• " yeryüzünde kötü bir şey varsa o da herkesin kendi nedenlerinin olmasıdır " gibi müthiş bir repliğin geçtiği film. hakkında sözlükte bu kadar az entry olması gerçekten de ilginç.
  • burjuvazinin kucuk oyunlaridir bunlar, kendi dunyasina kapanip kendini her seyden soyutlamasidir. fransizlarin siirsel gercekcilik ve kaba gercekcilik ornegidir bu film. renoirin kamerasini o insanlardan biri gibi kullanmasini gosterir bize cekimler, bazen onlari izler bazen de onlarin da otesindeki ayrintilari izler.
  • filmin en güzel ve ismini en açıklayıcı sahnelerinden birinde evin çalışanları çalı çırpıya vurarak, ses çıkararak hayvanları panikletip, sağa sola koşmalarını sağlamaktadırlar. hayvanlar böylece saklandıkları yerlerden çıkmak durumunda kalırlar. güvenli yerinde, elinde silahlarıyla bekleyen burjuvazi da ortaya çıkan hayvanları teker teker öldürür. böylece ava çıkmış olurlar. oyunun sahnesi ve kuralı budur.

    jean renoir'in en iyi filmlerindendir, sonu ise çok güzeldir.
  • gösterime girdiğinde çürük yumurta ve domateslerle taşlanmış bir film. öyle ki; gösterildiği sinemaları yakmaya kalkışmık halk. öyle bir nefret edilmiş yani.
    --- spoiler ---
    last minute criterion
    --- spoiler ---
  • beaumarchais'nin figaro'nun düğünü'nden:
    "coeurs sensibles,coeurs fideles
    qui blamez l'amour leger,
    cessez vos plaintes cruelles:
    est-ce un crime de changer?
    si l'amour porte des ailes,
    n'est-ce pas pour voltiger?
    n'est-ce pas pour voltiger?
    n'est-ce pas pour voltiger?" alıntısıyla başlayan ve en sonunda vodvillere özgü bir mizah duygusunu hissettiren film,dönemin çürümüş fransız burjuva ahlak anlayışını vahşi bir av partisi görüntüleriyle yerden yere vurur,gönlünce dalga geçerek sert bir dille eleştirir.

    --- spoiler ---

    andre jurieu son noktada oyunun kurbanı olur,çünkü bütün sınıflarıyla karakterlerimiz oyunu kurallarına göre oynamakta,rolünün gerekliliklerini yerine getirmektedir.jurieu ise güçsüzdür,duygusal hareket eder,oyunun dışında kalır ve en sonunda da hayatını kaybeder.
    bütün bunların dışında sırf renoir'ın uzun planları nasıl ustaca çektiğine şahit olmak için bile izlenmesi gereken filmdir.

    --- spoiler ---
  • yıl 1952: 10. sırada, yıl 1962: 3. sırada, yıl 1972: 2. sırada, yıl 1982: 2. sırada, yıl 1992: 2. sırada, yıl 2002: 3. sırada ve yıl 2012: 4. sırada.. bu sıralamalar ünlü sight & sound dergisinin 1952 den beri her 10 yılda bir düzenlediği tüm zamanların en iyi 10 filmi anketinde la règle du jeu'nün listede yer aldığı sıralamalardır. her ne kadar her anket sadece belli amatör veya profesyonel grubun baskın görüşünü yansıtsa da, sonuç olarak yeryüzünde yapılmakta olan en ciddi ve saygın bu sinema anketinden çıkan sonuç hiç göz ardı edilmemelidir. gel gelelim, jean-luc godard ve robert bresson'dan da daha üstün bir konumda olan jean renoir'nın bu filminin hem fransız, hem avrupa, hem de dünya sinemasında başlangıçta değeri ve sinemasal niteliği farkedilememiş ve küçümsenmiş, fakat bir süre sonra özellikle bir grup eleştirmen ve film teorisyenin öncülüğünde eser evrensel bir başyapıt haline gelmiştir.

    renoir'nın filmografisinde 1939 yapımı diğer başyapıtı la grande illusion'ın birkaç adım ötesinde yer alan film böylece yönetmenin en başarılı filmi olarak kabul edilmektedir. 2002 yılı sight & sound dergisi anketine katılan eleştirmen ve akademisyenlerden 30 tanesi, ankete katılan yönetmenlerden ise bernardo bertolucci ve ken loach dahil 12 tanesi favori 10 film listelerinde filme yer vermişlerdir.
  • jean renoir' in en önemli filmlerinden biri olmakla beraber, bu hafta ankara kızılay büyülü fener sinemasında sinebellek kapsamında gösterilecek olan filmdir ayrıca. salı ve perşembe günü saat 19' da iki gösterimi var. film sonrası bilir kişi eşliğinde film okuması da yapılacakmış.
  • bizde oyunun kuralı adıyla gösterilmiş olan efsane jean renoir filmi.
    (bkz: oyunun kuralı)
  • bize bir şeyler anlatmaya çalışan ve içinde harika replikler barındıran çok güzel bir jean renoir filmi.

    --- spoiler ---

    "ne kadar çok verirsen o kadar çok isterler."

    "yalanlar, taşımak için oldukça ağır bir yüktür."

    "yeryüzünde kötü bir şey varsa o da herkesin kendi nedenlerinin olmasıdır."

    "haz sınır tanımaz."

    "uyanmak için önce uyumak gerekir. uyuyamıyorum ki uyanayım!"

    --- spoiler ---

    filmdeki karakterlerin hayatlarına uzaktan bakıldığında her şey gayet olağan gibi görülüyor. ama olayların biraz yakınına gelince, aslında işin aslının pek de öyle güllük gülistanlık olmadığı anlaşılıyor. birbiriyle bağlantılı hikayelerin birleşiminden oluşan filmin olay örgüsü, chaplin'in "hayat, uzak çekimde komedi, yakın planda trajedidir" sözünü akıllara getiriyor.
  • analizini yaptığım film. burjuvazi hala aynı burjuvazi, proletarya aynı proletarya. parazit filminden çok çok önce parazitliği tanımlayabilmiş film.
hesabın var mı? giriş yap