• yıllardır hazırladıkları gerçek dışı raporlar sayesinde hizmet verdikleri özel sektör çalışanlarının ücret zammı alamamasını sağlayıp, her gönderilen raporda özet sonuç olarak, "ödenen ücretler sektör ortalaması üzerindedir" raporu hazırlayan firma çalışanlarının isyanı, nasıl oluyormuş anlasınlar bakalım dedirtiyor insana.
  • meeting set eden, facilitate eden, leverage eden, mezun olur olmaz is deneyimsiz girdigi sacma isinde kendisini ciddi ciddi firmalara danismanlik/denetim yaptigini zanneden big4 pelinsularini aglatmis, ülkemizin ve dünya'nin gectigi bu zor pandemi/kriz döneminde verimliligi hedefleyen her firmanin yapmasi gerekeni yapan adam gibi firmadir.

    hepsi de anlasmis gibi, milyon dolar ve üstü kazanan, hafta sonu teknede takilan partnerlarin isi gücü birakip burayi okudugunu ve buradan algi yapacagini zannediyor.. cok sapsiksiniz..

    raporlardan da alisik olacaginiz üzere "sirket verimliliginin ve kar marjinin korunmasi icin sektör ortalamasi üzerindeki ücret ve yan haklarinin kesilmesi..." gerekir bebeyim, simdi operasyonlarin lean edilme sirasi sizde*.

    edit: sayesinde big4 calisanlarinin mesaj kutumu 4. levent starbucks'a cevirdigi firmadir. latte'si soguk gelmis gibi bagiriyor hepsi...

    "calisan" ve "emekci" gibi kavramlari sizden duyunca komik oluyor ne yazik ki. osb firmalarina sifir teknik egitiminize ragmen dijitallesme raporlari yaslayip, departman kapatmalari/kücültmeleri konusunda firmalari cesaretlendirmek hani hep cagin geregiydi canisi? o zaman pek duyamiyorduk, "calisan", "emekci" gibi kavramlari sizden?
  • son yıllarda marka ve imaj için dünyanın parasını döken ama iş çalışanların hakkına gelince kılını kıpırdatmayan denetim firması.

    covid sürecini bahane ederek çalışanlarını yemek parası, prim, zam gibi haklarından mahrum etmiş, %20-30 enflasyon karşısında çalışanlarının fakirleşmesine neden olmuştur. sanırım bu firmanın çalışanı olmak için ciddi bir sabır ve metanet gerekiyor.
  • big4 içinde her açıdan en kötüsü olan denetim şirketi.

    kalifiye adam demişler, alakası yok. şöyle söyleyeyim; pwc, ey, deloitte içinde ne kadar yükselemeyen tayfa var, hepsi soluğu burada alır. pwc'ye girmiş, 2 sene çalışmış, kendini geliştiremediği için senior olamamış adam burada, hadi senior olmuş, ama ekip yönetememiş, işinin kalitesi düşmüş, raporlarda sıçmış adamı yükseltmezler, hoop burada. müdür yapmazlar, hoop kpmg. yıllarca hasbel kader müdürlük yapmış ama partner vasfı olmayan adamı partner yapmazlar hooop kpmg'de.

    bir de en son erdikler'i aldı bünyesine. erdikler zaten tamamen çöp. yani kalite dipteydi, şimdi düşünün nerede.

    ha şu var. kpmg'nin en dandik adamı bile, piyasadaki big4 harici muhasebecilerin ortalamasının çok üzerinde. benim kıyaslamam big4 içinde.
  • yeteri kadar çalıştıktan sonra şirketten ayrılınması gereken sektörlerin başında gelir denetim. mali müşavir olduktan sonra gitmezsen “oo nayssss” derler. kpmg falan değil hepsi böyledir. bile bile şirkette kalıyorsanız sizin hatanız.
    partner yani yeminli mali müşavir olana kadar big four’un hepsini dolaşacaksın, sana düşen her şeye katlanacaksın.

    muhasebe hizmet sektörünün dibidir. kendin birey olarak özel olmazsan karıncasın. beğenmiyorsan hemen ayrıl zira kimsenin umrunda olmazsın.
  • sözde uluslararası bir muhasebe ve denetim firması...

    öncelikle kpmg türkiye, bir türk şirketidir. resmi adı da uzun zaman kpmg değildi. denetim firmasının adı farklı, muhasebenin adı farklıydı....hepsi kendi adına vergi verir, daha sonra tam emin olmamakla birlikte her ay sonu tüm firmalar bir ara getirilir ve kpmg'ye raporlanır. böylece amerika'daki amcalar bilir ne kadar kazınılmıştır. neyse duyduğuma göre en sonunda ismi tescil ettirmişler. tüm firmanın adı kpmg türkiye artık.

    peki kpmg ismi nerden geliyor?

    benim tahminim yıllar önce soyadı yetkin olan bir muhasebeci amca bu şirketin türkiye'deki isim haklarını alıp ve kpmg'yle bir iş ilişkisi kurmuş. o yüzden size dünyanın en çalışılacak şirketleri olan belirtilen kpmg, kpmg amerika'dır. ancak kpmg türkiye'nin legal durumu size verilen her kağıdın altında çoookkkk küçük harflerle yazılmıştır:

    "kpmg türkiye, kapitalizmin kara para cenneti ısviçre'de kurulan, kpmg international'a bağlıdır. kpmg türkiye'nin yaptıkları hiç bir kpmg'yi bağlamaz bla bla...."

    bu şu demek kpmg türkiye, türkiye'de kurulan, kpmg 'nin franchise'ını almış, onun ik, finans, etik, marketing prosedürlerine uyacağını ve diğer kpmg'lerle yardımlaşacağını taahhüt etmiştir. her ay sonu kpmg international bunlara euro bazından it'ydi, isim hakkıydı franchise faturası keser. bunlar da öderler - ülkeden para böyle çıkıyor işte- gerçek kpmg ile avrupa kpmg'lerinin alakası bu kadar.

    tabii ki kpmg'nin de kendine göre artıları var ama arkada dönen pislikleri kimse bilmediği için. ama biz pisliklere odaklanalım departman departman...

    marketing:

    tam bir sex sells departmanı. sadece güzel kadınlar ve güzel erkekler bulunur. oje yenilemek ve uzun öğle yemekleri günlük işlerdendir. eğitiminiz çok da önemli değil sanırım çünkü bu gözler yılların resepsiyonistinin marketing'e geçtiğini gördü. bu dışında yıllardır forbes'ta çıkan dünyanın en çok çalışılmak istenen şirketi kpmg türkiye değildir. kpmg amerika'dır o. ama marketing departmanı sanki amerika ile türkiye tüm çalışan şartlarında eşitlermiş, aynı imkanları sunuyorlarmış gibi gösterir ki bu bir yalandır. diğer bir görevleri aylık magazine çıkartmak, editorial gazete makaleleri düzenlemek. sanırım powerpoint falan da hazırlıyorlardır. kısacası amaçları diğer kpmglerin yaptıklarının, haberlerinin, başarılarının kendilerine etik code içinde ki oldukça esnek bir codedur mal etmeye çalışmaktır. buraya girerseniz 2 yılda her şeyi öğrenip daha sonrasında sıkıntıdan patlarsınız.

    insan kaynakları departmanı:

    vay ki vay bir departman... sex sells burda da devam ediyor...kadından geçilmiyor. kadından geçilmediği için bu departmanda iş yürümüyor. işe aldıkları insan "bana böyle anlatmadınız" diyip bir hafta geçmeden istifa ediyor.... burda eskiden sarışın bir ik direktörü vardı. ne iş yaptığını kimse bilmezdi. şirkete gelmezdi. yeni ceo gelince kovdu bunu ama ne kadar iyi bir insan ki ikcı pepsi'de gene direktörlük işini bulana kadar para vermeye devam ettiler. ancak yerine üşenmediler ey'dan adam getirdiler. diğer işleri yapan ikcılarda ingilizce bilmeyen, yönetici asistanlığından gelen, yıllardır orda olan ve kovulamayan, organizyonel psikoloji okuyup sürekli abuk subuk kpmg eğitimleri veren bir dünya gereksiz insan var. bu departman ile ilgili unutmamanız gereken çok önemli bir şey var. ik departmanı çalışanını korumak için yok kpmg'de, işvereni yani şirket ortağını senden korumak için varlar...bu gözler ikcı'nin sadece görüşmeye gelsin diye yeni mezuna " 5 yılda manager, 10 yılda ortak olursunuz" dediğini gördü. bunun dışında kpmg'nin önerdiği en önemli şey yurtdışı olanaklarıdır.
    -burda koca bir parantez açıp şunu söylemek istiyorum, siz işinizi iyi yapan biri olarak manager veya direktör sizin yurtdışına gitmenize engel olur mu? oluyorlar-. executive altı olarak kpmg türkiye'ye girip ordan amerika'ya transfer olamazsınız. belirli departmanlara göre sizi kısa süreli görevlendirme ile avrupa içine her ordaki iş tanımları da uyar ise gönderiyorlar. ama kesin geçiş yapmak istiyorsanız, ya oraya gittiğiniz sizi çok sevecekler ve bu bizde kalsın diyecek gittiğiniz kpmg yada direktör olacaksınız ki bu sefer de size alt pozisyon offer etmeleri çok olası. tabii siz direktör olarak oraya -avrupa genelde- gittiğiniz de size araba vermeyecekler. hayat kalitesinde düşüş olacak. burdaki en büyük sorun türk çalışanların eğitimsizliği maalesef.

    ha hiç mi yok giden derseniz, tabii ki var. kpmg türkiye'den, kpmg uk've transfer olanı gördüm. ancak zaten yılların smmm'si olan manager, üşenmedi cpa sınavlarını geçti. bu da kpmg uk'in kendisini kabul etmesini sağladı. yoksa türk smmm lisansı maalesef size avrupa'nın kapılarını açmaz. ancak cpa lisansı size avrupa kapısını ağzına kadar açar ki kpmg size cpa eğitimi vermez. size türk smmm eğitimi verir ki sadece onların bildiklerini bilin, kendinizi geliştirmeyin, geliştirip daha fazla para istemeyin.... ondan yolunuz düşmesin, düşerse de ciddiye almayın, cevap vermeden topuklayın..

    audit, outsource ve vergi tarzı asıl iş alanına gelecek olursak,

    burda şunu kesinlikle unutmayın. siz kölesiniz. şirket bir ortaklık şirketidir. bu yüzden sizin şirket ortağı dediğiniz insanların hepsi ortak olabilmek için kendi ceplerinden sermaye koyuyorlar(buraya gene gelicez). yani bulundukları departmanın kazandığı para onların cebine giriyor.... şimdi burası çokomelli... size daha fazla maaş verirlerse o zaman ortaklara daha az para kalır. bu yüzden maaşlar çok artmaz. sizi etkinliklerle, yemeklerle, 5 yılda manager 10 yılda ortak olmak gibi yalanlarla sizi daha uzun tutmaya çalışırlar. çünkü en büyük sorun işi bilen birinin köle olmaktan vazgeçip işten ayrılmasıdır. o adamı 3 yıl boyunca yetiştirmişsin. iş yükü artmış ama maaşı artmamış. adam ayrılıyor tabii ki...

    2020 raporunda 1400 çalışanı olan kpmg'nin 300 çalışanı 2020'de işe başlamış. daha kötüsü 2019'da 1500 kişilik şirketin yarısında fazlası aynı yıl işe başlamış. yani 2 kişiden biri kpmg'de 1 yılı bile doldurmamış 2019'da. ik ya göre sorun yok çünkü kendileri baya gerizekalı-ama eminim hepsi melek gibi insanlardır ve durumun farkındadırlar- olduğundan ve hiç biri işletme okumadığın, işten ayrılışların şirketin iş yapışına olan etkisini anlayamıyorlar. bunun aksine şirket ortakları durumun farkında ama bir kişinin direkt olarak ayrılmasının kazanılan gelirlere direkt bir etkisi yok. en büyük etki o kişi işten ayrıldıktan sonra iş yükünün başkasına binmesi... eee o insan da ayrılmak isterse ne olacak?

    işte o zaman managerların size ayrılma diye yalvardığını görebilirsiniz. çünkü o da ayrılırsa o işi büyük ihtimal manager yapacaktır.

    biraz daha açayım, bu şirketin veli nimeti müşteridir. bu gözler müşteri sgk kaydı yapılmadan stajyer almak istediğinde "biz yapamayız çünkü yasaya aykırı ama nasıl yapılabileceğini anlatabilirim" dendiğini gördü. imasının bile kim olduğu anlaşılacak yılların direktörü, gencecik yeni mezun çocukları sadece espiri yapıyorlar diye kovdurmakla kalmayıp, mahkemelere bile verebilecek kadar alçalabiliyor kpmg'de. bunu türkiye'ye özgü olarak düşünmeyin. kpmg'nin izlanda'nın batışındaki rolü, finlandiya'da-sanırım- direktörün yıllarca metresinin giderlerini şirkete yazdırması, general electric'in 30 yıllık denetçisi olan kpmg'yi usulsüzlük şüphesi ile bırakması, ingiltere'nin danışmanlıkları ayırın diye big four'a özel yasa çıkarması... herseyi geçiyorum kim hangi yüzle türkiye merkez bankasına görüş bildirmekten kaçınır... bu nasıl bağımsız denetim? tcmb'nin raporuna imza atan denetçi ve kpmg bu ülkenin ekonomik olarak batışının sorumluluğu bireysel ve kurumsal olarak alacak mı? çünkü ben de, denetçi de, herkes de biliyor ki görüş bildirmekten kaçınmak, yılda binlerce dolar ödeyen müşterisine negatif rapor vermemek için yapılan bir yöntemdir üstüne bir de akp faktörü. siz bizimle dalga mı geçiyorsunuz?

    kpmg ve diğerleri, bankacılıktan sonra gerçek kapitalizmi görmek istiyorsanız, para nasıl, nerden, nereye akar öğrenmek istiyorsanız, doğru adrestir. adamlar her şeye rağmen dini tarikat gibi herkesin iyi yada kötü bir görevi olduğuna, sadakatin önemli olduğuna ve yaptığınız işin topluma değer kattığına -ama ay sonu "o kadar da değer katmıyor derler"- inanan gençleri çekebiliyorlar.

    ancak bu bilgileri nasıl kullandığını ve para akışını kontrol etmek için en üst seviye çıkmak gerek ki bunun için ahlaksız ve acımasız olmalısız. big four'un, kapitalizmdeki rolü işte burda başlıyor. paranın nerde olduğunu bilen muhasebeciler resmen kendi aralarında konuşup kendi müşterileri için paralarını nasıl korumaları ve artırabileceklerini konuşuyorlar. kısaca müşteri kpmg'ye sadece teknik bilgisi için para ödemiyor. tecrübe için ödüyor. tecrübe dediğim şey de aslında, yasaların açıklarını bilerek bunlardan yararlanmak ve müşterinin daha az vergi vermesidir. bu tecrübede masa başında bir kaç tuşa basarak daha fazla kar etmeyi gerektiriyor. burda muhasebecinin ödediği bedel bence çok ağır. adam, tüm para nerde biliyor. bu değil mi ya olay aslında? hepimiz bunun için mücadele etmiyor muyuz? bazı insanlar o kadar büyük paralarla oynuyor ki inanamazsınız. muhasebecilerde biliyor tüm ahlaksızlıkları ama bir şey yapamıyor çünkü müşteri her zaman haklıdır. sanırım bu yüzden denetçi sınavında etik soruyorlar. doktorlar, avukatlar, yargıçlar, başkanlar hep sembolik de olsa yemin ediyor. dünyada herkesin peşinden koştuğu parayı koruyan adamın ahlakına mı güvenicem? para, kpmg'nin ahlakına teslim edebilecek kadar önemsiz ise neden bu kadar insan aç bu dünyada?

    her şeye rağmen ben kendi adıma üst yönetimi tebrik etmek isterim çünkü 21. yüzyılda böyle bir sömürü değirmeni çevirebilmek gerçekten yetenek ister. kendi yayınladıkları bence şeffaf olmayan sözde şeffaflık raporuna göre covid döneminde bir önceki döneme göre gelirini 50 milyon tl artırıp 250 milyon tl'ye ulaşmışlar. aynı donem için deloitte 170 milyon beyan etmiş bu arada ki hep deloitte en iyisidir. 2019'da da bir önceki yıla göre 50 milyon tl artırmışlar. açıklamamışlar ama eminim karlarını da artırmışlardır. ancak şirketin yüzde 12'ine sahip olan ceo'nun sermaye payı-eğer nokta-virgül ayrımını doğru yazdılar ise- 6000 tl değerinde. çünkü kendileri milyon tl gelir elde eden şirketi asgari anonim şirket olarak göstermişler ki ceplerinden çok para çıkmasın. maaşlar ile ilgili bilgi vermemişler. ancak genelde 24% bir büyüme gerçekleştirmişler covidli 2020'da. ama maaşlara zam yapmamışlar, üstüne çalışan sayısı 100 kişi azalmış ki bu yılda aylık ortalama 5000 tl brütten 6 milyon tl tasarruf demek, yemeklerin üstüne yatmışlar, servis paraları ceplerinde kalmış, tabii ki fazla mesai ücreti vermiyorlar, bu yıl eğitim, seyahat, parti falan da olmamıştır. gerçek bir kölelik sistemine geçmiş kpmg yönetimi ve sözde bu yöneticiler saygın, iyi eğitimli ve imrenilen bireyler. eğer ahlaklı olsalardı, açıklarlardı mali verileri o sözde bağlı oldukları kpmg amerika gibi ve tüm kpmg ve tabii ki rakipleri öğrenirdi neden maaşlara zam yapılmadığını. bakın bu gerçek bir ahlaksızlıktır....

    bu şirkette maaşları artırmanın yolu ortakların aldığı parayı sınırlandırıcan devlet olarak. bakınız maaş demedim, direkt para dedim. çünkü bunların yaptıkları kendi kendilerine yıllık prim adı altında transfer yaparak kar transferi. kapitalizmin doğasına aykırı bu yasayı getiremezsin. çünkü zaten ülke de sanırım 2000 adet ymm vardır. uzun zamandır takip etmiyorum ama eminim ki akp'li amcalar alıyordur bir süredir ymm ünvanını. ama meclise giren hiç bir ymm bu yasayı geçirmez. geçirmez ise hiç bir zaman bizi gerçekte sömüren ceo'ların ne kadar fazla kazanç etmesini engelleyemezsin. tam bir kısır döngü aslında...

    son olarak şunu da söyleyeyim, türk muhasebe sistemi de bu yaşlanan ama hala para basan amcalar öğrenemeyecek diye ifrs'e geçmiyor. her şeyleri zarar valla....
  • kökeni taa 1870'e dek uzanan, fakat bugünkü halini 1987 yılında peat marwick international (pmi) ile klynveld main goerdeler (kmg) adlı firmaların birleşmesi ile almış büyük bir denetim firması.. türkiye'de ise cevdet suner'in girişimleri ile 1982'de faaliyet göstermeye başlamıştır.. 2003 yılına kadar mecidiyeköy'deki alba işhanı'nda çalışan şirket denetçileri artık yapı kredi plaza c blok'da çalışmalarını sürdürmektedirler.. ilk girdiğiniz yıl asistan, ertesi sene experience asistan, sonra da sırasıyla senior, 2nd year senior, 3rd year senior, supervisor, manager, senior manager ve de partner olunur.. 2004 yılına dek yerli ortağı sadece cevdet suner denetim ve yeminli mali müşavirlik aş. olan şirket bu yıl genişleyen kadrosu ile birlikte akis serbest muhasebeci mali müşavirlik aş adlı bir şirket daha kurmuştur bünyesinde.. piyasadaki cogu $irkette cali$anlar gunluk 5 liralik ticket'lara kalmi$ken, kpmg cali$anlarinin kapı gibi smarticket'lari vardir.. piyasada big 4'un içinde en az bilinen audit firması oluşunu medyada pek iş ilanı vermeyişine, stajyer almamasına ve daha bir kaç sene öncesine kadar üniversitelerdeki kariyer günlerine katılmayışlarına bağlayabiliriz.. fakat artık türkiye'nin önde gelen üniversitelerindeki bu tip organizasyonlara katılmaya başladılar ve yavaş yavaş bir marka haline geliyor diyebiliriz.. ayrıca şirketten ayrılan çalışanların kendi sektörlerinde yüksek repütasyona sahip firmalara iyi title'larla transfer olmaları da şirketin piyasadaki kaliteli imajını sağlamlaştırıyor.. halk arasinda key-pi-em olarak da bilinir, zira en son harfi olan "g" yani okunu$uyla "ci", yurdum insani tarafindan bir yapim eki muamelesi gormektedir; cicekci, kunduraci, dondurmaci vb. gibi.. sanki "kpm"'in kelime olarak bir anlami varmi$ gibi.. her sene me$hur reunion'lariyla bir nevi kpmg-alumni karnavali ya$atirlar yolu bir $ekilde bu $irketten gecmi$ olanlara.. cok saglam i$ yaparlar, overtime'a overtime demezler ama hakkini da verirler (her anlamda)..
  • covid nedeniyle küçüldüğünü ve karlılığının azaldığını bahane ederek çalışanların maaşlarına zam yapmayan şirkettir. ne hikmetse küçülmesine rağmen bursa’da yeni ofis ve ankara’da yeni danışmanlık bölümü açan şirkettir. burada çalışmayın, çalışmayı düşünene de bu başlığa bakmasını tavsiye edin.

    edit: bir çaylak arkadaşımız tarafından, kısa çalışmadan yararlanılırken insanları normal sürede veya üstünde çalışmaya devam ettirip, bir denetim firması olarak hem devleti dolandırdığı hem de çalışanlarının sgksının üzerine çöktüğü bilgisi aktarıldı.
  • big four şirketlerinde her zaman kazanan partner ve ymmlerdir. geri kalanı sadece askerdir. hele manager altı olanlar miçodur.
  • evden çalışma sürecinde çalışanların yemek parasını kesen, fakat müdür ve üzeri seviyedekiler için verdikleri araç yardımını bu kişiler evde otururken dahi devam ettiren şirket. şimdi de, çalışanını fakirleştirme yoluna giderek maaşlara zam yapmama kararı vermiş. tazminat yükünden yırtmak için çalışanları bezdirip kendi istekleriyle işten ayrılmalarını mi amacliyorlar? sadece soruyorum... yeni mezunlar burda calismayi iki kere dusunebilirler.
hesabın var mı? giriş yap