• bir gün annemle köydeyiz, sıkıldık, annem teyzesine sohbete gitmeye kadar verdi, bende takıldım peşine, gidiyoruz, köyün camisinin ordan tam teyzelerin sokağına sapacakken önümüze bir koyun atladı. panik içinde bir koyun. bir bize bakıyor bir sokağa koşuyor, sonra bize geliyor sonra yine sokağa koşuyor.

    anneme baktım, annemin yüzünde lassie bize bir şey anlatmaya çalışıyor ifadesi belirdi. takip edelim bakalım şu koyunu, neymiş derdi dedi.

    koyunun peşine takıldık, koyun hala bi koşuyor bir de dönüp bize bakıyor geliyor muyuz diye. neyse döndük dolaştık koyun bizi köyün yapay barajının oraya getirdi. barajda 2 parmak su var, gayette büyük baraj havuz. içine bir baktık, içinde minik bir kuzucuk, korkmuş, yukarı yukarı bakıyor.

    inanamadık. koyun yavrusunu kurtarmak için bizi çağırmış meğer.havuz derin olduğu için hemen civar komşulardan yardım istedik, çıkardılar kuzucuğu ordan. koyun ile kuzunun buluşma anı ise inanılmazdı. resmen çığlık atarak sevindiler yüzlerini tokuştururken.

    tanım: masum kelimesine en yakışanlardan.
  • - sürü piskolojisi hakkında ne düşünüyosun?
    -dur abi bi arkadaşlara soriyim hemen geliyom...
  • daimi salata ve otla beslenen rejim insanlarına inat, sadece ot yiyerek kocaman, yağlı göt ve kuyruk yapmayı beceren hayvandır. takdir edilesidir. meeeeeeeeeee!
  • 'eskiden çok aptal oldukları için koyunları hor görürdüm. durmadan otlarlardı, bir tek köpek koskoca sürüye istediğini yaptırırdı, onların arkalarına takılır, benden nasıl kaçtıklarına gülerdim, kendilerini salakça zor durumlara sokmalarını izlerdim ve pirzola yapılmayı hak ettiklerini, hatta yün makinesi olarak kullanılmanın onlar için fazlasıyla hafif bir ceza olduğunu düşünürdüm. ancak seneler sonra ve uzun bir sürecin sonunda koyunların aslında neyi temsil ettiğini anladım. kendi aptallıklarını değil, bizim gücümüzü, hırsımızı ve bencilliğimizi temsil ediyorlardı.'

    eşekarısı fabrikası
    iain banks
  • türk dilinin en eski yazılı kaynaklarında dahi görülebilen bir sözcüktür. zaman içerisindeki değişimini izlemek de böylece daha kolay oluyor. güzel kelimedir "koyun".

    orkun yazıtlarında var mesela... diyor ki kül tigin yazıtında:

    "tengri küç birtük üçün kangım kagan si böri teg ermiş yagısı kony teg ermiş"

    yani, "tanrı güç verdiği için, babam kağanın askeri kurt gibi imiş, düşmanı koyun gibi imiş."

    buradaki "kony" sözcüğü orkun yazısı ile üç şekilde yazılabilir:

    1- http://yfrog.com/2mkny1j
    2- http://yfrog.com/0fkny2j
    3- http://yfrog.com/2mkny3j

    daha sonra meşhur iyi ve kötü prens hikayesinde rastlıyoruz bu sözcüğe.

    "biri ayur koy yılkı egidser yılınga aşılur bay bolur"

    mealen: "biri dedi ki; (insan) koyun, yılkı beslerse (onlar) yıldan yıla çoğalır, (insan) zengin olur."

    görüldüğü üzere, "kony" biçimindeki ny çift sesi, uygurlarda "y" hâlini almış. bu gayet olağan...

    çağdaş türkiye türkçesinde ise, ny sesi "y(u)n" hâlini almış, sözcük "koyun" hâline gelmiş.

    yoksul anlamındaki "çıgany" sözcüğü de bu lehçede bugüne kadar varlığını sürdürebilse idi "çıgayın" hâlini mi alırdı? bilmiyorum. fazla zorlamaya başladım. bu kadar yeter.

    a, unutmadan: (bkz: hun/@sarissa)
  • öyle şapşal bir hayvandır ki bu, anne ve yavru kırkıldığında bir daha tanıyamaz birbirini. uzaktan bağırırlar birbirlerine mee mee diye, birbirlerinin sesine doğru giderler ama görünce "oeeh bu değilmiş" der kaçarlar.
    bir de bunların uçurumdan atlayanları vardır ki ayrı bi komiktirler.
    genç olanları da mangala pek yakışır.

    zamanının ötesinden gelen edith: şaka be şaka hiç sevmem mangalda kuzuyu. enginar ve kerevizden başka bir de dereotlu bakla yerim ben sadece.
  • turkiye'nin gundemine bir anda oturmus sahane hayvan(lar).

    toplu halde ucurumdan atlayanlar da bunlar, kurt kovalayinca dereye kacanlar da..
    yahu bir fiil bir hayvana bu kadar mi yakisir: "telef olmak"..

    telef oluyor bunlar.
  • kendi bacagindan asilan bir cesit hayvan... kasap et derdindeyken can derdinde olmalariyla da unludurler... uyumadan once sayilirlar...
  • lat. ovus
    otcul memeli bir hayvandir. ulkemizde cokca bulunan cesitleri sunlardir:

    mor karaman koyunu

    doğu illerimizde, kısmen kuzey doğu ve güneydoğu bölgelerimizde özellikle erzurum, erzincan, kars, van, bitlis, bayburt taraflarında yetiştirilmektedir.
    mor karamanlar, kızıl karamanlar diye de bilinir ve vücut renkleri kızıldan mora kadar değişmekle birlikte göz, ağız ve burun etrafı daha koyu renklidir. baş, burun, karın altı ve bacaklar çıplaktır. yağlı kuyrukludur.
    anaç koyunlarda canlı ağırlık 50-60 kg, süt verimi 50-60 kg, kirli yapağı verimi 2-2,5 kg olup her 100 koyundan 95-105 kuzu alınmaktadır.
    süt kesiminden sonra 3 aylık besleme ile 20-25 kg karkas verebilir.

    akkaraman koyunu

    batıda eskişehir ve kütahya'dan başlayarak, doğuda sivas'a kadar, sahil bölgeleri dışında orta anadolu'da ve geçit bölgelerinde yetiştirilir.

    akkaramanlar da vücut beyaz renkli yapağı ile örtülüdür. ağız ,burun, göz çevresi, kulak ve ayaklarda siyah lekelere rastlanır. morkaraman gibi yağlı kuyrukludur. zaten yapı olarak morkaramana benzer.

    anaç koyunlarda canlı ağırlık 40-45 kg, süt verimi 50-60 kg, kirli yapağı verimi 1,5-2 kg'dır ve her 100 koyundan 100-110 kuzu alınmaktadır.
    süt kesiminden sonra 3 aylık besleme ile 20-22 kg karkas verebilir.

    dağliç koyunu

    yetiştirildiği alan sakarya nehrinden başlayıp, ege bölgesinin kıyı illerine kadar uzanır. vücut beyaz renkli, kaba karışık yapağı ile örtülüdür. ağız, burun, göz etrafında ve ayaklarda siyah lekeler görülür. erkekler helezoni boynuzlu, dişiler boynuzsuzdur. kuyruk yağlı olup, kalp şeklindedir.

    anaç koyunlarda; canlı ağırlık 35-40 kg, süt verimi 40-50 kg, kirli yapağı verimi 2-2,5 kg, kuzu verimi 100 koyunda 90-100 kuzudur.

    sakiz koyunu
    adını sakız adasından almıştır. türkiye'de en çok izmir ilinde özellikle çeşme ilçesinde yetiştirilir. bu nedenle çeşme koyunu olarak da adlandırılır.
    vücut beyaz renkli, kaba-karışık yapağı ile örtülüdür. baş ve bacaklarda siyah lekeler vardır. erkeklerde kuvvetli, kıvrımlı boynuzlar bulunur. dişiler boynuzsuzdur. sakız koyunları uzun, yağsız kuyrukludurlar.

    bir batında ikiz, üçüz veya daha fazla yavru verimi ile meşhurdur. ancak vatanından ayrıldığında bu verim alınamamıştır.

    anaç koyunlarda canlı ağırlık 40-45 kg, süt verimi 120-180 kg olup iyi bakım şartlarında 250 kg'a kadar çıkmaktadır. kuzu verimi yüksektir ve her 100 koyundan 180-200 kuzu alınabilir.

    kivircik koyunu

    trakya'da ve marmara'nın güney doğusundaki illerde ve ege bölgesinin bazı illerinde (manisa, izmir, aydın) yetiştirilir.
    vücut beyaz renklidir. erkeklerde beyaz renkli kıvrımlı boynuzlar bulunur. dişiler boynuzsuzdur. ince uzun kuyruğu vardır.

    anaç koyunlarda canlı ağırlık 40-42 kg, süt verimi 60-90 kg, kirli yapağı verimi 1,5 kg'dır. her 100 koyundan 110-130 kuzu alınmaktadır.

    kıvırcık koyunu

    kıvırcık ırkı et kalitesi yönünden türkiye koyun ırkları içinde birinci sırayı alır. süt kesiminden sonra iki aylık bir besleme ile 17-18 kg. karkas verebilirler.

    karayaka koyunu

    karadeniz kıyı şeridinde özellikle sinop, samsun, ordu, giresun ve tokat illerinde yetiştirilir.

    vücut beyaz renkli kaba yapağı ile örtülüdür. baş, kulak ve bacaklarda siyah lekelere rastlanabilir. koçlarda kalın kıvrımlı boynuzlar ,dişilerde boynuzsuzluk hakimdir. kuyruk yağsız, ince ve uzundur.

    karayaka koyunu

    anaç koyunlarda canlı ağırlık 35-40 kg, süt verimi 40-45 kg, kirli yapağı verimi 1,5-2 kg'dır.

    et lezzeti yönünden ikinci sırayı alır.

    ivesi koyunu

    anavatanı ve yayılma sahası fırat ve dicle nehrinin dolaştığı mezopotamya bölgesi olan ivesi koyunları; yurdumuzda şanlıurfa, gaziantep ve hatay illerinde, daha çok suriye sınırı boyunca alçak ve çöl karakteri gösteren ovalarda yetiştirilir.
    en önemli özelliği sütçü olması ve diğer sütçü ırkların aksine sürüler halinde yetiştirilmesidir.

    baş ve bacaklar kahverengi, vücudu ise beyaz olan iki renkli bir koyundur. kahverengi bacakları tamamen beyaz olanlar da vardır. ivesiler yağlı kuyruklu koyunlardır.koçları genellikle boynuzlu, koyunlar boynuzsuzdur. yapağısı kaba yapılıdır.
    anaç koyunlarda canlı ağırlık 44-48 kg, süt verimi 90-155 kg, kirli yapağı verimi 2-3 kg, kuzu verimi ise düşüktür.

    vatandas koyunu

    ulkenin butun topraklarinda ve bol bulunur. fazla dusunmez, kolay manipule olur, sorgulamadan inanir.
    bircok alt kategoride tanimlanir ancak genel bir vatandas koyunu icin ne demokrasi ve temel gucu olan secme-secilme hakki, ne kanit bile yokken hala hapiste tutulan milletvekilleri, ne aldigi oya ragmen secilme hakkini kullanamayan milletvekili adaylari, ne de koskoca bir partinin ulkenin kalbi olmasi gereken meclisteki eylemi onemli degildir.

    dahasi, hali hazirda bu surulerin beynini uyusturmanin en etkili 3-4 yonteminden biri olan futbolu, simdi de koyuncuklarimizi ulke gundeminden uzak tutmak icin kullanabileceginin farkinda olan cobanlar, bunda gayet etkili olmakta, suruleri basariyla gutmektedirler.

    ozet:
    koyun etinden, sutunden, yununden ve oyundan yararlanilan ulkemizde bol bulunan bir besi hayvanidir.
    *
  • türkiye'deki koyun cinsleri gerek et verimi, gerek se süt verimi olarak dünya ortalamasından çok geridedir. türk koyunları yılda 30-50 litre arası süt vermektedir. sütlerin sağım işi ise elle yapılmaktadır. süt verme süreleri ise 3 ay ile sınırlıdır. bu şu demektir: bir türk koyun cinsinden günde 0.1 litre süt almak için sağılması gerekmektedir. emeğe değmediği için çoğu koyun üreticisi koyun sütünden gelir elde edememektedir.
    1970 yıllarında ingiltere'de üretilen ingiliz süt koyunu yılda 650-900 litre arasi süt verebilmektedir. bu cinsler getirtilip profesyonel olarak hayvancılık| yapılabilir. aslına bakılırsa, ülkemizde büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık| ölmüş durumdadır. sebebi ise hayvancılığın gayet amatör olarak yapılması, aile işletmeleri çapında yapılmasıdır. bu da maliyeti arttırmaktadır.
hesabın var mı? giriş yap