• tr'de alkol bitti, rusya dan gelecek alkol var ama ne olur bilmiyorum, parfum imalatcisi olarak 1 aydir baya sicisdayiz, fiyatlar 3 katinda, alkol sorunu olmasa, yapip dagiticam piyasaya uygun cok basit birsey neticede ama yok, 1 sene onceye kadar bedava dagitiyorduk cep boyunu, vel hasil bulunmazsa saf alkol, hatta kokusu rahatsiz etmezse acik parfum vs ayni isi gorur, parfumler 86-83 derece arasinda yapilir. 1-2 haftalik bir furya bu en fazla
  • kolonyanın olmadığı bir dünya hayal edemiyorum.

    evde kolonya bitmiş. düşünün bi evde nasıl kolonya olmaz ya? şurda sinir krizi geçirsem koklayıp ferahlayacak hiçbişey yok. her yanım sinek ısırığı, üstüne döküp rahatlatacak bişey yok. kedi tırmalasa yaraya döküp dezenfekte edecek bişey yok. burnum tıkansa nefes alamasam burnuma çekip taa beyin hücrelerime kadar nefes aldırıp canımı hayvan gibi acıtacak bişey yok.

    düşünüyorum da acaba türkiyeden başka memleketlerde insanlar bayıldığında falan ne yapıyorlar? biri sinir krizi geçirse yahut bayılsa, tansiyonu oynasa falan ağzımızdan çıkan ilk sözlerden biri kolonya getir olur lan. kolonya bu kolonya, mucizevi bişi olm! düşün ki bunsuz hayatını sürdürebilen kültürler var. inanılmaz bi olay.
  • bizdeki eve gelen misafire önce kolonya tutma adeti meğer insanları nazikçe dezenfekte etme yöntemiymiş.inceliğe bakar mısınız
  • taşşaklara sürüldüğünde tarifi imkansız bir his verir. deneyin.
  • 90'lı yıllara kadar, bakkala götürülen boş kolonya şişesini doldurtmak suretiyle alınan sıvı. ortası bombeli, dev şişeden, sizin boş şişenize pompalardı bakkal amcalar kolonyayı. kolonya almaya gitmeyi severdik çocukken;
    * bakkal amca pompanın ayarını kaçırıp, taşıracak mı diye haince beklenirdi.
    * çıkan fıs fıs sesiyle birlikte işleyen bir mekanizmayı seyretmek hayranlık verirdi.
    * her kolonya almaya gidildiğinde bakkal amca bir kez de 'gel sen sen sık pompayı' desin diye umut ederdik. o yüzden birimiz kolonya almaya gidiyorsa tüm mahalle çocuklarıyla beraber gidilir ve o dev şişeden kolonyanın, küçük şişeye akması izlenirdi. *
  • en güzeli tariş'tir. kokusu, ferahlığı insana huzur verir. corona virüsü ile şu anda sektör oldukça gündemde. zira bugün markette önümdeki adam ne var ne yok hepsini topladı raftan, 1 tane alabilmek için ondan rica etmek zorunda kaldım. neyse ki kabul etti, bu iş sulh içinde çözülmüş oldu.
  • benim gibi kolonyasindan vazgecemez biriyseniz mutlaka pasabahce magazalarini ziyaret ediniz. kasa bolumunde bulunan kolonya standi beni benden almaya yetiyor. tutun, lavanta, limon, mandalina ve portakal benim en cok sevdiklerim. gunde en az bes kere ellerimi kolonya ile bulusturmazsam eksiklik hissediyorum. seviyorum kolonyanin yarattigi temizlik ve tazelenme duygusunu. reklam slogani gibi oldu son cumle ama idare edin artik.
  • almancada “kölnisch wasser” (köln suyu)’ olarak bilinen ve ismini şehrin ingilizce adı olan cologne'den alan ferahlatıcı sıvı. 300 yıl önce köln’de yaşayan johann maria farina tarafından icat edilmiş. farina limon, portakal, mandalina, greyfurt, bergamot, misket limonu ve sedir ağacının yağları ile bazı bitkileri karıştırarak hazırladığı parfüme yaşadığı şehre atıfta bulunarak "eau de cologne", "köln suyu" ya da bildiğimiz adıyla kolonya adını vermiş.
    günümüzde kullanılan kolonyanın ise orijinal kolonya ile fazla bir ilgisi yokmuş. alman deutsche welle radyosunun haberine göre johann maria farina’nın dükkanında hala sır gibi saklanan tarife göre kolonya üretiliyor.
    kolonyanın mucidi farina'nın torunu kolonyanın sırrını nasıl sakladıklarını deutsche welleye şu şekilde anlatmış: "bu bir sır ve en önemli sırlarımızdan biri. ancak bu sırrı saklamak düşündüğünüzden daha kolay. alt karışımları hazırlatıp, bunları kendiniz birbirleriyle karıştırdığınızda; alt karışımları hazırlayan insanların ortaya çıkan kompozisyon hakkında hiçbir fikirleri olmuyor”
  • resmen comeback'ini yaşayan ürün. son yıllarda yaşanan toplumsal değişimle birlikte biraz geri planda kalmış gibiydi. mesela uzun ve kirli otobus yolculukları sonrası muavinin kolonya gezdirmesi hâlâ vardı (var mıydı?) ama sanki eski türkiye'deki kadar göz önünde değildi.

    umarım kahve yanında nane likörü gibi şeyler de böyle tekrar hatırlanır bir gün :)
  • eczanelerde 200ml olanları 20 tl'ye satılıyor. yakaladıklarını şikayet ediyorum. elbet bu zor günler geçer ama biz yavşak fırsatçıları unutmayacağız.
hesabın var mı? giriş yap