• düzen anlamına gelir. aslında herşey koatikken, zihnimiz (bkz: teos) bir çeşit düzenleyici filtre işlevi görerek bunlardan kozmosu yani evreni yaratır.

    herhangi iki şey'in birbiriyle özdeş olması imkansızken bizim şey'lere ad vermemiz nasıl mümkün olabilirdi?
    hatta zihin olmasa ad vermekten de söz etmek anlamsız olacaktı..
  • carl sagan'ın tarifiyle kozmos; "olmuş veya olan ya da olacak her şey"dir. bu ibare sagan'ın ünlü cosmos adlı kitabının ilk cümlesidir ve şöyle devam eder:

    kozmos "düzen içinde bir evren" anlamında kullanılan yunanca bir sözcüktür ve kaosun karşıtıdır. evreni oluşturan tüm canlı ve cansız varlıkların birbirleriyle derinden uyumlu bağlarının gizemini içerir. kozmosu şöyle bir düşünmek bile garip bir heyecan verir. insanın sesini soluğunu kesen, ensesinden aşağı ürperti veren, bir boşluğa düşüşün hayal meyal anımsanışı gibi baş döndürücü bir duygudur bu. çünkü artık biz, tüm sırların en büyüğünün karşısında olmanın bilincindeyiz..
  • "biz hem gökyüzünün, hem yeryüzünün çocuklarıyız. bu gezegen üzerindeki varlığımız süresince tehlikeli bir evrimsel yük sırtlamış bulunuyoruz. bu yük torbasının içinde saldırıya ve töreye yatkınlık, liderlere baş eğme ve yabancılara düşmanca davranış gibi kalıtsal eğilimler yer alıyor. fakat aynı zamanda, başkalarına şefkat, çocuklarımıza karşı sevgi, tarihten bir şeyler öğrenme ve giderek zeka ve yeteneklerimize bir şeyler katma eğilimlerine de sahibiz; bunlar da hayatta kalmamıza ve refahımızı sürdürmeye yarayan etkenler. yapımızdaki bu eğilimlerin hangisinin üstün geleceğini bilmiyoruz..."

    (bkz: carl sagan)
  • esasında kozmos sözcüğü antik yonancada düzgün süstakısı anlamına gelmektedir.

    miletos okulunun bir düşünürü olan anaksimandros kozmos sözcüğünü evrenin birbirinden farklı varlıklar ve nesnelerle dolu olmasına rağmen kendi bütünlüğü içinde bir uyumu olması ve düzenli bir yapı niteliği taşıması sebebiyle evreni düzgün duran bir süstakısına benzetmiş ve evrenin bu uyumlu ve düzgün bütünlüğünü kozmos kelimesiyle ifade etmiştir.

    (bkz: anaksimandros)
  • antik yunan'da apolloncu gorusun, evrenin sonlu mu sonsuz mu oldugu tartismalarinda(ki kendileri sonlu oldugunu dusunurmus) evrene verdikleri isim. apolloncular guzelligin ve dengenin tanrisi apollon'un evrene de bir ayar cektigini dusunerek, evrenin sonlu oldugu savini savunmustur.

    gunumuzde kullandigimiz kozmetik kelimesinin kokeni kozmostur.
  • "kozmos", "süslemek" kökünden gelen bir kelime. “kozmetik" kelimesiyle akraba.

    tanrı'nın gökyüzünü yıldızlarla süslemesi=kozmos
  • tanrının gökyüzünü yıldızlarla süslediği düşüncesinden dolayı kozmos, aslen süslemek kökünden gelen bir kelime ve kozmetik'le akraba olan kelime.
  • şurada (bkz: #78174137) belirttiğim gibi özellikle sorgulamayan, sorgulamaktan korkan ya da sorunlarından sorgulayacak gücü olmayan bireyler, topluluklar tarafından okunması halinde dünyada yaşamın çok daha güzel olacağını bana kuvvetle iddia ettiren değerli kitap.

    hem bu şaheserin yazarı olan (bkz: carl sagan) hem de onun yolundan giden astrofizikçi (bkz: neil degrasse tyson)'ın sunduğu belgesel versiyonlarını defalarca izledim. fakat kitap çok daha derin, çok daha özel.

    "dna’mızdaki nitrojen, dişlerimizdeki kalsiyum, kanımızdaki demir, elmalı turtamızdaki karbon, çöken yıldızların içlerinde yapıldı. bizler, yıldızların malzemesinden yapıldık". kozmos, carl sagan.

    edit: bkz düzeltildi.
  • (bkz: reha erdem)'in 2010 yapımı filmi.
    uzun zamandır izlemek istediğim bir filmdi. ve filmi izlerken kapıldığım duygular çoğunlukla belirsizlik yönünde oldu. ana karakterimiz (kozmos) hayatı saf sevgi, iyilik ve yaşamı sürdürerek kendini diğerlerine sevdirme olarak görüyor. fakat bu sevdirme hissi yalakalıktan öte insanın en temel donanımlarından olan karşılıksız iyilik yoluyla sağlanıyor. kozmos karakteri belki de ulaşmak istediğimiz fakat gün geçtikçe içerisinde bulunduğumuz düzen dolayısıyla uzaklaştığımız bir karakter. toplumdan uzak fakat bir o kadar da tüm canlıların temel gereksinimlerini bir arada barındıran, bir canlının en saf hali. belki de bir hayvandan farksız, çünkü insan birdir hayvanla. reha erdem de buna sıkça değinmiş. kozmos'u oynayan (bkz: sermet yeşil)'i ayrıca kutlamak gerekir, son zamanlarda izlediğim en temiz oyunculuktu kozmos karakteri.

    --- spoiler ---
    filmde beni yakalayan en önemli nokta insan-insan ilişkisini insanın doğadan uzaklaştıkça körelmesi yönünden işlenmesi oldu. ve bunu yaparken insan-hayvan ilişkisiyle harika bir betimleme yapmış reha erdem. kozmos karakterinin bir hayvan gibi hareket etmesi, sesler çıkarması, hayvanlarla olan iletişimi ve kendini toplum düzeninden soyutlayıp temel gereksinimlerini doyurma peşinde olması... tüm bunlar aslında insanoğlunun temelde içinde barındırdığı saf duyguları ve hayvansı yönünü anımsattı. anımsatmaktan öte reha erdem bunu sıkça vurguladı, bu fikri böylesine güzel ve çarpıcı işlemesi takdire şayandı.
    film doğu'da kars'ta geçiyor. yörenin kasvetinin ve ikliminin ekrandan öteye geçmesi belki de vermek istediği mesajı daha çarpıcı vermesini sağladı fakat bana göre bu filmi film yapan mekan değildi. çünkü mekanda da bir belirsizlik vardı. açılış sahnesinde batıyı anımsatan bir olay örgüsü vardı, sonraları kafkas müzikleri ile farklı bir yöreye gittik ve bir sonraki aşamada ise mekanın kars olduğuna emin olduk. zaman zaman saat kulesindeki saat durdu, sonra ise hızlı bir şekilde aktı. benim bu belirsizlikten çıkardığım sonuç mekan ve zamandan bağımsız olarak insanın içsel doğasının her zaman aynı kalabileceği ve temel amacı doğrultusunda hayatta kalma çabasını anlamlandırma süreci oldu. tabii bunu hissettiren kozmos karakteriydi.

    dikkatimi çeken bir başka nokta ise kozmos karakterinin hasta olan kadının parası olmadığı için eczaneden ilaç alamaması üzerine eczanenin camını kırıp ilaçları çalması ve kadına vermesiydi. burada kohlberg'in ahlak gelişimine reha erdem'in bir göndermesi olduğunu düşünüyorum. kohlberg'e göre ahlak gelişimi 6 evreye ayrılıyor ve 6. evre ulaşılabilecek son evre. bu evreye ulaşan insan sayısının çok az olduğu söyleniyor. 6. evrede, hayatın değeri her türlü kişiler arası ilişkiden ötede kabul ediliyor. kozmos karakterinin ilaçları insan hayatının değerini üstün tutarak çalması ve hiçbir maddi değeri gözetmeksizin bu eylemi gerçekleştirmesi 6. evredeki bir insana yapılmış gönderme olduğunu hissettirdi. hatta bu evrelerin örneklemesi (bkz: heinz hikayesi) üzerinden somutlaştırılmıştır. dileyenler araştırabilir. heinz hikayesinde de bu evreler bir hasta/ilaç ilişkisi üzerinden kurgulaştırılmıştır.

    sonuç olarak; kozmos karakteri tüm o saflığı ve insanın dünyaya gelirken içinde barındırdığı tüm ilkel ve temiz hisleri taşımasıyla hatırlayacağım bir karakter olacak.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap