lazer masasına aktardılar ve 15-20 saniye birine, 15-20 saniye diğerine tuttular. o an gözleri oynatmamak önemliymiş. ben becerdim sanırım, bravo filan dediklerine göre. :)

    sonra yuvarlak neşter aparatları yeniden sahne aldı. sırasıyla kesilen parçaları göze bırakıp oturttular, bir fırçayla kurabiye üstüne yumurta sürer gibi fırçaladılar. rahatsız edici diğer bir süreç de buydu. ama şu plastik örtüp makasla kesmek kadar değil. o işlemden bu fırçalamaya kadar 10 dakika geçti ya da geçmedi. sonrasında da zaten yavaşça kaldırıp, damla damlatıp koruyucu gözlüğü taktılar. gözler sulanmasa, ne kadar net gördüğümü daha iyi anlayacaktım ama girdiğimde bulanık görüntülerden başka bir şey göremediğim ameliyat odasında masadan kalkınca, oradaki alet edevatın markasını okuyabiliyordum. :)

    doktorum demişti, 4-6 saat arası gözde yanma ve sulanma olur. damlaları zamanında damlat, bugün televizyon izleme, olabildiğince uyu ya da gözlerini kapalı tut diye. ancak yanmanın soğan rendelemekten daha fazla olmayacağını söylemişti, tamamen doğru. o kesme işlemlerinde filan hiçbir şey hissedilmiyor, bir tek baskıyı duyuyorsunuz o kadar. çıkıp da eve gidince koruyucu gözlüğü takmayı sürdürdüm. "gece yatarken kaşımaya kalkabilirsiniz, gözlükle yatın." tembihine de uydum. televizyon izlemedim, ışık hassasiyetinden dolayı loş bir odada oturmayı tercih ettim. 4 saat sonra batma ve yanma hisleri azalmıştı, uyuyup uyanınca hiçbir şey kalmadı.

    tam 2 hafta oldu. telefon ekranını ve elime aldığım kitapları okuyamadığım için bir okuma gözlüğü yaptırdım. önümüzdeki 2 ay içinde yakın numarası otururmuş, o zaman asıl reçeteyi yazarız dedi doktor. sabahları kalktığımda gözlüğe ihtiyacım yok, bir tek bilgisayar başında çalışır ya da telefonda oyun oynar, internete girerken takıyorum. 33-34 yıllık alışkanlıklar kolay terkedilmiyor tabii, çeşitli gözlük çıkartma ya da takma reflekslerim aynen sürüyor. gözlerimde kuruluk var, doktorum da, ameliyatı geçirmiş arkadaşlarım da bunun 1-2 ay sürebileceğini söyledi. kuruluk kendini hissettirdiğinde ışıklar nasıl diyeyim, haleli gibi mi desem, çift gibi mi desem, öyle görünüyor. ama genel olarak görüşümden acayip memnunum. ekim ortasında kontrole gideceğim, bakalım o zamana kadar ne olacak.

    ilk gün yüz yıkamayı, mendille silmeyi filan bırakın dokunmak bile yasak. "4-5 gün duş almayın mümkünse ama yine de ilk iki günden sonra başınızı ıslatmadan gövdenizi yıkayabilirsiniz." demişlerdi. ilk bir hafta spor, ağır kaldırmak yasak. denize girmek en uzun süreli yasak oldu, en az 1 ay. bir hafta sonunda bayramın ertesi günü kontrole gittiğimde denize girme dışında herşeyi serbest bıraktılar. sauna, hamam zararlı olur mu diye sormuştum, nemli ortamların iyi geleceğini söylediler. nitekim bu hafta sonu gittim, çıkışta dünyayı çooook uzun zamandır bu kadar net görmediğimi fark ettim. şehir ışıklarından göremediğimi sanıyordum ama gökyüzünde eskisine göre daha fazla yıldız görebiliyorum yemin ederim. (algıda sıçıcılık örneği değildir inşallah).

    bu "parlamalar" sürer mi? göreceğiz. ama zaten gözlük camı eskidikçe, kirlendikçe benzer durumları yaşıyordum. yakın gözlüğü? onu zaten 2-3 yıla kadar üstler uzağı, altlar yakını gösterir camlarla kullanmaya başlayacaktım. (tek bir gözlük herhalde 4 bin lira filan olacaktı ya da şık görünüm ve konfordan vazgeçip 750-1.000 liraya halledecektim). gözleri tekrar ilerleyen bir arkadaş var, 1 numara miyop olmuş. 1-2 numaraya kadar tekrar bozulursa dert etmem açıkçası. bal köpüğü renkli gayet şık bir çerçeve alıp 1.25 yakın camı taktırdım, 55 lira verdim. uzak gözlüğü de lazım olursa 150 olsun, 200 olsun. her durumda 6 numara (ve de bonusu olarak yakın derecesine sahip) gözlük yaptırmaktan ucuzdur.

    şu an acayip mutluyum. burnumun üzerinden yük kalktı ama tabii kemikte çöken yer belli oluyor. buna da şükür. ben amacıma ulaştım ve düşünen varsa öneriyorum.

    ama bir şey var ki doktorlar bile şikayetçi bu durumdan. o da paragöz doktorlar. "1.5 miyop birine mutlaka ameliyat olmasını önerenler var, üstelik gözün ilerlemesi daha durmamışken." diye dert yanıyordu adam. kapak kaldırmaksınız yapılan bir ameliyatı bana önermedi. "yakın görmenizi düzelteceğini iddia eden biri olursa sakın dinlemeyin. sizin göz yapınız buna uygun değil." diye de uyardı. tıp kesinliklerin olmadığı bir alan, bilmiyorum, belki ileride şu geçirdiğim operasyonun çok daha iyi sonuçlar verebileceğini öğrenirim ama açıkçası umursamam. eskiye göre daha iyi durumda mıyım? kesinlikle evet!.. bana yeter. inşallah tekrar 4-5-6 gibi numaralara dönmez de, yakın gözlüğüyle idare eder giderim.

    unuttum eklemesi: buraları okuyup, "arkadaşın arkadaşı var, onda şöyle olmuş böyle olmuş..."ları dinleyip sorular hazırlamıştım. mesela şu karanlıkta görememe işi. gece araba kullanamadığını söyleyen bir arkadaşın arkadaşı vardı mesela. doktorum da dedi ki: "gözbebeği kimilerinde doğuştan daha açıktır. karanlıkta iyice açılır, neredeyse irisi ince bir çembere döndürür. bu tip gözbebeği olan insanlarda bu durum ortaya çıkabiliyor. basit bir çaresi var, araba kullanırken iç ışığı yaktırıyoruz onlara. eskiden 5 mm çaplı bir alanı traşlıyorduk. sonrasında bu alan 9 mm.ye kadar çıkartılabildi. gözbebeği normal ışık altında zaten o traşlayabildiğimiz alana ışık düşürürken, gece karanlığından iyice açılıyor, bozuk alan üzerinden de görmeye çalışıyor. o durumda da görüş bulanıklaşıyor, karanlıklaşıyor. eski ameliyatlar sonrası bu gözbebeği tiplerinde bu sorunlar yaşandı. sizin gözbebeği aralığınız çok az, sizde isteseniz de böyle olmaz. geceleri daha iyi görürsünüz hatta." dedi. aynen yaşıyorum şu an. :)

    sorularınızı benim gibi bir kâğıda yazıp öyle gidin görüşmeye. dedikodu olduğunu bile düşünseniz soruyu sorun. doktorun işi yanıtlamaktır. sizin için önemli olan bir şey, genellikle insanlar açısından aynı önemi taşımadığından verilen bilgilerde göz ardı edilebilir. mesela belki bana "bundan sonra hamama, saunaya yılda bir kez izin var." diyeceklerdi. son ana kadar aklınıza gelen soruları sorun, yanıtlarını alın derim.
  • 6 derecelik miyopluğuma rağmen yaptırmayı düşünmediğim operasyon. ileri miyopluk, insana doğal bir büyüteç olma özelliği veriyor: her türlü bitkiyi, börtü-böceği, alet edevatı bütün detaylarıyla çok yakından (sağlıklı gözlerin göremeyeceği kadar yakından ve net) izliyor, saat tamiratı gibi çok dikkat isteyen çetrefilli işleri bile rahatlıkla yapabiliyorsunuz. çizerliğiniz de varsa yeterince ince uçlu bir kalemle pirinç tanesi üzerine resim çizmek gibi çılgınlıklara bile girmenize izin veriyor ileri miyopluk.

    bu tür bir operasyonun miyopluğunu avantaja çevirmiş ve dikkat isteyen işlerde gözlüğü hemen çıkarıp konuyu yakından incelemeye alışık insanları bunalıma sürükleyeceğini düşünüyorum. lens kullanma hatasına düştüğüm yaklaşık bir senelik dönem, hayatımın en sıkıntılı ve mutsuz zamanlarıydı çünkü hiç bir şeyi yakından ve büyük göremiyordum, bir şeyi incelemem gerektiğinde elim varolmayan gözlüğümü kaldırmak için uzanıyor, lensi çıkarmadan daha yakından görememek sinirimi bozuyordu. kendimi pratikte kör gibi hissetmeye başlamıştım.

    özellikle şahsım gibi küçüklükten beri ileri derecede miyop olanların lasik kararı öncesinde lensli bir dönem geçirmesinde fayda var. denedim ve yapamayacağımı gördüm.

    bir lasik ameliyatı filmi için:
    http://www.liveleak.com/view?i=331c450196

    not: her ne kadar kansız ve temiz bir operasyon olsa da göze yapılan işlemleri seyretmekten rahatsız olabileceklerin uzak durmalarını tavsiye ederim.
hesabın var mı? giriş yap