• sertab erenerin yurtdışında gecenin bir yarısı soğuk bir trende dinlendiğinde insanı memleketinin hasretinden ağlatan şarkısı*
    özellikle "annemin sesiyle güne uyansam" bölümünde göz pınarlarında birikmekte olan yaşlar daha fazla zaptedilemez ve aşağıya doğru olan yolculuklarına başlayıverirler*
  • sertab erener'in şimdiki boktan şarkılarını yapmaya başlamadan önce çıkardığı aşmış 2.albümü.
  • sertab erener'in ikinci albumu. uzay hepari'nin maalesef tamamlayamadigi albumlerden biri (digeri icin bakiniz: kinali bebek). duzenlemeleri turhan yukseler, erdem sokmen, levent yuksel ve mustafa sandal* tamamlamislardir. albumun ozelligi tamamen akustik olmasidir; butun enstrumanlar canli kaydedilmistir. kartonetinin son sayfasinda, kan kirmizisi guller icerisinde bir satirda "kucuk prens'e..." yazar.
  • bir yaz gecesi otururken bahçede ateş böceklerini seyre daldım. aklıma sertap düştü. milyonlarca yıldızın ve ayın arasında inanın düşünecek çok şeyim var... ben neden seni düşünüyorum sertap? durum çok vahim..
    zamanda yolculuk yapıyorum. seneler seneler evvel. ben on yaşında filanım. istanbul'dan memlekete yola çıkacağız annem, babam, ben. vitrinin ikinci çekmecesinde abimlerin kasetleri var. yolda dinlemek için bir şeyler aşırmak niyetim. grup vitamin var seviyorum ama kel kafasından kendi suçlu olan ismail'i dinletemem babama. bulutsuzluk özlemi desen aklımdan şüphe eder. nirvana, mirkelam, tarkan, madonna derken sertap'ın yüzü gülümsüyor bana kırmızı güller arasından; lâ'l.
    istanbul'dan bizim köye kadar lâ'l'i dinletiyorum babama. arada değiştirmek istiyor ama çocuğuz ya türkülere yolumuz düşmemiş daha, allem edip kallem edip geçiriyorum nazımı. memlekete giderken de lâ'l bir başka güzel oluyor, turna olup uçuyorum, sıradağlara selam vermeye sılaya gidiyorum.. en çok masal'ı seviyorum kasette, küçüğüm ya. ama öyle böyle bir masal değil bu:

    geceye açar akşam sefaları
    ölüme benzer güne vedaları
    deli dolu bir macera bir şölen bir düğün
    kadere kısmet narin hayatları

    ışığa uçar bütün pervaneler
    ateşe giderken ne şahaneler
    dönerek acıyla aşkla şu alemi
    yana yana raks eder divaneler

    sonra zaman geçiyor. ben büyüyorum. erener şarkı söylemeye devam ediyor: iyileşiyorum. yalan.
    ben işin erbabı değilim, öyle bilmeden etmeden söz söylemek de haddim değil. yine de apaçık bir fark var. göz göre göre heba olan bir potansiyel var. o güzelim şarkıları söyleyen, böyle bir albüm yapmış biri, yıllar sonra nasıl iyileşiyorum gibi saçma sapan bir şarkıyı söylemeyi kabul eder aklım almıyor. yakıştıramıyorum. üzülüyorum bak gece gece. madem öyle kızıl saçlı körpecik haliyle hatırlayalım biz onu.. ne diyordu masal'ın sonunda:

    bir varmış bir yokmuş dünya masalmış
    her yolcudan bu handa hoş seda kalmış
    gökten üç elma düşmüş yuvarlanmış
    herkes payına düşen elmayı almış
  • bu albümün tek kötü yani sadece otuzsekiz dakika sürmesi desem yeridir... sonuç olarak, bir insan otuzsekiz dakikada ne kadar içebilir ki? (tamam, çok içebilir, ama yine de, keyif daha uzun sürmeli)
  • sertab erenerin best of albümü.
  • az önce albümü tekrar dinledim. 600. defa olabilir, bilemedim.
    hala tüm şarkıları ezbere hatırlıyorum. hala halının üzerine yatıp şarkıları dinlerken, albümün o kıpkırmızı sayfalarını çevirip çevirip sözlere, isimlere bakışımı hatırlıyorum.

    kasedini almıştım önce. bir süre sonra artık sürekli geri sarmaktan mıdır (evet kötü tükenmez kalemle yapardım bazen), yüzlerce dinlemekten midir; hafiften bozulmaya başlamıştı.

    sonra compact discler çıktı (belki önce çıkmıştır ama bizim eve düşmesi sürmüştür) ve aldığım ilk compact disc müzik albümü bu oldu. hala ailemin evinde bir yerde duruyor olmalı. seneler sonra ilk çoğalttığım cd de bu olmuştu. bir şey olmasın diye kopyalayıp ordan dinlediğimi hatırlıyorum bilgisayarımda.

    99 depreminin olduğu yaz, kapalıçarşı'da çıraklık yapar ve ilk kız arkadaşımla birlikte hayatımın en güzel yazını geçirirken de bu albümün şarkılarını dinlerdim. en çok masal'ı severdim çünkü masal gibiydi hayatım. türkçe bilmeyen sevgilime bu şarkıyı çevireceğim diye ingilizcemi iki seviye atlatmıştım(ki çevirememiştim tamamını). yoksa 13 yaşındaki çocuk ne yapsın once upon a time'ı; hatta ingilizcesini bırak, ne bilsin akşam sefasının çiçek olduğunu.

    şu an teyit etme şansım yok ama hayal meyal, rüya'nın klibinde bir akrabamın figuran olarak oynadığını hatırlıyorum. çok kısa gözüküyordu(muş) ve ben hiç görememiştim.

    la'l şarkısını da çok severdim. amcamın kocaman, lacivert renkli osmanlıca sözlüğünden bakmıştım anlamına. kırmızıymış, taş da varmış böyle. sonradan onu da öğrendim. bildiğim garnetmiş. favori taşım olmuştu, ta ki mavi topazı görene kadar.

    şimdi sertab diyince sizin aklınıza eminim benim aklıma gelenden daha çok şey geliyordur. sertab diyince benim aklıma ilk bu albüm geliyor. bu albüm aklıma geldikten sonra da açıp dinliyorum bir daha, gerisini koyveriyorum. hatta levent yüksel diyince de bu albüm geliyor aklıma. uzay heparı diyince kınalı bebek değil de bu albüm geliyor yine aklıma. doksanlar diyince de yine albüm geliyor.

    şimdi paskalya hafta sonunda bu albümü dinleyeceğim diye, paskalya diyince de aklıma bu albüm gelecek.

    tanım: zaman kavramıyla işi olmayan albüm.
  • sertab erener bir röportajında lal albümüyle ilgili; tüm kayıtların canlı olacağını, ancak özellikle davulda problem olduğunu söylemiş, kimsenin canlı davul kaydı nasıl yapılır bilmediğinden yakınmıştı. yıl 1994. (bkz: nereden nereye)
  • ayni zamanda fahir atakoglu bestesidir, sozleri de soyledir:

    bir bulut olsam, yuklenip yagsam
    dokulsem damla damla topragima
    bşr deli nehir, bir asi ruzgar
    olup kavussam uzum baglarina

    bir cig tanesi, bulbulun cilesi
    annemin sesiyle gune uyansam
    radyoda yanik icli bir keman
    aglasa nihavend acemasiran

    bir turna olsam, yollara vursam
    ucabilsem kendi semalarima
    bir seher vakti silaya varsam
    selam versem ah siradaglarina
    komsunun kizi coban yildizi
    yaz bahceleri yesil mor kirmizi
    ah sisede lal hem de ay hilal
    bir daha da gormedim boyle yazi
  • benimde içinde bulunduğum çoğu insana göre sertab erenerin en iyi albümü. içinde
    sevdam ağlıyor
    rüya
    mecbursun
    gel barışalım artık
    büyü de gel
    lal
    masal
    dargın değilim
    erkeğim
    günahın boynuma

    şarkıları bulunan 1994 yılı çıkışlı albüm
hesabın var mı? giriş yap