• yarım saat önce falan şöyle bir muhabbete şahit oldum.
    bir kadın, arkadaşı olduğunu tahmin ettiğim diğer kadına " ala ala küpe almış bana ya! alsın o küpeyi anasına taksın " dedi ve sonra da kahkahalar...

    sessiz bir ortam olduğu için herkes duydu neredeyse. algıda seçicilik olsa gerek kulaklarımda çınladı bu cümleler.

    üniversiteli yıllarımda yaz tatillerinde ve fırsat bulduğumda oto yıkamacıda çalışıyordum. iyi de para kazanıyordum açıkçası bahşişlerle birlikte.
    bir ay sonra annemi de yanıma alıp bir kuyumcuya girdim. haberi yoktu ona küpe alacağımdan. bilmiyorum babam neden almadı! fakat annem bazı zamanlar kulağına dokunup " bir küpem bile yok kulağımda " tarzı cümleler kuruyordu.
    kulağındaki o küpe deliğine cenneti sığdıramazlar annem benim.

    " seç anne istediğini " dedim küpeleri göstererek. şaşırdı önce. sonra gerek yok, paranı sakla tarzı konuşmaya başladı. " bozdururuz çok ihtiyacım olursa " dedim. o da biliyordu tabii ki bozdurmayacağımızı.
    maddî şeylere gereğinden fazla anlam asla yüklemedim hayatım boyunca fakat anılar yüklemeyi de sevdim eşyalara.
    kuyumcudan çıktığımızda gerçekten de çok güzel bir küpe vardı artık annemin kulağında.
    sevinmişti lan kadın işte! kim sevinmez?
    " ben de sana yemek ısmarlayayım " dedi. yemeğe gittik.
    ödeştik mi sanıyorsunuz? asla...
    ben daha okula başlamadan önce yılmadan ve beni soğutmadan bana okuma yazmayı öğreten ilkokul mezunu bir kadına dünyayı versem yine ödeşemem.

    tüm annelerin ellerinden öperim...
  • küçüktüm, benden küçüklerin kulağında delik vardı. ben okula bile başlamıştım, halen deliksizdim... zaten ilkul sıralarında saçımı da üç numaraya filan vurdurmuştum ben. erkek çocuğu sanılıyordum, kulaklarımda da delik yoktu ya...

    kendimi erkek diye tanıttığım çok olmuştu. bir keresinde hemşirem efendinin dayağıyla çuvallamam var, beyinlere travma... bunlar başka bir entrynin mevzusu. biz küpeye dönelim...

    komşu kadınlar deldi benim kulağımı... iğne ve iplikle delindi yani... bir hafta içinde iltihap falan yaptı delikler... on beş gün sonra düzeldi sanki... ama uzun süre ip asılı durdu kulağımda...

    sonra altın küpelerim oldu benim. böyle sarkaçlı... bir iki parça... uzun zaman taktım bunları ben... okul zamanı çıkarıyorduk küpeleri, yaz tatillerinde takıyorduk... yasaktı küpe takmak okulda... bir yaz tatilinde, sinekler girmesin diye evin kapısının iç tarafına gerilmiş tül perdeye takıldı benim sarkaçlı küpelerimden sol kulağa takılı olan... zıpladı bir yerlere... ne cihete zıpladığını fark edemedim... evdekileri ayağa kaldırdım, arayalım falan diye... onlar bana inanmadılar! "kaybettiysen kaybettim de, altın olabilir, önemli değil" dediler. altın ise altındı yani, benim kulağımdan tül perdeye takılıp fırlamıştı meret! niye inanmıyordu insanlar bana/buna?

    aradan aylar (mı desem yıllar mı) geçti... bir nevbahar temizliği sırasında bacım evin köşelerini sopaya bağlı toz beziyle temizlerken yere bir altın düştü... düşen o benim orada düşürdüğüme kimsenin inanmadığı küpe idi... hayatımda aklanmanın hazzını ilk defa o zaman yaşadım... kulağıma küpe oldu aklık paklık...

    siz siz olun, çocuk küpe tüle takıldı zıpladı derse inanın! hangi hayal gücü böyle bir şey uydurtabilir ki çoluk çocuğa?
  • zamanında kulaklar "bilgelik" ile özdeş tutulduğu için, büyük kulaklara sahip olma amacıyla kulak memesine takılmış olan nesneler. bugün pek de bu amaçla kullanıldıkları söylenemez.
  • takan erkeklerde bilhassa fotoğraflarda gösterilmesi zaruri olan hede. hatun kısmısında böyle bir çabaya henüz rastlanmadı. ama açın bakın facebook'u, küpe takan ne kadar erkek tanıdığınız varsa, hepsinin resimlerinde yüzler kabeyi gösterir gibi küpe tarafına dönmüş; küpeli kulak fotoğrafta temel belirleyen: the signifier. gerisi hikaye gerisi detay...umut sarıkaya buna bişey yapması lazım.
  • kadına en çok yakışan aksesuar. daha iyi görünmek için böyle bir avantajınız varken bunu sonuna kadar kullanın.
  • 18. yüzyılda korsanların deniz tutmasına iyi geldiğini düşündükleri için küpe taktıklarını biliyor muydunuz? ben bilmiyordum. deniz tutmasına iyi gelsin diye mantar yediklerini sanırdım hep. doğru olan da o zaten.
  • eğer iğneli olanlardan değil de, şu görselde bir örneği görülen kancalı olanlardan takıyorsanız ve hareketli bir insansanız, taktıktan sonra kancanın ucuna minik bir silgi parçası geçirerek kayıp düşmesini engelleyebilirsiniz.*
  • hep satın aldığım yer taksim - atlas pasajı olan aksesuar.
  • erkekler için genellikle bir tane alıp kaybolana kadar kullanılan aksesuardır. en azından ben 9 senede sadece 3-4 tane değiştirdim.
  • en sevdiğim takı.

    bileklikler gibi rahatsız edici değil, kolyelerin de eğer bir manası yoksa eş derecede pranga hissi verdiğini söylerim hiç çekinmeden.

    ama küpe öyle mi ya.

    minicikkenden beri sahip olduklarım, çokça anlam yüklediklerim var. baktıkça mutlu olduklarım var.

    velhasıl; küpe şahane bi şeydir, önemlidir.
hesabın var mı? giriş yap