• bakır matara kumbara : görsel
  • iş bankası'nın seksenli yıllarda çocuklar için çıkarmış olduğu ücretsiz dergi.
  • cocuklugumda basak cocuk ve dogan kardes ile birlikte yer etmis olan dergi. gel gor ki 80lerin sonlarinda türkiye'yi etkisi altina alan enflasyon dergiyi de derinden yaraladi - artik kumbara devri coktan gecmisti, kumbaraya atilan kagit paralar kumbaradan ciktiginda tedavülden kalkmis oluyordu.

    en nihayetinde yukselen degerlere uygun olarak ismini tahvil olarak degistirmeyi gururuna yediremeyen dergi kapandi, benim de zaten yasim ilerlemisti, "vaktidir" deyip blue jean almaya basladim. (bkz: hey gidi gunler)
  • çocuktum.
    ilk kumbaram emlak bankasının bir kumbarasıydı.
    ilkokulda bayram harçlıklarımla, iki dönem karne paramla ve biriktirdiğim harçlıklarımla yazın bana bisiklet alacak paranın büyük kısmını toplamıştım.
    babam da destek vermişti bisikleti almıştık.
    yıllar geçtikçe kumbara alışkanlığını bırakmaya çalıştım.
    kah bozukluklar, kah kağıt paralar falan birer senelik periyotlarda toplayıp bir şey yapmaya çalıştım hep.
    güzel bir alışkanlık aslen.
    bir çocuğun tasarruf etmeyi öğrenmesi, kendi hayali için para biriktirebilme alışkanlığı kazanması için harika bir sistem.
    fakat son iki senedir kumbarayı zamanından önce açıp içinden üç beş para tırtıklar oldum.
    dün açtım baktım.
    bu sene 2 kere 100'er tl aldığım kumbarada şuan 45tl para kalmış.
    yani bir dürüm belki alır, belki almaz.
    daha evvel zamanlarda 300-400 topladığımda üstüme başıma bişi alabiliyordum.
    şimdi 245tl bile olsa bir şey alabilmek namümkün.
    hoş artık biriktirecek para da kalmıyor cepte.
    bir neslin ikonuydu kumbara.
    çocukluk hayaline giden yolun ilk adımıydı.
    fakat bugün eve ekmek giremeyen evlerde kumbara olsa ne yazar içine atacak bir şey olamadıktan sonra.
    iki memur maaşıyla bir kooperatife girip 3 sene taksit ödeyerek ev sahibi olunurken bugün teneşir vade krediye rağmen ev almak mümkün değil.

    üzgünüm sadece.
    bir çocukluk alışkanlığımın böyle yıpranmasına şahit olduğum için.
  • bozukluğum olsun da kumbaranın içine atayım diye, normalde harcamayacağım halde bakkala gidip tüm olan paramla bisküvi falan alıyorum. para bozuluyor da o bisküviyi normalde almayacaktım ki ben. para biriktireyim derken para harcıyorum sanırım. çok yanlış anlamışım bu kumbara olayını.
  • 2007 yılında goa basım yayınlarından çıkan eddi anter romanı.

    erkeklerin dünyasından itirafların bolca yer aldığı kitabı okuması pek bi'zevkli.

    "aptal kafam, işte o anda anlamam gerekiyordu hayatı kimin kontrol ettiğini. ancak anlamamazlıktan geldim, alternatifler aradım, inkar ettim, savaştım ve sonunda herkes gibi yorgun düştüm. kabullenemedim nedense. ağır geldi, ağırıma gitti. keşke demek istemiyorum fakat demem lazım. keşke daha önce aklım başıma gelseydi ve bir an önce hayata atılsaydım. oydu, evet, tüm hayatımı aklımı, varımı, yoğumu kontrol edecek olan, bana yön verecek olandı! o da kim mi? adı mı ne?

    "vajina."
    "
    sayfa 17 ve 18den..
  • parasız kalınca paralanan ilk sey..
  • bakiredir kendisi.. varolan düzeni bozmak için (bkz: kumbaracı)
  • "dönüşüm nedir? nasıl yaşanır?" sorularının cevabı olan film. şartlar olgunlaştığında, en pamuk gibi adam bile azılı bir hayduta, magandaya dönüşebilir.
  • bir ferit karol filmi.

    eskiden çalıştığım şirkette bir ali abi vardı, böyle orhan gibiydi aynı, kandırılmaya müsait, hiçbirşeyi gerçekten bilmeyen, anlamayan, anlamadığının falan da farkında olmayan, hiçbirşeye ciddiyetle ilgi duymayan, şirkette de çok işe yaramayan ama 20 yıldır da orada çalışan filan. ama kardeşim bir gün bile aklıma gelmedi bu ali abinin filmini yapmak, manyak mısınız siz ya!
hesabın var mı? giriş yap