• ruyada kondansator gormek, icinizde cok fazla sikinti biriktirdiginize yakin bi zamanda bunlari birisiyle payla$mazsaniz patlayabileceginize yorumlanir
  • sığaç, kondans, kapasitör, kapasite elemani, kapasitans, potans, kondansır, kapasitır, büyük c den hangisini görsem/duysam aklima gelen, devre analizi derslerinde canima okuyan, uclarinda gerilim tutan(depolayan) sevimli elektronik eleman.
  • birnevi elektrik depoları. elektrik akımındaki küçük dalgalanmaları temizleyen elektronik devre elemanı. parçanın uçlarına verilen elektrik ters uçlardan ve kaldırabileceği maksimum elektrik değerinden fazla verilirse patlar ve etrafa kağıt parçaları saçar.
  • küçük değerli kondansatörler (mikro, nano yerine göre piko) besleme gerilimlerini filtreleme amacıyla kullanılır. yapısı gereği sadece değişken akımları geçirdiğinden besleme hattına şönt bağlı kapasite bu tür gereksiz yüksek frekanslı zırıltıları direk kendi üzerinden toprağa boşaltır devreniz zarar görmez. bu özelliğinden yararlanılarak (eskiden) radyo yapılırdı. ayarlı kondanstörler çok ince tabakalar halinde birbirine tarak gibi giren ve çıkan saclardan ibaretti bunların kesişme alanının miktarına göre sığası değiştiğinde farklı frekans değerlerindeki akımları geçiriyor diğerlerini geçirmiyordu (gerçi hala öyle!) bu şekilde farklı frekanslarda yayın yapan radyo istasyonları dinlenilirdi. ama şimdi dsp (dijital sinyal işleme: digital signal processing) var ki akıllara zarar hadisedir. öğrenilesidir. bi de büyük kapasiteli bir kondansatör akşam atölyeden çıkarken direk 220 prizine takılır. sabah ilk giren şalteri indirir, dobooff sesi ve havada uçuşan şeylerin ne olduğunu anlamaya çalışırken afyonları patlar. tehlikelidir. denemeyiniz.
  • bir ara cem yılmaz'ın espiirisinden dolayı meşhur bir sözcük haline gelen devre elemanı:) halbukı bu sozcuk ondan oncekı zamanlarda herkes icin, lise yıllarından, (eğer mühendisse üniversite yıllarından da) hatırladığı, fizik derslerinin elektrik konusundaki c ile simgeleyen yük depolayan bir devre aletiydi, ne zaman cem yılmaz showunda ilkokullarda türkce derslerinde yabancı kokenlı kelimeleri anlamasakda cümle icinde kullanarak anlamlı hale getirdigimizle ilgili bir esprii yapıp ornek cumle olarak "ben kondansatör gördüm " dedi bir anda kondasatörün hayatımızdaki anlamı degisti
  • elektronik eşyaları açınca gelen kulak çınlaması şeklindeki tiz ses genellikle bu devre elemanlarından çıkar.
  • kuruyup kalmalarıyla meşhur, kırpıcı, doğrultucu, yamuk dalga elde edici efemine görevleri de bulunan devre elemanıdır. ancak yabana atılmamalıdır ki lojik 1 ve 0 ın sağlanması konusunda ilk çalışmaların üzerinde yapıldığı bir ekipmandır. sayesinde ekmek yiyoruz bir yerde...
  • ömür törpüsü icat. babamın oksijen konsantratörü bir anda yanık kokusuyla dumanlar çıkarmaya başlayınca teknik servisi aradım. bayramdan önce yapılıp gelmesi imkansız. babamın bir hafta boyunca gece oksijen almadan yaşaması imkansız. e ne bok yiyeceğiz? bir elektrikçi bulun kondansatörü değiştirsin dedi. elektrikçiler "valla bu aletten anlamayız" diye kıvırdı. bir televizyon tamircisi işe gönüllü oldu, değiştirdi. eve geldik sorun yok. hazır yapılmışken takayım da bir iki saat uyuyayım dedi babam. bir saat kadar sonra mutfaktan çıktığımda bütün ev duman içindeydi. bildiğin sis çökmüş eve. insanın boğazını mahveden bir yanık kokusu... neticede kondansatörümüz yine yandı. düne kadar adını bilmediğim bu icat var ya, sikeyim ben onu.
  • bir devre elemanı.
    patlarsa kontrollü patlasın, sağına soluna zarar vermesin diye bunların tepesine x veya ı şeklinde çentik atılır. içten gelen bir kuvvet kondansatörü zorladığında ilk olarak bu nispeten zayıf yer yırtılarak (açılarak) patlama meydana gelir.
  • en basit tanımıyla iki iletken levha arasına bir yalınkan madde konularak üretilen ve elektriği depo eden elktronik devre elemanına kondansatör adı verilir. kutupsu elektrolik kondansatörler diye ayrılır.(bkz: tank devresi)
hesabın var mı? giriş yap