• amerikanca ve britanyaca "helal olsun" deme yöntemi.
  • açılımının "kucak dolusu sevgiler" olduğundan şüphelendiğim beğeni belirteci*.
  • hani troya'da hektor, doğuştan getirdiği özelliklerinin üstüne hektor'dan daha az şey kattığı kesin olan ve bu anlamda kahramanlığı epey şüpheli (bkz: #9600087) aşil'in karşısına çıkar ya yenilginin/ölümün kaçınılmazlığını bile bile...
    neden böyle davranır hektor? sonu ölüm olanı omuzlayan hektor'un kurtardığı nedir, ne karşılığında yapar bunu? şan, şeref, onur, cesaret mi? yoksa, çevrilmesi farz olan norbert elias'ın the germans'da almanlar için söylediği warrior code of honour/aristocratic code of honour'un antik yunan/troya toplumlarındaki ilksel izlerinin gerekliliğini mi yerine getiriyordur sadece?

    sanırım cevabı kudos.
    kudos, homeros'u psikanalist mercek altında okuyanların metnin tamamına yedirilmiş buldukları şiddet-arzu-tanrısallığı barındıran ve bugünün insanının en rahat anlayacağı kavramlardan birisi. çünkü kavram tanrısal bir saygınlık, savaşlarda edinilen zaferle bağlantılı mistik bir secilmişiliği içinde barındırıyor.
    yunanlılar ile troyalılar arasındaki tek teke muharebelerin ödülüdür kudos; hektor ölür belki ama yarı tanrısallığa da yükselir.

    kudos aynı zamanda şiddetten büyülenme etkisidir; hem kendine çeken hem de ondan çekinilen büyülenme, bir çeşit üstünlük tılsımı. ve bu tılsımın kartopu etkisi vardır; şiddetin sonuç alıcılığının sağladığı tılsımlı üstünlüğün her tür yazgıyı bozduğu görülünce kartopu tepeden yuvarlanmaya başlamıştır demektir.
    o yüzden kudos'u sadece şeref ya da şan olarak cevirmek hatadır. zira kudos büyüsel-dinsel unsurlarla yüklü.

    modern dünyada kudos'u karşılayan sözcük var mı bilmiyorum. ancak nesnesi heryerde: sam peckinpah'ın filmlerindeki estetize edilmiş şiddet üzerimizde bıraktığı etki, insanlar arasındaki ilişkilerde hükmetmenin cazip çağrısı, spor karşılaşmaları ve şans oyunlarındaki kazananların büründüğü sahte haşmet gibi...
  • yunanca'dan ingilizce'ye gecmis, seref, odul, ovgu anlamlarina gelen sozcuk.
  • ing. prestij
  • yunancada ve ingiliz ingilizcesinde tekil (singular) iken amerikan ingilizcesine cogul (plural) olarak girmis kelime.
  • sıra tabanlı oynanan yaşam simülasyonu, yirmi yaşına gelmiş ancak bir baltaya sap olamamış bir karakter yaratıp çeşitli aktivitelerle yaşam standartını yükseltmeye çalışmaktasınız. oyun turn based dedim ama az daha kassalar text based olacakmış, çünkü görsel herhangibir olay yok, o gün içinde yaşadıklarınızı yaptığınız eylemlerin sonucunu okuyarak anlıyorsunuz. biraz gereksiz gibi gelse de garip bir şekilde insana hırs yaptıran ve kendini oynatan bir oyun.
  • strava'da beğeni butonu. "give kudos"
  • kullananın ağzına iki tane çakma isteği uyandıran kelimeler listeme üst sıralardan giriş yapmıştır.

    hayır bi de varoş linkedin tayfası sıklıkla kullanmaya başladı deliricem yahu.

    "kudos for being a great inspirational leader" (kütük yozgat olan google translate müptelası tayfa)
  • "kudos to x" demek "x'e helal olsun"
hesabın var mı? giriş yap