• büyüklerin genede minik çocukları severken onları hırpalama gibiy bi huyları vardır.. hele de bebek/çocuk toplu falansa..yanağı sıkılır, orası burası mıncıklanır ve dayanılamıyarak kol da ısırılır.. öyle yada böyle miniğin kolu acır ve tam da ağlamaya yeltenmişken "aa ağlama bak saat yaptım koluna" diyerek umutsuzca durum düzeltilmeye çalışılır..
  • bu aktiviteyi, kucukken abla dediimiz baarimiza bastiimiz kisiler yapardi da seviolar mi yoksa bisiilere kizdilar intikam mi aliolar, yoksa bizi citir buldular sulaniolar mi anlamazdik bi turlu.
  • bunların erkek olanları küçük esnaf ya da işçi oldu. "atatürk ne demiş? boş bulduğun enseye şaplat demiş" diyerek enseye okkalı bir tokat indirenle birlikte üst üste koyup dövmekten usandığımız, ama onların usanmadığı insanlardan biriydi.

    kızlar ise bu hareketten sonra yaptıkları türlü şirinlikler, hemen kolunuzu alıp üzerini ovuştururken "acıdı mı sahiden?" diyerek yüzlerini ekşiterek bebek taklidiyle eğilen başların üzerinden attıkları bakışlarla sıyrıldılar şerden. hatta kimi zaman, şirinliğe kanma bareminize göre sonunda suçlu biz çıkardık. kırk saniye içerisinde, sanki o kötülüğü onu şirinliklere sürüklemeye neden olmamızın ve ekşimiş bebek suratı tavırlarının nedeni olduğumuzdan kontra yedik.

    kadın olanları marketing'çi ya da pr'cı oldular.

    bir garip tayf. bugün dahi bebek taklitlerine kananların burunları elemlerden çıkmıyor.
  • ilk yapıldığında acı veren; akrep, yelkovan eksikliğinin tükenmez kalemle giderildiği saattir.
  • hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken* yaptığımız aktivite.
    (bkz: hey gidi günler)
  • küçükken bize yapılan ve mutlu oldugumuz ve hala çocuklara yapılan ilginç şakalardandır. gel bakalım koluna saat yapayım dediginiz çocuk gittikten 2 dakika sonra yanındaki başka biri ile gelir, ki onun da istegi aynı saaten kendi koluna da yapılmasıdır.
  • eger cok büyük ısırabilirseniz discman de yapabilirsiniz :)))
hesabın var mı? giriş yap